Müzikte Fütürizm… Pınar İlkiz


Toplam Okunma: 7956 | En Son Okunma: 08.05.2024 - 04:46
Kategori: Tarih ve Anılar

Yıllardan 1901. Gençliğinde Leonardo Da Vinci’nin “Son Yemek” tablosunun restorasyonunda çalışmış bir ressam olan ve aynı zamanda müzikle de uğraşan Luigi Russolo bu akımın müzik dalına hayat veriyor. Derken Filippo Tommaso Marinetti ile arkadaş oluyor ve 1913′te “Gürültünün Sanatı” manifestosunu yayınlıyor… Aslında kendisi için elektronik müziğin ilk teorisyenlerinden diyebiliriz…

20 Şubat 1909′de fütüristler bir akım başlattı. Bu sadece fütürizm değildi, aynı zamanda manifesto ilan etme akımıydı.
Önce 1914′te İngiliz Vortisistler BLAST’i yayınladı ve “Kendimizi hareket ve tepkinin ötesine yerleştiriyoruz.” dedi. Akabinde iki yıl sonra Zürih’te bir kabare de Hugo Ball, daha sonra Tristan Tzara tarafından yazılıp Dada Manifestosu olarak birçok insanın bağrına basacağı manifistoyu hayata geçirdi: “Bir manfiesto oluşturmak için A B C’yi istemelisiniz ve 1 2 3′e kızgın olmalısınız.”

Peki bu işin mutfağı olur da müziği olmaz mı?

Yıllardan 1901. Gençliğinde Leonardo Da Vinci’nin Son Yemek tablosunun restorasyonunda çalışmış bir ressam olan ve aynı zamanda müzikle de uğraşan Luigi Russolo bu akımın müzik dalına hayat veriyor. Derken Filippo Tommaso Marinetti ile arkadaş oluyor ve 1913′te “Gürültünün Sanatı” manifestosunu yayımlıyor.

Aslında kendisi için elektronik müziğin ilk teorisyenlerinden diyebiliriz.

“Gürültünün Sanatı” ise aslında Russolo’nun fütürist besteci arkadaşı Francesco Balilla Pratella’ya yazdığı bir mektup. Russolo’ya göre insan kulağı hız, enerji, gürültü ve urban endüstriyel sese alışık hale geldi, hatta bu yeni ses paleti beste ve müzikal alet anlayışına yeni bir anlayış getiriyor.

20. yüzyıl müzik anlayışına bambaşka ve önemli bir bakış getiren bu manifesto ile de Gürültü Makinası doğuyor.

Russolo’nun “Intonarumori” adını verdiği gürültü makinası bizim düşündüğümüz gibi kapalı kapılar ardında gösteri amaçlı kalmadı, aksine 1913′te Modena şehrindeki Storchi Tiyatrosu’nda ilk kez bir konserde çalınıyor. O dönemde 30 bin kişi bu gürültüyü duydu ve 2. Dünya Savaşı da duymuş olacak ki kendi tank tüfek sesleri ile bu gürültüyü bastırdı. Orijinal gürültü makinası savaşla beraber tarihe gömüldü.

Tabi başka manifestolar da yazıldı, hatta Russolo’dan önce Pratella 1910′da Fütürist Müzisyenlerin Manifestosu’nu yazdı ama takdir edersiniz ki Russolo kadar ses getirmedi.

Fütürist müzisyenler arasında anılan bir diğer isim ise George Antheil. Her ne kadar onun sıfatı için “fütürist”ten ziyade “avant-garde” kullanılsa da makinalara olan aşkı “Uçak Sonatası” ve “Makinaların Ölümü” gibi eserlerinde kendini belli etmektedir.
Antheil’in en meşhur eseri ise “Ballet Mecanique“tir. Sahnede bale yapar gibi danseden uçak pervanesi, kendi kendine çalan piyano ve elekrtikli zil vardır.

Aslında Man Ray’in sinematografisini yaptığı ve Fernand Leger’in çektiği 16 dakikalık Dadaist bir filme eşlik etmesi için yazılan eser filminden uzun olunca kendi kaderine terkedildi. Daha sonra Antheil bu parçayı hayata geçirse de asıl 1999′da sanatçının ölümünden tam 40 yıl sonra Massachusetts Üniversitesi Perküsyon Topluluğu MIDI kontrollü Yamaha Disklavier ile eseri tekrar hayata döndürdü.

Böylece film ve eser 2000′de Paul Lehrman tarafından birkaç dijital ayarla bir araya getirildi. Bununla da kalmadı 2005′te Washington’daki Ulusal Sanat Galerisi Lehrman ve Elektronik Müzik Robotları Birliği (LEMUR)’u bir araya getirerek Eric Singer liderliğinde eseri çalmaları için bilgisayarla kontrol edilen robotik bir topluluk oluşturdu. Bir yıl kadar galeride kalan proje daha sonra Miami Beach ve New York’a gitti…
_____________________________________________
http://www.futuristika.org/2009/03/27/futurist-inleyen-nagmeler/




Hoşgeldiniz