Kadın Orkestra Şefi Sera Tokay ile Söyleşi… Hilal Öztürk


Toplam Okunma: 8898 | En Son Okunma: 17.04.2024 - 10:01
Kategori: Röportajlar

Sera Tokay, İstanbul/Şişli Belediye Senfoni Orkestrası’nın şefi. Yurtçinde ve yurtdışında verdiği konserler büyük beğeni topluyor. Tokay’ın tek arzusu Devlet Senfoni Orkestraları’ndan birinde “ilk kadın şef” olabilmek. Ancak bu çabası sayısız kez verdiği dilekçelere, yanıt bile verilmeyerek boşa çıkarılmış. Sera Tokay “Devlet senfoni orkestralarının Rengim Gökmen’in tekeli altında olduğunu” ileri sürüyor. Aşağıda Hilal Öztürk’ün Sera Tokay ile yapmış olduğu Röportajı okuyabilirsiniz…
 

- Sera Tokay kimdir?
Müziğe 6 yaşında, mehter ve askeri müziklere ilgi duyarak başladım, armoni kontrpuan gibi kuramsal çalışmalar yanı sıra, piano eğitimim için Fransız hükümetinden aldığım bir bursla Fransa’da piano, orkestra şefliği ve Paris Sorbonne üniversitesinde felsefe eğitimimi tamamladım. Şeflik alanında Lozan yüksek konservatuarına yarışmayla kabul edildim ve Fransa’da Limoge Devlet Konservatuarında orkestra yönetimi yani doktora derecemi aldım. En büyük avantajım bu yedi yıllık süreçte olağanüstü şeflerle çalışabilmiş olmam: örneğin Janos Fürst, Vsevolod Polonsky, Alain Voirpy.
Sera Tokay 2004′de Türkiye’ye dönünce , dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün desteğiyle Şişli Senfoni orkestrasını kurdum. Türkiye’nin en yetenekli müzisyenlerini bir araya getiren bu orkestra, gerçekleştirdiği 30 konserle yurtiçinde ve yurt dışında çok büyük ilgi ve övgü aldık.

- Türkiye’de Şişli Senfoniden başka orkestralar da yönettiniz mi ?
Ünlü Fransız eleştirmen Christian Fruchard sizin için şöyle diyor “Şişli’nin genç orkestrası Sera Tokay’ın yönetiminde, dünyaya açılmak isteyen bir Türkiye’nin ilerleyişini simgeliyor”demişti. Eğitimim, kariyerim ve 5 yıldır yorumladığım zorlu repertuar, Fransa’da Strazburg Kongre sarayında 1600 yetkin dinleyici önünde Fransız eleştirmenlerden aldığım övgüler, her nedense Devlet Senfoni Orkestralarını yönetmemi sağlayamadı.

- Neden?
Orkestra şefliği geleneği, ne yazık ki, Türkiye’de çok kısa bir geçmişi olan Batı müziği kültürü içerisinde yeşerecek zamanı bulamamış. Enstrüman alanında performans düzeyi yüksek olmasına ve düzeyli enstrümancılar yetişmesine karşın, şeflik alanında teknik eğitim verebilecek bir kurum henüz Türkiye’de yok. Devlet orkestralarını yöneten Türk şefler bu psikoloji içinde, Avrupa’da eğitim gören şeflere pek sıcak bakmıyor, orkestralarını kendi arkadaş grubuna ve öğrencilerine yönettirmeyi tercih ediyorlar.

Bu yöntemle sanatsal rekabeti engelleyerek kendilerine sağlam bir konfor sağladıklarına inanıyorlar ancak, zaten azınlıkta olan klasik müzik dinleyicisi bu duruma tepkisiz kalmıyor. Devlet orkestralarının, “solisti dinledikten sonra salonu terk eden dinleyicilere” çalması artık kanıksanmış bir dram.

- Devlet senfoni orkestralarına şef olarak davet edildiniz mi ?
İzmir belediyesinin desteğiyle 8 Mart 2008 Dünya Kadınlar gününde İzmir Devlet Senfoni orkestrasını yönettim. Salon doluydu, solist Suna Kan’dı. Orkestra karamsardı, sevilen solisti dinledikten sonra, her zamanki gibi konser salonunun boşalacağına inanmışlardı. Beklemedikleri bir sonuç olarak Mozart 4o. Senfoniyi yönettiğim ikinci yarıda tek bir boş koltuk olmaıdı. Bu deneyimden sonra bir daha hiçbir zaman davet edilmemekle ödüllendirildim. Şeflik dilekçelerle yaptığım başvurular yanıtsız bırakıldı.

- Kim ya da kimler tarafından engelleniyor başvurularınız?
Araştırmalarıma ve bana söylenenlere göre, Devlet orkestraları “tekelden” yönetiliyor. Rengim Gökmen’in yönettiği bir grup her orkestrada ayrıcalığını sürdürmekte. Orkestranın davetli şef programını, bu kişiler kendi aralarında hiçbir objektif ölçüt olmaksızın öznel, ve keyfi değerlendirmelerle kararlaştırıyorlar. Orkestra yönetim kurulunun, daimi şeflerin özgür istemi dışında bir yaptırım gücü olmadığı açıkça görünüyor. Kültür Bakanlığı ise tüm inisiyatifi bu şeflerin yanlı, öznel isteğine bırakmış, Bakanlık tarafından hiçbir “denetim” sağlanmıyor.

- Öyleyse, Atatürk’ün kurduğu Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestranın şu anki durumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Kadın şeflerin yönetmesine izin verilmeyen Atatürk’ün orkestrası 19 Mayıs Mustafa Kemal’in gençlik bayramını türkü ve rock müzikle kutluyor. Tüm bunlar dehşet uyandırıcı bir çelişkiler sarmalı. Diğer taraftan, Avrupa’nın gözünden kaçmayan bu tablo, Avrupalılara, Türkiye’nin Batılı olmadığına ilişkin önyargılarını doğrulatmaktan öteye geçmiyor.

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın konuyla ilgili verdiği soru önergesine verdiği yanıtta Rengim Gökmen’in Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na “vekaleten” şeflik yaptığı belirtildi.(*)(**)
_____________________________________
(*) Habertürk Gazetesi, 23 Mayıs 2009, Kültür Sanat Sayfası.
 (**) Simla Sarahan Teşekkür (M.D)




Hoşgeldiniz