Vuvuzela…


Toplam Okunma: 8281 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 21:54
Kategori: Basından

Güney Afrika’daki Konfederasyon Kupası’nı izleyenler neredeyse futboldan çok, müthiş bir gürültü çıkaran 60 santimetrelik boruyu konuşuyor. Gelecek yıl Güney Afrika’da düzenlenecek Dünya Kupası’nda stadtaki taraftarları ve televizyon başındaki izleyicileri bekleyen en büyük tehlike nedir? Birkaç gündür bu soruya herkes aynı cevabı veriyor: Vuvuzela…

Çünkü bugünlerde yine aynı ülkede düzenlenen Konfederasyon Kupası ile ilgilenen herkes takımları, futbolcuları falan bıraktı; tribünden gelen fil sesini konuşuyor. Bu gürültülü tartışmanın kaynağı vuvuzela aslında 60-65 santimetre uzunluğunda, 110-120 gram ağırlığında bir boru. Güney Afrikalı taraftarların “resmi ses çıkarıcı” olarak kullandığı ve ülke futbolunun simgesi olarak gördüğü bu aletin kökenleri hakkında çelişkili hikayeler var.

“Rahatsız oluyorsan sen de vuvuzela al, sen de öttür!”

Genellikle “vuvuzela taraftarlarının” öne sürdüğü birinci hikaye şöyle: “Kudu” denen bir çeşit antilopun boynuzlarından yapılan vuvuzelayı, yüzyıllardır köylüler birbiriyle haberleşmek için kullanıyordu. Ama aletin üreticisi ve satıcısı firma Boogieblast’in web sitesinde bambaşka bir hikaye anlatılıyor: İlk prototipi Amerika’da üretilen vuvuzela önce Güney Afrikalı çocuklara pazarlanıyor ama hiç satmıyor. Ta ki futbol meraklıları bu sesi fark edene kadar. Müşteri taleplerine göre tasarımda yapılan değişikliklerden sonra peynir ekmek gibi satılmaya başlıyor. Firma vuvuzelanın kökenlerini araştırdığında karşısına Afrikalı kabileler değil, bir Çin kadın basketbol takımı çıktığını da ekliyor.

Vuvuzelaya yüz vermeyen futbolseverler üç saat boyunca kulakları sağır eden bir şekilde öten bu enstrümandan yaka silkmiş durumda. Güney Afrikalıların cevabı ise hazır: “Eğer rahatsız oluyorsan sen de bir vuvuzela al ve öttür, böylece çıkan ses seni de rahatsız etmez.”

Futbolcular şikayetçi…
Haydi diyelim ki taraftarlar bu tavsiyeyi uyguladı, ya futbolcular? Brezilyalı Robinho vuvuzelanın sesi yüzünden saha kenarındaki antrenörü Dunga’yı duyamamaktan şikayetçi oldu mesela. İspanyol Xabi Alonso çok daha sert konuştu. “Çok rahatsız ediciler, sahadaki atmosfere de hiçbir katkıları yok. Bence yasaklanmalı.”

Yasak konusu bugüne kadar defalarca konuşuldu; özellikle maçları yayımlayan televizyon kanallarının gayretiyle kısmi sınırlamalar da geldi. Ama Güney Afrika Futbol Federasyonu’nun girişimleri sonucu, yasaklar hep kaldırıldı. Ne de olsa federasyon bu aletlerden ürettirip dağıtıyor.

Dünya futbolunu yöneten FIFA Başkanı Sepp Blatter de “Şikayetleri anlıyorum ama bu yerel bir renk ve nasıl durdurulacağını bilmiyorum. Burası Batı Avrupa değil, Güney Afrika. Adapte olmamız gerek” dedi. FIFA da kavga amaçlı kullanılmadığı takdirde yasağın söz konusu olmayacağını açıkladı.

Yine de “Kafam ütülendi” diye şikayetçiyseniz banthevuvuzela.blogspot.com adresi desteğinizi bekliyor. Yok, duyduğunuz ses sizi rahatsız etmiyorsa gelecek yaz eğlence devam edecek, ne de olsa 2010 Dünya Kupası da Güney Afrika’da.

Nasıl çalınır?
Üretici firma Boogieblast diyor ki: “Dudaklarınızı ağız için ayrılan bölüme yerleştirin, yanaklarınızı serbest bırakın, dudaklarınız ağız bölümünün içinde titreşecek şekilde üfleyin. Trompetinkine benzer o sesi yakaladığınız anda daha kuvvetli, daha da kuvvetli üfleyin; ta ki o saçma sapan yükseklikteki gürültüye ulaşana kadar. İşte bu kadar basit!”

____________________________________

21 Haziran 2009 Milliyet Gazetesi, Pazar eki    http://www.milliyet.com.tr/Pazar/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=26&ArticleID=1108928&Date=21.06.2009&b=Tribunden%20gelen%20fil%20sesi:%20Vuvuzela&ver=77

* * * * * * * * * * *  * * * * * *  * * * *

Bir diğer vuvuzela ve kaynana zırıltısı yorumu…

Güney Afrika’da oynanan final maçını izledim. Vuvuzela sesinden de kulağım parçalandı… Stadyumlarda gelmiş geçmiş en iğrenç sesi çıkaran zımbırtı Kaynana Zırıltısıdır tartışmasız.

Şu yanda gördüğünüz zabazingoyu(kaynana zırıltısını) sapından tutup çevirirseniz çıkan ses o vuvuzela denen alete nal toplatır. Tamamdır, bu aletleri yeniden yaptıralım, stadlara getirelim, çalalım, çevirelim gürültü çıkaralım.

Ancak aşağıda oynanan futbola ne gibi yansıyacak bilemiyorum? Ben bir tek şey biliyorum, kendi tribünümüz adına konuşabilirim. Kulübün mühürü, Liseden mezun omuş, Galatasaray’ı seven zengin bir kaç monşerin elindedir.

Fakat egemenlik kayıtsız, koşulsuz, kongresiz, divansız milyonlarca Galatasaray’lı adına maçlara gelen desibel desibel gırtlağını parçalayan 5-10 bin Galatasaray taraftarınındır….

Vuvuzela, borazan, havalı korna, davul, kaynana zırıltısı…. Her neyse. Sesleri bize piyanodan, arp’tan daha güzel gelir. ‘

‘yenilsende yensende”diye yankılanan tezahüratın bir aryadan daha uzun süre yaşaması, daha fazla insan tarafından söylenmesi bilinmesi bu yüzdendir.

Ve taraftar dediğimiz, seyirciden ayrılan, gerçek takım kahramanları, unutulup gitse bile birileri tarafından hatırlatılan, kaynana zırıltılarını, vuvuzelaları çalabilendir.   (http://mahalletakimi.blogspot.com/2009/06/kaynana-zrlts.html)

***** * * * * *
Anti Vuvuzela
Bu konuda hakkında gördüğüm en güzel çalışma. Şu aleti ısrarla yasaklamayıp da “kültür” ayağına yutturuyorlar ya insanlara, ne dense boş. Bir tane uyanığın plastikten üretip piyasaya sürdüğü alet ne ara kültür oldu, ne ara yüzyıllardır süregelen Afrika geleneği oldu merak ediyorum. Konfederasyon kupası bitti unutuldu bu alet. Unutmayalım, unutturmayalım…

http://artemiofranchi.blogspot.com/2009/07/anti-vuvuzela.html




Hoşgeldiniz