Ahmet Kutsi Tecer, Aşık Veysel, Muzaffer Sarısözen…


Toplam Okunma: 11551 | En Son Okunma: 13.04.2024 - 07:00
Kategori: Türk Halk Müziği

Sivas/Şarkışla’da geçtiğimiz günlerde “Uluslararası Aşık Veysel Aşıklar Bayramı” düzenlendi. İki gün süren etkinlikte, ozanın adını taşıyan parkta yaptırılan yeni heykeli de açıldı ancak tepkiye neden oldu. Çünkü Aşık Veysel heykelinin kafasına takke takmışlardı… Aşık Veysel’in oğlu Ahmet Şatıroğlu konuya: “Babam sadece evde takke takardı. Saz çalarken veya yurt gezilerinde fötr şapka kullanırdı”şeklinde açıklama getiriyordu(Detaylar ve son durum için bkz *). Oysa Ahmet Kutsi, 1928’de Sorbonne Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamlayarak yurda dönmüş, Sivas Lisesi’nde öğretmen olarak çalışmaya başlamış ve 1931’yılında “Halk Şairleri Bayramı” ilk kez düzenlemişti…

Tartışılan heykeli Kayseri Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi Azeri kökenli İsmail Hüseyinov’un yaptığı belirlendi. Siparişi Şarkışla kaymakamlığının verdiği ve Kaymakamlık yetkililerinin, fötr ve takkeli olarak çalışılan iki ayrı eskizden takkeli olanının tercih ettikleri bildirildi.

Aşık Veysel’in fötr şapkasına uzanan realite, kimi yerel yöneticilerin tahayyülelerindekini açığa çıkarıyor. Birileri 1925’de takkeleri gitti diye en ufak fırsatta hala tepki göstermeye çalışıyor. Sanki takke veya fötr şapka değil, bunların içindekinin önemli olduğunu bilmiyor…

İşte 1930’ların satırarasından detay bir anekdot:

Şair ve edebiyatçımız Ahmet Kutsi devlet bursuyla Paris’e, Sorbonne Üniversitesi’ne edebiyat okumak üzere gönderiliyor. 1928’de yurda döndükten sonra Sivas Lisesi’ne tayin ediliyor. Bu lise aynı zamanda Sivas Kongresi’nin mekanıdır. Ahmet Kutsi bu yöre ile öylesine özdeşleşir ki kentteki dağın adını kendine soyismi olarak alır. “Tecer”…

Fransa Sorbonne Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamla, yurda dön ve o zamanın Sivas’ında bir okula öğretmen ol!..

Bundan sonrasını Taraf Gazetesi yazarı Zeki Coşkun’un köşe yazısından aktaralım(1):

… Ahmet Kutsi Tecer “sözde” değil, özde de sahiplenmiş Sivas’ı ve insanlarını. Örneğin, artık sönmekte olan “âşık geleneği”ni canlandırmak –ve tabii cumhuriyet hizmetine koşmak- için şehre gelişinin hemen ertesi yılında (1931) Halk Şairleri Bayramı düzenler.

Sivrialan’lı kör Veysel’in köyünden, kasabasından çıkıp sesini, sazını kamuya duyurması işte bu bayramladır. Sadece onun mu? Yine Şarkışlalı ve ünlü Mühür Gözlüm türküsünün sahibi Âşık Ali İzzet (Özkan), Talibi gibi isimler de Tecer’in düzenlediği Bayram’la kendilerine sahne bulurlar.

Tecer, 1932’de Halk Şairlerini Koruma Derneği’ni kurar. Ki, bence asıl bu dernektir âşıkların kafasına fötr geçiren.

Müzik: Halk Terbiyesi Müessesi

Tecer, Halk Şairleri Bayramı için kaleme aldığı broşürde, kurucusu olduğu derneği şöyle tanıtıyor:

“Halk Şairleri Koruma Derneği, bir halk terbiyesi müessesesidir. Burada takip edilen gaye bilhassa geniş halk kütlesi ile fikir hayatımızın umumi bağlarını birleştirmek, münevver kütle ile geniş kütle arasını doldurmak: Bunu tahakkuk ettirmek için de halk dili, halk nağmeleri, halk edebiyatı, halk ananeleri ile münevver adamın medeni bilgilerini birbirine kaynaştırmak, meczettirmektir.

“İşte, bu maksatladır ki Halk Şairleri Koruma Derneği bir yandan köy ve halk içinden süzülüp gelen eserleri umuma teşhir ederken bugünün güzel Türkçesiyle yazan muharrirlerin eserlerini de köye ve köylüye tanıtacak. Türk gençliğinin idealini halk ve köylüye de aşılayacaktır.”

***

Halk terbiyesi müessesesi, “maarif”, ve nihayet bir kültürel dönüşüm kurumu olarak var o dernek. Köylüyü eğitecek, dönüştürecek, “münevver”anla aradaki boşluğu dolduracak, kopukluğu giderecek.

Bayram ve derneğin diğer etkinlikleri “köy ve halk içinden süzülüp gelen eserleri umuma teşhir”e yöneliktir. Tecer’in kaleme aldığı türden Halay Çeken Kızlar, Buğday İlahisi, “gezsen sen ne güzel bulursun Anadolu”yu, Orada Bir Köy Var Uzakta söylemini taşıyan ürünler de “bugünün güzel Türkçesiyle yazar muharrirlerin eserleri” olarak “köye ve köylüye tanıtılacak”tır.

Derneğin kuruluşunun ertesi yılı, Cumhuriyet’in 10. yıldönümü.

Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünden kör âşık Veysel de sazını alıp omzuna düşer yola. Tam üç ay, evet üç ay yaya yürüyerek Ankara’ya ulaşır. 10. yıl törenlerinde devlet erkânı önünde saz çalıp türkü söyler.

Onca yol başı açık yürünmez tabii ki.. ve de o yüce meclise köylü kasketiyle varılmaz. Kafaya fötr gerek.

***

Tecer, 1934’te Yüksek Öğretim Genel Müdürü –bugünkü YÖK başkanı!- olarak döndü Ankara’ya.
Devlet Konservatuarı’nı kurdu.
Sivas Lisesi’ndeki çalışma arkadaşlarından Muzaffer Sözen’i Folklor Arşivi’nin başına getirdi.
Ünlü derleme çalışmaları Sarısözen yönetiminde başladı.

Evet, radyo da Tecer’in deyimiyle “halk terbiyesi müessesesidir”. Sarısözen’in kurduğu Yurttan Sesler, türküleri ehlileştirip resmîleştirecektir.

Fötrlü Âşık Veysel de Cumhuriyet’in 10. yılından hayata veda edeceği 1973’e –Cumhuriyet’in 50. yılına- değin yarı resmî halk ozanı-âşığı olarak icrayı sanat eyledi.

***
Rahmetlinin resmî ideolojiden bağımsız olarak da pek takmadığı takkeyle onu heykelleştirmek bir başka resmî ideoloji değil mi?
________________________________________________
http://www.taraf.com.tr/makale/6783.htm

(*) İLGİLİ HABER Küpürleri ve SON DURUM…

Şatıroğlu’nun memleketi Sivas’ın Şarkışla ilçesinde “Uluslararası Aşık Veysel Aşıklar Bayramı” düzenlendi. İki gün süren etkinlikte, ozanın adını taşıyan parkta bulunan heykeli yıktırılarak yerine Ozanın takkeli heykeli dikildi. Ancak tepkilere neden oldu.

Aşık Veysel’in akrabası ve Sivrialan Kültür-Dayanışma Derneği Başkanı Memduh Süzer:
‘’Veysel, hiçbir zaman sokaklar başında takkeyle dolaşmadı. Daha çok fötr ve kasket takmış bir halk ozanıdır. Onu böyle takkeli hatırlatılma uğraşı doğru değildir. Aşık Veysel’i bir yere çekmeye çalışıyorlar. Elbette Veysel de inançlı ve Müslüman’dı. Ama takke veya benzeri bir şey takmazdı. Çünkü o halk ozanıdır, dolayısıyla ırk ve mezhep ayrımına karşı çıkmış, Bektaşi kültürüyle yetişen bir insandır” dedi.

Ozanın oğullarından Bahri Şatıroğlu:
“Babam sadece uyumadan önce takke takardı. Babamın adıyla işin siyasileşmesini kesinlikle istemiyorum”
Diğer oğlu Ahmet Şatıroğlu:
“Babam sadece evde takke takardı. Saz çalarken veya yurt gezilerinde fötr şapka kullanırdı” diye konuştu. http://arsiv.gazeteport.com.tr/NEWS/GP_509264?WebsiteSearch=true

Şarkışla’nın BBP’li Belediye Başkanı Kasım Gültekin de heykele yönelik tepkilerin yersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Takke, halk insanı olduğu için Veysel’in yaşamında da var. Kimse ‘takmadı’ diyemez. Bu heykel, Etnografya müzesinden getirilecek bronzdan yapılan yeni bir heykelle değiştirilecek. Değişecek ama takkeden falan değil. Bronz daha kalıcı olduğu için değiştirilecek. Mevcut heykeli eleştirenler, ozana benzeyen heykeli getirsin, bizzat ben kaidesine yerleştireceğim. Aşık Veysel Derneği’nin kuruluşunda benim de katkım var. Halen bu derneğin üyelerinden biriyim. Onun yaşamında hiç bir zaman ayrımcılık olmadı. Biz de bu heykeli koyarken başka hiç bir amaç gütmedik. Tartışmaları doğru bulmuyoruz ve maksatlı yapıldığını düşünüyoruz.”

** * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

“Takkeli Aşık Veysel” heykeli kaldırılıyor…

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sivas’ın Şarkışla ilçesinde bulunan ‘’Takkeli Veysel’’ heykelini kaldırma kararı aldı. Bakanlık, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü işçeye, fötr şapkalı yeni bir Aşık Veysel heykeli koyacak.

Aşık Veysel Şatıroğlu anısına ilçede her yıl düzenlenen Aşıklar Bayramı kapsamında yeniden düzenlenen heykel, başında takke bulunduğu gerekçesiyle tartışmalara yol açmıştı. Bazı Alevi derneklerinin de tepki göstermesi üzerine mevcut heykelin yenisiyle değiştirilmesi kararlaştırıldı.

Halen Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü bahçesinde yer alan ve Veysel’i başında fötr şapka ile saz çalarken gösteren yeni heykel, Şarkışla İlçesine gönderilecek. ‘’Takkeli Veysel’’ heykeli ise depoya koyarak sergilenmeyecek.

(1) TAKKELİ HEYKELİ AZERİ SANATÇI YAPMIŞ…
Tartışılan heykeli Kayseri Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlisi Azeri kökenli İsmail Hüseyinov’un yaptığı belirlendi. Siparişi Şarkışla kaymakamlığının verdiği ve Kaymakamlık yetkililerinin, fötr ve takkeli olarak çalışılan iki ayrı eskizden takkeli olanının tercih ettikleri bildirildi. Hüseyinov, 2000 yılından itibaren Erciyes Üniversitesi’nde görev yapıyor. (Gazeteport)
http://arsiv.gazeteport.com.tr/NEWS/GP_510876?WebsiteSearch=true




Hoşgeldiniz