Harizm Notası ya da Tanbur Çiziği Üstüne Birkaç Not… Prof. Yalçın Tura(*)


Toplam Okunma: 5102 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 21:58
Kategori: Araştırma Yazıları

Aşağıda okuyacağınız yazı, ünlü Rus Müzikbilimci Viktor Mikhaylovich Belyayev tarafından yazılmış ve ilk kez, Londra’da bayan Ursula Greville’in yönetiminde çıkan “The Sacbut” adlı müzik dergisinin Ocak 1924’de çıkan, IV. Cildinin, 6 Numaralı sayısının 171-173. sahifelerinde yayımlanmıştır…“1920-1922 yılları arasında Rus besteci ve etnograf Victor Ouspensky Aral gölünün güneyinde, Afganistan’ın kuzeyinde, Buhara, Taşkent ve Semerkand dolaylarında, halk şarkıları ve halk müziği konularında araştırmalar yaparken, eski Buhara’da, o zamana değin, bilim adamları ve müzikçiler tarafından bilinmeyen, Eski Harizm (Harzem) müziğiyle ilgili, özel bir nota ile yazılmış birtakım yapıtlar buldu…

Aşağıda okuyacağınız yazı, ünlü Rus Müzikbilimci Viktor Mikhaylovich Belyayev tarafından yazılmış ve ilk kez, Londra’da bayan Ursula Greville’in yönetiminde çıkan “The Sacbut” adlı müzik dergisinin Ocak 1924’de çıkan, IV. Cildinin, 6 Numaralı sayısının 171-173. sahifelerinde yayımlanmıştır…“1920-1922 yılları arasında Rus besteci ve etnograf Victor Ouspensky Aral gölünün güneyinde, Afganistan’ın kuzeyinde, Buhara, Taşkent ve Semerkand dolaylarında, halk şarkıları ve halk müziği konularında araştırmalar yaparken, eski Buhara’da, o zamana değin, bilim adamları ve müzikçiler tarafından bilinmeyen, Eski Harizm (Harzem) müziğiyle ilgili, özel bir nota ile yazılmış birtakım yapıtlar buldu…

Harizm Notası

“1920-1922 yılları arasında Rus besteci ve etnograf Victor Ouspensky Aral gölünün güneyinde, Afganistan’ın kuzeyinde, Buhara, Taşkent ve Semerkand dolaylarında, halk şarkıları ve halk müziği konularında araştırmalar yaparken, eski Buhara’da, o zamana değin, bilim adamları ve müzikçiler tarafından bilinmeyen, Eski Harizm (Harzem) müziğiyle ilgili, özel bir nota ile yazılmış birtakım yapıtlar buldu. Eski adı Harizm olan, o günkü Hiva kentinde ise, bu eski notaları okuyup çözebilmesine yardımı dokunacak bilgiler edinmekle kalmadı; aynı zamanda, bu eski belgeleri ve notaları tanıyan, o müzikleri çalabilen müzikçilerle de karşılaştı ve yapmış olduğu çevriyazımların doğruluğunu ölçme fırsatını da buldu. Hiva’da ve eski Buhara’da, Türkiye’de, İran’da ve başka bir doğu ülkesinde eşine rastlanmayan tarzda, eski, klâsik ezgiler dinleyip saptadı. Onun bu buluşları, gerek doğu müziği, gerekse doğu etkileri altında kalan batı müziği için de büyük önem taşımaktadır.


Örnek 1

Sekiz yüzyıl kadar önce Harizm, doğudaki müzik merkezlerinin en önemlilerinden biri idi. O dönemde, Buhara’lı müzikçiler, sanatlarını ilerletmek ve yukarıda sözünü ettiğimiz notayı öğrenmek için Hiva’ya geliyorlardı.
Bu notaya örnek olarak, aşağıda, “Buzzut” adlı yapıttan alınan ve “Muhammes-i Fîrûz-i Şâhî” diye adlandırılan bir parçayı sunuyoruz.
Parça, Tanbûr için bestelenmiş. Bilindiği gibi, bu çalgının sapında perdeler bağlıdır. Her perde, ele geçen yazma notada bir rakamla belirtilen yatay bir çizgi ile gösteriliyor. Çalgının kalın sesleri, kâğıdın üst tarafındaki çizgilerle, ince sesleri, kâğıdın alt tarafındaki çizgilerle belirtiliyor. Tanbûrun perdelerinin düzenini bildiğimiz takdirde, bu çizgilerin hangi perdelere karşılık olduğunu anlayabiliyoruz. Değişik makamlardaki parçalarda, perdelerin yerleri, dolayısıyla, çıkardıkları ses değişebiliyor. Elimizdeki örnekteki perdelerin karşılıkları şu sesler oluyor:


Örnek 2

Buna göre, elimizdeki yazmada, üstten dördüncü çizgi Mi notasını, dokuzuncu çizgi do diyez notasını gösteriyor. Noktalar ise, tele kaç kez vurulması gerektiğini belirtiyor. Her vuruşu bir sekizlikle gösterebiliriz.
Bu kuralları uygularsak elimizdeki notayı batı notasına şöyle çevirebiliriz :


Örnek 3

Tele vurulan her mızrab, basılan perdenin altına ve üstüne (mızrab sayısı birden fazla ise hem alta hem üste) konulan noktalarla gösteriliyor. Bunların süresini bugünkü nota yazımızda sekizliklerle ifade edebiliriz. Bir perdeden öbürüne geçildiğinde, bu iki perdenin arası, dikey bir çizgiyle birleştiriliyor. Gidilen perdeye vurulan mızrablar, yeniden, noktalarla işaretleniyor; böylece, bir yandan, hangi perdeye basıldığını görüyoruz; öte yandan da, o perdeye vurulacak mızrab sayısını öğreniyoruz. Bunlara göre, notayı çözmeyi başarıyoruz. Bu çözüm sırasında, usûlün yapısını bilmek büyük önem taşıyor.
Yöredeki çalgıcılar, usûlü “daire” adını verdikleri ve ustalıkla kullandıkları büyük bir def’le icra ediyorlar. Elimizdeki parçanın usûlü, bu çalgıcılar tarafından şöyle icra ediliyormuş :


Örnek 4

Ouspensky’nin bulduğu yazmada usûl, bu şekilde belirtilmiş değil. O, bu usûlü, seslendiricilerden işiterek notaya almış. Başka yazmalarda ise, değişik hecelerle, farklı ritmik figürler gösterilmiş :


Örnek 5

Bu sonuncu deyim, daire’nin ortasına vurulan tek bir darbeyi göstermek için kullanılıyor. Vurulmayan zamanlar için de “ist” hecesi söyleniyor. Elimizdeki usûlü bu yolda heceleyince ortaya şu çıkıyor :
Bek-ka, bek-ka, bum, be-ke, bek-ka, bum, ist, bek, ist, bum, bek, bum, bum, bek, ist, be-ke, be-ke, bum, ist, bek, ist, be-ke, be-ke, bum, bum, bek, ist, bum, ist.
Bu vuruşlar çeşitli şekillerde ve çok etkili biçimde kullanılabiliyor. Başka yazmalarda, aşağıdaki vuruşlara da rastlanabiliyor:


Örnek 6

Ouspensky bu araştırmaları yaptığı sıralarda, eski Buhara’da, bu yazmalardaki usûlleri ve işaretleri bilen, yalnız bir tek kişi varmış, o da, doksan yaşını geçmiş bir müzikçi imiş.
Ouspensky, şu sıralarda “Merkum” denilen, altı uzun Harizm bestesini notaya almaya çalışıyor. “

Harizm notasını batıya ilk kez tanıtan bu yazı yayımlandığı yıl, Ouspensky, Buhara’da, özellikle Ata Gıyas Abdühani ve Ata Celâleddin Nazirov’dan derlediği altı makamın ezgilerini “Altı Musiki Şiiri – Şeş Makam” başlığı altında, altı defter halinde yayımladı. Bunlar sırasıyla : 1. Büzürg, 2. Rast, 3. Neva, 4. Dügâh, 5. Segâh, 6. Irak makamlarının, yalnız sazla seslendirilen çeşitli bölümlerini içermektedir.

Harizm notasının ne zaman ve nasıl ortaya çıktığını Molla Bekcan Rahmanoğlı ve Mehmed Yusuf Divan-zâde 1925’de Moskova’da yayımlanan “Harizm Mûsikîsi Tarihi” adlı yapıtlarının “Harizm Çiziği” başlıklı bölümünde şöyle anlatıyorlar :

“General Kauvfman’ın buyruğundaki Rus askerleri (1873’de) Harizm ülkesini baştan başa işgal edince İkinci Mehmed Rahim Han (1864-1910) çok üzüldü. Hiç bir şey üzüntüsünü gideremiyordu. Çevresindekiler, özellikle mûsikîşinas Pehlivan Niyaz Mirza Başı, onu avutmak için müzikli toplantılar düzenlediler. Han da bu toplantılardan hoşlanmaya başladı ve dinlediği “Şeş Makam” ı ve onlara bağlanan ezgilerin yazıyla saptanıp tanburla kolayca seslendirilmesini sağlayacak bir yöntem bulunmasını istedi. Pehlivan Niyaz Mirza Başı, ustalıkla çaldığı tanbur sazını, sazın tutuluşunu, perdelerinin sırasını, seslendiriliş biçimini göz önüne getirdi. Rast dizisini esas aldı. Sazın on sekiz perdesi için on sekiz yatay çizgi çizdi. Mızrab vuruşlarını noktalarla, bir perdeden ötekine geçişi yatay çizgilerle göstermeyi düşündü ve buluşunu Mehmed Rahim Han’a sundu. Rahim Han da, kendisine mûsikî öğreten ünlü mûsikîşinas Mehmed Resul Mirza Başı’na, “Şeş Makam” ezgilerinin tümünü, Pehlivan Niyaz Mirza Başı’nın icad ettiği yöntemle böylece kâğıda geçirmesini buyurdu. Mehmed Resul Mirza Başı “Şeş Makam” ezgilerini sözlü olanlar ve sözsüz seslendirilenler olarak ikiye ayırdı. Her bölüğü ayrı bir cildde topladı ve böylece “Şeş Makam ezgilerini saptamayı başardı. Bu olay başka müzikçilerin de ilgisini çekti. Pek çok kişi bu notayı öğrenmek için koştu, geldi.”
______________________________________

NOTLAR:
 1 Victor Mikhailovich Belyayev (1888-1968) Tanınmış Sovyet Müzikbilimci, eleştirmen ve eğitimci. Petersburg Konservatuarı’nda Glazunov, Lyadov ve Vitols’un öğrencisi olmuş, 1913 yılında orada öğretim elemanı olarak görev almıştır. 1922’de Moskova’ya taşınmış ve orada Sanat Akademisi üyeliğine seçilmiş, çeşitli dönemlerde Moskova Konservatuarı’nda hocalık yapmış, bu arada pek çok makale ve kitap yayımlamıştır. 1944’de Onursal Doktor sanı verilen Belyayev, yaşamının sonuna değin Moskova’da Sanat Tarihi Enstitüsü’nde araştırmalarını sürdürmüştür.

2 Victor Alexandrovitch Ouspensky (Uspensky olarak da yazılmaktadır) 1879-1949 yılları arasında yaşamış, özellikle Orta Asya halklarının müzikleriyle ilgilenmiş Rus besteci ve müzikbilimci. Petersburg Konservatuarı’nda Liadov’un öğrencisi olmuştur. 1918’de Taşkent’de bir müzik okulu kurmuş, 1920-1928 yılları arasında Halk Müziği araştırmaları yapmış, 1932-1948 yılları arasında Özbekistan Halk Müziği Araştırmaları Dairesinin başında bulunmuştur. Özbek ezgileri üzerine çeşitli yapıtlar, bu arada, 1937’de Moskova’da Özbek Müziği Şenliği’nde ilk kez temsil edilen Ferhad ile Şirin adlı bir de opera bestelemiştir. Ouspensky’nin başka bir önemli çalışması da, Belyayev’le birlikte 1928’de Moskova’da yayımladıkları “Türkmen Musikisi” adlı önemli kitaptır.
Özbekistan’ın başkenti Taşkent’de bir cadde ve bir okul Ouspensky’nin adını taşımaktadır.

3 Victor Alexandrovitch Ouspensky (Uspensky olarak da yazılmaktadır) 1879-1949 yılları arasında yaşamış, özellikle Orta Asya halklarının müzikleriyle ilgilenmiş Rus besteci ve müzikbilimci. Petersburg Konservatuarı’nda Liadov’un öğrencisi olmuştur. 1918’de Taşkent’de bir müzik okulu kurmuş, 1920-1928 yılları arasında Halk Müziği araştırmaları yapmış, 1932-1948 yılları arasında Özbekistan Halk Müziği Araştırmaları Dairesinin başında bulunmuştur. Özbek ezgileri üzerine çeşitli yapıtlar, bu arada, 1937’de Moskova’da Özbek Müziği Şenliği’nde ilk kez temsil edilen Ferhad ile Şirin adlı bir de opera bestelemiştir. Ouspensky’nin başka bir önemli çalışması da, Belyayev’le birlikte 1928’de Moskova’da yayımladıkları “Türkmen Musikisi” adlı önemli kitaptır.
Özbekistan’ın başkenti Taşkent’de bir cadde ve bir okul Ouspensky’nin adını taşımaktadır.

4 Anlamı belli değil. Büzürg olabilir.
5 Faslın bir bölümü.
6 Bizdeki armut biçimli geniş tekneli tanbur değil, halk müziğimizdeki tanbura benzeri bir çalgı.
7 Çalgının açık teli gösterilmemiş.
8 Belyayev bunları “tone poems” “ses şiirleri” olarak niteliyor.
9 Tanbur Çiziği konusunda Prof.Dr. Necati Gedikli’nin de bir çalışması olduğunu hatırlıyorum.(1)
____________________________________________
(*) Yalçın Tura (d.1934) hocamıza değerli yazısı ve müzikbilim camiamızda geniş katılımla takdir edilen, öngörü özellikli çalışma ve yapıtlarından ötürü teşekkürlerimizi sunuyoruz. (Musiki Dergisi)…
(1) Bu yazı 48 yıldır müzik hayatımızda varolma uğraş ve de başarısını gösteren ORKESTRA DERGİSİ’nin Mayıs-Haziran 2009 tarihli 405 no’lu sayısında yayınlanmıştır.(M.D.)




Hoşgeldiniz