Politik Kültürel Duygulanımlar ve Kültürel Dönüşümün Yozlaşması … Orcan Atasoy


Toplam Okunma: 3333 | En Son Okunma: 05.05.2024 - 02:06
Kategori: Cevabi Yazılar

“Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü” nün usta sanatçılarımız Neyzen Niyazi Sayın ve Tanburi Necdet Yaşar’a verilmesi töreninde bir konuşma yapan Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan müziğimiz ile ilgili duygularını “Amerika ve Avrupa’nın müzik listelerini ezbere sayan birçok gencin kendi tarihinden üç bestekarın ismini sayamayacağı, kendi sanatına, sanatçısına sahip çıkamayan bir toplumun istikbalinin karanlık olacağı…” şeklinde dile getirdi. Acaba Devlette yönetici olarak görev yapan kültür insanlarının kaçta kaçı, kaç bestecimizin ismini sayabilir?.. Ülkemizde kültürünü seven herkes zaten duygularını dile getiriyor. Oysa kültür, politik duygu serzenişi değil gerçekçi uygulama beklediği için yıllardır erozyonda… TRT, MEB, KTB ve tabii ki devlet müzik okulları/ konservatuarlar…

Ülkemizde gerek sanat, gerekse yerel kültür yıllardır doğal akış sürecinde salınıp götürülür. Tıpkı suyun kendine yol bulması gibi. Suyun rekreasyonu hemen her yerde baraj ve bentlerle üstelik 1960’lardan beri sağlanırken, kültürün rekreasyonu ise piyasanın popülist açık deniz dalgalanmalarında adeta sığınacak liman arıyor…

Alın TRT :
El yordamı, idealleri değil-adamı idare etme ve söylemlerin yap-bozlarıyla yürüyor.

Alın Milli Eğitim Bakanlığı okullar ve de Halk Eğitim Merkezleri :
El yordamı,  idealleri değil-adamı idare etme ve söylemlerin yap-bozlarıyla yürüyor.

Alın kültür ile uzaktan yakından ilgili Bakanlıklarımız :
El yordamı, idealleri değil-adamı idare etme ve söylemlerin yap-bozlarıyla yürüyor.

Alın devlet müzik okulları/ konservatuarlar…
El yordamı, idealleri değil-adamı idare etme ve söylemlerin yap-bozlarıyla yürüyor.

Üst yöneticiler konusu ise tam bir sükûnet/sessizlik…

Türkiye’yi politikacı/siyasetçi yönetiyor. Kültür/sanat hep geri planda…

Üniversitelerimizdeki ve sanat kurumlarımızdaki yöneticiler de politika yapar hale getirilince,

Yöneten politikacı ise sanatla/kültürle ilgilenmez olunca,

TBMM’ne üç temsilci bile gönderemeyince,

Sonuç gele gele:

Sayın Başbakan’ın ağzından dillenen “Türkiye’de Amerika ve Avrupa’nın müzik listelerini ezbere sayan birçok gencin kendi tarihinden üç bestekarın ismini sayamayacağı, kendi sanatına, sanatçısına sahip çıkamayan bir topluma” geliyor…

* * * * *

Belki de en önemlisi, hamasi söylemleriyle ego tatmincilerinin koltuklarındaki sonuçsuz rutin mesaileri.

Onyıllardır konu aynı.

Her döngüde biraz gelişim.

İki ileri bir geri…




Hoşgeldiniz