“2010 Yılında Türk Sanat Müziği’nin Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” Sonuç Raporu


Toplam Okunma: 4416 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 22:01
Kategori: Kongre.simp.panel

Şişli Belediyesi - Eğitim Kültür Müdürlüğü’nün Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi ile birlikte düzenlediği “Çalıştaylar”ın ÜÇÜNÇÜSÜ olan “2010 Yılında Türk Sanat Müziği’nin Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” nın (24 Şubat 2010) Çarşamba günü Şişli Belediyesi Toplantı Salonunda gerçekleştirilmesinin ardından çalıştaylar sona erdi. TSM Çalıştayı Divan Kurulunda Sabahattin Ergin, Y. Doç. Dr. Göktan Ay, Dr. Murat Salim Tokaç, Cenk Güray ve Dr. Ayhan Sarı bulundular…

  Divan Kurulu: Soldan Sağa Ayhan Sarı, Cenk Güray, Göktan Ay, M.Salim Tokaç, Sabahattin Ergin

Şişli Belediyesi “2010 Yılında TÜRK SANAT MÜZİĞİ’NİN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” Sonuç Raporu

Düzenleyen Kuruluş:
Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
(Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi işbirliğinde)

Tarih: 24.02.2010 Çarşamba

Divan Kurulu:
Sabahattin Ergin (İTÜ TMDK Emekli Öğr. Gör.),
Y. Doç. Dr. Göktan Ay -Koordinatör(İTÜ TMDK),
Dr. Murat Salim Tokaç (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni),
Cenk Güray (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, Danışman),
Dr. Ayhan Sarı (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Sanatçısı)

Sonuç Raporu:

Müzik bir bilim/sanat dalıdır, o nedenle sorunlarının da bilimsel yöntemlerle çözülmesi gerekmektedir. “Sanat hayatın bir yansımasıdır.”

Sanatı iyi bilenler bürokrasiyi bilmedikleri, bürokrasiyi iyi bilenler de sanatı anlayamadıkları için, kolay/pratik çözümlere gidilememektedir.

TSM’nde “tanımlar” gözden geçirilerek, günün şartlarına göre yeniden belirlenmelidir.

Eğitimin temeli “öğretmendir.” Bu nedenle “müzik öğretmeni yetiştirme programları” ülke şartlarına göre düzenlenmelidir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı korolar/topluluklar arasında irtibat/paylaşım/koordinasyon eksikliği vardır. Bakanlıkta yeni oluşturulan “koordinasyon kurulu” ile bunun aşılması beklenmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı koroların/toplulukların isimleri, özellikle “klasik-koro” tanımları yeniden değerlendirilmelidir.

Devlet topluluklarında görev yapan sanatçıların, “projelerini” sadece piyasada değil, kendi kurumlarında da gerçekleştirmesi beklenmektedir.

Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün merkezi haline getirilmelidir. En azından Müdürlük temsilciliği “İstanbul’da” kurulmalıdır.

İstanbul’da acilen “Türk müziği araştırma ve uygulama merkezi” kurulmalıdır.

Sanatın içinden gelenlerin “ben”likten uzaklaşarak, aynı amaç ve ifade tarzında birleşmesinin zamanı gelmiştir. Ben yoksam “kötü”, ben varsam “iyi/değerli” anlayışın dan süratle uzaklaşılmalı, sanatçılar birbirlerini desteklemeli, birbirlerinin projelerine katkıda bulunmalıdırlar.

İllerde “kültür ve sanat kurulları” oluşturulmalıdır.

TSM’nde “meşk” sistemi olmadan başarı sağlanamaz. Bu nedenle “meşk” özel ve yaygın eğitimde yerini almalıdır.

Bütün dünyanın yaptığı/uyguladığı gibi, 6 yaş üzerindeki her kişiyi, “müzik okuryazarı” yetiştirmek gerekmektedir.

TSM’ nde aynı eserler okunduğu/sunulduğu için “repertuar eksikliği/kayıpları” söz konusudur. Eski kayıtlar “arşivde/kayıtta” kalmakta, örnekler genç kuşaklara “canlı olarak” dinletilememektedir.

Aktarımın sağlanması için icracı topluluklara önemli sorumluluklar/görevler düşmektedir.

TSM’ndeki makamlar-sınıflaması-tanımı, ana makam-birleşik makam- şed makam-göçürme v.b. tanımlar netleştirilmeli, eğitim kurumlarında farklı olarak verilmemelidir.

TSM’nde icra(transpoze) ile nota(icra yeri ve değiştirme işaretleri) arasındaki fark giderilmelidir.

Geçmiş “itici güçtür, motive eder, geleceğe katkıda bulunur”, bu nedenle, önceki çalışmalar değerlendirilerek yeni araştırmalara/çalışmalara destek olunmalıdır.

Türk müziği eğitimi veren konservatuarlar arasındaki irtibat/paylaşım/koordinasyon, dil/anlatım birliği eksikliği giderilmelidir.

Konservatuarlar “yüksek lisans/sanatta yeterlik/doktora eğitimlerinde” verilen farklı bilgiler kafaları karıştırmaktadır. Bundan “icracı ve besteciler” olumsuz etkilenmektedir. Aynı amaçla eğitim yapan kurumlarda “eşgüdüm” sağlanarak “verim” artırılmalıdır.

Geleneksel toplulukların yanı sıra, “Geleneksel Türk Müziği Orkestrası” kurulması çalışmalarına başlanmalıdır. Buna uygun olarak çalgılar geliştirilmeli, besteler yapılmalı, perdeli çalgılarda perde bağlama sorunları, akort sorunları giderilmelidir.

Bir müzik “yeni besteler” çıktığı oranda yaşamasını sürdürecektir. Bu nedenle yeni eserler özendirilmeli, konservatuarlar kompozisyon bölümlerindeki yaş şartı genişletilmelidir.

DİĞER İKİ ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORLARI

“2010 Yılında TÜRK HALK MÜZİĞİ’NİN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı”

Tarih: 19.02.2010 Cuma
Divan Kurulu:
Doç. Şenel Önaldı (İTÜ TMDK Emekli Öğr. Üyesi),
Y. Doç. Dr. Göktan AY -Koordinatör(İTÜ TMD Konservatuarı),
Cenk Güray (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, Danışman),
Uğur Kaya (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Türk Halk Müziği Korosu Şefi)

Sonuç Raporu:
THM, Folklorumuzun en önemli yapı taşlarından birisidir ve halkın yaşayışını anlatmaktadır. Bu nedenle THM nin günümüze kadar gelmesinde emeği geçen kişiler ve kurumlar saygı ile anılmaktadır.
THM, konservatuarlarda; lisans-yüksek lisans-sanatta yeterlik programları ile eğitimdeki yerini almıştır.
THM indeki yayın eksikliği had safhadadır. O nedenle bilimsel çalışmaların bir an önce yayına döndürülmesi gerekmektedir.
THM, “ağır/ciddi/sorumluluk isteyen bir sanat” dalıdır. Ancak, popüler kültürün etkisi ile, bu sanatı yapanlar arasında “bu ağırlığın” farkında olmayanlar da görülmektedir.
THM de önemli bir form olan “uzun havaların” notaya alımı ve yayımı hala yapılamamıştır.
Düşünmeyen/yazmayan/okumayan bir nesil yetiştirilmektedir. Bu nedenle; 10-15 yaş grubu için, seferberlik ilan edilmeli, MEB desteğinde özel THM eğitim programları hazırlanmalıdır.
THM öğretiminde atölye, meşk çalışmaları her zaman önde gelmelidir.
THM eğitiminde; önce ve ağırlıklı olarak pratik(uygulama), sonra teori(nazariyat) verilmelidir.
Ses ve çalgı eğitiminde “kaynak kişi”, “aşıklar” mutlaka öğrenciye dinletilmelidir.
Konservatuarların kompozisyon bölümlerinde, “THM formunda beste”, “aşıklık geleneği-aşık müziği” derslerine yer verilmelidir.
Her yörenin “ağız hançere alfabesi” çıkartılmalı, “fonetik alfabenin THM de kullanımı” ehil ellerde yaygınlaştırılmalıdır.
THM ilgili kurumları birbirleri ile “istişare ederek”, “ortak projeler” geliştirmeli, “aynı amaca” yönelik çalışmalar yapmalıdırlar.
THM ilgili kuruluşları arasında koordinasyon zaafı yaşanmaktadır.
THM tanımları, günün gelişen, teknolojik şartlarına göre güncelleştirilmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, “ortak paydayı ve tanımları kesinleştirerek” ilgili kurumlara (medya başta olmak üzere) göndermelidir.
Farklı tür müzik yapanların, “türkücü, THM sanatçısı” olarak adlandırılmasının önüne geçilmelidir. Bu konuda “ortak kurullar” oluşturulmalıdır.
İller bazında, faaliyetleri yürütecek, Valiliklere bağlı, “il kültür komisyonları” kurulmalıdır.
THM ile ilgili her kişi ve kurum; “ben”likten uzak, “doğru işler” yapmalı, doğru uygulamanın “mücadelesini” vermelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca, “Aşıklara” mutlaka gereken önem verilmeli, bölgelerde “aşıklar topluluğu” kurularak destek verilmelidir.
MEB ilköğretim ve lise müfredatları elden geçirilmeli, THM ezgi ve etütlerine yer verilmeli, 6-10 yaş grubuna “halk ezgileri” öğretilebilmelidir. Batı müziği eğitimi almış müzik öğretmenlerine yaz aylarında “hizmet içi eğitim seminerleri” ile Türk müziği bilgisi verilmelidir.
Güzel Sanatlar Liseleri’nde mutlaka “Türk müziği bölümü” açılmalı, Üniversiteler konservatuarlarında “Türk Müziği Devlet Konservatuarı” adının kullanılamamasının önündeki engel kaldırılmalıdır.
TV programlarında “kültür dokusu”nun korunması için gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi sanatçılarının “potansiyelini ortaya çıkarmak”, “verimini artırmak” için, diğer kurumlardaki “uzman ve sanatçıları” arayıp bulmalı, “referans projeler” geliştirmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “arşiv projesi” çok olumlu bulunmuş olup, bir an önce hayata geçirilmesi arzu edilmektedir.
Son yıllarda popüler kültürün etkisi ile insanlarımız önemli hafıza travmaları yaşamakta, bu da unutkanlıklara sebep olmaktadır. Sanatçılar ve kurumlar bu “hafızayı güçlendirecek” çalışmalar içinde olmalıdırlar.
THM derlemeleri ülke çapında hızla yeniden başlatılmalıdır.
Kurumlar ve araştırmacılar, görüş ve düşüncelerini, projelerini ilgili bakanlıklarla yazışarak/konuşarak sonuca ulaştırmaya gayret göstermelidirler.

* * * * * * *

“2010 Yılında TÜRK HALK OYUNLARI’NIN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı”

Tarih: 12.02.2010 Cuma
Divan Kurulu:
Prof. Fikret Değerli (Yeditepe Üniversitesi),
Hasan Basri Canlı (THOF Kurucu Başkanı),
Y.Doç.Dr. Göktan AY-Koordinatör(İTÜ TMD Konservatuarı),
Cihan Varlık (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yard.),
Kemal Sekmen (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Halk Dansları Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni)

Sonuç Raporu:

THO bu ülkenin en önemli ve değerli kültür malzemeleridir. THO nın günümüze kadar gelmesinde emeği geçen kişileri ve kurumları saygı ile anmak gerekir.
THO ilk çalışmalardan günümüze “gelişerek” gelmiştir. Artık THO; lisans-yüksek lisans-sanatta yeterlik programları ile eğitimdeki yerini almış, federasyonlaşmıştır.
THO alanında faaliyet yapan her kuruluş işini doğru ve kaliteli yapmalı, hangi nedenlerle olursa olsun yozlaşmaya imkan vermemelidir. İyi niyetle, “ben”likten uzak, yardımlaşan kişiler/kuruluşlar THO na hizmetin ilk şartı olmalıdır.
Konservatuarlarda (Fakültelerde) bölümü olan birimlerin “örgün eğitimde” de “ders olarak yer alması” sistemin sağlıklı işlemesi açısından gereklidir. Bu nedenle; “halkbilim-halk oyunları derslerine” örgün eğitimde mutlaka yer verilmelidir.
Eğitim kurumları sadece eğitmek ve mezun etmek değil, mezunlarının görev yapacağı alanları hazırlamakla/özlük haklarını korumakla da mükelleftirler. THO Bölüm mezunlarının “halk oyunları öğretmenliği” konusunda mutlaka etkin çaba gösterilmelidir.
THO kurumları sadece kendi içinde değil, birbirleri ile “istişare ederek” güç birliği içinde, “ortak projeler” geliştirmeli, “aynı amaca” yönelik çalışmalar yapmalıdırlar. Bu konuda koordinasyon zaafı yaşanmaktadır.
THO nda yarışmaların “amaç” değil “araç” olduğunda birleşilmeli, yarışmalar
da kültürlerin değil, yeteneklerin değerlendirildiği bireylere/ailelere anlatılabilmelidir.
THO nda kadrolu, usta öğreticilik ve kurs belgesi arasındaki farklar hala anlaşılamamıştır. Problem “belge almada” değil, “denetim” aşamasındadır. Denetim ciddi olarak ele alınmalıdır.
THO ile uğraşan kişiler mevsimlik işci değil, bir “kültür elçisidirler”. Bu nedenle buna uygun davranışlar içinde, paylaşımla çalışmalar yürütülmelidir.
Eski MİFAD arşivinin, konservatuarlara CD ile aktarımı yapılmalıdır. Aynı şekilde hazırlanacak protokolle, konservatuarlarda yapılacak tezlerin bir kopyasının Bakanlığa ulaştırılması sağlanmalıdır.
THO alanında, eğitimde yer alacak yörelerin “müfredatı” hazır değildir. Buna uygun olarak ilgili kuruluşlarda “müfredat oluşturma komisyonları” kurularak, çalışmalar yapılmalıdır.
THO kadrolu öğretmenlerinin -okullardaki halk oyunları çalışmalarını yürütecek yeterli sayıda öğretmen olmamasına rağmen- bir yönetmelikle, müzik öğretmenliğine geçirilmesi yanlış bir karardır. Bu şekilde okullardaki THO çalışmaları, alanda lisans eğitimi almış kişilerden alınıp, kısa kurslarla belge alan “usta öğreticilere” bırakılmaktadır. Bu konuda MEB yetkililerinin bilgilendirilmesine/yönlendirilmesine ihtiyaç vardır.
Halk Eğitimi Merkezlerinde THO kursları 3. sıradadır. Bu, ilginin ne kadar yoğun olduğunu, konuya ciddi yaklaşılması gerektiğinin açık bir göstergesidir. İptal edilmiş olan “norm kadrolar” HEM ne iade edilmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde görev yapan THO topluluklarındaki ve ilgili birimlerdeki elemanların alımında “konservatuar alan mezunlarına” öncelik verilmelidir.
Bakanlığın Devlet Tiyatroları’na yaptığı gibi, THO derneklerine de” devlet yardımı” için bir çalışma yapması acilen beklenmektedir.
AKM gibi merkezlerde, her kuruma salon verildiği halde, çeşitli nedenlerle THO derneklerine yer verilmemesinin “sebepleri” araştırılmalı ve çözüme gidilmelidir.
THO turizm amaçlıda (doğru-yanlış) kullanılmaktadır. Bu konuda da bir denetim/yaptırım söz konusu olamamıştır.
THO artık sahne sanatı olarak, uluslar arası tanıtımlarda da ilk sıraları almaktadır. Sahne devreye girince “sahnenin kurallarına” uygun olarak “uygulamalar” yapılmalıdır. THO ile her konu, iyi bir senaryo ile en iyi şekilde ifade edilebilmektedir.
THO derlemelerine yeniden can verilmeli, Üniversiteler-AB fonları-Bakanlık işbirliğinde acil taramalar/derlemeler yapılmalıdır.

Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
Bilgi ve irtibat: 0212 219 95 93

http://www.musikidergisi.net/resimler/tsm3.jpg

Şişli Belediyesi “2010 Yılında Türk Sanat Müziği’nin Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” Sonuç Raporu

Şişli Belediyesi “2010 Yılında TÜRK SANAT MÜZİĞİ’NİN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı” Sonuç Raporu

Düzenleyen Kuruluş:
Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
(Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi işbirliğinde)

Tarih: 24.02.2010 Çarşamba

Divan Kurulu:
Sabahattin Ergin (İTÜ TMDK Emekli Öğr. Gör.),
Y. Doç. Dr. Göktan Ay -Koordinatör(İTÜ TMDK),
Dr. Murat Salim Tokaç (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni),
Cenk Güray (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, Danışman),
Dr. Ayhan Sarı (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Sanatçısı)

Sonuç Raporu:

Müzik bir bilim/sanat dalıdır, o nedenle sorunlarının da bilimsel yöntemlerle çözülmesi gerekmektedir. “Sanat hayatın bir yansımasıdır.”
Sanatı iyi bilenler bürokrasiyi bilmedikleri, bürokrasiyi iyi bilenler de sanatı anlayamadıkları için, kolay/pratik çözümlere gidilememektedir.
TSM’nde “tanımlar” gözden geçirilerek, günün şartlarına göre yeniden belirlenmelidir.
Eğitimin temeli “öğretmendir.” Bu nedenle “müzik öğretmeni yetiştirme programları” ülke şartlarına göre düzenlenmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı korolar/topluluklar arasında irtibat/paylaşım/koordinasyon eksikliği vardır. Bakanlıkta yeni oluşturulan “koordinasyon kurulu” ile bunun aşılması beklenmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı koroların/toplulukların isimleri, özellikle “klasik-koro” tanımları yeniden değerlendirilmelidir.
Devlet topluluklarında görev yapan sanatçıların, “projelerini” sadece piyasada değil, kendi kurumlarında da gerçekleştirmesi beklenmektedir.
Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün merkezi haline getirilmelidir. En azından Müdürlük temsilciliği “İstanbul’da” kurulmalıdır.
İstanbul’da acilen “Türk müziği araştırma ve uygulama merkezi” kurulmalıdır.
Sanatın içinden gelenlerin “ben”likten uzaklaşarak, aynı amaç ve ifade tarzında birleşmesinin zamanı gelmiştir. Ben yoksam “kötü”, ben varsam “iyi/değerli” anlayışın
dan süratle uzaklaşılmalı, sanatçılar birbirlerini desteklemeli, birbirlerinin projelerine katkıda bulunmalıdırlar.
İllerde “kültür ve sanat kurulları” oluşturulmalıdır.
TSM’nde “meşk” sistemi olmadan başarı sağlanamaz. Bu nedenle “meşk” özel ve yaygın eğitimde yerini almalıdır.

Bütün dünyanın yaptığı/uyguladığı gibi, 6 yaş üzerindeki her kişiyi, “müzik okuryazarı” yetiştirmek gerekmektedir.
TSM’ nde aynı eserler okunduğu/sunulduğu için “repertuar eksikliği/kayıpları” söz konusudur. Eski kayıtlar “arşivde/kayıtta” kalmakta, örnekler genç kuşaklara “canlı olarak” dinletilememektedir. Aktarımın sağlanması için icracı topluluklara önemli sorumluluklar/görevler düşmektedir.
TSM’ndeki makamlar-sınıflaması-tanımı, ana makam-birleşik makam- şed makam-göçürme v.b. tanımlar netleştirilmeli, eğitim kurumlarında farklı olarak verilmemelidir.
TSM’nde icra(transpoze) ile nota(icra yeri ve değiştirme işaretleri) arasındaki fark giderilmelidir.
Geçmiş “itici güçtür, motive eder, geleceğe katkıda bulunur”, bu nedenle, önceki çalışmalar değerlendirilerek yeni araştırmalara/çalışmalara destek olunmalıdır.
Türk müziği eğitimi veren konservatuarlar arasındaki irtibat/paylaşım/koordinasyon, dil/anlatım birliği eksikliği giderilmelidir.
Konservatuarlar “yüksek lisans/sanatta yeterlik/doktora eğitimlerinde” verilen farklı bilgiler kafaları karıştırmaktadır. Bundan “icracı ve besteciler” olumsuz etkilenmektedir. Aynı amaçla eğitim yapan kurumlarda “eşgüdüm” sağlanarak “verim” artırılmalıdır.
Geleneksel toplulukların yanı sıra, “Geleneksel Türk Müziği Orkestrası” kurulması çalışmalarına başlanmalıdır. Buna uygun olarak çalgılar geliştirilmeli, besteler yapılmalı, perdeli çalgılarda perde bağlama sorunları, akort sorunları giderilmelidir.
Bir müzik “yeni besteler” çıktığı oranda yaşamasını sürdürecektir. Bu nedenle yeni eserler özendirilmeli, konservatuarlar kompozisyon bölümlerindeki yaş şartı genişletilmelidir.

Şişli Belediyesi
  “2010 Yılında TÜRK HALK MÜZİĞİ’NİN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı”
Düzenleyen kuruluş:
Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
(Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi işbirliğinde)
Tarih: 19.02.2010 Cuma
Divan Kurulu:
Doç. Şenel Önaldı (İTÜ TMDK Emekli Öğr. Üyesi), Y. Doç. Dr. Göktan AY -Koordinatör(İTÜ TMD Konservatuarı), Cenk Güray (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Koordinasyon Kurulu Üyesi, Danışman), Uğur Kaya (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Türk Halk Müziği Korosu Şefi)

Sonuç Raporu:
THM, Folklorumuzun en önemli yapı taşlarından birisidir ve halkın yaşayışını anlatmaktadır. Bu nedenle THM nin günümüze kadar gelmesinde emeği geçen kişiler ve kurumlar saygı ile anılmaktadır.
THM, konservatuarlarda; lisans-yüksek lisans-sanatta yeterlik programları ile eğitimdeki yerini almıştır.
THM indeki yayın eksikliği had safhadadır. O nedenle bilimsel çalışmaların bir an önce yayına döndürülmesi gerekmektedir.
THM, “ağır/ciddi/sorumluluk isteyen bir sanat” dalıdır. Ancak, popüler kültürün etkisi ile, bu sanatı yapanlar arasında “bu ağırlığın” farkında olmayanlar da görülmektedir.
THM de önemli bir form olan “uzun havaların” notaya alımı ve yayımı hala yapılamamıştır.
Düşünmeyen/yazmayan/okumayan bir nesil yetiştirilmektedir. Bu nedenle; 10-15 yaş grubu için, seferberlik ilan edilmeli, MEB desteğinde özel THM eğitim programları hazırlanmalıdır.
THM öğretiminde atölye, meşk çalışmaları her zaman önde gelmelidir.
THM eğitiminde; önce ve ağırlıklı olarak pratik(uygulama), sonra teori(nazariyat) verilmelidir.
Ses ve çalgı eğitiminde “kaynak kişi”, “aşıklar” mutlaka öğrenciye dinletilmelidir.
Konservatuarların kompozisyon bölümlerinde, “THM formunda beste”, “aşıklık geleneği-aşık müziği” derslerine yer verilmelidir.
Her yörenin “ağız hançere alfabesi” çıkartılmalı, “fonetik alfabenin THM de kullanımı” ehil ellerde yaygınlaştırılmalıdır.
THM ilgili kurumları birbirleri ile “istişare ederek”, “ortak projeler” geliştirmeli, “aynı amaca” yönelik çalışmalar yapmalıdırlar.
THM ilgili kuruluşları arasında koordinasyon zaafı yaşanmaktadır.
THM tanımları, günün gelişen, teknolojik şartlarına göre güncelleştirilmelidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, “ortak paydayı ve tanımları kesinleştirerek” ilgili kurumlara (medya başta olmak üzere) göndermelidir.
Farklı tür müzik yapanların, “türkücü, THM sanatçısı” olarak adlandırılmasının önüne geçilmelidir. Bu konuda “ortak kurullar” oluşturulmalıdır.
İller bazında, faaliyetleri yürütecek, Valiliklere bağlı, “il kültür komisyonları” kurulmalıdır.
THM ile ilgili her kişi ve kurum; “ben”likten uzak, “doğru işler” yapmalı, doğru uygulamanın “mücadelesini” vermelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca, “Aşıklara” mutlaka gereken önem verilmeli, bölgelerde “aşıklar topluluğu” kurularak destek verilmelidir.
MEB ilköğretim ve lise müfredatları elden geçirilmeli, THM ezgi ve etütlerine yer verilmeli, 6-10 yaş grubuna “halk ezgileri” öğretilebilmelidir. Batı müziği eğitimi almış müzik öğretmenlerine yaz aylarında “hizmet içi eğitim seminerleri” ile Türk müziği bilgisi verilmelidir.
Güzel Sanatlar Liseleri’nde mutlaka “Türk müziği bölümü” açılmalı, Üniversiteler konservatuarlarında “Türk Müziği Devlet Konservatuarı” adının kullanılamamasının önündeki engel kaldırılmalıdır.
TV programlarında “kültür dokusu”nun korunması için gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, kendi sanatçılarının “potansiyelini ortaya çıkarmak”, “verimini artırmak” için, diğer kurumlardaki “uzman ve sanatçıları” arayıp bulmalı, “referans projeler” geliştirmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “arşiv projesi” çok olumlu bulunmuş olup, bir an önce hayata geçirilmesi arzu edilmektedir.
Son yıllarda popüler kültürün etkisi ile insanlarımız önemli hafıza travmaları yaşamakta, bu da unutkanlıklara sebep olmaktadır. Sanatçılar ve kurumlar bu “hafızayı güçlendirecek” çalışmalar içinde olmalıdırlar.
THM derlemeleri ülke çapında hızla yeniden başlatılmalıdır.
Kurumlar ve araştırmacılar, görüş ve düşüncelerini, projelerini ilgili bakanlıklarla yazışarak/konuşarak sonuca ulaştırmaya gayret göstermelidirler.

Şişli Belediyesi
  “2010 Yılında TÜRK HALK OYUNLARI’NIN Sorunları ve Çözüm Yolları Çalıştayı”
Düzenleyen kuruluş:
Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
(Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi işbirliğinde)
Tarih: 12.02.2010 Cuma
Divan Kurulu:
Prof. Fikret Değerli (Yeditepe Üniversitesi), Hasan Basri Canlı (THOF Kurucu Başkanı), Y.Doç.Dr. Göktan AY-Koordinatör(İTÜ TMD Konservatuarı), Cihan Varlık (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Yard.), Kemal Sekmen (Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Halk Dansları Topluluğu Genel Sanat Yönetmeni)

Sonuç Raporu:

THO bu ülkenin en önemli ve değerli kültür malzemeleridir. THO nın günümüze kadar gelmesinde emeği geçen kişileri ve kurumları saygı ile anmak gerekir.
THO ilk çalışmalardan günümüze “gelişerek” gelmiştir. Artık THO; lisans-yüksek lisans-sanatta yeterlik programları ile eğitimdeki yerini almış, federasyonlaşmıştır.
THO alanında faaliyet yapan her kuruluş işini doğru ve kaliteli yapmalı, hangi nedenlerle olursa olsun yozlaşmaya imkan vermemelidir. İyi niyetle, “ben”likten uzak, yardımlaşan kişiler/kuruluşlar THO na hizmetin ilk şartı olmalıdır.
Konservatuarlarda (Fakültelerde) bölümü olan birimlerin “örgün eğitimde” de “ders olarak yer alması” sistemin sağlıklı işlemesi açısından gereklidir. Bu nedenle; “halkbilim-halk oyunları derslerine” örgün eğitimde mutlaka yer verilmelidir.
Eğitim kurumları sadece eğitmek ve mezun etmek değil, mezunlarının görev yapacağı alanları hazırlamakla/özlük haklarını korumakla da mükelleftirler. THO Bölüm mezunlarının “halk oyunları öğretmenliği” konusunda mutlaka etkin çaba gösterilmelidir.
THO kurumları sadece kendi içinde değil, birbirleri ile “istişare ederek” güç birliği içinde, “ortak projeler” geliştirmeli, “aynı amaca” yönelik çalışmalar yapmalıdırlar. Bu konuda koordinasyon zaafı yaşanmaktadır.
THO nda yarışmaların “amaç” değil “araç” olduğunda birleşilmeli, yarışmalar
da kültürlerin değil, yeteneklerin değerlendirildiği bireylere/ailelere anlatılabilmelidir.
THO nda kadrolu, usta öğreticilik ve kurs belgesi arasındaki farklar hala anlaşılamamıştır. Problem “belge almada” değil, “denetim” aşamasındadır. Denetim ciddi olarak ele alınmalıdır.
THO ile uğraşan kişiler mevsimlik işci değil, bir “kültür elçisidirler”. Bu nedenle buna uygun davranışlar içinde, paylaşımla çalışmalar yürütülmelidir.
Eski MİFAD arşivinin, konservatuarlara CD ile aktarımı yapılmalıdır. Aynı şekilde hazırlanacak protokolle, konservatuarlarda yapılacak tezlerin bir kopyasının Bakanlığa ulaştırılması sağlanmalıdır.
THO alanında, eğitimde yer alacak yörelerin “müfredatı” hazır değildir. Buna uygun olarak ilgili kuruluşlarda “müfredat oluşturma komisyonları” kurularak, çalışmalar yapılmalıdır.
THO kadrolu öğretmenlerinin -okullardaki halk oyunları çalışmalarını yürütecek yeterli sayıda öğretmen olmamasına rağmen- bir yönetmelikle, müzik öğretmenliğine geçirilmesi yanlış bir karardır. Bu şekilde okullardaki THO çalışmaları, alanda lisans eğitimi almış kişilerden alınıp, kısa kurslarla belge alan “usta öğreticilere” bırakılmaktadır. Bu konuda MEB yetkililerinin bilgilendirilmesine/yönlendirilmesine ihtiyaç vardır.
Halk Eğitimi Merkezlerinde THO kursları 3. sıradadır. Bu, ilginin ne kadar yoğun olduğunu, konuya ciddi yaklaşılması gerektiğinin açık bir göstergesidir. İptal edilmiş olan “norm kadrolar” HEM ne iade edilmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde görev yapan THO topluluklarındaki ve ilgili birimlerdeki elemanların alımında “konservatuar alan mezunlarına” öncelik verilmelidir.
Bakanlığın Devlet Tiyatroları’na yaptığı gibi, THO derneklerine de” devlet yardımı” için bir çalışma yapması acilen beklenmektedir.
AKM gibi merkezlerde, her kuruma salon verildiği halde, çeşitli nedenlerle THO derneklerine yer verilmemesinin “sebepleri” araştırılmalı ve çözüme gidilmelidir.
THO turizm amaçlıda (doğru-yanlış) kullanılmaktadır. Bu konuda da bir denetim/yaptırım söz konusu olamamıştır.
THO artık sahne sanatı olarak, uluslar arası tanıtımlarda da ilk sıraları almaktadır. Sahne devreye girince “sahnenin kurallarına” uygun olarak “uygulamalar” yapılmalıdır. THO ile her konu, iyi bir senaryo ile en iyi şekilde ifade edilebilmektedir.
THO derlemelerine yeniden can verilmeli, Üniversiteler-AB fonları-Bakanlık işbirliğinde acil taramalar/derlemeler yapılmalıdır.

Şişli Belediyesi Eğitim Kültür Müdürlüğü
Bilgi ve irtibat: 0212 219 95 93




Hoşgeldiniz