Murat Coşkun: Bendire Sığan Bir Dünya…


Toplam Okunma: 5671 | En Son Okunma: 24.04.2024 - 08:41
Kategori: Arabesk Dönüşüm, Eleştiri/Kritik

2007 yaz mevsiminde Freiburg’ta düzenlenen ve dünyanın dört bir yanından bendir ustalarının buluştuğu bir festivalin odak noktasıydı, Murat Coşkun ve bendiri. Türkiye kökenli Alman perküsyonisti ve çalışmalarını, Stefan Franzen tanıtıyor: Çalışmalarında Brezilya’dan İran’a, modern müzikle geleneksel müziğin ritim ve tınılarını biraraya getiren Coşkun, içinde büyüdüğü iki kültürü de müzigine yansıtıyor. Ailesi, sufizmin merkezi sayılan Konya’dan gelen Murat Coşkun, Ulm’da(Almanya) büyümüş…

Ailesi, sufizmin merkezi sayılan Konya’dan gelen Murat Coşkun, Ulm’da büyümüş. “Annem gençken düğünlerde, eski teneke zeytin kutularından yaptığı bendir ve zilleri çalardı” diyen Coşkun, annesinin aynı zamanda iyi bir rakkase olduğunu da ekliyor.

Ailesi annesinin bu geçmişini, genç Murat’ı sanatçı olmaya özendirmemek için bir sır gibi saklamış, ancak pek de başarılı olamamış; Coşkun, o delikanlı yıllarını şöyle anlatıyor:

Birçok şeyi denedim; saz çaldım, halkoyunları oynadım ama caz müziği eşliğinde de dansettim.”

Freiburg’ta şark bilimleri ve etnoloji dallarında yüksek öğrenim gören Coşkun, müzik yaşantısını da alaylı olarak sürdürür. İşte bu sırada bir rastlantı, Coşkun’un müzikal gelişimini önemli derecede etkiler:

“İnsan kendi kendini yetiştirdiği zaman, birçok şey alınyazısıyla da ilişkilendiriliyor; benim kaderimde de, Karlsruhe’de yaşadığı için, Hakim Ludin’den ders almak varmış. Kendisinden hem tını konusunda, hem teknik ve enstrümanlar konusunda, hem de değişik vurmalı çalgı kültürlerinin harmanlanması konusunda çok şeyler öğrendim.”

Afgan Ludin’in yanısıra, genç Murat Coşkun’a bendir dünyasının kapılarını ardına kadar açan ve onu bu çalgılara yönelten bir başka kişiyse, yenilikçi tarzıyla tanınan vurmalı çalgıcı, Glen Velez.

Ritimde Türk müziği motifleri

Türkiye ve Suriye’ye yaptığı seyahatlerde, ritim anlayışını geliştiren Coşkun, burada birçok müzisyenle de ilişki kurmuş:

“Türk müziğinde kendimi, evimde gibi hissediyorum; ama aynı zamanda Kuzey Afrika ritimleri ya da Bulgar müziğindeki aksak ritimler de beni çok ilgilendiriyor.” Murat Coşkun böylece yavaş yavaş, diğer müzikal alanlara da yönelmiş.

“FisFüz” grubuyla ilk kez, oryantal ezgileri caz ile birleştiren Coşkun, 1998 yılında Alman Südwestrundfunk Radyo ve Televizyon Kurumu’nun “Dünya Müziği Ödülü”nü kazanmış. Ardından “Freiburger Spielleyt” grubuyla çalışmalar yapan Coşkun, 2001 yılında da, daha çok 13. ve 14. yüzyıl İtalyan ve İspanyol müziğine ağırlık veren “A Chantar” grubunu kurmuş.

Murat Coşkun bu sıralarda, modern müziğin de dünyasına dalar:

“Bunların tümü hissedilmesi gereken birbirinden farklı dünyalar. Ben bir çok şeyden ilham alıyorum, ve özellikle eski dönem müzikleri konusunda daha fazla araştırma yaparak, o çağı daha iyi kavramaya çalışıyorum” diyor.

Konservatuarda da ders veren Coşkun’a, Gobi Çölü’ne yaptığı bir seyahat esnasında “Roaring Hooves” festivalinde birlikte çaldığı Azeri, Kırgız ve Moğol sanatçılar yeni ufuklar açmış. Ayrıca, bendirin kökeni olduğunu tahmin ettiği bu bölgedeki şaman geleneklerini de, yakından tanıma fırsatı elde etmiş.

Bendirde Ritim Harmanlaması…

Murat Coşkun “Bendir çalarken diğer vurmalı çalgılara göre daha büyük bir esneklik var” diyerek, bendire olan hayranlığını vurguluyor ve hemen ekliyor: “Bunu çalarken hareket edebilirsin, dans edebilirsin, bendiri havaya fırlatabilirsin; değişik kültürlerde değişik tekniklerle gelişen bendiri, günümüz sazlarıyla kombine etmek de mümkün: Brezilya tefini, İtalyan ya da Hint çalış tarzıyla ya da Fars Sufi-davuluyla birleştirerek, bir dizi tını ve ritim oluşturulabiliyor.”

Glen Velez ve Sting’in Faslı davulcusu Abdelrhani Krija’yla ilişkileri, onları Freiburg’a getirebilmesinde büyük rol oynamış; festivalin ilk yılında aldığı olumlu tepkiler, bu yılki festivalin iki odağı olmasına neden olmuş: Bir yandan İrlanda’nın kelt geçmişi ve Bodhrán adlı İrlanda bendirine odaklanılırken, diğer yandan da festivalin tüm bir gecesi Fars müziğine ayrılmış.

Bu kapsamda, Freiburg’un kardeş şehri Isfahan’dan gelen bir Sufi topluluğunu da dinlemek mümkün. Festival organizatörü Murat Coşkun, sanatsal söylemini de bu topluluğun felsefesine dayandırıyor:

“Sufi müziği için olağanüstü bir ruhsal dinginliğe sahip olmak gerekiyor. İşte benim, çalışmalarımla varmak istediğim asıl hedef de bu.”(1)

Stefan Franzen

Almancadan çeviren: Attila Azrak

© Qantara.de 2007
_________________________________
(1) http://tr.qantara.de/webcom/show_article.php/_c-702/_nr-10/_p-1/i.html




Hoşgeldiniz