Sanat Müziğinin Bâbil Kulesinde Mahsur Kalmış Güzel Sesli Romantik Kuşları…


Toplam Okunma: 4402 | En Son Okunma: 27.03.2024 - 12:31
Kategori: Arabesk Dönüşüm, Yazarlarımız: A.Sarı

Sanat, artık öğretimi klasik normlar üzerinden yapılan klişe değil… Onlar Ülke’nin elit kesiminin içinde yüzyıllardır müzik yapıyorlar… Daha doğrusu yapıyorlardı. Yaşamlarını, varoluşlarını yıllar yılı öylece sürdürdüler. Son yıllarda klasik sanat anlayışı açısından yolunda gitmeyen bir şeyler var. Salonlar eskiye oranla büyük ölçüde boş kalıyor. CD’ler rağbet görmüyor. Paralı alıcı bulmuyor. Müzik sanatı bir değişimin eşiğinde…

Sanat Müziğinin Bâbil Kulesinde Mahsur Kalmış Güzel Sesli Romantik Kuşları… Ayhan Sarı

Sanat, artık öğretimi klasik normlar üzerinden yapılan klişe değil… Yeniliği sanata uygulama eğitiminin öğrenciye yansıtılma şekli tartışılıyor. Yerellik ile beynelminellik arasında ince bir sınır keşfedilmeyi bekliyor.

Bir şeyler yolunda gitmiyor…

Düne kadar çağdaşlık, uluslararası ölçütler gibi laflar ediliyor, tonallığı yıkmanın peşinde koşuluyor, böylece uluslarararası ölçütler arasında varolunacak sanılıyordu.

20.yy başlarından itibaren yüksekliğinden medet umulan o “babil kulesi” zirvesinde toplananlar giderek yalnızlaşmaya başladılar.

Bir süre sonra tepede kalanlar küçücük bir gruptular.

. . .

Ağlayanlar, gülenler.

Çevresini daralttıkça bundan kişisel mutluluk umanlar…

Ama artık:

Klasik medyada bir Hızlan’ıyor, bir yavaşlıyorlardı.

Bol keseden dağıtılan ödüllerin sayısı artmaya başlamıştı. “Al gülüm ver gülüm” örneği…

Vals kralı Strauss’a karşı Karl Kraus (1874-1936) meşaleyi yakmıştı.

Işığın gelmesi uzun sürdü..

Bu arada gruptan kopmalar da oldu.

2000 sonrasında güncelleşen siyasi güç ve onun politik uygulamaları artık gösterilenler gibi değildi.

Gösterilmiş, empoze edilmiş sanatın yaşam alanı küçülmeye başladı.

. . .

Bendi kırılmış bir barajın taşkın suları yukarılardan harekete geçmişti…

. . .

Aldı götürdü bâbil kulesinin yıpranmış temelini. Tabii tepesindekileri de…

Herkes “Su, yine yolunu buldu” dese de ortamdaki hüzün havası hissediliyordu…

Ney dile geldi, söyledi:

“Barajlar yaptınız, yurdumu, kamışlıklarımı kuruttunuz. Onun için inilerim…”

Kraus şöyle diyordu:

“Tanrım onları bağışla, ne yaptıklarını biliyorlar çünkü.”

** ** **
Şimdi:

Kullanılmış “eski yolun yeniden inşasında” birleşmenin ânıydı…
_______________________________

Not: Bir de müzikologlar için “yazı yazmıyorlar” diyorlar…




Hoşgeldiniz