Musiki Dergisi 4.Yılında “Râkım Elkutlu” Kitabını Armağan Ediyor…


Toplam Okunma: 4346 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 22:18
Kategori: Haberler

Türkiye’de sanatsal müziği araştırmalarla, haberlerle dile getiren Musiki Dergisi 4. yılında İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ses sanatçısı Ümit Yazıcı’nın vücûda getirdiği, basımını Muğla Valiliği’nin bir kültür hizmeti olarak üstlendiği –kitapçılarda bulamıyacağınız- bestekâr “Mehmet Râkım Elkutlu” kitabını -mesaj gönderen ilk 25 okuyucusuna- armağan ediyor. Yapmanız gereken tek şey Dergimiz’e mesaj gönderen ilk 25 kişi arasına girmek. Bu nedenle elinizi çabuk tutun. Dergimizi takip eden ve mesaj gönderen ilk 25 kişi Yazarından talihli kişi ismine imzalanmış “M. Râkım Elkutlu” kitabına sahip olacak… Musiki Dergisi’nin diğer sürprizlerinde buluşmak üzere…

Musiki Dergisi 4.Yılında -Ümit Yazıcı’nın kaleme aldığı, Muğla Valiliği’nin bir kültür hizmeti olarak basımını üstlendiği- “M. Rakım Elkutlu” Kitabını Armağan Ediyor…

Yapmanız gereken tek şey mesaj gönderen ilk 25 kişi arasına girmeniz…

Mesajın gönderileceği adresi dergimizin (İ.) sayfasında bulup, posta kutumuza ulaşan ilk 25 kişi e-posta gönderme tarihlerine/zamanlarına göre tesbit edildikten sonra dergimizde -e-posta gönderme tarihleriyle birlikte- yayınlanacak.

E posta konu başlığına “Rakım Elkutlu kitabı armağanı” yazmayı unutmayınız.

Armağanımız kitapçılarda satılmamaktadır.

Armağanımızın ulaştırma şeklinin “PTT’mi veya özel Kargo mu” daha sonra duyurulacaktır.

PTT Matbu gönderim ücreti Dergimiz tarafından karşılanacaktır.

Eğer ucuz/matbu PTT posta gönderisi olmaz ise: Kargo ile; kargo ücreti indirimli olarak gönderilecek, bu durumda kitabın “kargo ücreti” kazanan talihlimize ait olacaktır.

Yurt dışı kargo ücreti kazanan okuyucumuza aittir.

Olası kargo ücretini ödemek istemiyen okuyucularımızın kitap istek başvurusunda bulunmamaları hususuna özellikle dikkat çekmek istiyoruz.

Kazanan talihliler 25 Ekim 2010 pazartesi günü dergimizde ilan edilecek, kendilerinin onayları alındıktan sonra ve en geç 01 Kasım 2010 tarihine kadar da kitapları gönderilmiş olacaktır.

Kitabın yazarı sayın Ümit Yazıcı’ya ve kitabın basımının bir kültür hizmeti olarak gerçekleştirilmesini sağlayan Muğla Valisi sayın Dr. Ahmet Altıparmak’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ekim 2010

MUSİKİ DERGİSİ’nin gelecek sürprizlerinde buluşmak ümidi ile…

Mehmet Râkım Elkutlu (1871-1948) Kitabından :

Osmanlı Devleti yıkılmış, yerine genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Rejim değişmekle birlikte insan malzemesi aynıydı. Ama genç devletin yeni bir kültür ve insan projesi vardı. Eski ile yeni arasındaki geçişlerin daha az sarsıntısız olmasında sanat adamlarının rolü büyüktür. İşte Râkım Hoca bu noktada önemli rol üstlenenlerden biridir. O, mûsikîde eskiyi, klasiği iyi bilen, bunun temel çerçevesini devam ettiren, ama bu arada yeni taleplere de başarıyla cevap veren bir sanat adamıdır.

Elinizdeki kitabın ilk bölümünde Râkım Elkutlu hakkında gerek sağlığında gerekse vefatından sonra kaleme alınmış bir yazı demeti bulacaksınız. Ben oradakileri tekrarlamamaya gayret ederek bazı hususlara dikkati çekmek istiyorum.

1) 19. yüzyılın sonlarında, başka birçok şehrimizde olduğu gibi İzmir’de de seviyeli bir mûsikî ortamı olduğu görülüyor. Râkım Elkutlu, bu şehirde çocukluğundan itibaren hoca-talebe, usta-çırak ilişkisi içinde çeşitli mûsikî üstatlarından feyz alarak kendini yetiştirmiştir.

2) Râkım Elkutlu Mûsevî sanatkâr Santo Şikari’den on yıl eser meşketti. Ondan geniş bir repertuar edindi. Özellikle mûsikî sanatımız, Osmanlı sınırları içindeki çeşitli etnik zümreler arasında ortak bir kültür alanıydı. Mûsikî târihimizde bestekâr ve icrâcı olarak Rum, Ermeni, Yahudi pek çok büyük üstat yer alır. Bu ne güzel bir terkiptir. Farklı din ve kökenlerden olan insanlar sanat zemininde bir araya geliyorlar, dostluk kuruyorlar, hoca-talebe oluyorlar. Üstelik Râkım Elkutlu bir din adamıdır, câmi imamıdır. Bu hüviyetiyle bir Mûsevi sanatkârdan mûsikî meşk ediyor ve toplum bunu yadırgamıyor. Bu durum sanatın birleştiriciliği ve ortak değer olması yanında, o günlerdeki toplumumuzda bulunan toleransın ve bir arada yaşama bilincinin seviyesini ve kalitesini gösterir.

3) Râkım Elkutlu nota bilmezdi, bestelerini hep yakınında bulunan başkaları notaya aldı. İstese elbette öğrenir ve kullanırdı, ama o geleneksel meşk usulünü tercih etmiştir. Nota, eserlerin kaybolmasını engelleyen önemli bir araçtır. Ama canlı meşk sırasında hoca-talebe arasındaki o sihirli bağı, icrâdaki özel tavırları ve üslûbu aynen taşıması mümkün değildir. Onun için eskiler meşki tercih etmişlerdir. Bugün için mûsıkîde en iyisi ikisini birlikte götürmektir. Hem notayı kullanmak hem de usta bir mûsikîşinastan eserleri meşk etmektir. Böylece nota sayesinde beste değişikliğe uğramadan devam eder, meşkle de özel tavır ve üslup kazanılmış olur.

4) Râkım Elkutlu her şeyden önce bir din görevlisidir, Hisar Camii imam-hatibidir, yani Râkım Hoca’dır. Bu hüviyetiyle tanınmaktadır. Aynı zamanda yüksek seviyede mûsikîyle meşgul olmaktadır, camiden çıkıp mûsikî meclislerine gidebilmektedir. Bu neyi gösterir:

a) Dinle sanatın iç içe olduğunu gösterir. Din bütün toplumlarda güzel sanatların, özellikle mûsikînin temel kaynaklarından biridir. Din görevlisi olarak Râkım Elkutlu tek örnek değildir. Meşhur mûsikî adamlarımızdan Sâdettin Kaynak da bir din görevlisidir. Selimiye ve Sultanahmet camilerinde imam-hatiplik yapmıştır. Sanat duygulara hitap eder. Dinde de duygu dünyasının mühim yeri vardır. Yani dinle her zaman barışık olmak gerekir.

b) İkinci olarak o günkü toplumun taassuptan uzak olduğu görülür. İzmir’in en büyük câmiinin imamının mûsikîyle haşır neşir olması yadırganmamıştır. Üstelik Râkım Hoca sadece dînî mûsikî alanında kalmamıştır. Eserlerinin çoğu lâ-dinî türdedir. Taassuptan uzak din anlayışını besleyen kaynak tasavvufi idi. Sadece şekilden ibaret olmayan, sevgi ve şefkat ağırlıklı din anlayışı tekke çevrelerinde daha çok hayat bulmuştu. Râkım Elkutlu’nun amcası ve dayısı İzmir Mevlevîhânesi ileri gelenlerinden idi. O ilk mânevî eğitimini böyle bir çevreden almıştı. Mûsikîye yönelmesinde de onların etkisinden söz edilebilir.

5) Mevlevîhâneler seviyeli mûsikî eğitiminin verildiği önemli kurumlardı. Bir bakıma kendi zamanlarının mûsikî konservatuarlarıydı denilebilir. Mûsikî üstatlarımızın pek çoğu Mevlevî tekkelerinde yetişmişti. İzmir Mevlevîhânesi de 19. yüzyılda ve 20. asrın başlarında bu şehrin mûsikî faaliyetlerinin merkezi durumundaydı. Neyzen Tevfik bu kurumda yetişti. Râkım Elkutlu’nun na’thanlık ve kudümzen başılıktan başka, kısa süreli de olsa İzmir Mevlevîhânesi şeyh naibliğinde bulunduğu ayrıca Rifâî dergâhının şeyhliğini tedvirle görevlendirildiği bilinmektedir.

6) İzmir Mevlevîhânesinden bugüne ne kaldı dersek cevâbımız yoktur. Agora’nın üst tarafında, Patlıcanlı yokuşunda (806. sokak) eciş bücüş yapılar arasında kalmış taş duvarla çevrili küçük bir arsa. 1920’lerde çevresine mûsikî nağmeleri, iyilik, güzellik, olgunluk saçan bu mekânın tekrar ihyâ edilmesi, ilgililerin ve bu işe gönül verenlerin himmetini beklemektedir.

7) Râkım Elkutlu’nun etkisi İzmir’le sınırlı kalmamış bütün Türkiye’ye yayılmıştır. Sağlığında tanındığı ve takdir bulduğu görülür. Münir Nureddin Selçuk onun bir çok şarkısını plâklara okumuş, Safiye Ayla icrâlarında eserlerini söylemiştir. Mûsikî basınının da ilgisini eksik etmediği görülür. Eserlerindeki mûsikî kalitesi kadar seçtiği güftelerin edebi seviyesi de dikkati çeker.

8 ) Râkım Elkutlu’nun mûsikî kültürünün yayılıp kökleşmesinde de gayretleri olduğu anlaşılıyor. Kendisi 1946’da kurulan İzmir Türk Mûsikîsi Cemiyetinin başkanlığına getirilmiştir. Öğrencileri veya ondan bir şekilde
feyz alan sanatkârlar İzmir radyosunda hizmet vermişlerdir.

*     *      *

Râkım Elkutlu’nun eserlerinin yeni nesillere topluca aktarılması için toplanarak notaya geçirilmesi gerekiyordu. Bu işi, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu ses sanatçılarından Ümit Yazıcı üstlendi. Kendisi, eski ve klâsik değerlerimizin, mûsikî eserlerimizin tanıtılması konusunda büyük gayret ve heyecana sahiptir. Seviyeli mûsikînin revaç bulmasını istemektedir. Bu konuda birçok projeleri vardır. İşte bunlardan bir örnek elinizdeki çalışmadır. Râkım Hoca hakkında yazılanlardan arşivinde bulunanları Ümit Yazıcı bir araya getirdi. Bunlar kitabın ilk bölümünde yer almaktadır.

Asıl önemli olan ise Râkım Elkutlu’ya ait eserlerin notlarını toplamak ve yazmaktır. Doğru veya doğruya en yakın şekilde tesbit etmektir. Ümit Yazıcı bu işi büyük bir zevk ve özveriyle yapmıştır. Elinizdeki kitap böylece ortaya çıktı. Mûsikî benim alanım değil. Ümit Yazıcı ile birlikte yaptığımız “Râkım Elkutlu’yu Anma” programından sonra bu satırları kaleme almak da bana düştü.
Kitabın basılma imkânı bulup ilgi göreceğini umuyoruz. Bu takdirde benzeri çalışmaların arkası gelecektir. Ümit Yazıcı, Klâsik Türk Mûsikîsine ait başka bestekârların eserlerini de aynı şekilde yayıma hazırlamış durumdadır. İnşallah onlar da basım imkânına kavuşur.

Râkım Hoca’ya rahmetler dilerim. Mûsikî dostlarına saygı ve şükranla.

Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ
Aralık 2009, İzmir

Kitap içinde yer alan notalar

Güfte Makam Sayfa No:

-Arz-ı tâ’zim eylemez mi âlem-i imkân sana Bestenigâr -
-Ne bahar kaldı ne gül ne de bülbül sesi var Beyâti -
-Bilmezsin düşündüğüm ağladıklarım nedir Beyâti -
-Ne arzu var ne tâkat visâl dillerde kaldı Beyâti -
-Bir gül gibisin belki güzelsin daha gülden Bûselik -
-Yıllar geçiyor hâlâ bu ıztırâb dinmedi Bûselik -
-Sevdiğim bir Allah birde Bûselik -
-Ağla sevdiceğim gül ruhlarından Bûselik-Aşirân -
-Çoban kaval çalar onun hayâtı şâirânedir Bûselik-Aşiran -
-Vücûdun âleme rahmet inâyet yâ Resûlallah Dügâh -
-Subhu dem câm-ı mey mestâne takbil eylerim Ferahnâk -
-Ey gözleri âhu senin aşkınla harâbım Ferahfezâ -
-Aşkın bu karanlık gecesinde Ferahfezâ -
-İçip içip de bu akşam seninle mest olalım Ferahfezâ -
-Nâzında senin özlediğim eski cefâ yok Ferahfezâ -
-Cevr-i yâre sabır buldum ömrüm ahzâne kaldı Hicaz -
-Müştâkına göster o güzel çehreni kaçma Hicaz -
-Gönül yolu dar geldi sevilmemek ar geldi Hicaz -
-Ne aklımdan eser kaldı ne fikrimden bir eser Hicaz -
-Yürü ey bî-vefâ hercâi güzel Hicaz -
-Kuvây-ı Milliye Türküsü Hicaz -
-Ödemişin Bozdağ’ı efem efem Hicaz -
-Gel üzme beni kaşları çatma güzel kız Hicaz -
-Gündüzüm karanlık gecem uykusuz Hicaz -
-Gözlerinden okudum gönlümü kalbim yanarak Hicaz -
-Müştâk-ı visâlin oldu gönlüm Hicaz -
-Vücûdun mazhar-ı sırr-ı ezeldir Hicaz -
-Ey cânım ilham perim sen iştihârımsın benim Hicaz-ı Atik -
-Visâl-i yâr ile mest ol hayâle dalma gönül Hicazkâr -
-Seni çok sevdi bu gönlüm beni terketme kadın Hicazkâr -
-Süslendi ağaçlar çiçekle doldu Hicazkâr -
-Canlandı bu sessiz gecenin şiiri denizde Hicazkâr -
-Bekledim fecre kadar gelmedin işte güneş de doğdu Hicazkâr -
-Herkes eğlencededir şimdi bahar geldi diye Hicazkâr -
-O Nihâl-i bâğ-ı işve sana da eder tahammül Hisar Aşiran -
-O şûha sad cefâ sâmân ü sabrım bî karar etti Hüseyni -
-Müheyyâ oldu meclis sâkıyâ peymâneler dönsün Hüseyni -
-Çeşme başında duran şu güzel köylü kızı Hüseyni -
-Bir safâ bahşedelim gel şu dîl-i nâşâda Hüseyni -
-Dünyada ne ikbâl ne de servet dileriz Hüzzam -
-Bekledim yıllarca lâkin gelmedin ey nazlı yâr Hüzzam -
-Aşkın bana bir gizli elem oldu güzel yâr Hüzzam -
-Susmuş gece her yer sizi dinlerdi denizden Hüzzam -
-Bak gözlerinin rengi âteşler gibi yanmış Hüzzam -
-Bir zamanlar gönlüme aşkı yakından çağladı Hüzzam -
-Feryâd ki hep gönlümün devâsıdır Hüzzam -
-Bir yâre kalır kalbime her nazlı güzelden Hüzzam -
-Gönül bu ne durur ne de söz dinler Hüzzam -
-Tîr-i firkat göz göz etdikçe dil-i bîmârımı Hüzzam -
-Hatırımdan ne geçer sorma gönül sorma neler Hüzzam -
-Bıktın mı siyah gözlü güzel kız elemimden Isfahan -
-İmrûz çü her rûz-i hârâbimi harâb Karcığar -
-Nâz olur dem beste çeşm-i nîm hâbında senin Karcığar -
-Meydân-ı muhabbetde gezerken dil-i şeydâ Karcığar -
-Âteşiyle yanıyorken yüreğim Karcığar -
-Nedir bu handeler bu işveler bu nâz ü istiğnâ Karcığar -
-Nazîr olmaz sana âlemde teksin Karcığar -
-Bir daldan bir dala konan gönlümü Karcığar -
-Bir gün seviyor ertesi gün kıskanıyor Karcığar -
-Sevdim bu yaz bir esmer Karcığar -
-Ey derde dermân isteyen derde dermândır Ali Karcığar -
-Ne teselli dağıtır ah senin ağzında yalan Kürdilihicazkâr -
-Hayâlin karşısında sızlayan kalbim yanar Kürdilihicazkâr -
-Sazlar kırılan gönlümüzün hüznüne inler Kürdilihicazkâr -
-Demedim hiç ona kimsin ve nesin sen Kürdilihicazkâr -
-Kendimi sevdirmeden sevmekde ısrâr eyledim Kürdilihicazkâr -
-Aşkın seni hep güldüremez yalancı kadın Kürdilihicazkâr -
-Gönlünde dün akşam yine aşkın sesi vardı Mâhûr -
-Meclis-i ağyâre olma pertev-endâz-ı visâl Muhayyer -
-Bir siyah çevre dolaşmış gibi kirpiklerine Muhayyer -
-Bahçelerde gezersin papatyalar dizersin Muhayyer -
-Her gün yeni bir nâz yaratan yardan usandık Muhayyer -
-Gezdiğin bahçeler sinem dağıdır Muhayyer -
-Bilmem ki günâhım sana olmakta mı bende Muhayyer Kürdi -
-Âşinây-ı bezmolan anlar hitâb-ı Hayderi Nevâ -
-Ben perişanlıkta buldum rif’ati kâkül gibi Nihavend -
-Ne yanan kalbime baktı ne akan göz yaşıma Nihâvend -
-Hayâl içinde akıp geçti ömr-ü derbederim Nihâvend -
-Mümkün mü unutmak güzelim neydi o akşam Nihâvend -
-Ey benim penbe gülüm yaralı bir bülbülüm Nihavend -
-Bilmem kime yâhud neye uyduk gittik Rast -
-Müjdeler olsun size yâ mü’minin Rast -
-Bir yaz gecesi Çamlıca mehtâbına geldin Rast -
-İnce kirpiklerinin sinede bin yâresi var Sabâ -
-Aşkın ne güzel zevkini sürdükdü seninle Sabâ -
-Zâtını dâvet buyurdu bu gece Rabb ül muîn Segâh -
-Aşkınla yanıp ağladığım günleri ansın Segâh -
-İsmini bilmezdim fakat tanırdım Segâh -
-Okurken aşk kitabını Segâh -
-Kan ağlatıyor bezm-i mey’in yâd-ı hazîni Segâh -
-Baharda bu yıl bir melâl var hüzün gibi Sûzidil -
-Rüzgâr ne fısıldar ve o çamlarda ne anlar Sûzidil -
-Bir nûru mücessemdi çıkıp gitdi elimden Sûzinâk -
-Müjdeler gülzâre gül basmış kadem Şedaraban -
-Sâki piyâle sun ki bu gün gül havâsıdır Şehnâz -
-O vefâsız güzelin sözlerine aldandım Şehnâz -
-Bakıp o şûh ile nâz ü niyâze meşk ederiz Tâhir Bûselik -
-Çile-i baht-ı siyahım dolmuyor Tâhir Bûselik -
-Hülyam yine bir gölgeli esrâra bürünsün Tâhir Bûselik -
-Ey kemân ebrû şehit hançeri müjgânınım Uşşak -
-Silemem bir gün hayâlimden dilber kadını Uşşak -
-Sevdâ benim gözümde en mukaddes bir kindi Uşşak -
-Mahvolup gitti ümidim sabr-ı sâmânım gibi Uşşak -
-Artık hicrâna tahammül edemez oldu gönül Uşşak -
-Anarım ruhlerini güller ile eğlenirim Uşşak -
-Vuslat-ı cânân’a erişmiş gönül Uşşak -
-Beyhûde kaçırma gözünü sevgilim benden Uşşak -
-Beni dünyada hiçbir ferde muhtaç etme Allahım Uşşak -
-Bana hiç yakışmıyor böyle intizâr şimdi Uşşak -
-Bahçem yine sâyende serâp olmuş efendim Uşşak -
-Çekildi fasl-ı dil gönül Uşşak -
-Yatdın yârın dizine aman Uşşak -
-Bir gün ne olur gel beni vaslınla sevindir Uşşak -
-Şimdi nerde nâz ile perverdesin Uşşak -
-Neye baksan ayân Allah Uşşak -
-Bâki yine mey içmeye and içti demişler Yegâh -
-Çepçevre bahar içinde bir yer gördük Yegâh -
-Gül yüzünü açarsın Zâvil -

Mehmet Rakım Elkulu Kitabının İçeriği:

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

Takdim 1
Râkım Hoca Hakkında Yazılanlar;
 1- ELKUTLU, Mehmet Râkım (ö.1948, Türk Bestekârı)
  Bekir Sıdkı Sezgin (T.D.V.İslâm Ansiklopedisi, Cilt 11, Sayfa 55 ) 5
 2- Râkım Hoca ile röportaj.
  Zeki Tükel (Son Saat Gazetesi, 1948) 7
 3- Büyük Bestekârımız Râkım Hocanın Evinde
  Nihad Silahdaroğlu (Demokrat İzmir Gazetesi, 1 Ağustos 1948) 11
 4- Râkım Hocayı Dün Kaybettik
  Nihad Silahdaroğlu (Demokrat İzmir Gazetesi, 5 Aralık 1948) 15
 5- Bestekâr Râkım Hocayı Kaybettik
  (Anadolu Gazetesi, 5 Aralık 1948) 16
 6- Râkım Hocanın Ardından
  Orhan Rahmi Gökçe (Anadolu Gazetesi, 5 Aralık 1948) 17
 7- Râkım Hoca İçin Artist Ve Bülbül Denir Mi?
  Şeref Toksöz (Demokrat İzmir Gazetesi, 26 Aralık 1948) 19
 8- Bir Kitâbe
  Sâdi Rızâ Altıkulaç (Yeni Asır, 28 Aralık 1948) 21
 9- Visâl-i Yâr ile’den
  Dr. Bedii Şehsuvaroğlu (Sayfa 22-28) 23
10- İzzettin Ökte’nin Kaleminden
  İzzettin Ökte (Türk Mûsıkîsi Dergisi, Sayı 15, Cilt 2, Ocak 1949) 26
11- Râkım Hoca
  Nihad Şenman (Anadolu Gazetesi, 4 Aralık 1949) 28
12 – Râkım Elkutlu Hoca
  Mehmed Çınarlı (Doğu Mecmuası, Zonguldak, Sayı 71-80 1949) 31
13- Büyük Bestekâr Râkım Elkutlu
  (Yeni Asır, 1 Eylül 1950) 34
14- Büyük Türk Bestekârı Râkım Elkutlu
  Mehmet Ali Erişkin (Ege Ekspres, 3 Aralık 1963) 35
15- Her Hafta Bir Besteci ve Eseri
  Ali Rıza Avni (Yeni Asır Gazetesi, 13 Şubat 1966) 38
16- Ali Rıza Avni’den
  Ali Rıza Avni (Mûsıki ve Nota Dergisi, 1971) 40
17- Hocanın Vefatının 23. Yılı Münasebetiyle
  İsmail Baha Sürelsan (Mûsıkî ve Nota Dergisi, Sayı 26, Cilt 3 Aralık 1971) 41
18- Bestekâr Râkım Elkutlu Ve Ben
  Safiye Ayla (Radyo Haftası Dergisi, …….) 45
19- Râkım Elkutlu
  Tâhir Aydoğdu (Türk Mûsıkîsi com.) 53
20- İzmir Türk Mûsıkî Cemiyeti ve Râkım Hoca 55
21- Reşat Aysu 56
22- Nahit Hilmi Özeren 57

Râkım Hoca’dan Fotoğraflar 58

Kitapta bulunan Eserlerin Listesi 64

Râkım Hoca Eserlerinin Notaları 68




Hoşgeldiniz