Ümit Yılmaz “Parmaklarımın Ucunda” Albümü… Sercan Halili


Toplam Okunma: 6288 | En Son Okunma: 08.05.2024 - 19:16
Kategori: Eleştiri/Kritik

Bağlama sazına farklı bir yorum getirdi. Bağlama sazının solist olarak çıkamadığı sahnelere çıktı. Yurt içinde ve dışında büyük projelere imza attı ve en önemlisi, ülkede her kesimden olan insanların severek dinlediği bir çalışma yaptı. “Parmaklarımın Ucunda” isimli çalışması ile Ümit Yılmaz 2009 dan bu yana sayısız televizyon, radyo, gazete ve dergilere konuk oldu, albümünü anlattı. Birçok sanat eleştirmeni tarafından beğeni ile karşılanan projeyi bir de “biz kaleme alalım” dedik…

1973 yılında İstanbul da doğan ve aslen Sivaslı olan Ümit Yılmaz, Haliç Üniversitesi Konservatuarı Türk Müziği Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak bağlama derslerine girmektedir. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’ndan mezun olan sanatçı, 1994 yılında “Kent Ozanları” isimli müzik grubunun kurdu. Bu grup ile “Güllerin İçinde” isimli ilk albümlerini yaptılar. Ahmet Kaya, Levent Yüksel, Erol Parlak, Sabahat Akkiraz, Sevcan Orhan, Servet Kocakaya, Piyanist Tuluyhan Uğurlu, Aşık Mahsuni Şerif gibi birçok sanatçıya stüdyolarda, albüm kayıtlarında, yurtiçi-yurtdışı konser ve festivallerde bağlamasıyla eşlik etti.

“Parmaklarımın Ucunda” isimli Ümit Yılmaz albümü aslında maddi bir beklenti düşünülmeden yapılmıştır. Sebeplerinden ilki; bu albümün kitapçığını açtığımızda ilk sayfada, Ümit Yılmaz imzalı bir şiir yer almaktadır. Şiiri okuyan herkes beş yaşından bu zamana kadar, bir sanatçının yaşadığı müzik tutkusunu bu projede milyonlara anlatmaya çalıştığını ve bu serüven sırasında yaşadığı heyecanı rahatlıkla anlayabilir.

İşte o şiir;

Beş altı yaşlarında bir çocuğum, yumuk yumuk ellerimde bir cura sazı …
İlk öğretmenim Babam ve ilk tınılar uçup gidiyor parmaklarımın ucundan …
Babanın oğula olan inancı, sevgisi; Belki de ışığı görmek gözünde …
Oyun oynamak gibi, vazgeçemediği topun peşinden koşmak, gülmek, ağlamak ama odamda yine parmaklarımın ucunda …
Okula başlamak, sıra arkadaşlıkları, harfleri tanımak, okumayı sökmek …
Birinci sınıf yıl sonu müsameresi sahnedeyim arkadaşlarımın neşesi sevinci parmaklarımın ucunda …
İlk alkışı almak, güzel sözler övgüler duymak, ilgi görmek ve adını koyamadığım duygular, rüya gibi, şaşkınlık parmaklarımın ucunda …
Her şey hızla ilerliyor… Zamana ayak uydurma mücadelesi ve savaşı…
Parmaklarımın ucunda…
Artık yürekte, zihinde, düşte, düşüncede, umutlar, aşklar
parmaklarımın ucunda …
Sevgide emek, olgun başak gibi boyun eğmek, öfkem, inadına baş kaldırmak, duyduğum özlem, yürüdüğüm inandığım yol artık parmaklarımın ucunda …
Dünüm, bugünüm, hüzünlerim, sevinçlerim, yani beni bu hayatla buluşturan Babam; PARMAKLARIMIN UCUNDA …

Bu şiir, albümün konusunu, sebebini her şeyi anlatıyor ama, bu albümün en güzel taraflarından biride tüm gelirin “ÖZÜRLÜLER VAKFINA” bağışlanmış olması.

Anadolu’nun ezgilerini, batının tınısı ile bir araya getiren albümün yapımcılığını DMC yapım şirketi üstlenmiş. Biri hariç enstrümantal parçalardan oluşan albümde toplam 9 parça bulunmaktadır. Ümit Yılmaz, söz ve müziği Zülfü Beyhan’a ait “Yanarcan” isimli parçayı bağlamasının yanı sıra sesiyle de süsleyerek çok ses getirdi.

Projeye ismini veren “Parmaklarımın Ucunda” adlı eserin klip yönetmenliğini Kubilay Kasap yaptı. Klibin kareografisini Tan Sağtürk hazırladı ve dansıyla eşlik etti.

TİM Show Center‘da sunuculuğunu Vatan Şaşmaz”ın üstlendiği tanıtım galasına yaklaşık 1800 kişi katıldı. Ümit Yılmaz, albümde yer alan eserlerden bazılarını ilk kez gala gecesinde izleyenlerin beğenisine canlı performansı ile sundu.

Albümün aranjörlüğünü Önder Meral ve Müslüm Sevim üstlendi. Çalışmaya Balaban’ı ile Ertan Tekin, Ney’i ile Eyüp Hamiş, Garmon’u ile Nejat Özgür, Kontrabas’ı ile Umut Sel, Vurmalı sazları ile Ömer Aslan ve Abbas Karacan, Tanbur’u ile Pelin Değirmenci, Kemençe’si ile Furkan Bilgi, Obua’sı ile Sezai Kocabıyık, Mey ve Zurna’sı ile Kenan Elmas, Kaval’ı ile Murat Toraman eşlik etmiştir. Yaylılarda Doğukan Çokşeker ve arkadaşları icra yapmışlardır. Her kaliteli projede mutlaka ismini gördüğümüz Çellist Özer Arkun da albümde bulunmuştur. Ayrıca Gitarı ile Serhan Yasdıman ve Kaba Zurna icrasıyla da Halil Çokyürekli güzel icralarda bulunmuşlardır.

Kendisi ile çok yakın dostluğumuz vardır. Haliç Üniversitesi Konservatuarı’nda odalarımız karşılıklı olduğu için birçok kez sohbet ederken fikirlerimi sorduğunda zaten söylemiştim. Şimdi albümdeki müzikal fikirlerimi sizlerle paylaşıyorum; ilk başta hiçbir şey düşünmeden sadece hayalindeki müziği sevenleri ile paylaşan Yılmaz’ı kutluyorum. Ama burada kutlanması gereken bir kişi daha var; Aranjörleri ve Mix – Masteringi yapan Seha E. Akbaş. Özellikle 9. parçadaki Mix’i çok başarılı.

Amacım her zaman söylediğim gibi eleştirmek değil, sadece fikirlerimi paylaşmak.
Albümde müzikal olarak değineceğim konu başta yaylı yazımları ile ilgili olacak. Sözkonusu beğenilerin tercih meselesi olduğunu belirtmek istiyorum. Yaylı yazımlarında benim tercihim daha farklı olabilirdi ama 3. ve 5. parçaların yaylı yazımlarını dinlemek gerçekten çok zevkli. Önder Meral arkadaşımın müzisyenliği zaten çok kuvvetlidir. Kendisi ile bu projenin etkinliklerinde aynı sahneyi paylaştım, bazı farklı parçalara yazdığı yaylı düzenlemeleri gerçekten çok başarılı buluyorum.

Bu müziklerin, konularını anlatmasında en büyük etki sahibi bence vurmalı sazlar olmuş. Ömer Aslan ve Abbas Karacan’ın icraları, kompozisyonları ve nüansları şahane olmuş. Bu albüme sazı ile konuk olan Özer Arkun çaldığı eserlere gerçekten güzel bir hava katmış.

Anadolu isimli Altıncı eser, bestesi, başındaki bağlama solosu ve gerekse içindeki bütün icraları ile her şeyi ile dört dörtlük olmuş bence. Sekizinci eser için beste sahibi Ümit Yılmaz’ı tebrik ediyorum, bu eserin girişindeki tuşlu çalgıları kullanmamak ya da yerine başka bir enstruman kullanmak benim tercihim olabilirdi ama yine de zevkli bir parça olmuş. Dokuzuncu parçanın başındaki Halil Çokyürekli’nin kaba zurna ile yaptığı duygulu solonun Yılmaz’ın bağlamasıyla da buluşması oldukça keyifli olmuş..

Genelde yaptığım eleştiriler başta söylediğim gibi fikir unsurudur. Kişiye ve zevke göre değişir. Şimdi de albümün dışı ile fikirlerimi söylemek istiyorum. Bu albümü hiç dinlemeden, müzik mağazasında kapağına bakınca, içindeki yapılan işin kalitesi grafik ve fotoğraf kalitesi olarak da dışarıya yansımaktadır. Kubilay Kasap’ı ve Dinamo İletişim’i yaptıkları çekimler ve tasarım için tebrik ediyorum. Bu güzel sanatsal maddeleri içinde barındıran CD kapağının matbaa işlemlerini yapan Görsel Dizayn Ofset Matbaacılık Tic. Ltd. Şirketi için düşüncem pek de olumlu olmadı. Bu gibi kaliteli işleri basan birçok matbaa şirketi gibi bu şirkette yapılmaması gereken hataları yapmış. Albüm kapağının açıldığında alt ve üst uçlarındaki hatalar göze rahatça çarpmaktadır. Fakat albüm içindeki kitapçık gayet düzgün olmuş.

Albümün içindekileri ayrıca İngilizce olarak yazmak da çok doğru bir düşünce olmuş. Albüm çıkaran akademisyenlerimize konu için gereken özeni göstermelerini rica ediyorum.

Parçaların kayıtlarını alan arkadaşı da titiz çalışmasından ötürü tebrik ediyorum.

“Parmaklarımın Ucunda” herkesin dinlemesi gereken bir albüm. Müzisyenlerden ziyade halkımızın da zevkle dinleyeceğini düşündüğüm bu müziği, TV yönetmenlerinin çok yakın zamanda fark edip dizi, film ve programlarında kullanmak için Yılmaz ile görüşeceklerini düşünüyorum. Gerek Ümit Yılmaz, gerekse içindeki müzisyenler bu müziklerde çok şey anlatmışlar.

Değerli arkadaşım, Haliç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ümit Yılmaz’ı yaptığı çalışmasından dolayı kutluyorum ve hiç ara vermeden yeni çalışmasına devam etmesini diliyorum.

Öğr. Gör. Sercan Halili
T.C. Haliç Üniversitesi Konservatuarı
Türk Müziği Bölümü
www.sercanhalili.com




Hoşgeldiniz