Ulaşamadığımız Sanat: İzmir AKM… Orcan Atasoy


Toplam Okunma: 2946 | En Son Okunma: 09.05.2024 - 01:50
Kategori: Haberler

Konumumuz İzmir. Yağmurlu bir gün… Konumuz İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun 28 Ekim 2010 tarihli konseri için gittiğimiz İzmir AKM… Konserlerin ve birçok kültürel etkinliğin gerçekleştirildiği, kültürel açıdan İzmir’in can damarı olan Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nin yan tarafında belediyeye ait bir adet ücretli otoparkı var. Bu otopark yağmur yağdığında göle dönüşür. Gelen misafirler araçlarını parkederler. Ama araçlarından yere bir türlü inemezler. Çünkü her taraf su /göl olmuştur…

Normalde olmadığı halde, bu gibi durumda görevli çizmeleriyle aracınızı alır, suların içine park eder, çizmeleriyle kimi yerde dize kadar gelen su içinde yürüyerek anahtarınızı getirir. Aracınızı teslim almadan önce de “içine su girebileceği, şaşırmamanız gerektiği” uyarısını yapar.

Nasıl? Komedi gibi değil mi?

Konser izleyicisi evinden kalkmış, ta konser yerine kadar gelmiş. Evine dönse bir türlü, dönmese bir türlü…

Burası, yani sözkonusu belediye otoparkı İzmir’in bir zamanlar merkezî şenliğinin yani eski Maksim Gazinosu’nun yeridir.

Görülmektedir ki o Maksim Gazinosu toprağı şimdilerde birçok konser izleyicisinin müdavimliğine -belediyenin su birikintisi öngörüsüzlüğü nedeniyle- son verecek gibi görünmektedir.

İzmir’in sorumlu belediye kurumu ise İzmir’in dünyaca meşhur simgesi Konak-Saat Kulesi’nin 50m güneybatısındaki sulu kültürel otopark sorununun henüz, hatta yıllardır farkında bile değildir….

“Henüz” kavramı İzmir siestasında yöneticilerce biraz geç mi algılanıyor ne?..

Bir önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Rahmetli Ahmet Priştina zamanında kent, su tahliye kanalları ve ızgaraları ile donanmıştı. Hala onlarla idare ediliyor…

. . .

Bu gidişle yağmur yağdığı zaman İzmir AKM’de konserler boş kalır.

Oysa:

19.yy. İstanbul’unda Gedikpaşa Tiyatrosu afişinden bir anekdot şöyledir:

“Tiyatro karîlerimizin at arabalarını koyacakları yer bulamamaları düşüncesi ile tiyatroya gelmekten vazgeçmemeleri için muhterem karîlerimize özel bir ahır tahsis edilmiştir.”

Durum 19.yy’da öyle,

21.yy. İzmir’inde ise böyle!..




Hoşgeldiniz