Konservatuarlarda Dünden Bugüne (1994-2010) Neler Değişti?.. Göktan Ay


Toplam Okunma: 3146 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 22:08
Kategori: Fikir Yazıları

Ülkemizde üniversitelere bağlı konservatuar sayısı 35’e ulaştı. “Hayırlı, uğurlu” olsun… Ülkemiz sanat ve kültürüne nasıl katkı sağlayacağını hep birlikte göreceğiz inşallah… Şimdi: Taslak içinde birkaç yerde adı geçen Konservatuarlar, maalesef kurum olarak, statü bakımından ortada bırakılmıştır. Bugün: Konservatuarlar Yüksekokul mu? Fakülte mi? Rektörlüğe bağlı bölüm mü? Hala statüsü belli edilememiş, birlik sağlanamamıştır… Konservatuar mezunları müzik öğretmeni olabilmek için, matematiğin ve fiziğin yoğun sorulduğu KPSS sınavlarına girmek zorunda bırakılmaktadır…

Ülkemizde üniversitelere bağlı konservatuar sayısı 35’e ulaştı, “hayırlı uğurlu olsun” diyoruz.. Ülkemiz sanat ve kültürüne nasıl katkı sağlayacağını hep birlikte göreceğiz inşallah… Konservatuarlarla ilgili yazılarımı takip edenler düşüncelerimi biliyorlardır.
Konservatuar Müdür Yardımcılığım sırasında (1994-1997) YÖK tarafından, YÖK kanununda yapılması düşünülen değişiklikler ile ilgili kitapçıklar üniversitelere gönderilerek, birimlerden raporlar istenmiş, biz de çok sıkı bir çalışma yapmıştık. Evrakları karıştırırken, o zaman raportör olarak görev aldığım ve hazırladığımız alanımızı ilgilendiren görüşler elime geçti. O günden bu güne neler değişmiş diyerek karşılaştırmak istedim, yararlı olacağına inanıyorum:

1/ Taslak içinde birkaç yerde adı geçen Konservatuarlar, maalesef kurum olarak, statü bakımından ortada bırakılmıştır.
Öneri: Konservatuarların kanunda hükmi şahsiyet olarak yer alması yerinde olacaktır.
Bugün: Konservatuarlar Yüksekokul mu? Fakülte mi? Rektörlüğe bağlı bölüm mü? Hala statüsü belli edilememiş, birlik sağlanamamıştır.
Lisansüstü ve doktora/sanatta yeterlik programları; Sosyal Bilimler Enstitüsünde mi? Güzel Sanatlar Enstitüsünde mi? Fen Bilimleri Enstitüsünde mi? olmalı, belli değildir…

2/Konservatuarların yapısındaki ve üniversitelere uyum amacıyla çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle ortaya çıkan problemler çözülmediği için, yeni yasada da aynen taşınmış olacaktır.
Öneri: 2809 sayılı kanunun geçici 10.mad. sine, bir ek madde getirilerek konservatuarlar için yapısal ve gerçekçi çözüme acilen gidilmesi yerinde olacaktır…
Bugün: Konservatuar mezunları müzik öğretmeni olabilmek için, matematiğin ve fiziğin yoğun sorulduğu KPSS sınavlarına girmek zorunda bırakılmaktadır. 1999 yılında kaldırılan “pedagojik formasyon dersleri” nihayet bu sene yani 11 sene sonra tekrar lisans içine alınabilmiştir.
2809 sayılı kanunla unvan alan sanatçılar için ve yeni kurulan konservatuarlardaki öğretim üyesi açığını tamamlamak, başarıyı yakalamak için, bu kanunun geçici maddesine bir ek madde getirilmeli, günün şartlarına göre tekrar uygulanmalıdır.*

3/ Madde 21:a- Bölümlerin altındaki anasanat/bilim dallarının kaldırılması ile yetki ve sorumluluk bir kişide toplanacak, konservatuarlarda işleyiş zorlaşacaktır. Bölüm kurulları şu anda da karar mecii olarak zaten yetkilidir.
Bugün: Konservatuarlardaki bölümler ciddi şekilde ele alınmalı, yanlış yapılanmalar kopya edilerek çoğaltılmamalıdır. “Aynı adla ve benzer içerikle bölüm ve anabilim/sanat dalları oluşturulamaz” amir hükmü ya uygulanmalı ya da hüküm değiştirilmelidir.
b- Bölüm Başkan Yardımcılarının ve Bölüm kurulunun öğretim üyelerinden oluşması, öğretim üyesi sıkıntısı olan konservatuarları büyük zorluğa sokacaktır.
Öneri: Bölüm Başkanı ve Yardımcıları için ; “varsa öğretim üyeleri arasından yoksa kadrolu öğretim elemanları arasından atanabilir” denilmelidir..
Bugün: Her hüküm gelişmiş kurumlara göre hazırlanırsa, diğerlerinde sorunlar ortaya çıkmaya başlaması doğaldır. Bu nedenle genel hükümlere yer verilmeli, açık kapı bırakılmalıdır.
Bölüm kurulu; Bölüm Başkanının başkanlığında “bölümdeki kadrolu öğretim elemanlarından oluşturulur” denilmesinde yarar görülmektedir.
Bugün: Bu madde aynen uygulanmaktadır.

4/ Madde 23: Doç. ve Prof. yükseltmeleri için her iki ünvanın (2).ci ve (3).cü bendinde belirtilen uluslar arası düzeyde bilimsel dergilerde yayınlar yapmış olmak ve bu yayınlara atıfları bulunması, uluslar arası alanda seminer, konferans veren ve sanatsal icra sergileyen konservatuar sanatçılarını zor durumda bırakmaktadır.
Öneri: Yükseltmelerde belirtilen bendlerden Doç. için (1). Ve (4). (5). Ci Prof. için 1. 4. 5. 6. cı bendlerin konservatuarlar için geçerli olacağı şeklinde bir ibare yükseltmelerin önünü açacaktır.
Bugün: Maalesef ülkemizde, bir şekilde ÜDS aşıp, unvan alanlar kendilerinden sonrakilere yardımcı olmak yerine önüne yeni setler çekmeye çalışmaktadırlar. (Zaten ÜDS barajı nedeniyle, çalışmaları ile tanınan/bilinen ve bekleyen 15.000 e yakın Y.Doç. olduğu bilinmekte ve birimlerde en fazla yükü de bunlar çekmektedirler. Ayrıca, Doç likten sonra Prof. olmak için yabancı dil de kaldırılmış, 5 sene bekleme şartı yeterli görülmüştür.) Doç. ve Prof. ile ilgili olarak birimlere sürekli yazılar gelmekte, toplantılar yapılmakta, kararlar alınmaktadır. Alınan kararlarda aşırı şekilde, unvanlıların yurt dışı çalışmalarına meyl ettiği, önem verdiği, kriterlerin zorlandığı görülmektedir. Bu ülke içinde yapılan çalışmalar geri plana atılmaktadır ki bu şekilde ülke sanatının/kültürünün kalkınması, güzel projelerin ortaya konması mümkün değildir…(batı sanatları ile bağlantılı branşlar hariç) Bu durum ve alınan kararlar sanat alanını çok zorlamaktadır, önemli olan paylaşımdır, ciddi/özgün çalışmalardır. Ve bu sorun sadece sanat alanında değil, diğer alanlara da sirayet etmiştir.

YÖK bu amaçla, aşağıdaki yönetmelik (13 Ağustos 2010 Cuma, Resmî Gazete, Sayı : 27671) değişikliğine gitmiştir;

“YÖNETMELİK
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından:
DOÇENTLİK SINAV YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 31/1/2009 tarihli ve 27127 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin Geçici 1 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(3) Ekim 2010 dönemi ve Nisan 2011 dönemindeki doçentlik başvurularıyla ilgili değerlendirmelerde, 1/9/2000 tarihli ve 24157 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Doçentlik Sınav Yönetmeliği hükümlerine istinaden belirlenen asgari ölçütler esas alınır.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Yükseköğretim Kurulu Başkanı yürütür.”*

5/ Madde 31: (d) bendinde Arş.Gör. için lisansüstü düzeyde öğrenim görenlere öncelik verilmesi olumlu bulunmuştur.
Bugün: Arş. Gör. İyi bir eğitimle ve kendini kabul ettirmiş konservatuarlarda, ciddi programlarla/derslerle yapılmak şartı ile kazanılacak bilimin ilk adımıdır. Arş. Gör, lisansüstü ve doktora/sanatta yeterlik eğitiminde yeterli derecede yabancı dil seviyesine, müzik bilgisine ulaşmalıdır. Ayrıca Tezsiz yüksek lisansın ne getirip/götürdüğü iyice araştırılmalıdır.
6/ Madde 36: (c) bendindeki öğretim üyelerinin resmi veya özel kurum ve kuruluşlarda bir gün izinli sayılması olumludur.
Öneri: Öğretim görevlilerinin fazla, öğretim üyelerinin az olduğu konservatuarlarda düşünülerek, öğretim üyeleri yerine “kadrolu öğretim elemanları” yazılmasında fayda görülmektedir.
Bugün: Ülkemizde 110’u aşan özel-devlet-vakıf üniversitelerinde, bilgi paylaşımını sağlamak, yetişmiş sanatçı öğretim elemanından yararlanmak için, devlet-özel üniversiteler arasında gerekli izinlerin verilmesinin kolaylaştırıldığını görüyoruz. Bu olması gereken bir dayanışmadır.
(j) bendinde, “Dekan ve Dekan Yard. – Müdür ve Müd.Yard. - Bölüm Başkan ve Yard. için haftalık ders yükü zorunluluğu azaltılmalıdır” denilmesinde yarar vardır.
Bugün: Birimlerin en fazla derdini çekenler yardımcılardır. Ancak yardımcılar için ders saati yükü hala değişmemiştir (10 veya 12 saat), Dekan-Müdürler (0 saat), Bölüm Başkanları 5 saat olarak uygulanmaktadır. Yardımcılarında ders saatlerinin düşürülmesinde önemli yararlar görülmektedir.

Görüldüğü üzere konservatuarların, YÖK nezninde, ciddi şekilde ele alınıp, Türk-Batı müziği ayrımı yapmadan, her dalın eğitiminin yer aldığı bir yapıya dönüştürülmesi, öğretim elemanlarının bulundukları yöredeki/ildeki araştırma/derleme çalışmalarına ağırlık verdirilmesi ve yükselme kriterlerinde onların öne çıkarılması, alanında yabancı dil bilgisinin geliştirmesine destek olunması, üniversite içinde statüsünün belirlenmesi ülkemiz kültür ve sanatına yapılabilecek en önemli hizmet olacaktır.

Bilindiği üzere sanat; sevgi ve paylaşımla büyür.
______________________________________________
*YÖK web sayfası

** İlgili kanun konservatuarların üniversitelere intibakı için doğru ve gerekli bir şekilde hazırlanmış, ancak uygulamalarda yapılan hatalar işin rengini değiştirmiştir. İlk listede Doç. ve Prof. olan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı hocaları, Milliyet Gazetesi’nin (Sn. Abbas Güçlü) listeyi ele geçirip, “havadan profesörlük, türkücü profesörler, bir gecede profesörlük” diye ortalığı toz dumana çevirmesi ile YÖK tarafından “böyle bir çalışma yok” denerek geri çekilmiş, yönetmeliğin arkasında durulmamıştır. Ve Türk Musikisi mensupları, bir ünvan aşağıya çekilerek daha sonra ilan edilmiş, böylece Batı Müziği Konservatuarı hocaları, gerekli ünvanları alarak öne sıçramışlardır. Bu da aynı kanunla yapılan ayrıcalığı doğurmuştur. Ayrıca, başvuru şartı 1983 yılı sonuna kadar olmasına rağmen -daha sonra bazı isimler için uzatılmıştır- bir çok ünvan Ocak 1988 de 1983 yılı değerlendirmesi ile gelmiş, aradan geçen 4 sene göz ardı edilmiştir. Yine, bazı sanatçılar, önce Y.Doç, 6 ay sonra Doç., önce Doç. 6 ay sonra Prof.luğa yükseltilmiştir. Birçok sanatçı “ünvanlarının düzeltilmesi, eksik ayların/yılların değerlendirilmesi, haklarının iadesi” için başvuruları sonuçsuz kalmış, gelen cevaplarda “ilgili kanun gereği bir defaya mahsus yükseltme yapıldığından, ilgili dilekçeniz işleme alınamamıştır” denerek “hak kaybına”, “özlük kaybına” uğratılmıştır. Gelen YÖK yönetimleri de konu ile ilgilenmemiş, sanatçı öğretim üyelerinin hakları korunamamıştır. Bugün, aradan 27 sene geçmiş, bir çok sanatçı eksik ünvanlarla emekli olmuştur.




Hoşgeldiniz