CD Tanıtım ve Eleştirisi: “Türkülerle Türkiye – Kilis”… İlhami Gökçen


Toplam Okunma: 5230 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 21:55
Kategori: Eleştiri/Kritik

TRT repertuarında Kilis’ten derlenmiş daha başka türküler varken (bkz. Keçik 2000: 109-140), acaba neden Gaziantep’ten olanlar alınmış? Nerede, ‘Lamba da şişesiz yanmaz mı’, ‘Sultan’ın giydiği hareli kumaş’, ‘Kundurama kum doldu’, vb. türküler?.. “Vokaller” adı altında herhalde ‘Söyleyenler’ demek istenmiş [“vokaller” kelimesinin yanlış kullanıldığına dikkat ediniz, çünkü İng.; Fr. “vokal/vocal bir sıfattır; ‘vokalistler’ demek gerekirdi… Yöre ile ilgili olsun olmasın, çeşitli çalgılar kullanılmış. Örneğin, Akordeon, Mey gibi çalgılar, Kilis yöresinde çalınmaz ve hatta mey hiç bilinmez bile. Hele Elektro-gitar, son zamanların icadı değil midir?..

CD Tanıtım ve Eleştirisi: “Türkülerle Türkiye – Kilis”… İlhami Gökçen

Türkülerle Türkiye, [No.] 79 Kilis
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, DÖSİM için üretilmiştir.
Yapım: Ulus Müzik San.Tic.A.Ş., İstanbul (www.ulusmuzik.com)

“Türkiye with Folk Songs” şeklindeki İngilizce alt başlık anlamsız olmuş.
 Her il için hazırlanmış bir CD serisinden, 79 numaralısı Kilis’e ayrılmış.
Yukarıda da görüldüğü gibi ticarî bir şirket bu CD’yi, DÖSİM için üretmiş. CD kapağının içine 12 sayfalık bir kitapçık iliştirilmiş.

Burada yapımcı şirketin adı yanı sıra yapımcılar İskender Ulus, Turhan Ulus; müzik yönetmeni Zeki Atagür denilmişse de, bu CD’nin nasıl ve kimler tarafından hazırlanmış olduğuna dair herhangi başka bir bilgi bulunmuyor.

Örneğin, bu CD’deki “Türküleri” kimler ve nasıl seçmiştir?
Fakat, iyi bir fikir olarak, CD’de yer alan 11 Türkünün sözleri ve alındıkları yöre yazılmış. Türkülerin THM sıra numarası da verilse iyi olurdu, sözleri benzer türküleri birbirinden ayırt etmek için.

Buna göre; bu Türkülerin 9’u Kilis, ve geri kalanı da Gaziantep yöresinden alınmış. Fakat aşağıda da görüleceği gibi daha fazla Gaziantep türküsünün konulmuş olduğu görülüyor. TRT repertuarında Kilis’ten derlenmiş daha başka türküler varken (bkz. Keçik 2000: 109-140), acaba neden Gaziantep’ten olanlar alınmış? Nerede, ‘Lamba da şişesiz yanmaz mı’, ‘Sultan’ın giydiği hareli kumaş’, ‘Kundurama kum doldu’, vb. türküler? Bu kitapçıkta, CD’de ile hiç ilgisi olmayan bir “Haco Gelinin Hikâyesi” de bulunuyor!? (Sözleri için bkz. Özgül ve diğerleri 1996: 341; Bir de bkz. Arsunar 1962: 94).

Bu CD’de kullanılan çalgıların adları şöyle:

Kemane, Akordeon, Klarnet, Zurna&Mey (aynen) [burada İngilizce’de ‘ve/and anlamına gelen ve Türkçede bulunmayan bir işaretin kullanıldığına dikkat ediniz], Elektro-Bağlama, Ud, Kanun, Rtimler (aynen) [kelimenin yalnış yazıldığına ve kullanıldığına dikkat ediniz; herhalde ‘Ritim Çalgıları’ denmek isteniyordu; ne yazık ki, bu ‘Ritim Çalgılar’ın neler olduğu yazılmamış], Bağlamalar. Sonra, “Vokaller” adı altında herhalde ‘Söyleyenler’ demek istenmiş [“vokaller” kelimesinin yanlış kullanıldığına dikkat ediniz, çünkü İng.; Fr. “vokal/vocal bir sıfattır; ‘vokalistler’ demek gerekirdi ve bu son kelime TDK sözlüğünde bulunmaktadır (bkz. TDK Sözlük 1998: 2: 2351). Fakat, asıl Türkçesi daha yerinde olurdu]. “Metin Yazarı: Servet Somuncuğlu” denilmiş. Çalgılar arasında Kaval’ın bulunmayışı dikkati çekiyor.

Bu CD’nin yapımında genel olarak şunlar gözlemleniyor:

1- Ne olduğu belirtilmeyen Ritim Çalgıları çoğu kez caz ritminde, mekanik bir şekilde ve başa tokmak vurur gibi bir sesle çalınmış. Ben bunu ‘tamtamlı musiki’ olarak adlandırıyorum. Burada bir Darbuka’nın tatlı tatlı tınlayan sesini bulamazsınız. Öyle sanıyorum ki elektronik ritim aygıtları ve/veya Batı Vurmalı Çalgıları kullanılmış. Acaba onun için mi adları belirtilmemiş?

2-Yukarda da görüldüğü gibi, yöre ile ilgili olsun olmasın, çeşitli çalgılar kullanılmış. Örneğin, Akordeon, Mey gibi çalgılar, Kilis yöresinde çalınmaz ve hatta mey hiç bilinmez bile. Hele Elektro-gitar, son zamanların icadı değil midir?

3- Kaş yapayım derken göz çıkarırcasına, benim ‘sahte otantiklik’ diye adlandırdığım uydurma telaffuz şekillerine başvurulmuş. Yahut, yöresel ağız ve söyleyiş şekillerine hiç dikkat edilmemiş. Bunlar aşağıda yeri geldikçe gösterilecektir. Acaba Kilis yöresini bilen birisine danışılmış mıdır? Hiç sanmıyoruz!

4- CD’de yer alan Türkülerin hepsi de kırık hava. Araya bir uzunhava koyup bize biraz nefes aldırılmamış, özellikle Ritim Çalgılarından.

5- Türkülerde geçen yöresel sözcükler açıklanmamış. (Biz bunları yeri geldikçe açıkladık. Ayrıca, türkülerin bulunduğu kaynakları ve THM sıra numaralarını yay ayraç içinde ekledik.)

Şimdi, “Türkülerin” teker teker incelenmesine geçelim:
 (Not: Gaziantep yöresinden olan Türküler’in yalnız adları verildi fakat yorum yapılmadı;
 Çalgı adlarının baş harfleri büyük harfle yazıldı).

1- Acem Kızı: Gaziantep’ten. Onun için incelenmedi.

2- Bahçeden hudar geldi: Aranağme, Mey, Zurna ve Bağlama eşliğinde çalınmış. Alışılmamış bir birleşim. Sanırım, Kaval daha çok yakışırdı. Mustafa Arı, Urfa-Mardin şivesi ve oranın kesik tavrı ile söylüyor. Yüksek ve ince sesi ile, arabesk öncesi İbrahim Tatlıses’i hatırlatıyor. Fakat, Kilis tavrı değil bu. Karşılık veren karma koronun sesi bastırıcı. Ritim Çalgısı olarak, sanırım Davul çalınmış. Parçanın sonunda Zurna ile çalınan hava bir halay/karşılama havasına uygun ama, türkü için değil.
 (Kaynak kişi: Nail Aslanpay; Derleyen: M. Sarısözen. THM Sıra No. 312. Keçik, s. 122).
 Not: Hudar (= Zerzevat, sebze ve meyvalar); Pirpirim (=Semizotu), bkz. Elhan 2004: 192, 330.

3- Bize derler saçaklığının uşağı: Gaziantep’ten. Onun için incelenmedi.

4- Karanfil deste gider: Narin sözlü bir türkü. Buna karşın, Ritim Çalgılarının sesleri çok ritmik ve yüksek (tamtamlı musiki). Böylece “karanfil destesi” örselenmiş. Arkasından “Elektro-Bağlama”nın çarpıtılmış, dalgalı sesi ile sanki bir düğün salonundayız. Güzel sesli “Zara” hanım, çok titretmiş, çiçeklendirmiş sesini. Sonra, çok bariz İstanbul şivesi de garipseniyor. Gerçi kendi hatası değil ama, yapımcıların bunu bilmesi gerekirdi. Bazı kelimeleri de, (örneğin, ‘bakmıyor, kokladım, vb.’) nedense uzatarak söylemiş! (Yeni bir moda mı bu?) Türkünün gerektirdiği gibi sakince, rahat değil, oldukça aceleci bir tarzda. Karşılık veren karma koronun sesi de bastırıcı. “Kestel/kastel” kelimesi Kilis ağzında söylenmemiş, zaten söylenemez de, hele hele Zara hanımın ağzından!
 (Kaynak kişi: Şinasi Çolakoğlu; Derleyen: M. Sarısözen. THM Sıra No. 844. Keçik, s. 109 (TRT notası kopyası)). Turhan 1999: 132-33, No. 106.
 Not: Kestel (kastel) (=Çeşme), bkz. Elhan 2004: 236.

5- Gafil gezme şaşkın: Gaziantep’ten. Onun için incelenmedi.

6- İndim kuyu dibine Tanko: Ritim Çalgıları yine çok önde (tamtamlı musiki) . Aranağme, Zurna ve Bağlama eşliğinde çalınmış. Tuhaf bir bileşim. Gülay Özer hanım, önce Urfa-Mardin tavrında, sonra daha düz söylemiş. “Kız”ı, “gız” şeklinde söyleyerek, ‘sahte otantiklik’ yapmış. Sesi güzel fakat sanki kendisini sıkarak söylemiş. Karşılık veren karma koro çok bastırıcı. “Tanko” mu, yoksa “Tango” mu? Biz bunu ‘Tango’ olarak söylerdik. Fakat, Sarısözen derlemesinde (belki de yanlış olarak) “Tanko” yazılmış (bkz. THM Repertuar Kitabı: 1987: 116; bir de bkz.TRT, THM yaprak notası). CD’nin kendi künyesinde, “Tango” olarak gözüküyor.
 (Kaynak kişi: Nail Aslanpay; Derleyen: Muzaffer Sarısözen. THM Sıra No. 1159). Turhan 1999: 136, No. 108.
 Not: Tango (=kısa ömürlü bir gül çeşidi; yeni bir moda öncülüğü yapan kimse), bkz. Keçik, s. 52.

7- Kız bahçeye girdin mi: CD’de, bu türküye Kilis yöresinden denilmiş. Kaynak kişi ve Derleyen’i belirtilmemiş. THM Repertuar kitabında (No. 2315), ilk sözleri böyle olan bir türküye, Gaziantep’tendir deniliyor. Onun için incelenmedi.

8- Süt içtim dilim yandı: Aranağmeler, Mey’e karşılık veren Zurna(lar) ile. Ritim Çalgılarından birisi caz tipinde ve mekanik bir vuruşu var. ‘Kız’ yerine “gız”; ‘kurban’ yerine “gurban” söyleyerek ‘sahte otantiklik’yapmış, karma koro. Benim gibi bir Kilis’liyi çok rahatsız edici. Acaba bu söyleyenlerin kendi şivesi midir? Çünkü, Kilis’i idik didik arasanız böyle söyleyen birisini bulamazsınız! Tersine, Kilis ‘k’sı dolgun, hatta biraz da sertçedir ve sanıyorum Ortaasya kökenlidir. Türkünün ilk dörtlüğünü bir hanım (Beyhan Karslı) İstanbul şivesi ile söylüyor. Geri kalan iki dörtlüğünü de, Mustafa Arı, yukarda olduğu gibi, Urfa-Mardin şivesi ve kesik tavrı ile söylemiş. Yine Kilis tavrı değil bu.
 (Kaynak: Kilisli ekip; Derleyen: M. Sarısözen. THM Sıra No. 773. Keçik, s. 125).

9- Ufacık taşınan kale yapılmaz: Aranağme Zurna ve Bağlama ile. Ritim Çalgıları çok duyuluyor (’tamtamlı musiki’); hele birisi çok mekanik ve caz tarzında. Zeynep Atagür’ün İstanbul ağzı daha az rahatsız edici. Sesi türküye uymuş, fakat arada bir biraz Urfa-Mardin tavrına doğru kaymış söyleyişi.
 (Kaynak kişi: Müveddet Gürkan; Derleyen: Aynur Gürkan; Notaya alan: Altan Demirel. THM Sıra No.3607. Nota: Keçik, s. 121.)

10- Yoğurt koydum dolaba: Aranağmeler Kanun, Mey ve Klarnet’le çalınmış. Tuhaf bir birleşim. Ud daha çok yakışırdı. Bu defa Darbuka sesi işitiliyor, fakat çok önde ve ritmik. Gülay Özer hanım yine kendisini biraz sıkarak söylemiş. Acaba sesine uygun bir düzende başlanmamış mıdır? ‘Kalaba’ yerine “galaba” söyleyerek, yine, ‘sahte otantiklik’ yapmış. Tuhaftır ki, diğer ‘k’lı kelimeleri (“koydum, kalaylı”) doğru söylemiş?!
 (Kaynak kişi: Nail Aslanpay; Derleyen: M. Sarısözen. THM Sıra No. 2364. Keçik, s. 140).

11- Hasan Dağı: CD kitapçığında, Kilis yöresinden ve Kaynak kişi olarak da Mustafa Çinkılıç yazılı. THM Repertuar kitabındaki iki “Hasan Dağı” türküsü (No. 666, 1101), kaynak ve yöre bakımından buna uymuyor. ‘Gaziantep Folkloru’ kitabında, sözleri buna oldukça uyan bir “oyun türküsü” ve bir uzun hava ve bunların notaları var (Arsunar 1962: 88-9; 97). Fakat, bu defa da bu notalar ile söylenen türkü birbirine uymuyor. Yalnız, söylenen türkü gibi, uzunhavanın notasında da Saba dizisi sesleri görülüyor. Sonradan elime geçen Gaziantep Türküleri kitabında, “Hasan Dağı” türküsünün iki varyantı bulunmaktadır (bkz. Duygulu 1995). Bu CD’de, 38 numaralı notada (s. 99) bulunan ve “ilahi” tarzında olduğu kaydedilen (s. 147, Not. 38) türkü söylenmektedir. Kaynak kişi de yukardakinin aynıdır. Kilis’ten olmadığı için üzerinde durulmadı. Yalnız bu türkünün ilahi tarzında söylenmediğini ve bir Ritim Çalgısının kulağı çok rahatsız ettiğini söyleyelim. Acaba, yapanları rahatsız etmedi mi?

12- Zeytin yaprağı yeşil: Aranağme, Klarnet, Bağlama ve Kanun ile. Zara hanımın çıtkırıldım İstanbul şivesi yine yakışmıyor. Ritim Çalgılarının sesi sertçe. Solo-koro düzenlenmesi iyi yapılmış.
 (Kaynak kişi, Derleyen: Nevin Akkol, THM Sıra No. 2618. Keçik, s. 124).

Değerlendirme ölçütleri:

1- Otantiklik: Çok zayıf. Yukarda açıklandığı gibi ‘sahte otantiklik’ yapılmış. Çalgı seçimi ve kullanılışı geleneğe aykırı. Yörenin söyleyiş tarzı ve şivesi dikkate alınmamış. Geleneğe göre değil de, yapımcının zevkine (veya zevksizliğine) göre yapılmış.

2- Teknik kayıt: Ses kaydı iyi. Fakat, kayıt yapılırken “ritim” çalgıları ile diğer çalgılar arasında gürlük farklılıkları göze alınmamış. Bu sebeple, “ritim” çalgıları çoğu kez çok gürültülü olarak duyulup rahatsız etmekte.

3- Türkü seçimi: Yetersiz.

4- Model oluşturma: Bu CD geleneksel türkülerin nasıl icra edilmemesine bir örneklik oluşturabilir!

Sonuç:

Bu CD’de Kilis’in yaşanmış ve yaşanan geleneği değil de, ‘Yapımcılar’ın hayal ettiği veya uydurduğu bir musiki bulunuyor. Neticede ortaya bir nevi bir ‘Kilis arabeski’ çıkmış. Acaba denetleyiciler ne dediler?

Devlet parasıyla yapılan bir CD’den daha iyisini beklemeye hakkımız yok mudur?
Kaynakça:
ARSUNAR, Ferruh. Gaziantep Folkloru. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi, 1962.
DUYGULU, Melih. Gaziantep Türküleri. İstanbul, 1995.
ELHAN, Faruk. Kilis Ağzı. İstanbul: Kilis Vakfı Kültür Eserleri, No: 3, 2004.
KEÇİK, Avni. Kültür Kasteli XI: Kilis Türküleri. Ankara: Kilis Kültür Derneği Yayınları:19, 2000.
ÖZGÜL, Mustafa; TURHAN, Salih; DÖKMETAŞ, Kubilay. Notalarıyla Uzun Havalarımız. Ankara, 1996.
TDK Türkçe Sözlük. 2 Cilt. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basım Evi, 1998.
TRT, THM Repertuar Kitabı, Ankara: Müzik Dairesi Yayınları: 32, 1987.
TRT, THM: Yaprak Nota Yayınları. (Not: Her türküye bir sıra numarası verilmiştir).
TURHAN, Salih. Anadolu Halk Türküleri ve Ezgileri.Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, No. 1428, 1999.

Not: Bu yazı “Türk Musikisine Katkılar” (Ürün Yayınları, 2008) kitabımda yayınlanmıştır.




Hoşgeldiniz