“Kafe Aman” Geleneğinin Günümüz Yansımasında Fasl-ı Rembetiko…


Toplam Okunma: 4505 | En Son Okunma: 09.05.2024 - 10:35
Kategori: Eleştiri/Kritik

20. yüzyıl başında başka bir müzik türünün temeli olarak Anadolu ve özellikle Yunanistan’ın kent merkezlerinde gidilen İstanbul ve İzmir kökenli müzikli kahveler yani “Kafe Aman” lar gelişti… ‘Fasl-ı Rembetiko’ olarak tanımladıkları tarzlarıyla dinleyicilerine özel bir müzik ziyafeti sunan günümüz Café Aman İstanbul’u 15 Mart 2011 akşamı Ghetto’da sahne aldı. Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan grup, Osmanlı fasıl geleneği ile ‘Café Aman’ müzik kültürünü, Rumca ve Türkçe müziklerden oluşan bir repertuarla birleştirerek izleyicilerine sundu. Café Aman İstanbul’un konuk sanatçısı Rembetiko’ya gönül vermiş Pelin Batu idi…

REMBETİKO YENİDEN DOĞUYOR
‘Café Aman İstanbul’, uzun soluklu bir hazırlık dönemi ardından 2009 yılında kuruldu. Grubun amacı Rembetiko’yu orijinal şekliyle ama farklı ekollerin birleştirildiği yeni bir yorumla müzikseverlere sunmak… Virtüöz müzisyenlerden oluşan Grup, Osmanlı’dan gelen ince saz ekibi ile Rembetiko’da Pire kenti ekolünü temsil eden buzuki ve gitara, kontrbas ekleyerek yeni bir yaklaşım getiriyor. Rembetiko’yu Rumca ve Türkçe yorumlayan grup, şarkılarıyla olduğu kadar dönemin sahne kostümleriyle de dinleyicileri 19. yüzyıla götürüyor.(1)


Rembetiko’nun asıl taşıyıcıları özellikle alt tabakadan işsiz güçsüz insanlar ve rebetlerdir. Hapishane ve tekkeler (rebetlerin haşhaş içtikleri meyhaneler) ana çalgısı bağlama ve buzuki olan rembetikoların çalınıp söylendikleri başlıca yerlerdir. Müzikal açıdan bakılırsa bu şarkılar sanat açısından zayıftırlar. Sözlerinin ana teması rebetis’lerin dar sosyal çevreleriyle sınırlı kalmıştır.
19. yüzyıl sonunda başka bir müzik türü olan ve temel olarak Anadolu ve özellikle İstanbul ve İzmir kökenli Yunanistan’ın kent merkezlerinde gidilen müzikli kahveler olan “Kafe Aman” lar geliştirildi. Bunlar Yunan kentsoylularının gittiği müzikli kahvelerdi. Kafe Aman’larda çalınan müzik zengin ve sanatsaldı. Rebetislerin ilk büyük kent merkezlerinin doğuşuyla ortaya çıktıklarını belirtmek gerek. 1900 dolaylarında Gölge Oyunu karakterleri arasına eklendi.

1922 yılı rembetikonun gelişmesinde ve yayılmasında dönüm noktasıdır.

Bu tarih Yunanistan’da Küçük Asya Felaketi diye anılacaktır,

Türkiye’de ise Kurtuluş Savaşının zaferi.

Genellikle Yunanistan’ın büyük kent merkezlerine kitleler halinde gelen yaşadığı çevreden Türkiye’den ayrılmış Rumlar, yoksulluk ve işsizlikle karşı karşıya kaldılar, rebetlerle aynı toplumsal yaşamı paylaştılar.

Çok sayıda göçmen kendi enstrüman ve müzikleriyle rebetlere katıldılar.

Göçmen işadamları rebet müziğinin çalındığı kendi Kafe Aman’larını açtılar.

Böylece, hapishane ve tekkelerin dar sınırlarından kurtulan rebet müziği daha geniş toplumsal çevrelerinin duygularını dile getirmeye başladı.

Yazar E. Petrapoulos rembetikonun 3 gelişme dönemi olduğunu söyler:

1. İzmir Dönemi (1922-1932): İzmir usulü Kafe Aman’ların hüküm sürdüğü dönem.
2. Rembetikonun yeraltına inmesiyle karakterize edilen klasik dönem(1942-1952)
3. Popüler dönem: Rembetiko bu dönemde yer altı sendromundan kurtuluyor ve Yunanistan’ın ulusal müziği haline geliyor.

Rembetiko, rebetisler tarafından çalınıp söylenen müzik anlamındadır.

Rebetis terimi ayrı bir yaşam mantalitesi, davranışı, bakışı ve tarzı olan karakteristik bir erkek tipini tanımlıyor (rebetis: asi, kural tanımayan). Karakteristik rebetis, toplum dışıdır, kurumsal güçlere meydan okur. Fakat onlara karşı militanca eylemlerde bulunmaz. Toplumsal geleneklerin dışında olduğu izlenimini verir, bununla birlikte yasadışı olmaktan kaçınır. Dili argodur ve her zaman silah taşır. Bir rebetis yoksul ve sıradandır.

Egemen güçler onu outsider olarak tanımlar.

Rembetikonun gelişmesinin ilk on yılında “İzmir” stili hakimdir. Kafe Aman müziği ilk on yıl boyunca egemen durumdadır. Karakteristikleri; belli bir makamda uzun, feryat eden enstrümantal ve vokal doğaçlamalar, şehvet uyandırıcı kadın sesi, Türk göbek dansına benzer 4/4’lük ölçüyle çalınan ve cinsel olarak tahrik edici çiftetelli tarzı hareketli bir danstır. Solo enstrüman melodisine oktav olarak çalan ikinci bir enstrüman eşlik eder. Kafe Aman’ların müzikal atmosferi apaçık Arap ve Türk etkisiyle güçlü bir oryantal havaya sahiptir.

Çalgılar keman, lut, ud, santur idi.

Sonraki yirmi yılın özelliği Yunanistan’ın ürünü eski toplum dışıların rembetikosunun dönüşüdür. Buradaki ana çalgı buzuki, bağlama ve daha sonra da gitardır. Şarkıcı bir erkektir ve sesi metalik, ahenksiz, kulak tırmalayıcı ağır bir tonda olmalıdır. Fakat asla tatlı ve seksi olmaz. Müzikal stili düz ve ağırdır. Şarkı genellikle buzuki tarafından çalınan bir taksimle başlar. Taksim bir makamda yapılan doğaçlamadır. Şarkının stiline ve atmosferine dinleyici sokmak için bir giriş görevi görür. Ritmik karakteri serbesttir. Oldukça sık olarak taksim bağlamanın sürekli olarak çalınmasıyla sürer. Kısa bir taksim iki mısra arasında yapılır. Şarkının en çok kullanılan ölçüsü zeybek dansının ölçüsü 9/8’dir.(2)
________________________________________
(1) http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/611455-pelin-batu-sahnede-buyuledi
(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/Rebetika




Hoşgeldiniz