Girift, Süleyman Erguner’in “Girift” albümünde yeniden hayat buluyor…


Toplam Okunma: 5370 | En Son Okunma: 02.05.2024 - 08:19
Kategori: Araştırma Yazıları, Haberler

Geleneksel Türk müziğinin unutulmuş çalgılarından girift sözkonusu olduğunda akla gelen ilk besteci ve icracımız, sürgün nedeniyle 23 yıl(1883-1916) Amasya’da yaşayan Giriftzen Asım Bey (1852-1929) olmaktadır. Şimdi ise artık yaşayan bir isim var. Uluslararası çalışmalarıyla tanınan ney sanatçımız Süleyman Erguner… Erguner, sadece icra etmekle kalmayıp 2007 yılında Amasya Müzesi’nde bulduğu tek örnek olan girifti yeniden tasarlayıp üreterek, giriftin solo olarak kullanıldığı bir albümü İstanbul Kültür A.Ş’nin destekleriyle müzik dünyamıza kazandırdı…

Süleyman Erguner “Girift” üzerine araştırmasında şöyle diyor:

“Ney icrası üzerinde temel bilgiler alındıktan sonra öğrenilebilecek olan girift, Âsım Bey’in ölümüne (1929) kadar musikimizin icrasında solo olarak veya çeşitli çalgı grupları arasında yerini almış; ancak, bu tarihten sonra hiçbir neden gösterilmeksizin icradan çıkmıştır. Musikimizin bundan sonraki bireysel-toplu enstrümantal ve koro icralarında, girift’in ney’den farklı, bas karakterli ve kendine has sesiyle büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bunun yanında, konservatuarlarda ney eğitimin yanında girift eğitimine de yer verilmesinin sağlanarak yeni giriftzenlerin yetişmesini; yetişen bu giriftzenlerin amatör ve profesyonel koro, topluluklarda, müzik sektöründe, resmi ve özel Türk musikisi kuruluşlarında (TRT, Kültür Bakanlığı, vd.) girift icra etmelerini böylelikle girift’in halk arasında yaygınlaşarak tanınmasını diliyorum.

Tarihte Giriftzenler Musiki tarihimize ve özellikle neyzenler tarihine bakıldığında, bazılarının neyzen olduktan sonra girift de icra ettiklerini görüyoruz.

Yaklaşık iki yıldır yaptığım üfleme çalışmalarımın sonucunda, neyzen olmadan önce girift üflenmesi ve icrasının zor olduğunu anladım.

Aşağıda yer alan sanatkârların da biyografilerine bakıldığında, ilk önce neyzen daha sonra ‘giriftzen’ oldukları görülmektedir:

Neyzen ve Giriftzen Kilâri (ö.1800?), Neyzen ve Giriftzen Derviş İsmail Ağa (1810?), Neyzen ve Giriftzen Mehmed Nuri Efendi (ö.1822), Neyzen ve Giriftzen Said Mehmed Efendi (ö.1856), Neyzen ve Giriftzen Rıza Bey (ö.1886), Neyzen ve Giriftzen Âsım Bey (1851-1929), Neyzen Tevfik Kolaylı (1879-1953), NeyzenŞevki Sevgin (1893-1969; Giriftzenler hakkında geniş bilgi için bakınız : Süleyman Erguner, Ney Metodu, s.270-286, İstanbul, 2002.

Günümüzde girift’in son üstadı olarak kabul edilen Bestekâr, Neyzen ve Giriftzen Âsım Bey (1851-1929), Sultan Abdülaziz tarafından kurulan İtfaiye Teşkilatı’nda yüzbaşı rütbesiyle görev yaparken, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na katılır. Taşınması kolay olduğundan savaşa girift’ini de götürür ve güç şartlara rağmen elinden düşürmez. İstanbul’a neyzenliğinin yanısıra artık usta bir giriftzen olarak döner ve “Giriftzen Âsım Bey” olarak şöhret kazanır. Âsım Bey’in 1929 yılında ölümünü takip eden son dönemde, Neyzen Şevki Sevgin ve Neyzen Tevfik üflemiş olsa da, girift bu tarihten itibaren icra edilmeyerek unutulur.

Girift, birbirine bağlı, iç içe geçmiş, karışmış anlamına gelmektedir.

İcrası ney’den daha zor ve karışık olduğundan bu çalgıya girift denildiği söylenmektedir. Ney’de, biri - yani baş parmak deliği (perdesi) arkada, altısı önde toplam yedi parmak deliği; girift’te ise önde yedi parmak deliği, arkadaki başparmak deliği ile toplam sekiz parmak deliği vardır. Girift’te, alt taraftan birinci perde olan delik, genel perde ekseninden biraz sola doğru, yaklaşık 2 mm sapma yapılıp merkezlenerek açılır, böylelikle sol elin serçe parmağı ile alttan 1. deliği (üstten önde 7. Delik) çeşitli şekil ve açılarda kapatmak mümkün olmaktadır. Genel olarak neyde olduğu gibi, sağ elin başparmağı arka deliği kapatacak şekilde dudağın sol tarafına getirilerek üflenir

Başparesi ve dudak üfleme tekniği ney ile aynı olmakla beraber üfleme tekniği daha hassasiyet gösterir, küçük bir dudak hareketiyle bir sesin tizi ve pesi çıkmaktadır. Böylelikle ‘şûri’ denilen üfleme şekli, girift’te daha yoğunlukla kullanılmaktadır. Ney üflemede kullanılmayan sol el serçe parmağı ile girift’in alltan birinci deliği, yani neye nazaran ön tarafta üstten yedinci deliği kapatılır. Bu bakımdan ney ve girift’in perdeleri birbirini tamamen tutmaz.

Girift’in uzunluğu, “Bolahenk Nısfiye”denilen ney gibi yaklaşık 51-52 cm uzunluğundadır. Daha kısa olan giriftler de (39,5cm gibi) vardır. (Aynalıkavak Girifti, 49cm; Konya Mevlana Müzesi’ndeki girift başpareli olarak yaklaşık 41,5cm’dir.)

Ses sahası, 2 veya en fazla 2,4 oktav kadardır.

Bu giriftin ilk sesi, bütün perdeler kapalı iken bolahenk akorda göre kaba rast/sol sesidir. En tizi ise, gerdaniye/sol ve çok soğuk-kuvvetli nefesle çıkan tiz çargah/tiz do sesidir. Kaba çargah ve muhayyer (la) arasında, yani 1,5 oktav ses veren giriftler de vardır.

Boğum sayısı değişmektedir. “6” boğumlusu genel (Giriftzen Âsım Bey Girifti ) olmakla beraber, 4-5-7- hatta 9 boğumlularına da rastlanmaktadır.

Girift’in neye göre ses alanı dar, parmak pozisyonları neye nazaran daha güç ve farklıdır. Ney’de dudak, yanak ve çene-baş hareketleri ile çıkarılan veya ‘şûri’ üflemelerle çıkarılan sesler, girift’te daha dikkat edilerek elde edilebilirler.

Osmanlı devrinde saraydaki küme fasıllarında ney’in yanında girift’in kullanıldığı bilinmektedir. 18.yy.dan itibaren daha çok rağbet gördüğü anlaşılan bu çalgıyı ustaca icraları ile tanınanlar arasında Mehmed Nuri Efendi, Musahib Said Mehmet Efendi, Üsküdarlı Rıza Bey, Hacı Faik Bey ve Asım Beyler önde gelmektedirler. Tanburi Cemil Bey, Rehber-i Musiki adlı eserinin “diyapozon”bölümünde, ney ve girift gibi üfleme ile çalınan enstrümanların akortlarının sabit olduğunu; akort değiştirmek için [gerekirse] sazın değiştirilmesinin mümkün olacağını yazmaktadır. (Tanburi Cemil Bey, Rehber-i Musiki, ikinci basım,1341/1922, s.11)

1925’de tekkelerin kapatılmasıyla, Yenikapı Mevlevihanesi’nin neyzenbaşılığı görevinden ayrılan üstad Rauf Yekta Bey’in girift hakkında verdiği bilgi şöyledir:

“Girift’e gelince, bu bir flüt [ney] türü veya boru olmayıp, çeşitli büyüklükte bir küçük flütler [neyler] ailesinin genel ismidir. Bunların yedi parmak deliği ve bir baş parmak deliği vardır, fakat parmaklarla nay’dan ayrımlı olarak çalınırlar” (Rauf Yekta, Türk Musikisi, çev. Orhan Nasuhioğlu, Pan Yayıncılık, s. 92, İstanbul, 1986); aynı bilgi, H. G. Farmer, “Turkish Instruments of Music in the Sventeenth Century”, Journal of the Royal Asıatıc Society, p.17, London 1936; aynı makalenin Türkçe çevirisi: M. İlhami Gökçen, Dr., Onyedinci Yüzyılda Türk Çalgıları, Kültür Bakanlığı, s.21, Ankara, 1999)

Girift’ten Bahseden Yabancı Araştırmacılar Bazı yabancı araştırmacıların, 18.yy başlarından itibaren, İstanbul’da yaptıkları musiki araştırmaları kapsamında, girift hakkında verdikleri bilgileri, Dr. Bülent Aksoy’un kitabında görüyoruz. (Bülent Aksoy, Avrupalı Gezginlerin Gözüyle Osmanlılarda Musiki, Pan Yayıncılık, İstanbul,1994.)

Musiki tarihçisi, kuramcı ve besteci Charles-Henry Blainville (1711-1769)’nin, Histoire Generale Critique et Philologique de la Musique (Musikinin Genel Eleştirel ve Filolojik Tarihi) eserinin bir bölümü Türk musikisi ile ilgilidir. İslam ve Doğu musikileri arasında sadece Türk musikisine yer verir. Türk musikisine ayrılan bölümde daha çok Türk çalgıları üstüne verilen bilgiler önem taşıyor. Ney türlerini, davudi (Davut ney), büyük mansur (şah ney), küçük mansur (mansur), ney (kız ney) ve girift olarak sıralıyor.

Blainville, ney’i girift ile karşılaştırarak, ney için şöyle bir açıklama yapmıştır: “Ney’e gelince, bu çalgı akordu ile boy uzunluğu ne olursa olsun, aynı ailedeki çalgıların tümünü adlandıran biri çalgı olarak değil de; girift’ten büyük, küçük mansur (mansur)’ dan küçük bir nefesli çalgı türüdür” [Bülent Aksoy, anılan kitabında yer alan bu bilgi doğrultusunda (Aksoy: 57, 62, 87), küçük mansur’un aslında günümüzdeki Mansur ney/la akort, yaklaşık 80 cm olduğunu, ney olarak geçenin de kız ney’i/ si akort, yaklaşık 70 cm” olduğunu belirtmiştir. Biz de bu görüşe katılıyoruz].

1798’de Mısır’a giden Fransız müzik araştırmacısı olan Guilaume Andre Villotau (1759- 1839), Türk musikisi çalgıları arasında yaptığı önemli çalışmasında, şah ney’in yanı sıra girift’in resmini, ölçülerini, porte üzerinde perdelerini de veriyor ( Aksoy: 107, 115, 282)

Paris’te düzenlenen bir sanat sergisinde Türk musikisi çalgıları arasında bulunan girift, karaağaçtan yapılmış, 7 delikli, 8,5 inç yaklaşık 20, 96cm uzunluğunda; fiyatı 2 shiliing, penny’dir (Aksoy: 124). Alman tarihçi ve gezgin Franz Joseph Sulzer’in dinlediği klasik musiki çalgıları arasında, girift de geçmektedir. Sulzer, girift için şu sözleri söylüyor:

“…bunlardan başka girift denilen bir çeşit flütleri daha vardır ki bizim askeri bandolarda kullanılan yan flütümüzün pes oktavındaki seslere denk sesler verir, ama girift yanlamasına değil, dik tutularak ney gibi çalınır” (Aksoy: 189).

Mısralarda Girift…

Türk edebiyatında , çalgıları konu eden şiirlerde girift’e de yer verilmiştir.

Nâbî’nin
 “Nâm-âver iken girift ile mey
Çaldı galebe girift ile ney”

Enderunlu Vasıf’ın
“Feryâd-ı girift olsa da dünyada müessir
Nây-ı dil-i nâlânıma nisbet ne düdüktür”

Neyzen Tevfik’in;
” Nerede olsam başucumda ney’le girift
Hele davud ile şah nısfiyesi varsa bir çift
Beste, kâr, şarkı, semâi iki taksim ve gazel
Böyle bir gün, bu muhabbet koca bir ömre bedel”

mısralarında, özellikle ney ile girift’ in ayrılmaz ikili olduğu anlaşılmaktadır.”
Süleyman Erguner

“GİRİFT” Albümünün detayı:

Süre= 65: 25

1. Giriftzen………………………………………… Süleyman Erguner
(7:29) “Tarihimizde ‘Girift’ icra etmiş Giriftzen’lere ithaf ediyorum”

2. Sabâ Vakti…………………………………………. Süleyman Erguner
(3:03) “Büyükbabam, Neyzen Süleyman Erguner’e ithaf ediyorum”

3. Niyaz ………………………………………………. Süleyman Erguner
(1:00)

4. İsm-i Sübhan …………………….……………………..Anonim
(2:04) okuyan: Süleyman Erguner

5. Ferahfeza Sohbet “Girift ve Tanbur” …………… Süleyman Erguner - Murat Aydemir
(5:52)

6. Ferahfeza Saz Semâi………………………………. Tanburi Cemil Bey
(7:30)

7. Nihavend…………………………………………….Süleyman Erguner
(4:01) “ Neyzen Tevfik’e ithaf ediyorum”

8. Şedaraban..…………………………………………..Süleyman Erguner
(4:34) “Babam, Neyzen Ulvi Erguner’e ithaf ediyorum”

9. Şedaraban Sazsemâi……………………………………………. Tanburi Cemil Bey
 (8:35) “Değerli arkadaşım, Tanburi ve Neyzen Melih Özaltıner’e ithaf ediyorum”

10. Uşşak Sohbet “Girift ve Kanun”……………………Süleyman Erguner - Ahmet Baran
(5:13)

11. Uşşak Şarkı “Cânâ rakibi handân edersin”……………. Giriftzen Âsım Bey
  (3:05) “Neyzen ve Giriftzen Âsım Bey’e ithaf ediyorum”

12. Muhayyer Sazsemâi………………………………………Tanburi Cemil Bey
(6:15)

13. Türkü “Tutam yar elinden tutam”……………………Anonim
 (1:54) “ Talip Özkan’a ithaf ediyorum”

14. Anadolu…………………………………………………Süleyman Erguner
(4:54)
________________________________
Sesini dinlemek ve bilgi için bkz:
 http://www.girift.net/




Hoşgeldiniz