“Adet ile misafir sanatçı(*) alımı” ilanı üzerine… Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 4662 | En Son Okunma: 24.04.2024 - 06:28
Kategori: Fikir Yazıları, Yazarlarımız: A.Sarı

Adet kelimesi elma, şeftali, muz için kullanılabilir tabiî ki. Tane ile adet kelimeleri arasında kökenlerinin farklı olmasının dışında bir fark yoktur. Tane köken olarak Farsça’dan, adet ise Arapça’dan(aded) dilimize girmiştir. Önceki gün(23 Eylül 2011) Türk Musikisi Haberleşme Grubu’nda Bursa Devlet Korosu ile ilgili bir ilan yayınlandı. İlanda misafir sanatçı olarak çalıştırılacak müzisyen sayısı belirtilirken “adet” kelimesi kullanılıyordu. Eleştiri geldi… “Adet” kelimesi insan için kullanılabilir miydi?..

Sn. M.E. Kakan isimli üyenin 23 Eylül 2011 tarihinde gruba “Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Topl.’na(**) Misafir Sanatçı Alımı Hk” başlığıyla gönderdiği ilan şöyle idi:

“Kıymetli grup üyeleri,
Biraz evvel farkına vardığım ilanı aşağıda dikkatlerinize sunuyorum.
…Maliye Bakanlığı’nca, 375 Sayılı kanun hükmünde kararname istinaden, 2011 – 2012 Sanat Sezonu için vize edilen Misafir Sanatçı Pozisyonunda çalıştırılmak üzere;
1 Adet Kanun Sanatçısı
1 Adet Ud Sanatçısı
1 Adet Viyolonsel Sanatçısı
1 Adet Keman Sanatçısı
Için sınav yapılacaktır. Başvuruların…”

Türk dili açısından duyarlı üye Sn. M. Ersönmez sözkonusu ilandaki “adet” kelimesine eleştirel anlamda yaklaşarak üzüntülerini bildiriyor ve diyordu ki:

“Vah Dil’imize…
Bu ilan doğru ise; kavun, karpuz vb. için kullanılan “adet” sözcüğünün insanlar için yazılması hem de “Kültür” adına yapılması üzüntü verici…”

İnternet ortamının Türkçe açısından tam bir kakafoni olduğu biliniyor. Birçok örnekleri var. Üstelik Türk dili açısından internet ortamında yaşanan yozlaşmayı dikkate alan hemen kalmadı gibi…

Koca koca üniversite mezunları, hatta öğretim elemanları arasında daha “-de, -da” bağlaçlarının ne zaman ayrı yazılması gerektiğini bilmeyenler var.

Duyarlı üye M. Ersönmez’in “adet” kelimesinin resmi bir devlet kurumu ilanında insan/sanatçı için kullanılmasını yadırgayan mesajı, Türkiye toplumunda Türkçe dili açısından yaşanan yozluk ve önemsemezlikte dikkati çekerken, Türkçe’nin “bir numarası” olarak kabul edilen Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü’nde kelimenin karşılığı olarak:

“adet, -di Arapça. aded
1. Sayı: ‘İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor.’ Nazım Hikmet.
2. Tane: ‘Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı.’ Latife Tekin.”

şeklinde hem insan, hem de madde için kullanılarak açıklanması, toplum içindeki Türkçe’nin kullanımı tereddütlerini gündeme getiriyor.

Durum sadece bir örnek… Bu ve benzeri dil kullanım tereddütlerini, Türkçe’nin doğru kullanımına duyarlı vatandaşları; gerek yazılı organlarda, gerekse günlük konuşma diyaloglarında yaşıyor, paylaşıyorlar.

Konu “dildeki hareketliliğin, dinamizmin sonucu” olarak açıklanabilir mi?

Bir zamanlar, (mesela!) 68-78 kuşaklarına öğretilmiş olan “millet varlığı ve toplum beraberliğinde dilin önemi” hususu toplumun günlük konuşma alışverişlerinden –çoktan- çıkmış gibi görünüyor.

Çok yakın geçmişimizde; kendilerinin yetişme çağında devlet okullarında/resmi kurumlarda öğretilmiş/empoze edilmiş düşünceleri sonucu Türkçe dili konusunda çalışmalar yapmış, kelimeler üretmiş sonra da bu uğurda işinden, geleceğinden olmuş nice vatandaşlarımız, nice öğretmen ve profesörlerimiz (ör: Prof.Dr. Gültekin Oransay 1930-89) olduğunu o “dil tasasız” yurdum insanları anlayabilir mi?..

Yazımıza konu olan “adet” kelimesi kullanım örneği bile yakın geçmişimizde doğurtulan o toplumsal savaşı anlatmaya yetiyor.

Devlette, çalışma alanı dil olan TDK’dan üniversitelere / baştan aşağı birçok kurum bulunuyor.

Dil çatışıyor, onlar bakıyor!..
____________________________________
(*) Çalıştığı saat kadar ücret alan sanatçı.
(**) “Bursa Devlet Klasik Türk Müziği KOROSU” olmalı…




Hoşgeldiniz