Meral Menderes: Türk Operasının ilk yıldızından ebedî veda…


Toplam Okunma: 4290 | En Son Okunma: 25.04.2024 - 16:18
Kategori: Haberler

İlk Türk kadın opera sanatçısı soprano Meral Menderes 78 yaşında yaşama veda etti… Meral Menderes hakkında bir açıklama yapan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü sanatçının 78 yaşında İstanbul Maltepe’deki evinde vefat ettiğini bildirdi. İlk tören 28 Aralık 2011 Çarşamba günü Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesi’nde düzenlenecek. Maltepe Merkez Camisinde ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Küçükyalı Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlanacak…

 
Meral Menderes Madame Butterfly Operası’ndaki rolünde…

1960 yılında İstanbul Şehir Operası’nda sahnelenen ”Tosca” operasında oynadığı rol ile İlk Türk kadın opera sanatçısı ünvanını alan soprano Meral Menderes(d.1933) 2010 yılında Devlet Opera ve Balesi’nin kuruluşunun 50. yılında “Sanat Ödülü” ile ödüllendirilmişti.

MERAL MENDERES’İN ARDINDAN… İsmail Hakkı Aksu

İstanbul Opera’sının ilk solist sanatçılarından bir yıldızı daha sonsuzluğa uğurladık: Soprano Meral Menderes (Gökhan).

Sanatçımıza son görev için ilk olarak 28 Aralık 2011 Çarşamba günü saat 11.00de Kadıköy Süreyya Operası’nda sahneye bu kez tabutla son kez çıktı soprano Meral Menderes. Törende Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen, Sanatçıyı kaybetmek, gerçekten efsane olmuş bir sesi kaybetmek; olağanüstü acı kaydediyor. Efsane olan sesin gizli bir hayranı olmuştum, oynadığı oyunları izlediğimde. Bu sanatçıların yeri dolmuyor. Yaşarken onların değerini bilmek, yüceltmek en önemli görevlerimizden bir olmalı. Operamızın 50.Sanat Yılını kutladığımız törende; kendisine layık gördüğümüz ödülü takdim ederken; ‘Bizi bu göçebelikten kurtarın’ sözleri; AKM için , AKM’nin sorununa bir kez daha parmak basması, operamıza, balemizin sorunlarına uzak kalmamıştı.
Ardından soprano Meral Manizade söz alarak, sanatçı ile övgü dolu sözlerle, ne denli güçlü sese ve yeteneğe sahip olduğundan bahsetti. Törene katılanlar sırayla sanatçının sahnedeki tabutunun yanından geçerek, son saygılarını gösterdiler.

Maltepe Merkez Camisinde ikindi namazı ardından kılınan cenaze törenine ise Mete Uğur ve çok az opera sanatçısı katılmıştı. Küçükyalı Mezarlığındaki defin sırasında ise pek az yakını ile, opera camiasından sadece ben vardım.

Aydın Gün, 1959 yılında Ankara Operası’ndan ayrılıp, İstanbul’da bir opera kurmak için İstanbul Belediye Başkanı ve Şehir Tiyatroları Sanat Yönetmeni Muhsin Ertuğrul ile anlaşarak, Şehir Tiyatroları bünyesinde, İstanbul Şehir Operası Direktörlüğünü kurar. Gazetelere ilanlar vererek, sanatçılar alır. Şehir Orkestrası ve piyasadan orkestraya, konservatuvar, Opera Stüdyosu ve kiliselerden korist, yurt içi ve dışarıdan solist sanatçılar alarak, Şehir Tiyatroları’nın da teknik desteği ile 19 Mart 1960 yılında Tosca operası ile ilk eserini sahneler.
Bu yoktan var oluştur. Türk Operası için bir dönüm noktasıdır.
İşte bu sınavla operaya giren sanatçılardan biri de Meral Menderes’dir.

Meral Menderes 1933 yılında Kuşadası’nda dünyaya gelir. İlk şan derslerini İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda Münir Ceyhan’dan alır. İstanbul’da opera kurulmadan önce faaliyet gösteren ve operaya sanatçı yetiştirmek için kurulan Opera Stüdyosu’nda eğitim almaya başlar. Diğer arkadaşları ile burada Guiseppe Momo ve Paula Zavaroş ile çalışır. Burada operayı bir stüdyo ortamında çalışarak öğrenirler.

Şehir Operası’na girdikten sonra da şan hocası Belkıs Aran olur. Uzun zaman onunla çalışır. Şehir Operası’nın ilk solist sanatçılarındandır ve doğal olarak da ilk temsili G.Puccini’nin Tosca operasıdır. Bundan sonraki oyunu ise, Mete Uğur’un da Sharpless oynadığı Madama Butterfly’dır. Zaten Güher Güney ile en çok bu eserle tanınmıştı. Cavalleria Rusticana’daki Santuzza ile La Boheme onun çok başarılı olduğu oyunlardı. Turandot operasında çok önemli olan iki parti hem Turandot hem de Liu rolleri ile Ankara’da oynadı. Sevda Aydan ile birlikte Macbeth, Mete Uğur ile birlikte oynadığı Hoffmann’ın Masalların’ın Antonia’sını çok mükemmel oynadı. Maskeli Balo, Satılmış Nışanlı ve Il Trovatore de Meral Menderes’in repertuvarları arasındaydı.

Meral Menderes’in sesinin büyüklüğü, yukarıda tonlardaki başarısından kaynaklanıyordu. Yukarı doğru olan sol -la - si tiz sesleri mükemmel çıkarıyordu. Ayrıca sesi de natürel ve olağanüstü gürdü. Ses tonuna uygun eserlerde olağan üstü bir performansla, kısa bir zamanda, neredeyse 30 yıllık çalışma gerçekleştirdi. Opera arkadaşları arasında her zaman çok sevilen bir yapıda bir kişiliğe sahipti. Hiç kimsenin kalbini kırmaz, herkese sevgi ile yaklaşırdı. Ne yazık ki kariyerinin ileri çağlarında, sağlık sorunları ile uğraşmak zorunda kaldı.

2010 Aralığında, İstanbul Operasının kuruluşunun 50. yılı nedeniyle yapılan konserde, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen tarafından sahneye davet edilerek, kendisine 50. yıl ödülü verilince, Meral Menderes teşekkür etti ve AKM’nin kapalı kalması ile göçebe durumuna düşen İstanbul Operasının durumu için, ilgililere seslenerek ” Ne olur, İstanbul Operasını bu göçebelikten kurtarın” deyince, salondan büyük alkış almıştı.

Meral Menderes opera tarihimizin ilklerindendi. Operamızı o ve arkadaşları günümüze taşıdılar. Türk Operası onlara çok iyi şeyler başardı.
Mezarında ışıklar içinde yat soprano Meral Menderes…




Hoşgeldiniz