70 yılı gözleyenler…


Toplam Okunma: 4406 | En Son Okunma: 13.05.2024 - 23:31
Kategori: Haberler

20.yy sanat tarihi içinde yapıtları topluma malolmuş sanat insanlarının eserlerinin telif hakkından muaf sayılabilmesi için ölümlerinin üzerinden geçmesi gereken “70 yıl süresi” birer birer dolmaya devam ediyor. Gün dolması için bekleşen kültür kurumları, yayınevleri, cd’ciler bir bir harekete geçiyor. İşte belirgin bir örnek: İrlandalı yazar James Joyce’un (1882-1941) eserleri üzerindeki telif kısıtlamaları 01 ocak 2012 itibarıyla kalktı… Acaba Türkiye’de kaç kültür kurumu ve yayıncı, kaç eser sahibi için 70 yıllık sürenin dolmasını bekliyor?..

Haber şöyle:

İrlandalı yazar James Joyce’un hayattayken yayımladığı eserler üzerindeki telif kısıtlamaları 1 ocak 2012’den itibaren kaldırılıyor.

Ulysses, Dublinliler, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi, Sürgünler ve Finnegans Wake’in Avrupa’da yayımlanması, sahneye konulması, bu eserlerden alıntı ve uyarlamalar yapılması için artık torun Stephen Joyce’un izni gerekmeyecek.

Söz konusu eserlerin telif hakları, James Joyce’un 1941′deki ölümünün ardından, İngiltere ve İrlanda’da 50 yıllığına koruma kapsamına alınmış, bu süre daha sonra AB telif hakları hukuku çerçevesinde 70 yıla uzatılmıştı.

Yazarın Paris’te yaşayan ve telif hakları üzerinde hakimiyet kuran 82 yaşındaki torunu Stephen Joyce’un “aşırı korumacı ve kısıtlayıcı” tutumu sanat çevrelerini zor duruma sokuyor, İrlanda’da düzenlenen Bloomsday Festivali’nin kapsamının da dar tutulmasına neden oluyordu.

Telif hakkı koruma süresinin dolmasının sanat etkinlikleri kadar akademik çalışmaların da önünü açacağı belirtiliyor.

Türk müziğinden ilgili bir anıyı sayın Dr. Ayhan Sarı’dan aktarıyoruz:

“…Telif Hakkı süresinin dolması hususunda iki yön var. Birisi telif hakkı ödemeyi sevmeyen, telif hakkı ödemekten kurtulacağım diye sevinen yayıncılar, diğeri ise sadece kültüre katkı ve de kişiyi tanıtmayı amaçlayan etkinlik ve akademik çalışmaları rahatça yapabilecek olan kültür insanları… Konuyla ilgili olarak bizzat yaşadığım mesleki bir hatıra şöyledir: 2006 yılında Bilkent Üniversitesi’nde Rauf Yekta Bey(1871-1935) için Yrd.Doç.Dr. Işın Metin, Ersin Antep, Dr.Ayhan Sarı, Doç.Dr.Feza Tansuğ, Doç. Dr. Süleyman Erguner, Prof. Şehvar Beşiroğlu, Doç.Ruhi Ayangil, Süleyman Şenel, Prof.İlhan Baran, Gönül Paçacı, Günay Günaydın’ın konuşmacı olarak katılımıyla “Doğumunun 135. Yılında Türkiye’de Müzikbilimin Öncüsü RAUF YEKTA” paneli (19 Mart 2006) düzenlenmesi için tüm hazırlıklar tamamlanmış ve son gün, Rauf Yekta’nın torunu M. Yavuz Yektay’ın -R.Yekta vefatı üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen- Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanlığı’na gönderdiği İstanbul Beşiktaş 5. Noterliği 15 Mart 2006 tarih 06321 no’lu ihtar yazısı nedeniyle sözkonusu panel Dekanlık tarafından iptal edilmek zorunda kalınmıştı. Halbuki 70 yıl dolmuştu. Ama yine de herhangi bir yasal işlem korkusu masumca sadece kültüre hizmet amacıyla düzenlenen bir etkinliği iptal ettirmiş, varolduğunu hissettirmek için dedesini kullanmaktan çekinmeyen bir torun yüzünden onca hazırlık boşa gitmiş, bir daha da geleneksel Türk müziğinin ve biliminin bu önemli insanı R.Yekta hakkında böyle anma günlerine girişilmemiş idi…”

70 yıl dolmasını bekleyen projeler:

Telif hakkı koruma süresinin, James Joyce’un ölümünün üzerinden 70 yıl geçmesiyle birlikte dolması, 1 Ocak 2012′yi dört gözle bekleyen Dublinli sanat çevrelerini de harekete geçirdi.

Patrick Fitzgerald’ın Ulysses’ten uyarladığı “Gibraltar” oyunu, New Theatre’da bu akşam ilk kez seyirciyle buluşacak.

Pan-Pan tiyatrosu Sürgünler’in sahnelenmesine ilişkin proje üzerinde çalışmalarını sürdürürken, James Joyce Merkezi ünlü yazarın kısa öykülerinden birinin özel basımını yapmayı planlıyor.

İrlanda Milli Kütüphanesi’nin, dijital ve interaktif tanıtımlarla öne çıkacak bir James Joyce müzesi kurma planı da Joyce tutkunlarının merakla beklediği projeler arasında yer alıyor.

Telif hakkı koruma süresinin dolmasının sanat etkinlikleri kadar akademik çalışmaların da önünü açacağı belirtiliyor.(1)

*     *     *

5.12.1951 Tarihi ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun ilgili maddesi şöyle:

Madde 19- Eser sahibi 14 ve 15 inci maddelerin birinci fıkralarıyla kendisine tanınan salahiyetlerin kullanılış tarzlarını tespit etmemişse yahut bu hususu her hangi bir kimseye bırakmamışsa bu salahiyetlerin ölümünden sonra kullanılması, vasiyeti tenfiz memuruna, bu tayin edilmemişse sırayla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mensup mirasçılarına, ana-babasına, kardeşlerine aittir.

(Değişik: 21.2.2001-4630/12) Eser sahibinin ölümünden sonra yukarıdaki fıkrada sayılan kimseler eser sahibine 14, 15 ve 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında tanınan hakları eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl kendi namlarına kullanabilirler.

Eser sahibi veya birinci ve ikinci fıkralara göre salahiyetli olanlar, salahiyetlerini kullanmazlarsa, eser sahibinden veya halefinden mali bir hak iktisap eden kimse meşru bir menfaatı bulunduğunu ispat şartıyla, eser sahibine 14, 15 ve 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında tanınan hakları kendi namına kullanabilir.

Salahiyetli kimseler birden fazla olup müdahale hususunda birleşemezlerse, mahkeme, eser sahibinin muhtemel arzusuna en uygun bir şekilde basit yargılama usulü ile ihtilafı halleder.

(Değişik:1.11.1983-2936/2) 18 inci madde ile yukarıdaki fıkralarda sayılan salahiyetli kimselerden hiç biri bulunmaz veya bulunup da salahiyetlerini kullanmazlarsa yahut ikinci fıkrada belirlenen süreler bitmişse eser memleketin kültürü bakımından önemli görüldüğü takdirde Kültür Bakanlığı 14, 15, 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında eser sahibine tanınan hakları kendi namına kullanabilir.

…….

b) Sürelerin Devamı

Madde 27- (Değişik:7.6.1995-4110/10) Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. (Ek: 21.2.2001-4630/16) Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda, hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl geçmekle son bulur.

Sahibinin ölümünden sonra alenileşen eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.

12 nci maddenin birinci fıkrasındaki hallerde koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun.

İlk eser sahibi tüzel kişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.
____________________________________
(1) http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/19581547.asp




Hoşgeldiniz