Türk Müziğinde Perde ve Sorunlar*… Cemil Demirsipahi


Toplam Okunma: 14665 | En Son Okunma: 17.04.2024 - 21:11
Kategori: Araştırma Yazıları

Halk Müziğinde, halk, ozan ve edimcilerin kullandığı perde sistemi üzerinde bilimsel ve karşılaştırmalı bir araştırmaya; perde ve dizideki perdelerin, hangi dizide ne amaçla yer aldığına ilişkin sağlıklı bir bilgiye rastlamak olasılığı yok gibidir. Birtakım perdeler bir kültürde, bir ulusda kullanılıyorsa yok sayılamazlar. Günümüzde Halk Müziği ve Arabesk Müziği perdeleri hakkında ciddi bir yazı ile karşılaştığınızı sanmıyorum. Müzik sanatında kullanılan perdeleri, alan araştırmasına dayalı olarak nedenleriyle belirlemek müzik bilimin işidir ve araştırma sonuçlarının eğitim alanına taşınması gerekir.

Türk Müziğinde Perde ve Sorunlar*… Cemil Demirsipahi

Sesin salınım sayısına ya da yüksekliğine ad verme işlemine müzik sanatında perde(1), müzik biliminde frekans(2) denmektedir. Perde, bir dizi içerisinde, belli bir ses sistemine uygun olarak adlandırılır ve belirli bir sesi tanıtır. Ses sistemleri, sesin doğal yapısına, yapay olarak doğal sesi değiştirmeye, bilimsel verilerin sonucuna ve ayrıca çeşitli görüşlere göre düzenlenmiştir. Perde adları, ulusa, sisteme, zamana, kurama, sanat ve sanatçıya, edimciye, yöneticiye göre değişiklik göstermektedir. Bu değişiklikler iç içe geçmiş durumda da kullanılabilmektedir. Örneğin: ülkemizde Arap, Fars, Batı perdelerinin adları ile çok sayıda ülke harfleri müzik yazımızda yer almıştır. Alfabe notası/ ABC/CDE yazısı olarak kullanılmış ve öte andan ebcet notası Dimitri Kantemiroğlu, Şeyh Abdülbaki Dede, Mustafa Nezih Albayrak tarafından ağırlıklı olarak müzik yazısında kullanılmış, Arap-Acem harfleri katılmıştır. Ermeni harfleri de Hamparsum Limonciyan tarafından müziğimizde kullanılmıştır.

Osmanlı yazısında Arapça, Farsça sözcük, deyim ve harfleri değiştirilerek, ayrık, birleşik yazı düzeni ile başı çekik, kuyruklu, noktalı-noktasız, dişli¬-dişsiz şekillerde sağdan sola doğru okunarak kullanılmıştır.

Giuseppe Donizetti Paşa zamanında hızlanan İtalyanca, daha sonra İngilizce, Almanca, Fransızca harf, hece ve terimler perde adı olarak uygulamada ve yazıda Batı Müziği ile birlikte soldan sağa okunarak kullanılmaya başlanmıştır. Halk Müziğinde, halk, ozan ve edimcilerin hatta TRT sanatçılarının kullandığı perde sistemi üzerinde bilimsel ve karşılaştırmalı bir araştırmaya; perde ve dizideki perdelerin, hangi dizide ne amaçla yer aldığına ilişkin sağlıklı bir bilgiye rastlamak olasılığı yok gibidir. Bir ulusun halkı, yaratıcısı ve sanatçısının kullandığı perdeler dışlanarak bir çözüm önerisi sunmak inandırıcı ve güvenilir olabilir mi? Birtakım perdeler bir kültürde, bir ulusda kullanılıyorsa yok sayılamazlar. Günümüzde Halk Müziği ve Arabesk Müziği perdeleri hakkında ciddi bir yazı ile karşılaştığınızı sanmıyorum. Müzik sanatında kullanılan perdeleri, alan araştırmasına dayalı olarak nedenleriyle belirlemek müzik bilimin işidir ve araştırma sonuçlarının eğitim alanına taşınması gerekir.

Ancak, Yüksek Öğretim Kurumu içerisinde bağımsız bir “Müzik Üniversitesi” kurulamamış ve bu nedenle köklü bir müzik politikamız devlete kazandırılamamıştır. Bilimsel hizmet ise gönüllerden beklenmiş, sanatçılardan istenmiş, TRT gibi kurumlarda çalışan edimcilere bırakılmıştır. Her birinin iş alanı ve yapısı saygın olmakla birlikte donanımları bilimsel bir hizmeti yürütmek için yeterli midir diye sorarsak, yanıt tartışmaya uzanır. Yüksek Öğretim Kurumu bu görevi mutlaka yerine getirmelidir.

Bilim eğitiminden geçmemiş eğitimci, şef, okuyucu, çalgıcılar bilim adamı değil, sanatçıdır. Konservatuvar öğretmenleri de çoğunlukla sanatçıdırlar. TRT ise bir Yüksek Öğretim Kurumu değildir. Bilimsel hizmeti bunlardan beklemek yap-takçılık’ı büyütmüştür. Gönüllü ve eğitimli insanlarımız ise Türk Müziğinin günümüze kadar yaşamasını sağlamışlardır. Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum. Özellikle Kemal İlerici, Yalçın Tura, Ayhan Zeren, Gültekin Oransay bilimsel bakışı oluşturan saygın çalışmalarla ün kazanmışlardır. Kültür-Müzik ilişkisinin gündeme getirilmesinde Muammer Sun, Yıldıray Erdener, Ahmet Yürür, Şenel Önadlı gibi bilim alanında kürsü sahibi kişilerdir. Artık yetişmiş bilim insanlarımız bir fakülte değil üniversite kurabilecek kadar gelişmiştir. Böyle kuruluşları yaşama sokmamız gerekmektedir. Kuramazsak müzik alanında günümüzdeki gibi Doğu-Batı müziği ses sistemleri ile Türk Müziği eğitimine devam onayını vermiş oluruz. Gecikmeden öncelikle “Müzik Üniversitesinin kuruluşunu sağlamak ve hizmeti saygın bilim insanımıza teslim etmek onurunu yaşamalıyız. Böylece kavram kargaşası yalnız perde konusunda değil, tüm müzik alanında sona erecek, temel kavramlardan habersiz olanların haksız saldırısından koruyacak, bilim insanımıza yerini teslim edecektir.

Bilindiği gibi, Sayın H.S.Arel - R.Yekta - S.Ezgi üçlüsü birtakım işaretlerle eksik perdeleri belirtmişler ve Türk Müziği ses sistemini 24 perde olarak kabul etmişler. Sayın Hocam K.İlerici, ses yazısına aykırı işaretlere karşı, gerek armoni gerekse perdeleri eksik bulmuş ve 53 perdeyi belirtmek için inceltici ve kalınlaştırıcı belirteçlerin üzerine komayı gösteren sayıları karekök gibi yazarak sayısal yapıya ters biçimde açıklamıştır. Radyoevi sanatçıları bu yazı biçimini kullanmışlardır.

Sayın A. Zeren bu sayıları belirteçlerin altına yazarak düzeltmiş, 53 perde olduğunu belirtmiş ancak 24 perdeli sistemi savunmuştur. C.Demirsipahi ise, edim, göçürüm, armoni, ses genişliği ve çalma açısından 53 perdeyi savunmuş, bağlama ve tanburda 41 perde kullanarak öteki perdeleri alt ve üst tellerden elde edecek biçimde 53 sesi sağlamıştır. Sayın A.Saygun 5 perde; M.E.Karadeniz 42 perde; M.Ertaş ve ekolü 36 perde; L.Hamparsun 14 perde; A.D.Nasır 17 perde; D. A Kandemiroğlu 15- 17 perde; H.Toraganlı 12(tampere) perde; Bayat boylarında 7 perde; bazı Türk boylarında 12, 13, 14, 15, 17, 19 perde kullanılmıştır.

TRT’de hangi perde ve ses sisteminin kullanıldığı kesinlikle bilinmemektedir. Sabit perdeli çalgılarla Türk Müziğinde kullanılan çalgıların birlikte yayına girmesi düşündürücüdür. Oysa bu iki perde sisteminin birbirinden tümüyle ayrı ve uzlaşmaz yapıda olduğu kanıtlanmıştır. Her iki dizinin perde ve sistemleri, açık ve kapalı basamakları değişiktir, işleniş biçimleri farklıdır. Ezgisel ve uygusal yapıları birbiri ile uyuşmamaktadır. Güçlü kavramı ve basamakları değişiktir. Yanlışlıklar, perde sistemlerinin yeterince açıklığa kavuşturulamamış olmasından ileri gelmektedir. Perde adlandırmalarına baktığımızda 24 perdeden daha çok sayıda perde olduğunu görmekteyiz. Türk Müziğinde perde isimleri değişik yer ve kültürden alınmış, okuma zorluğu nedeniyle farklılaştırılmıştır. Bir çoğunu Batı ve Arap sözlüklerinde bulma olasılığı yoktur. Türkçe müzik sözlüklerinde de halk müziğinde kullanılan perdeler bulunmamaktadır.

Akla şu sorular takılmaktadır. Halk kimi temsil ediyor? Halk Müziği kimin müziği? Yok mu sayacağız?

Türk Müziğinde kullanılan değişik bazı koma sistemleri şu şekildedir:

Öncelikle bir konuya açıklık getirelim. Türk Müziği bir bütündür. Klâsik Türk Müziği ve Halk Müziği bu bütünün bir dalıdır. Klâsik Türk Müziği divan şiiri ile beslenirken, Halk Müziği halk şiiri ile zenginleşmektedir. Klâsik Türk Müziği aruz kalıplarına dayanırken, Halk Müziği ağırlıklı olarak hece vezniyle yazılmaktadır. Klâsik Türk Müziği ekonomik sorununu çözmüş insanlarımızın aşk ve methiyeler ile dolu yaşantısının rahat ve huzurunu, Halk Müziği ise ekonomik sorunlarını çözmeye uğraşan ve mücadele dolu bir yaşamı yansıtır. Klâsik Türk Müziği kuralcı, yaptırımlı bir makam baskısı ile giriş, çıkış, asma karar, yardımcı durak, durak kurallarını ve işleme yöntemini, hızını belirlemişken, Halk Müziği 3’lü, 4’lü, 5’li tüm’ler veya bunlardan oluşturulan dizileri kuralsız, yaptırımsız ve bir makam baskısı olmaksızın, giriş, çıkış, hız, karar, ana durak ve durak yerlerini bağımsız olarak kullanan ve dizi ya da tümleri işleyerek yapıtım ören bir biçimi benimsemiştir(3). Halk Müziğinde çığlık vardır, nara vardır. Savaş, gurbet, çalışma hayatı vardır ama gözyaşı yoktur. Eleştiri vardır. Felsefe vardır, isyan vardır. Yaşamın kendisi vardır. Ezgisel kalıpları tanımaz, baskı tanımaz, dizisini bağımsızca işler.

Son zamanlarda bu iki alan birbirine karışmaya başlamış, şarkı türküleşmiş, türkü şarkılaşmaya başlamıştır. Şarkı programlarında türküler, türkü programlarında ise neredeyse şarkılar okunmaya başlamıştır. Halk Müziğini sanat dışı sayma alışkanlığından ise vazgeçilememiştir. Klâsik Türk Müziğindeki eserleri sanat, Türk Halk Müziğindeki eserleri sanat dışı sayma yetkisini kim nereden alıyor? En önemlisi, bilim insanı sanatçının kullanacağı perde sayısına karar verme cesaretini gösterebiliyorsa, kendini sanatçı sayıyor demek değil midir? Kuramsal bulgular, uygulama ile uyum sağlayabiliyorsa geçerlilik kazanır ve kabul edilirler. Örneğin ; grafik sistemine dayalı müzik yazısının benimsenip yaygınlaşması. Müzik sanatını tutsak etmeye yönelirsek sanat yığınsal çoğalmaya dönüşür ve değişimi tanımayız. Oysa yaratıcı, kuralları yıkarak, bir çok seçenekli düşünceden yola çıkıp, özgürlüğünü, kimliğini, benzersizliğini ilân edebilir. Bırakınız dünyaya sanatçılar renkler kazandırsın.

Türk aydını ve bilim insanı bu toplumdan kendini soyutlayamaz. Kendi kültürünü araştırmak, tanımak, kavramak, yüceltmek ve çağdaşlığa taşımak zorundadır. Bunu yapmayan aydınlar kültürden dışlanır, yabancılaşarak başka bir kültüre sığınmak zorunda kalır. Çıkar yol, insana saygı, topluma saygı ile hizmet etmek, kendi değerlerini işleyerek kendi sanatı ile bütünün bir parçası olarak öğünebilmektir. Oradan buradan yarım yamalak alınan bilgi kırıntılarıyla bir müzik ve ses sistemine biçim vermeye yönelmek ya da bir başka ülkenin perde ve ses sistemine adapte ederek var olandan kaçmak bilim insanına yakışmaz.

Batı Müziği ve Geleneksel Türk Müziği bilenler, perde konusundaki boşluğu doldurmak için doğal olarak kimi doğu ses sistemine kimi ise Batı ses sistemine adapte ederek çözüme ulaşmaya çalışmıştır. Ancak Anadolu, Trakya, Asya’da kullanılan Türk perdeleri yok sayılmıştır. Toplumumuz tıpkı İsviçre medeni kanunu, İtalya ceza kanunu, daha önce Kur’an ve Hanefi mezhebine dayalı hükümleri içeren Mecelle kuralları arasında kaldığı gibi Batı ve Arap Müziği kuralları arasında kalmış, kendi müziğini tanıyamamıştır.

Perde, Anadolu’da “ kimlik” yerine geçer. Saz ve ses perdeleri kişinin kimlerden, hangi mezhepten, hangi yöreden olduğunu belirlemekte kullanılmaktadır. Âşık Kul Ahmet/ Ahmet Kartalkanat Biz konuşmada bile perde arar adamı tanırız diyordu. Perde bir eserin dizisini anlatmak ve hatırlatmak amacı ile kullanılmaktadır. Örneğin;misket, bozlak, aydost, garip, barak, elezber, hoyrat, kesik, karakoyun, tecnis vb. Ayrıca, Acem ağzı, Azerî ağzı, Karaci Türkmen ağzı/Türkmeni, Urfa ağzı, serbest ağız, Harput ağzı, Erzurum ağzı, Darende ağzı vb. ağız yapılarını anımsamakta kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra çalış ve okuma üslûbu ve tavır için de kullanılmaktadır. Örneğin; Konya tavrı ve ağzı, Yozgat tavrı ve ağzı, açış perdesi, ozanlama, ağır hava, Köıoğlu, rüfai, mahalli üslûp vb.

Perde belli bir dizinin üçlü/III, dörtlü/IV, beşli/V “Tüm”ü anımsatmak için kullanılmıştır. Örneğin; Hüseyni(V), Garip(IV), Bayat (IV), Köroğlu (V), Kesik (IV), Divan (IV+V), Uşşak (IV), Hicaz (IV), Müstezat (V) vb. Bu üçlü, dörtlü, beşli tümlere pek çok kişi “ ayak” adı vermektedir ve ayak kavramında anlaşılamamıştır. Makam, makam değil, makam değil ama makam sayılabilir, ezgi adıdır, dizidir, uyaktır biçiminde açıklamalar kargaşa yaratmaktadır. Oysa ayak, en eski zamanlardan beri dizi ve makam oluşturmakta kullanılan, III’lü, IV’lü, V’li “Tüm’lerdir. III+V, V+III, IV+IV, IV+V, V+IV bütünleşmeleri kullanılarak diziler oluşturulmuştur. Bunlar tek başına kullanılabildiği gibi ayrık veya birleştirilmiş sekizli olarak işlenmiştir. Halk müziğinde VIII’linin ince veya kalın kısmına yeni tümler eklenerek taşkın diziler de kullanılmaktadır. Anadolu’da bir sekizli’yi aşan makamlar kullanılır. Bunlara “ daği” adı verilir.

Doğada bir sesin salınım sayısının iki katı olan ses, aynı sestir. Bu aralığa “sekizli açıklığı” denir. Her ses, belli bir sese bağımlı olarak salınım sayısına göre oluşmakta ve bütün perdeler - yinelenmeler ayıklanarak- bu sekizli içinde çıkıcı biçimde sıralanırlar. Doğurgan ses olarak alınan perdeyi, lâ sesini, P=00 ile gösterip, doğuşkan sesler sıraya dizilirse sekizlideki ses sayısının 53 tane olduğu görülür.

P00- P01- P02*- P03- P04- P05- P06*-P07*- P08- (P09)
P09-P10- P11-P12- (P13)
P13- P14- P15*-Pl6*- P17- P18*- P19*-P20*-P21- (P22)
P22- P23- P24*-P25- P26- P27- P28*- P29*- P30- (P31)
P31- P32- P33’-P34- (P35)
P35- P36- P37*-P38*- P39- P40- P41*- P42*- P43- (P44)
P44- P45- P46*-P47*- P48- P49- P50*- P51*- P52-(P53=P00)

Bu perdelerden 0.1 ve 0.9 olan perdeleri biz en yakın perdeye bağlayarak tam perde durumunda kullanıyoruz. Perde yanında(*) işareti bulunan sesler düzeltilmiştir(4).

“Elli üç perdenin varlığı tartışmasızdır.” Bir çalgının amacı, -yaylı çalgılarda olduğu gibi- kullanılan sesleri duyurabilmesidir. Bir çalgının işlevi sanatçıyı kendi perdelerine hapsetmek ve ses sınırlarının dışında yapay sesler çıkarmaya zorlamak değil, sanatçının ses sınırlarına göre “göçürümü sağlayarak” eşlik etmesidir. Pedal ses perdeleri kullanarak çalgının çıkaramadığı sesleri, sağlam olarak basmak görevini sanatçıya yüklemek haksızlığı hoş görülemez. Perde yokluğu pek çok sanatçıyı müzik dünyasının dışına sürüklemiştir. Sanatçının kullandığı sesleri perde yokluğundan ötürü basamayan çalgı sanatçıları, mevcut perdelerine basarak kakofoni yaratmakta ve okuyucuyu da detone durumuna düşürmektedir.

Kullandığım tambur ve bağlama ailesindeki çalgılarımda sürekli “53 sesi çıkarabilen 41 perde sistemini” tüm radyo ve TV yayınlarında kullandım. Sayın Kemâl İlerici ile yaptığımız armoni çalışmalarında bu perde sistemi, perdeleri yerinden oynatmadan istenilen sesleri çıkarmayı sağlıyordu. Özellikle ana dizinin yani Hüseyni dizisinin I - II ve VI -VII ‘inci basamağı olan LA - Si ve FA - SOL açık(5) , basamaklarında 9 perde aranıyordu. Bağlamada bu perdeler daha çok aranmaktadır. 41 perde sistemi öteki tellerden yaralanarak 53 perdeyi sağlayabilmektedir. 41 perde sisteminin yerleşimi şu şekildedir:

ÜST TEL /   ORTA TEL /   ALT TEL /  BAĞLAMA PERDELERİ

P44   /        SOL  P22    /   RE P00/        L       DEMİRSİPAHİ PERDE SİSTEMİ
  P45                  P23           P01                                 (Bölük/bl/ Sekizli açıklığın 53’te biri)
  P46                 P24           P02
  P47                 P25           P03
  P48                P26          P04
  P49                P27          P05
  P50                P28         P06
  P51                 P29         P07
  P52                P30         P08
  P53=rP00/   Lâ P31/   Mİ P09/      Sİ

P04         P35/         Fa P13/                Do
P05          P36          P14
P06          P37           P15
P07           P38          P16
P08           P39          P17
P09/Sİ      P40           P18
P10            P41            P19
P11              P42           P20
P12              P43            P21
P13/        Do P44/       SOL P22/       Re
P17            P48             P26
P18            P49              P27
P19             P50             P28
P20             P51              P29
P21             P52               P30
P22/  Re P53=P00/   Lâ P31/         Mİ

P26              P04            P35/              Fa
  P27             P05            P36
  P28             P06            P37
  P29               P07           P38
  P30               P08             P39
P31/         Mİ P09/Sİ        P40
P32               P10                 P41
P33                P11                 P42
P34                P12                  P43
P35/           Fa P13/          Do P44/        Sol
P39               P17                  P48
P40              P18                   P49
P41                P19                    P50
P42                P20                    P51
P43                P21                    P52
P44/            Sol P22/         Re P53=Lâ
 ÇİZİM 1

Bu perde sisteminde tam perdeler 9 bölük ve yarım perdeler-boşluk bulunan yerler- 4 bölük(6) . Öteki sesler orta tel (re) ve üst tel (sol) den çıkarılmaktadır. Böylece bağlamaya, perdesiz bir sazın avantajlarını kazandırmaktadır(7). Boşluktaki perdelerin yeri orta ve üst tellerde kolayca belirlenebilmektedir. (Çizim 1’e bkz.)

Perde adları için kullanılan sözcük, terim, söyleyiş biçimi ve bunlarla ilgili açıklık ölçülerine, 53 perdenin hangisine ad olarak verildiğine baktığımızda aşağıdaki bulgulara ulaştığımızı söyleyebiliriz.

(Her perde adı karşısında (P48) gibi sayılarla, LA temel dizisinin P00’dan başlayan 53 perdenin hangisi olduğunu göstermektedir.)

A

A doğal/a-P00
Abb –P44.
Anadolu nihavent/nihavent -P04
Ax- P09
Anadolu Arazbar - P29, P30
Arap hicaz-P18
Âşık/Âşıklama - P16.P31
Acemaşiran/Acemaşran - P35
Arak - P39
Arazbar-ı Rumi - P29, P30
Asıl Kürdi-P04
Abid/Abit -P31
Abıdi/Abııddin/Abııddıni -P13, P38, P44
Anadolu hicaz — P17
Abııttin/Abııttıni – P13, P44, P38
Abidi/Abidini/Abidin - P38, P13, P44
Ahteri - P31
Abidin yolu -P13
Azeri - P05
Ali- P31
Asker/Askeri-P22
Acem - P35
A diyez - P05
Anadolu segâh/Anadolu segâhı - P07,P08
Anadolu Nevruz/ P14
Arazbar -P30
Arap segâhı - P07
Aşiran/Aşran - P31
Alevi - P31
Ana - P00,P13,P44,P31,P22
Asıl Arazbar - P30
Açık-Açık ya da boş tel perdesi

B
B/B naturel - P04, P05, P09
Bbb-POO
Bx-P18
Beyati - P27, P26, P29, P07
Buselik-i atıyk/Buselik-i atik/Buselik-i kadim -Badisaba/Badisabah - P18, P19
Beşir/Beşiri - P13
Bektaşi - P31
Bolaheng mabeyni - P26
Bölük -Bir 8’linin 53′te biri olan açıklık
Bem - Kalın perde
Bam - En kalın tel ve perde
Bakiye diyezli perde - 4 bölük ince olan perde (92 ya da 90.56 ince olan perde)

Boş tel- Açık tel perdesi. Telli çalgılarda, bağlamada Parmakları kullanmadan tezene veya herhangi bir Araçla çıkartılan sesin perdesi
  Bb - P04
B diyez - P13, P00
Bayat/Bayati - P07+P26+ P29
Buselik - P08, P09, P04
P04 Badısaba/Badısabah — P18, P19
Bahtiyar - P40
Bektaş - P37, P38
Bolaheng/Bolahenk - P22
Baş perde - P13, P00
Baid-i lazım - Makam dizisinde
bulunur ama kullanma zorunluluğu
yok
Bakıyye bemollü perde- 4 bölük kalın perde(92 ya da 90.56 kalın) Büzük/Büzürk/Büzrük - P Buzurg/Buzrug - P

C
  C/C naturel — P13 Caferi- P05
Cordes a vide/Fr/ Boş tel,Açık tel sesi
C bemol - P09 Cbb- P04
Cehaarğah/Cehearğah/Ceharğah-P13

Cafer - P04
Cüce Hüseyni - P03
C diyez - P18, P17
Cx - P22 Cb - P09, P08
Cıhar/Ciharğah/Cıharğah -P13

Ç
Çarığah-P13
Çareğah-P13
Çargah - P13
Çar-i ğah - P13
Çehar-P13
Çaryak - tel boyunun 81/80 oranına bölünmesi ile bulunan perde komma
Çağrığah — P13
Çar - P13
Çar-ı ğah — P13
Çehearğah/Çeharğah/Çeherğah - P13 Çeu - P13
D
Db- P17, P18 Dx-P31
Do/ Do naturel — P13
Do bemol 1- P12
Do bemol 3-P10
Do diyez 1 - P14
Do diyez 3-P16
Do diyez 5- P18
Do diyez 7- P20
Do çift diyez- P22
Dik şehnaz - P52
Dik mahur/Dik mahuri/
Dik mahuran Dik mahurhan -P43
Dik nühüft/Dik nühuft -P43
Dik guvaşt-P43
Dik acem Dik acemaşiran -P36
Dik aşiran/Dik aşran - P32, P34
Dik sünbüle/Dik sümbüle -P05
Dik hisar - P27, P30 Derbeder - P20, P21
Dik buselik-P09, P10, P12, P05
Dik puselik-P09, P10, P12, P05-P36
Devgah - POO
Dik acemaşiran/Dik acemaşran Davut mabeyni- P17, P18
Dikçe niyaz - P16
Dikçe hisar - P28
Diiaviz- P34
Dikçe niğar - P46
Dilara - P01
Dik düğah - P01
Diap/İt/ -POO
Dik muhayyer- P01
Dik - ince perde 1-3 bölük olabilir
Dikçe hicaz -P17, P18 arasında bir
perde yaklaşık 17,5
Doğal- Değiştirici kullanılmayan
perdelerden her biri
D/D naturel/ - P22
Dbb - P13
D diyez - P26, P27
Do bemol - P09, P08
Do bemol 2-P11
Do bemol 4 - P09
Do diyez 2 — P15
Do diyez 4 — P17
Do diyez 6 -P19
Do diyez 8- P21
Dikşuri -P52
Dik zirgüle/ Dik zengüle -P52
Dik Nihuft/ Dik nühuft -P43
Dik nuhuft - P43
Dik gevaşt/ Dik geveşt - P43
Dik güveşt -P43
Dik hüseyni/Dik hüseyn -P32, P34
Dik hüseyni aşiran/Dik hüseyn aşran - P32, P34
Dik kürdi - P05, P06, P07
Dik hicaz-P19, P21, P18
Divan /Divani —P13
Dik ebuselik - P09, P10, P12, P05
Dik nihavent/Dik nihavendi-P05, P06, P07
Dügah - P00
Davud/Davut /Davudi - P13
Dikçe buselik/Dikçe ebuselik/Dikçe
puselik-P10
Dikçe gülzar/ Dikçe Gülizar - P23
Dikçe dilaviz - P34
Dikçe niğar - P46
Dikçe zengüle/Dikçe zirgüle - P50
Dikçe Dilara - P02
Dik devğah - P01
Diyapazon/it/- P00
Dik çargah - P14
Dikçe - incemsi perde 1 bölük ince
Diyez- yarım perde inceltici belirteç Durak Dizinin 1. basamağı Dik seğah -P09

E
E/E naturei -P31
E bemol -P27, P26
Ebb-P22
E diyez- P35, P36 Ex- P40 Evc/Eviç -P39Eski yeğah/Eski yekğah —P44, P22
Eski buselik/eski ebuseiik/ eski puselik-P08, P04
Eski bayati/Eski beyati -P04
Ebuselik-ı atıyk/Ebuselik-ı atik/Ebuseiik-ı kadim-P04
El cevap hüseyni-P07 Eski yegah -P22 Ebuseiik- P09, P08, P04 Eski Atıyk perde,Atik perde

F
FI F naturel- P35
Fbb- P26
Fadi/Fadime/ Fadime ana –P16
Ferahnak - P23
Fa diyez 1 - P36
Fa diyez 3-P38
Fa diyez 5 P40
Fa diyez 7 -P42
Fa çift diyez -P44
Fa bemol 1 - P34
Fa bemol 3 -P32
Fx- P44
FA-P35
Fatma/Fatime/Fatime ana -P16
Fa diyez - P39, P40
Fa diyez 2 - P37
Fa diyez 4 - P39
Fa diyez 6 -P41
Fa diyez 8 -P43
Fa bemol-P31, P30
Fa bemol 2 -P33
Fa bemol 4 -P31

G
G/G Naturel-P44
Gevaşt /Geveşt –P40
Garib hicaz/Garip hicaz G bemol- P39,P40
G çift bemol-P35
Gerdan/Gerdani/Gerdaniye-P44
Guvaşt/Guveşt - P40
Garib/Garip -P38
Gülizar/Gülzar -P21
G diyez - P48, P49
G çift diyez –P00
Güçlü-Dizinin üçüncü perdesi
yardımcı durak olarak kullanılan herhangi bir perde

H
Hisarek -P30
Heftğah - P39, P35
Hüseyni aşiran/Hüseyni aşran -P31
Hisar-P30, P27, P26
Humayun hicazı -P18
Hicaz-ı humayun - P18
Heft düğah - P12, P13 arasındaki bir perde
Hbb –P00
Hauter ton/Fr/perde
Heştgâh-P44
Hüseyn/Hüseyin/Hüseyni-P31
Hatayi/Hatai-P31
Humayun-P18
Hicaz-ı rumi-P17
H/H naturel-P09
Habıt-4 koma kalındaki perde alaca perde/yarım perde

l-İ-J
Irak/ Iraq - P39
İmam-P13
İbraham-P16 J-P27
I-P18
İmam Zeynel Abidin yolu-P13
İbrahim/İbrahimi/İbrahime-P16
Just-tam

K
K-P36
Karanfil - P39
Kesik-P28
Kız neyi -P44
Kaba perde- Bir 8′li kalındaki perde
Koça- Koma, Koma. Çeyrek perde
Kat-iye - Koma. Koma. 1 koma kalın ya da ince de bulunan perde
Karip-i lâzım- Makamın ve dizinin ağırlıklı olarak kullanılan perdesi
Küçük mücennep - 5 bölük kalın veya ince perde ve belirteç yaklaşık 114 cent
Klang/Alm/- Perde
Kerdan/ Kerdani/Kerdaniye-P44
Kerem -P06
Kürdi-P04, P05, P06, P07, P09, P03
Kız neyi mabeyni -P48
Koma/Fr/Kulakla ayırtedilen en küçük ses.
Çok sayıda değişen tanımları vardır. Çeyrek perde
Karargah - Karar yeri.Dizinin birinci basamağı
Kürdi i cedid - P04
Kürdi- asl - P04
 L
L-P40
La diyez- P04
La- POO
La diyez 1 - P01
La diyez 2 - P02
La diyez 4 - P04
La diyez 6- P06
La diyez 8 - P08
La bemol - P48
La bemol 2-P51
La bemol 4 -P49
La bemol 6 -P47
La bemol 8 -P45
Lâşat- Koma./komma/çeyrek perde
Lâzım mim vech- Bir dizi veya makamın süslemesinde kullanılan perdelerden biri
Lâm – P00
La diyez 3 -P03
La diyez 5- P05
La diyez 7- P07
La çift diyez-P09
La bemol 1- P52
La bemol 3 -P50
La bemol 5- P48
La bemol 7- P46
La çift bemol- P44
Lâzım-ı mutlak- Makam ve dizide bulunması zorunlu perde
Lima -Bakıyye perdesi. 4 bölük incede ya da kalında bulunan perde

M
M-P49
Mi diyez -P35
Mi diyez 2 -P33
Mi diyez 4 -P35
Mi bemol 1-P30
Mi bemol 3- P28
Mi bemol 5- P26
Mi bemol 7- P24
Mi çift bemol - P22
Mansur mabeyni -P04
Muhayyer/Muhayyer-P00
Müstahsen-P35
Mahur/Mahuri/Mahuran/Mahurhan-P40
Mabeyn-Çalgı düzeninde, bir düzenin 4 bölük ya da 5 bölük ince perde ve düzen Minör/Mineur(Fr.)- Küçük perde. Yarım perde
Mücenneb/Mücennep - 8 bölük ince
Mi- P31
Mi diyez 1 - P32
Mi diyez 3- P34
Mi bemol - P26
Mi bemol 2 -P29
Mi bemol 4 - P27
Mi bemol 6 - P25
Mi bemol 8- P23
Mansur –P00
Misget/Misket - P39
Muhayyer-P00
Müstahsen mabeyni-P39
Mehtabiye-P31
Majör/Majeur(Fr.)- Büyük perde.Tam perde
Mukabil - Bir sekizli incedeki perde kalındaki perde
N
N-P05
Nim şuri - P47
Nim şehnaz - P48
Nim guvaşt - P38
Nim Arak-P39, P38
Nim aşiran/Nim aşran - P29
Nim nihuft/Nim nihüft- P40
Nevruz/Nevruzi- P14, P36
Nim aşiran/Nim aşran -P29
Nim hisar - P26
Nim pest hisar - P24
Nim hicaz -P17, P16
Nim cevap puselik - P08, P09
Nihavent/Nihavend - P05, P04
Nihavendi rumi- P04
Niyaz -P14
Nihuft/Nihüft -P40
Naturel-Doğal perde.Değiştirici
Nim - Tam perdenin yarısı. Diyez ya da Bemolle gösterilir,Yarım perde Yaklaşık 04.5
Nevruzu rumi-P14
Nimzirgüle/Nim zengüle -P47
Nim geveşt/Nim gevaşt- P38
Nim güveşt/nim güvaşt -P38
Nim ırak/Nim ıraq -P38
Nim nuhuft -P40
Nim nühüft/Nihuft- P40
Neva/Nevai/Nevay/ Nevayi- P22
Nim hüseyni aşiran/Nim hüseyn aşran P29
Nim karar hisar - P26
Nerime -P21
Nim cevap buselik- P08, P07
Nim cevap ebuselik - P08, P07
Nim kürdi-P03, P02, P04
Nim sünbüle/Nim sümbüle-P03
Niğar-P45
Nühuft/Nühüt - P40
Nerm - Kalın perde almayan perde
Nısf - Yarım perde yaklaşık 04.5 Nim perde
Nısfıye- Çalgıda belli bir perdenin 8′li incesindeki perdeye göre düzenlenmesi. Bu düzene uygun olarak yapılan çalgının boyu ilk çalgının yarısı kadar olur. Bu nedenle yarım, yarısı anlamında kullanılmıştır. Bilimde ise tersi olur: 200/100= Nısfiye yarı salınım sayısındaki ses ya da perde olur.

O-P
0-P08
Ozan - P31, P16
P-P17
Pir- P31
Papağan/Papağan remeli -P22
Perde- Sesin incelik kalınlık derecesi.Yükseklik
Pençğah/ Pencügah- P22
Puselik - P09, P08
Pest/Pes- Kal ındaki perde/Kaba perde
Pitch(ing.) - Perde

Q-R
Q-P26
Quvert(Fr.)- Boş ya da açık tel perdesi
R-P30
Rasd/Rast- P44
Rahevi- P40
Ruhnevaz/Ruhnivaz/Ruhnuvaz/Ruhnüvaz Ruhniyaz - P40
Rüfai/Rüfayi - P40
Re/Re Naturel - P22
Re bemol 2- P29
Re bemol 4 - P27
Re bemol 6- P25
Re bemol 8- P23
Re diyez - P26
Re diyez 2-P24
Re diyez 4- P26
Re diyez 6- P28
Re diyez 8- P30
Rı(Nesihin)/Rı(Rikanın)-P40, P44
Remel - P22
Rah - P31
Rehber/Rehper-P31
Rehavi - P40
Ruhavi/Ruhevi -P40
Remel tuti-P22
Re bemol 1 -P30
Re bemol 3- P28
Re bemol 5- P26
Re bemol 7 -P24
Re çift bemol- P22
Re diyez 1 -P23
Re diyez 3- P25
Re diyez 5 - P27
Re diyez 7 P29
Re çift diyez P31
Rost- P44

S
S- P35
Seğah/Segah - P08, P07
Sünbüle/Sümbüle-P04
Sol/Sol naturel -P44
Sol diyez 2 - P46
Sol diyez 4 - P48
Sol diyez 6- P50
Sol diyez 8- P52
Sol diyez- P48
Sol bemol 1-P39
Sol bemol 3 -P41
Sol bemol 5 -P39
Sol bemol 7 -P37
Sol çift bemol -P35
Ser perde -P13, P00, P44
Sekizyüz yetmiş salınımlı ses –P00
Si diyez 2 -P11
Si diyez 4 —P13
Si bemol 2 -P07
Si bemol 4 -P05
Si bemol 6 -P03
Si bemol 8 -P01
Said/ Sait - Yarım perde/Diyez perdesi Souzdil/ Souzdıl - P36
Si/Si naturel -P09, P08
Segah ı Rumi- P07
Suzıdil/Suzdıl/Suz-dil/Suz-i dil-P36
Sol diyez 1- P45
Sol diyez 3 - P47
Sol diyez 5 - P49
Sol diyez 7- P51
Sol çift diyez -P53=P00
Sol bemol- P39
Sol bemol 2- P42
Sol bemol 4-P40
Sol bemol 6 -P38
Sof bemol 8-P36
Saba/Sabah/Sabai/Sabahi-P17, P18,
P19, P20, P21
Si diyez 1 -P09, P10
Si diyez 3 -P12
Si bemol 1 -P09, P10
Si bemol 3 -P06
Si bemol 5 -P04
Si bemol 7 -P02
Si çift bemol -POO
Silsile-i evsat - Bir dizi ya da
makamda bulunan perdelerden her biri
Ş
Şah mabeyni -P04
Şuri -P47, P48, P49, P52, P26
Şirvan/Şirvani - P36
Şah/Şah Hatayi/Şah Hatayi -P31, P08
Şehnaz - P49, P48
Şeşgah/Şeşğaht —P31
T
T-P48
Tuti - P22
Türk segahı -P08, P07
Türk si’si -P08
To-P13
Tiz -ince perde
Tıkalı ses -Nefesli çalgılarda parmak
kullanılmadan üfleyerek çıkarılan ses perdesi
Türk buseliği/Türk buseliği
Türkpuseliği -P08
Ton/Tonhöbe(Alm.)/Tono(İt.) -Perde
Tam perde -2 alaca perdeden oluşan Re-Mi=T, Fa-Sol -La= Tam perdelerdir. Uygulamada tam perde deyimi, doğal perde anlamında kullanılmaktadır.
U-Ü-V-X

U-P04
Usta -P04, P31
Uşşak/Uşak - P07
Ukde - ince perdelerden her biri
Uzzal -P18 Ut — P13
Urfa/Urfalı -P40
V-P13
Vuslati Acem - P35 X-P22
Y
Y-P31
Yıldız-P44
Yeni yegah - P22
Yeğah/Yekğah/Yegeuah - P44, P22
Yeni buselik/Yeni Ebû-selik
Yeni puselik -P09
Yeden - Dizinin 7′inci perdesi Alt yardımcı durak
Yeni kürdi -P04

Z
Z-P35
Zir — Aşağıdaki perde- Kalındaki perde
Zirgüle —P49, P48
Zeynel Abidin/Zeyn-el ağabeyiddin P31
Zeynel Abidin yolu- P13

Zengüle -P49, P48
Zeynel/Zeyneli -P31
Zeynel imam Abidin -P31
Zemzem/Zemzeme - P04

Görülüyor ki yukarıda dökümü çıkarılan perde isimleri değişik yer ve kültürlerden alınmış, okuma zorluğu nedeni ile farklılaştırılmış bir durumdadır. Bir çoğunu Batı ve Arap sözlüklerinde bulmak olasılığı yoktur. Türkçe müzik sözlüklerinde de halk müziğinde kullanılan perdeler bulunmaktadır. Oysa uygulama ve yazıda tümü kullanılmaktadır.

Belli bir perdeye değişik adlar verilmesi; zaman dilimine göre yeniden adlandırılması; verilmesi; verilen bir perde adının başka perdelere de verilmesi; ABC yazı harflerinin, ebcet notasının - ki buraya eklenmemiştir.- çeşitli harflerin kullanılması; makam adları ile perde adlarının karışması; bazı perdelerin adının olmaması; Tarikât, zaviye, mezhep, kilise, imam adları, din adamları, topluluklar, yer. yerleşim yeri, kent, köy adlarının verilmesi; şive farklarının tümü, bir perde sisteminin yokluğundan kaynaklanmaktadır.
Bilim ve sanat insanlarının bu yükü gençliğin karşısına aşılması zor bir engel gibi bırakmaları, müziğimizi eksik göstermesi bir yana, işlevselliğini eksiltmekte ve gençliği kendi kültürel müziğimizden uzaklaştırabilmektedir. Bilimsel önerileri tartışılıp değerlendirilebileceği bir ortamda seçenekli bulgulara ulaşmayı sağlayabilecek Müzik Üniversitelerinin ve Fakültelerinin ivedi olarak kurulması gerekmektedir.
____________________________________

* Folklor/Edebiyat Halk Müziği Özel Sayısı S.42, (89-101) c.11
(1) Fr.= Frekans, patte, les notes la gamme,acte, pathe, piton ; ( Aim.) Ton, tonhöhe, klang ; ( İt.) (Fars.) Tono;(İng.) Pitch, ton; (Yun.) Tonos; (Esk.T.) ton, tong,tung, tıngı; (Ar.) sabitü’s savt; (Fars.) perde ; (Uy.) ting ; nota, makam, musiki makamı, irtifa, yükseklik, aralık, bağ, kiriş, büyük 2’li, küçük 21i, açıklık, basamak, derece
(2) Bir saniyede oluşan dalga sayısı
(3) III’lü, IV’lü, V’li diziciklere tüm adı verilir. Tüm’lerde durak-güçlü ve yardımcı durak işlevini yapan basamaklar bulunur.Ayrıca her kültürde dizinin işleniş biçiminin daraltılmış yapısı görülür. Soru ve yanıt kurulabilmektedir. Her basamağa dizideki gibi görevler verilebilir. Makam kurmada III’lü, IV’lü, V’li tüm’lerden yararlanılmaktadır.
(4) SİPAHİ METODUNDA, gösterilen doğal perdelerin içerisinde bulunan P02*1=P02; P06*1=P06; P06*9=P07;P11*1=P11; P15*1=P015; P=15*9=P16; P19*9=P20; P24*1=P24; P28*1=P28; P28*9=P29; P33*1=P33; P37*1=P37; P37*9=P38; P41*9=P42; P46*1=P47; P50*1=P50; P50*9=P51 olarak düzeltilmiştir. Böylece düzeltilmiş/tampere bir dizi oluşturulmuştur.
(5) Yürüyücü basamaklar.
(6) Bölük/bl. 8’li açıklığın 53’de biri olan açıklık birimine Cemil Demirsipahi tarafından verilen addır. Comma/ Koma/ Koma sözcüğü kavram kargaşası yaratmaktadır. Birden çok açıklık birimi komma adıyla belirtilmektedir. Örneğin 1- kulağın ayırt edebildiği en küçük aralık. 2- Yarım sesin 4’de biri. 3- Yarım sesin 5′te biri. 4- Çeyrek ses. 5- Kat’iye. 6- Laşat. 7- Pisagor koması: 74/73 24 cent. 8 - Düzeltilmiş zarlima dizisinde _22 cent. 9- Sentatonik koma _25,5 cent. 10- Manga koması _41 cent 11- Diesis koması _20. 19-5 cent 12- Holder koması 8’linin 53’te biri. 13- Uzdilek koması 8’linin 2400’de biri. Koma ayrıca kırıntı, parça, bölüntü, bölüt anlamında da kullanılmaktadır.
(7) Rahmetli saz arkadaşlarımdan Ahmet Gazi Ayhan, çok sık olarak kullanılan keserdi. Orhan Subay’la bu çalma yöntemini sınar ve kullanırdık. Ancak bazı değişikliklerin yapılması, sazın sapının elin sırtına benzer biçimde ovalleştirilmesi ve eşiğin yükseltilmesi gerekmektedir. Toplu çalmada ve armonide uyumsuzluk yarattığından perdeli durum korunmuştur.

KAYNAKLAR

EMNALAR, Atınç, Tüm Yönleriyle Türk Halk Müziği ve Nazariyatı, İzmir, Ege Üniversitesi, 1988
EIRDENER, Yıldıray, “ Kültür ve Müzik”, Ankara, Halk Kültürü Araştırmaları, 1993
İLERİCİ,Kemâl , Bestecilik Bakımından Türk Müziği ve Armonisi,İstanbul, MEB, 1981
KARADENÎZ, M.Ekrem, Türk Müziğinin Esasları, Ankara, Ajans Türk Matbaası, 1965
ÖZTUNA, Yılmaz, Türk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt I,II,III, İstanbul,1969
TURA, Yalçın , Türk Musikisinin Meseleleri, İstanbul, Kent Basımevi, 1988
———-“ Müzikte Standardizasyon”, I.Müzik Kongresi Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara, 1988, s.79
———-“Horasan Tamburunun Perdeleri ve Türk Müziği Ses Sistemi”, Türk Halk Musikisinde Çeşitli Görüşler
  (Ed. Salih Turan), Ankara, Kültür Bakanlığı, 1992, s. 308
 —— “Bağlamalardaki Perde Bağlarının Nispetleri ve Bunlardan Doğan Ses Sistemi” Türk Halk Musikisinde
  Çeşitli Görüşler,(Ed.Salih Turan), Ankara, Kültür Bakanlığı, 1992, s.313
TORAGANLI, Haşan, “Müzikte Standardizasyon”, I.Müzik Kongresi Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı,
  Ankara, 1988, s.83
YEKTA, Rauf, Türk Musikisi Nazariyatı, İstanbul, 1924 ZEREN, Ayhan, Müzikte Ses Sistemleri, Ankara, 1978
———- “ Türk Müziğinde Kullanılan Kural Dışı Sesler Hakkında”, Türk Halk Musikisinde Çeşitli Görüşler,
  (Ed. Salih Turan), Ankara, Kültür Bakanlığı, 1992, s. 29
———“ Aralık Birimleri Hakkında”, Türk Halk Musikisinde Çeşitli Görüşler,(Ed.Salih Turan), Ankara, Kültür
  Bakanlığı, 1992, s.39

ABSTRACT
 FRET AND PROBLEMS IN TURKISH MUSİC

The matter of fret and fret system in Turkish music and the caos in terms, vocabulary and terminology has created a frightening atmosphere and has caused Turkish music to seem repulsive.

In this article, the formation of concept unity, music policy and the solution proposal have been dealth with.

* * *

CEMİL DEMİRSİPAHİ (d.1933)

04.10.1933 yılında İstanbul ilinin Beşiktaş ilçesinde doğmuştur. Anne ve baba sülalesi akıncı olup, babası Sipahizadelerden Mustafa, annesi Akıncılardan Hamide Hanımdır. Demirsipahi ilk ve orta öğretimden sonra Yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1959/60 yılları arasında tamamlamış olup Ankara Barosu Avukatları arasında kayıtlıdır. Maarifçi Şevket Süreyya ile Öğretmen Cemile Aytaç’ın kızları Bilge ile evli olup Efe ve Eser adlı iki çocuğu vardır.
1973 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi mezuniyet sonrası Fakültesi Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmış, 1975 yılında Akademik kadroda Öğretim Görevliliğine atanmıştır. Hacettepe Üniversitesi Müzik ve Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzikoloji Koordinatörlüğü; Rektörlüğe bağlı Müzikoloji Ana Sanat Dalı Başkanlığı Güzel Sanatlar Fakültesine bağlı Türk Halk Müziği ve Oyunları Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

1987 yılında Üniversitelerarası Kurul Kararı ve Yükseköğretim Kurulu onayı ile Öğretim Üyeliğine yükseltildi.
2002 yılında emekli oldu.

Sanat yaşamına küçük yaşta Keman-Piyano öğrenerek başlayan Demirsipahi Feruh Ersunar’dan nota ve Keman; Selahattin Pınardan Tanbur; Emrullah Sipahi’den Ud; Ahmet Yamaci’dan Divan ve Meydan Sazı; Ahmet Yatman’dan Kanun; Yalçın Oker’den Yaylı Tanbur; Ruşen Kam’dan Makam ve Fasıl; Kemal Eroğlu’ndan Mandolin ve Pompalı Ağız mızıkası dersleri aldı. Ferruh Arsunar ve Kemal İlerici ile armoni çalıştı. Ferruh ve Kemal Bey’le çalışmaları her ikisinin hayattan ayrılışına kadar aralıksız sürmüştür.

Küçük yaştan beri Ankara Çocuk Kulübünde değişik çalgılarla müzik yapıtlarının seslendirme çalışmaları, daha sonra profesyonel bağlama icracısı olarak sahnelerde devam etmiştir. Ankara Radyosu sınavını kazanarak Yurttan Sesler Topluluğu’nda bağlama icracısı olarak görev almış, 1973 yılında çalışmaları yetersiz bularak istifa etmiştir.

1954 yılından itibaren, Uluslararası görevlerde İtalya, İsviçre, Avusturya, Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, İran, Azerbaycan, Rusya, Özbekistan, Türkistan, Gürcistan, Macaristan, Yugoslavya’da sahne, radyo televizyon programları gerçekleştirmiştir.

Türkiye Radyo ve Televizyonlarda sayısız programlara katıldı. Ortaokul 8. Sınıftan itibaren kendisinin kurup çalıştırdığı topluluklarla şeflik çalışmaları yaptı. Bunlar: Ankara Atatürk Lisesi Korosu; Hukuk Fakültesi Korosu; Talebe Birliği Korosu; Talebe Federasyonu Korosu; Kız Teknik Yüksek öğretmen Okulu Korosu; Ankara Üniversitesi Korosu; Hacettepe Üniversitesi Korolarıdır.

Fransa’nın Olimpia Konser Salonunda Bağlama Resitali ve Yunus Emre Resitali vermiş, Ayla Algan’a eslik etmiştir. Almanya’da, kendi sesi ve çalgısı ile Türk Müziği alanında ilk 10 plak çıkarılmıştır. Kültür Bakanlığı’na besteleri ve çalgısı ile Yunus Emre Longplayini hazırlamış ve Bakanlık’ça yayınlanmıştır.

Beste çalışmalarına 1952 yılında başladığı beste çalışmaları içinde Geleneksel Türk Müziği formlarında ve uygusal yapıda 200′den fazla bestesi bulunmaktadır.Bbu bestelerinden 17 tanesi Altın Plak almıştır.

Bestelerinden Bazıları:

Cano (Amman güzel yavaş yürü) Altın Plak 13
Yarey (Yana yana kül oldum) Altın Plak
Ana beni eversene, Altın Plak 3
Şen Ola Düğün Şenola (Davullar çift çift vurula) .Altın Plak
Züğürt (Nem alacak felek benim) Altın Plak 3
Oy gizli sır (Sevgiden düşmüşüm nazdan düşmüşüm)
Fakir bir sairim amma yüreğim zengin a canim. Altın Plak
Gitti (Ağla gönül ağla gelin oldu yar) Altın Plak
Deliyim (Yelkeni suya daldırdım) Altın Plak
Sen yanımda olunca
Aşkın aldı benden beni
Yarab bu ne derttir derman bulunmaz (insan pazarı)
Vermediler ne yapayım (Karşı dağlar duman duman), Altın Plak
Bir kez gönül yıktın ise kıldığın namaz değil
Selam (Günah sende suç da sende). Altın Plak
Yok Ayşe yok Ayşe çözen benden beter olsun, Altın Plak
Kızıma (Evimizde çiçektin)
Hızır gibi tut elimden. Altın Plak
Sarhoş (Giysileri pembeden)
Bülbül (Seher vakti garip garip), Altın Plak
Gençlik (Gönlüm de kovalar eskiden beri)
Bayrak Marşı (Ey göklerin kızıl ve beyaz süsü)
Kara Kız (Saçların kara kara)
Türkiye’me bir ben dönemiyorum (Gayri bıktım bu dönüşsüz gitmeden)
Karagözlüm (Rüzgar esmeyince dal uyanır mı?)
Kızlar naz ilen gelir
Oho Ahmet (Keskin idin bıçak gibi)
Kız sevdiğin var mi? Dedim
Bu dünyaya gelmek gitmek içindir (Hey ağalar gönül asla tek olmaz)
Yarasızlar,Altın Plak,

Kurguladığı Sahne Eserleri:

1-Sesli Gazete
2-Kıvanç
3. Masal
4. Hoşgörü
5. Bin Mevsim
6. Düş ve Gerçek
7. Sevda Demeti
8. Büyülü Sözcük
9. Dünden Bugünden Sevmek
10. Türkülerin Getirdiği
11. Kızıl Yokuş
12. Kutsal Adim
13. Yıldızlar Yağmuru
14. Güneş Damlaları
15. Meslekler Destanî
16. Ata’ya Dünden Saygı
17. Minik Demet

Karma Fasıllar:

1. Semai Demeti
2. Damla Damla
3. Ankara’dan Esintiler
4. Sevda
5. Hoşgörüsüz Hoşgörü
6. Dünden Bugünden
7. Büyülü Sözcük
8. Minik Demet
9. Bin Mevsim
10. Düş ve Gerçek

Film müzikleri Tiyatro Müzikleri ve Televizyon Müzikleri yapmıştır. Uluslararası Kompozitörler Birliği’nin SACEM ve GEMA üyesidir.

Çok sayıda kurum ve kuruluşlarda görev yapmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, TRT Yüksek Kurullarında ve özel danışma kurullarında görev yapmıştır.

Türkiye, ilkokullar-ortaokullar-liseler-üniversiteler arası Türk Halk Oyunları ve Türk Halk Müziği yarışmalarının yapılmasını devletçe organize edilmesini önererek gerçekleşmesini ve yarışmaların yasal temele oturtulmasını sağlayarak yarışma esaslarını düzenlemiş ve yürütmüştür.

Devlet Halk Dansları Topluluğu’nun kurulması ve gerçekleştirilmesinde katkıları olmuş ve Seçici Kurul Başkanlığı ile 36 kişilik bir çalgı orkestrası yetiştirmiştir. Binlerce oyun müziğini notaya alarak nota arşivi kurmuştur.

METOD SIPAHÎ BAGLAMA I kitabi 24 ders ve 72 saat uygulamaya dayalı lise düzeyi temel kabul edilen, kuramsal uygulamalı notasyon ağırlıklı olup üniversitede 1975 yılından beri denenmiş ve geliştirilerek bugünkü haline getirilmiştir.

Demirsipahi son olarak Bağlama Metodu, Makam ve Ses Sistemleri Notasyon Perde Sistemleri, Karsılaştırmalı Armonik Yapı ve Uygusal Sistem (Armonik Sistemler), Müzik Terimleri Sözlüğü gibi kitap çalışmalarını sürdürmektedir. (1)
_______________________________________

(1) Ataya Dünden Yarına Saygı Konserinden (28 Aralık 1990)




Hoşgeldiniz