Eugenia Popescu-Judetz müzikbilim dünyasına veda etti(*)…


Toplam Okunma: 3127 | En Son Okunma: 19.05.2024 - 18:39
Kategori: Haberler

Balkan kaynakları açısından Geleneksel Türk müziği araştırmalarıyla – kitaplarıyla tanıdığımız Türk müzikoloji dünyasının önemli isimlerinden etnomüzikolog ve sanat tarihçisi Eugenia Popescu-Judetz 20 Aralık 2011 günü ABD Pennsylvania - Pittsburgh’da 86 yaşında aramızdan ayrıldı. Dimitrie Cantemir konulu ilk kitabı 1973’de Romanya’da yayınlanan, geleneksel Türk müziğinin Balkanlardaki kültürel uzantısı ve ora kültürüyle harmanlanması konularında bir arkeolog gibi çalışan Popescu ve eşi Gheorghe birçok bilgiyi gün ışığına çıkararak müzik dünyamız ufkunda yeni penceler açtılar.

Etnomüzikolog ve Sanat tarihçisi Eugenia Popescu -Judetz, Romanya’da Bükreş`in altmış km güneyinde, Tuna nehrinin kıyısındaki Giurgiu`da 1925 yılında doğdu..

Piyano dersleri aldı. Sanat Tarihi eğitimini tamamladı. Etnomüzikolog olarak 1968 yılından itibaren Türkiye’ye gelmeye başladı ve geleneksel Türk müzikleri ve tarihi yazma kaynaklarıyla ilgilendi. Türk musikisi kaynakları ve Osmanlı seyirlik sanatları üzerine uzmandır. ABD`nin Pennsylvania eyaletindeki Pittsburgh Duquesne Üniversitesi`nde öğretim üyesi ve üniversite müzesinde sanat danışmanı olarak görev yapmış olan yazar, Doğu Avrupa ile Türkiye’nin halk müziği ve seyirlik sanatları üzerine dersler vermiştir.


Eugenia Popescu-Judetz

Geleneksel Türk müziği kaynakları ve Osmanlı seyirlik sanatları üzerine uzman olan Popescu doğduğu yeri şöyle anlatır:

“… nüfusun çoğu etraftaki kırsal kesimden gelen ve şehirde dükân açan küçük esnaftı. Az sayıda üst tabaka meslek sahibi ile bazı varlıklı insanlar vardı. Tuna`nın diğer şehirleri gibi, Giurgiu da bir Balkan demografik mozağine sahipti. Nüfus çoğunlukla Romen, Yunanlı , Bulgar, Yahudi, Ermeni, Arnavut, Sırp ve etnik kimliğini korumamış birkaç Türk`ü bir araya getirmişti…”

Yazarın ifadesiyle yüksek kültürel hayatı olmayan bir yerdi Giurgiu… Onun çocukluğunu besleyen de Bükreş`in zengin kültürel yaşamı oldu. Müzik ve folklora ilgi duymaktadır. Gheorghe Popescu -Judetz`le evlendikten sonra halk müziği ve dansları uğraşı alanı olmuştur. Çift olarak opera , bale hatta karakter dans resitallerine katılırlar. 1950 yılında karakter dansı dalında Prag`daki uluslararası bir yarışmada birincilik ödülü alırlar. Eşi Gheorghe Popescu -Judetz, Romen halk danslarına tukundur. Birlikte halk danslarını derleme, kaydetme ve kendi yarattığı notasyon metoduyla notaya alma ve ülkenin pekçok bölgesinden topladığı malzemeleri yayımlamaya iter. Birçok yere bu amaçla seyahat yaparlar. 1949 yılından sonra, keşfedebildikleri her halk dansının ve dans ezgisinin bir örneğini aramak için ülkede köy ve kentlerde dolaşırlar. Amaç; zamanla siyasi ve sosyal değişimle yüzünden tehlikeye giren halk kültürünün parçalarını kaydetmektir.

Geleneksel Türk müziğinin Balkanlardaki kültürel uzantısı, harmanlanması konularında bir arkeolog gibi çalışıp, birçok bilgiyi gün ışığına çıkarıp müzik dünyamız ufkunda yeni penceler açtılar.

Böylelikle kütürel değerleri koruma yarışında, idealist ve inatçı bir uğraşla engin sonuca ulaşırlar. Binlerce halk dansı notası, yazılı ve kayıtlı halk ezgileri, etnografik notlar ve fotoğraflardan oluşan Judetz koleksiyonunda yer alır.

“Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler” kitabının çalışmalarından bir kesiti şöyle anlatmıştı:

“Alan çalışmalarımızın ilk yıllarında, kırsal alanlardaki birçok Çingene çalgıcı batıl inançlıydı ve bir kez kayıt edilirse, müziklerinin kendilerinden `çalınmış` olacağını ve sonunda kendi mallarından ve kimliklerinden soyulmuş olacaklarını söyleyerek teybe kaydedilmekten çekniyorlardı. Birçok kez, her ne kadar hizmetleri karşılığı ücret ödediysek de onları çalmaya ikna etmekte zorluk çektik. Yine de, müziklerinin, sonunda radyo yayınıyla başkalarının parasal kazanç sağlamasına sebep olacağından kuşkuluydular. Tedbirlilikleri para kaygısının ötesindeydi. Müzik mirasının koruyucuları olmak konusunda duyarlıydılar ve böylelikle Romen halk müziğiyle özdeşmişlerdi. Dahası, Çingene çalgıcıları aynı zamanda, belli bir bölgenin dans repertuarını bilen ve Çingene dans tarzlarını gösteren yetkin dansçılardı.”

Alişimin Kaşları Kare Rumeli türküsünün hikayesi ise şöyleydi:

“Tuna nehri yakınındaki Rusçuk`ta sevdalı iki gencin Gülsün ve Aliş’in öyküsünü. Gülsün Alişi Tuna kıyılarında görür ve kara kaşına sevdalanır, türkü yakar. Bu hikâye mutlu sonla bitmez. Alişini Tuna `nın sarı dalgalarına kaptırır.”

Dimitrie Cantemir (1673 - 1723) hakkında Romanya’da çıkan (1973) ilk kitabından sonra, kitapları Türkçe ve İngilizce olarak Türkiye’de genellikle Pan Yayıncılık tarafından yayınlandı.

Kitaplarından:

Beyond The Glory Of The Sultans Cantemir’s View Of The Turks
Three Comparative Essays On Turkish Music
Adakale
Tanburi Küçük Artin
Türk Musıki Kültürünün Anlamları (1996),
Meanings in Turkish Musical Culture (1996),
Kevserî Mecmuası (1998), Prince Dimitrie Cantemir (1999),
Prens Dimitrie Cantemir (2000), Sources of 18th Century Music (2000),
Hatırat-Tuna Boyunca Anılarla Ezgiler (2007),
A Summary Catalogue of the Turkish Makams (2010).
____________________________________
(*) Dr. Ayhan Sarı




Hoşgeldiniz