Biyologlar ve müzikologların kader birliği(*)…


Toplam Okunma: 3493 | En Son Okunma: 24.04.2024 - 05:50
Kategori: Arabesk Dönüşüm

Türkiye’de sadece müzikologların değerinin bilinmediğini, devlette ve özel kuruluşlarda onlara kadro verilmediğini sanırdık. Meğersem biyologlar da aynı dertten muzdaripmiş. Çünkü biyologlar gazetelerde yayınladıkları bir ilanda Cumhurbaşkanı- mızdan Başbakan’a, Bakanlara; gerçekleşmemiş beklentileri üzerine teşekkür ettiler. Dediler ki:

“Cumhurbaşkanımız Sn Abdullah Gül, Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız, Sağlık Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Orman ve Su İşleri Bakanımız’a Açık Mektup ve Teşekkür:

Biyologlar; AB üyesi ülkelerde hak ettiği değeri gören ve ülkemizde de çok geniş çalışma alanları olmasına karşın halen işşizlikle boğuşan bir meslek grubudur. Milletimizin BİYOLOGLAR tarafından denetlenen ve koorodine edilebilen yaşanabilesi bir çevrede sağlık içinde hayatını devam ettirebilmesi içi; en temel ihtiyaç olan sağlıklı su. Gıda ve tarım ürünlerinin üretilmesine ve tüketilmesine yönelik denetim, raporlama vb. tüm aşamalarda; doğa ve ormanlarımızın korunmasında biyologlar olarak ETKİN GÖREV ALMAK İSTİYORUZ. Doğaya halk sağlığına, çevreye, tarıma önem veren ve bu konularda bilimi dayanak alan siz duyarlı devlet büyüklerimizden BİYOLOGLARIN sözkonusu bakanlıklarda daha etkin daha verimli çalışması için kamuda bugüne kadar yapılan ve giderek artan meslek taassubuna son verilmesini; kamudaki BİYOLOG İSTİHDAMININ VE YETKİLERİNİN hak ettikleri şekilde artırılmasını bekliyor; haksız yere yönetmeliklerden dışlanan mesleğimize gereken değeri vereceğinizi umarak şimdiden TEŞEKKÜR EDİYORUZ.(1)

Tüm Biyologlar adına Türkiye Biy. Derneği; Biy. Dayanışma Der; Biy.Birliği Derneği”

Yukarıdaki ilanda BİYOLOGLAR yerine MÜZİKOLOGLAR kelimesini ve de bakanlık isimleri değiştirilse aynı ilan Türkiye Müzikoloji bölümleri mezunlarına tercüman olmaz mı?
. . .

Ya bu sonu “–olog” ile biten meslekler alanında üniversitelerde öğrenciler boşu boşuna kabul edilip, eğitildikten sonra mezun edilip sayelerinde işşizliğe katkıda bulunuluyor ya da bu meslekler Türkiye’de, Türkiye politik yaşamında henüz algılanma seviyesine gelinmemiş…

Sizce hangisi?..

Acaba daha ne kadar bekliyeceğiz?

Türkiye “halkbilim”inin temel ögeleri olan Türkiye insanının eğitim/kültür seviyesinin gelişmesini…

Türkiye’nin ilk müzikoloji profesörü Dr. Gültekin Oransay kurduğu Türkiye’nin ilk Müzikoloji Bölümünde 1980 başlarında “popüler-pop” yerine “yığın” kelimesini kullanır, “caz ve pop müzikleri tarihi” dersinin adını “caz ve yığın müzikleri” olarak betimlerdi.

Haklıydı…

Peki ama halk ne zaman “yığın”, ne zaman gerçek manada “halk”tır?

Sorusunun cevabı verilememekteydi.

Hala da verilemiyor.
. . .
Yine bekliyeceğiz ve göreceğiz…

İyi de ne zamana kadar?

. …

Kimbilir, belki de müzikologlarımız ve de “her önüne gelenin devletçe izin verilmiş saatlerce süren TV reklamlarının da kullanılarak halkın sağlığıyla oynayabildiği kontrolsüz bitkisel karışım panayırına dönüşmüş Türkiye’de” biyologlarımız hak ettiği kadroyu bulana kadar…
__________________________________

(*) Dr. Ayhan Sarı - 24 Ocak 2012
(1) İlan, Milliyet Gazetesi, 23 Ocak 2012, Sf. 9




Hoşgeldiniz