Dario Moreno’nun hazin son öyküsü…


Toplam Okunma: 11701 | En Son Okunma: 27.04.2024 - 18:43
Kategori: Haberler

Aydın’da tren istasyonunda çalışan, sefarat babasının trajik bir şekilde vurulup ölmesi, annesi Madam Roza ile İzmir’e Musevi Mahallesine, Mezarlıkbaşı semtine yerleşmeleri, geçim sıkıntısı nedeniyle yetimhaneye bırakılması sonrasında musevi ilkokulunu bitirişi… ilk konseri İzmir-Konak vapur iskelesi üstünde. Ardından Dario Moreno’nun doğuşu … İstanbul Yeşilköy Havaalanı’nda yüksek tansiyon, beyin damar tıkanıklığı sonucu birden yıkılması… Sebebi ise erkek basketbolcu sevgilisi tarafından bir önceki akşam kıyasıya dövülmesi, kahrından o gece sürekli içmesi…

Geçtiğimiz günlerde 07 Nisan 2012 tarihli Sabah Gazetesi’ndeki Hıncal Uluç köşesinde Tevfik Yener anlattı:

“1969′dayız. Gazeteye haberi geliyor:
Fransa yolcusu Dario Moreno, Yeşilköy Havaalanı’nda birden yıkılmış, merdivenden yuvarlanmış. Hastanede, yoğun bakımdaymış. Muhabir arkadaşlar fırlıyor. Sonra da kara haberi alıyoruz: Dario Moreno öldü. Sebebi açıklanıyor: Yüksek tansiyon, beyin damarını tıkamış. Bayılıp yuvarlandığında başı taş merdivenlere defalarca çarpmış.

Gece yaşamındaki muhbir kuşlarımın birinden korkunç gerçeği öğrendim.

“Ölümünden bir gece önce basketbolcu sevgilisi Dario’yu fena dövdü.”

Oğlanın kıyasıya yumrukları beynini sarsmış. Havalimanına gelene kadar kahrından içmiş. Üç ünlü erkek sporcunun yüksek para karşılığı erkeklerle ilişkiye girdiğini ve bu sapıklardan birinin de Dairo’nun pahalı aşkı olduğunu biliyordum.

Dario Moreno’nun ölümü sarsıcıydı. Dönemin mega starı ve rol arkadaşı Brigitte Bardot hüngür hüngür ağlamıştı. Tüm dünyadaki hayranları yastaydı.

Dario Moreno, hazine sayılacak mücevherler, para ve çok sayıda gayrimenkul ile 20 milyon dolar civarında hisse senedi bırakmıştı. Babası ölünce onu yetimhaneye veren annesi hemen mirasına atladı.

Para dünyada kalmış, büyük bir ses göçmüştü. Türk pasaportunu onurla taşıyan Dario Moreno Türklüğü ile övünen bir dünya şöhretiydi.

Mezarının İzmir’de olmasını istemişti ama annesi evladının vasiyetini dinlemedi, Dario’yu inatla İsrail’e gömdü. İzmirliler ise onun adını doğduğu sokağa verdiler.(1)

Dario Moreno (Aydın 1921 - 1969 İstanbul)

Dario Moreno’nun gerçek adı David Arugete’dir. 3 Nisan 1921’de Aydın’da dünyaya gelmiştir. Musevi asıllı Türk gitarist, piyanist ve sinema oyuncusu ve başarılı bir besteci.

Aydın’da tren istasyonunda çalışan, sefarat olan babası trajik bir şekilde vurulup ölünce yetim kaldı. Bu olaydan sonra annesi ile İzmir’e Musevi Mahallesine, Mezarlıkbaşı semtine yerleştiler. Dört kardeşi daha olan Dario Moreno, annesi Madam Roza tarafından ikinci kez evlenirken ve geçim sıkıntısından dolayı “Nido De Guerfanos” Sefarad yetimhanesine bırakıldı. Dört yaşına değin yetimhanede kalan Moreno daha sonra Musevi ilkokulunu bitirdi.

Gençlik yıllarında pek çok farklı işte çalıştı. En yakın çocukluk dostu Alber Dinar’dır. Çalıştığı yıllarda kendini yetiştirdi ve “Kardıçalı” işhahında yanında getir götür işlerinde çalıştığı İzmir’in ünlü avukatlarından birinin katipliğine yükseldi. Ayrıca geceleri Milli Kütüphane’de geceleri Fransızca çalışıp, dilini geliştirip, kısa bir zaman içersinde bu dili öğrendi. Yine bu sıralarda başlayan gitar merakını, eline geçen bir gitar vasıtası ile geliştirdi ve sokak aralarında napoliten şarkılar söylemeye başladı. Türk çiftetellisini Yahudilerin yüzyıllardır yaşattığı ladino dilinde, egzotik ve romantik bir tarzda yorumladı. Aynı dönemlerde Bar-Mitsva (13 yaş) törenlerinde şarkılar söylemeye başladı. Gençlik çağlarında 17 - 18 yaşlarına geldiğinde de semtinde ve İzmir’de iyice tanınır olmuştur.

Dario Moreno İkinci Dünya Savaşı sıralarında askerliğini piyade olarak Akhisar Orduevi’nde yaptı. Burada caz orkestrasında solistlik yaptı ve yine Konya ile Adana’daki askeri yerlerde sahneye çıktı. Askerlik döneminde müzik ile daha içli dışlı olan Moreno İzmir Kordon’da bulunan NATO binasının yerindeki Marmara Gazinosu’nda da sahneye çıktı.

Dario Moreno ilk konserini ise Konak vapur iskelesinin üzerindeki gazinoda verdi. Moreno müzisyenliğini biraz daha ilerletince maddi durumu da düzeldiğinden, annesi Madam Roza ile birlikte Mithatpaşa Caddesi üzerinde bulunan Karataş semtindeki Asansör Sokağı’na taşındı. Sokağın bugünkü adı Dario Moreno Sokağı’dır.

Gittikçe daha da ünlenen Dario Moreno’nun şöhreti İzmir Palas otelinde iyice parladı. Askerlikten sonra ise Moreno bir süre İstanbul Fenerbahçe’deki “Belvu” gazinosunun sahnesine çıkmaya başladı. Bu arada Moreno, Ankara’da bulunan Bomonti gazinosunda sahne almak üzere İkinci Dünya Savaşı yılları sırasında iki gün için Ankara’ya gitti. Ancak iki yıl Ankara’da kaldıktan sonra tekrar İstanbul’a dönebildi ve Fritz Kerten’in orkestrasına solist olarak girdi. Moreno Ankara’da kaldığı yıllarda Hergele meydanında 3′üncü sınıf bir otelde iki kişilik bir odada kalırken şair Orhan Veli ile oda arkadaşlığı da yapıp arkadaş olmuşlardır.

İstanbul’da bir yıl boyunca çalıştıktan sonra Atina’ya geçti. Burada çalışarak bir uçak bileti parası biriktirir. Paris’te bir emprezaryoya (bir sanatçının çalışma programlarını ve anlaşmalarını belli bir yüzde karşılığında düzenleyen kimse.) telgraf çeker, kendisini karşılamalarını ister ve atlayıp uçağa Paris’e gider. Dario Moreno Fransa’da ilk kez Cannes’daki Palm Beach Otelinde şarkı söyler. Daha sonra Paris’e geçen Dario, burada Perto del Sol müzikholünde sahneye çıkar. Paris’teki ilk yılları başarısızlık yıllarıdır. Almanya’daki Amerikan askeri kulüplerinde bir müddet şarkı söyledikten sonra Fransa’da Paris’te ilk defa “Jezabe” şarkısı ile olağanüstü bir başarı elde etti. Moreno daha sonra söylediği “Adieu Lisbon” ve “Cou Courou Cou Cou” isimli kalipsolar ile ününü pekiştirdi.

Bir kaç sene sonra Fransa’nın en popüler şarkıcılarından biriydi, hatta Gilbert Becaud/Charles Aznavour “me-que me-que” şarkısını onun için bestelemişlerdi ve Olympia Müzikholünün vedeti olmuştu. Şimdiler de herhangi bir şarkıcının 1 konser verip bizi mutlu ettiği müzik mabedi olan Olympia’da üç hafta, star olarak salonunu tıklım tıklım dolduran nadir sanatçılardan biriydi Dario.
Dario Moreno’nun 1948 de Fransa’da plağa ilk okuduğu şarkılardan biri de Quizas, Quizas (Kim Bilir, Kim Bilir) idi. İstanbul’da yanında çalıştığı Fritz Kerten ile annesini yanına aldırdı. Fritz Kerten’in adını Andre Kerr’e çevirterek piyanist olarak yanına aldı.

1951 de Jezabel’le büyük bir başarı elde eden Dario Moreno, 1954 sonunda artık büyük bir yıldız idi. 1957 de “Quand Elle Danse” gece külübüplerinde, “Adieu Lisbone”da radyolarda en çok çalınan şarkıları oldu. 1958 de meşhur şarkısı “Si Tu Vas a Rio” yu söyledi. 50 lerin sonlarında Dario Moreno artık yalnız değildi: Yabancı şarkıcılar kulvarını Mısırlı Dalida, İspanyol Gloria Lasso, İngiliz Petula Clark, Belçikalı Annie Cordi ve İsrailli Rika Zarai ile paylaşıyordu.

Filmlerinin başarısı Dario’ya güç verdi. ”Neşeli Şarkıcı” adı yanına komple bir artist olduğunu da kanıtlayan kimlik kazandırdı. “Mor Cadillac’lı”, “müezzin sesli” şarkıcı tabirleri onu üzmedi, bildiği, inandığı yolda müzik yaşamına devam etti. Meslek hayatını Jacques Brel’le oynadığı Don Quichotte müzikaliyle zirvede noktaladı.

Onu fanatik bir İzmir’li ve bu toprakların insanı yapan en ilginç hareketlerinden birini 1968 yılında Paris´te düzenlenen Latin Amerika Şarkıları Festival´inde yapmıştır. Fransa adına yarıştırılıp, 1. seçildiğinde göndere Fransız Bayrağı çekilirken, müdehale edip, göğsünden Türk Bayrağı çıkarıp Ben Türk’üm ve İzmir’liyim demiştir.

Sezen Cumhur Önal ve Fecri Ebcioğlu, Dario Moreno’nun şarkılarına Türkçe söz yazmışlardır. Dario Moreno Jacques Brel’in yazıp sahneye koyduğu ve başrolünü oynadığı “L’Homme de la Mancha” (Don Quichotte) adlı müzikal eserde Sancho Pancho rolünü üstlendi. Eserin Belçika promiyeri 4 Ekim 1968 de Brüksel’de yapıldı. 10 Aralık’taki Paris promiyerine kısa bir süre kalmışken Dario’nun Türkiye’den ölüm haberi geldi. Bunun üzerine rol Robert Manuel’e devredildi.
Dario Moreno ayrıca 32 filmde rol almıştır. Brigitte Bardot, Jacques Brel, Eddie Constantine ile çeşitli filmlerde sahne paylaşmıştır. Brigitte Bardot ile çevirdiği film “oh que mambo” “Voule vous danser avev moi” (come and dance with me) filminde de oynayan Dario Moreno, Eddie Constantine ile serüven filmlerinde rol aldı. Ünlü sanatçı Jacques Brel ile Don Kisot müzikalinde oynadı. İlk filmi “le salaire de la peur” (dehşet yolcuları) dır. Bu arada “oeil pour oeil” (göze göz) adlı filmiyle Fransa’da en iyi yardımcı aktör ödülünü almıştır.

Yoksul geçen çocukluğunda yalınayak, bardağı bir kuruştan su satan, İzmirli Dario Moreno geride kalmış, çok şık giyinen biri olarak anılmış ve büyük bir servet yapmaya devam etmiştir. Brezilya’da bir çiftliği, Paris’te muhteşem bir dairesi vardır. Her yıl Rio de Janeiro karnavalına gitmeyi adet edinmiştir. Gene her yıl 16 ülkeyi içine alan büyük bir turneye çıkar. Hatta zamanında Fransa’da Jean Marais´den sonra en iyi Gardroba sahip kişi olarak bilinmekteydi. Meşhur Franbuaz rengi Cadillac arabası efsanedir. Bir çok dünya turnesine çıkar, Rio Karnavallarına çokça katılmıştır.

Yedi dili gayet iyi konuşan Dario Moreno; Fransızca, Türkçe, İtalyanca, İspanyolca (Ladino) dillerinde birbirinden güzel şarkılara harika sesi ile hayat vermiştir. Şarkıları bir çok filmde kullanılmıştır. Plak kayıtları çoğunlukla, Avrupa’da “Barcley”, Amerika’da Frank Sinatra´nın stüdyosu “Raprise”de yapan Dario Moreno´nun sayısını net olarak çıkaramadığımız oldukça fazla Plak kaydı vardır, daha sonradan toplama olarak CD’lere de aktarılmışlardır.

“İstanbul´un Kızları, Canım İzmir, Deniz ve Mehtap, Yavaş yavaş, Hatıralar hayal oldu, Her akşam sarhoş” gibi birbirinden eşsiz güzel çalışmalara kendi üslubü ile hayat vermiştir. Aslında bu şarkıların bazılarını başkaları da söylemiştir. Ancak herkesi bir kenara bırakıp Tanju Okan ve Dario Moreno’nun yorumlarını baş tacı ettiğimizi belirtmemiz gerek. Diğer dillerdeki yorumlarında, “Si tu vas à Rio, Tout l’amour que j’ai pour toi, Quand elle danse, Mambo Italiano, Mustapha, La Danza La Bella” şarkıları enfes şarkılardan bazılarıdır.

Türkiye’de menajerliğini Erkan Özerman yapmıştır.

Dario Moreno T.C. pasaportunu Avrupa’da mesleğinin zirvesindeyken bile değiştirmedi. Kendini hep “İzmirli Dario” olarak tanıttı.

Ödülleri :

“Oeil Pour Oeil” (GÖZE GÖZ) adlı filmiyle Fransa’da en iyi yardımcı aktör ödülü.
Dario Moreno 1958 yılında la vie parisienne’de ilk defa klasik bir eseri plağa doldurdu ve o yılın “grand prıx du dısque” (plak armağanı) ödülü.
1962′de Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Hitit Güneşi” ödülü.
1969 yılında Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Darıo Moreno” ödülünü koydu, ve bu ilk ödülü “Esin Afşar” ve “Jacques Brel” Paris Büyükelçiliğindeki törenle teslim aldılar.

Albümleri:

Granada-Adios Amigos
Bossa Nova
Kalipso
Le koko
Canım İzmir
Si Tu Vas A Rio / Viens
Uzun Bos
Moreno Poy POY
Melezi Ye Ye Ye
Hatıralar Hayal Oldu / Olam Boyun Kurbanı
Tropical Dario
Oh Que Dario
________________________________________
(1) “Hıncal’ın Yeri ” Tevfik Yener’le Hafta Sonu - Deniz ve mehtap sordular seni…”
Sabah Gazetesi 07 Nisan 2012
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2012/04/07/deniz-ve-mehtap-sordular-seni

(2) http://www.biyografi.info/kisi/dario-moreno




Hoşgeldiniz