Konservatuarda okumak isteyenler artık parmakla gösterilecek… Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 5463 | En Son Okunma: 20.04.2024 - 08:06
Kategori: Fikir Yazıları, Yazarlarımız: A.Sarı

Artık konservatuarda okumak isteyenler parmakla gösterilecek. Çünkü oralardan mezun olanların Devlet senfoni orkestralarından, Türk müziği topluluk ve korolarına, TRT’ye kadrolanmaları, bir devlet sanat kuruluşunda maaşlanmaları pek de mümkün olmayacak. Dolayısıyla müzik sanatı gösterilerinin bilet fiyatları artacak. Günümüzdeki konservatuar müzik eğitim sisteminde yeni mezun, geleceğini temin açısından kendini “güvensiz” hissedecek…

Devlet’in kadrolu müzisyen barındırmaktan vazgeçtiği anlaşılıyor.

Gerekçe ise “ne kadar iş, o kadar ekmek”…

Nasıl uygulanacak? Sanatçılar açısından hakkaniyetli ve kültürümüz yararına olacak mı?

Bilinmiyor.

Yeni uygulamaların sanat hedefi ve ölçütü merakla bekleniyor.

‘Gelen, gideni aratmasın’ isteniyor…

Sanatta “İsmet İnönü alafrangacılığı”(*) yerine Atatürk’ün tahayyülesinde canlandırdığı, işaret ettiği geleneksel Türk müziği ile Batı arasındaki karma/sentez müzik henüz yeni oluşuyor.

Müzik meraklısı çocukların/gençlerin konservatuar eğitimleri ve eğitimlerinin sonucunda devlete kadro karşılığı maaşlı “kapılanamama” endişeleri had safhada dillendiriliyor.

Haksız da sayılmazlar.

Devlette kadro karşılığı maaşlı sanatçı barındırma geleneğinin bitirilme çalışmalarının ayak sesleri hemen dört yıldır (2008-12) demeçleniyor.

Tüm bu söylentilere karşın 2012 yılında konservatuarlara müracaat sayısında önemli bir düşüş olmadı.

Görüldü ki sanatçının devlet kadrosuzluğunun ayak sesleri, vatandaşın müzik meraklısı çocuğuna henüz yansımamıştı…

Tümüyle yansımadan önce konu hakkındaki değişim beklentilerini bilgilerinize sunmak istedik.

Zira eğitiminden uygulamasına / kadrolanmasına devletin müzik sanatı uygulamaları böyle sürerse birkaç yıl içinde konservatuarlarımızda seçkin öğrenci adayı bile bulunamıyacak…

Deneyimsiz, Türk - Batı keskinciliği arasında hapsolmuş, “İsmet İnönü Alafrangacılığı” ile geçirilmiş 70 yılın karşılığı olarak müzik sanatımızın ikinci 70 yıllık yeni bir kaosun içine sürüklenmesini kimse istemez.

. . .

Sanatın parasal rağbet bulması gerektiği hemen ilk ağızda dillenen söylemlerden.

Sanatı özel sektörün desteklemesi için özendirici yasa/yönetmelik yok.

Dolayısıyla TEKFEN, BORUSAN vb dışında gerek batı, gerekse geleneksel Türk müziği filarmoni(**) orkestra ve toplulukları da bulunmuyor.

Ya çevremizde sanatı izlemek için para ayıran kişi sayısı?..

“Sanat halk içindir” diye miting meydanlarında halka seslenilebilir, ama o halkın “sanatı” izleyebilmesi için “çalışmalar” yapmamak olmaz.

“Çalışmalar” kelimesinin içeriğinin dolması için çalışacak çok meslek adamı var ama onların da fikri sorulmaz.

“Sanat halk içindir”in realitesine küçük bir örnek: “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Devletin Korosu’nun en ucuz 4. kategori kişi başı bilet bedeli 13.50 TL. (1. kategori 28.50TL) Otopark bedeli ise 10 TL. Yani en arkalardan, en ucuzundan bilet alarak iki kişi gitseniz (yol/benzin parası hariç) 37 TL …

Sanat ile halk eğlencesini (yerel belediye festivallerini) birbirine karıştırmamak gerek…

. . .

Devletin ilgili söz / yetki sahibi kadrolarınca algılanamamış çelişkiler var.

Ne yapmalı?

Sanatı halka ve dünyaya uyarlayacak sistem ve kadrolara politize olmamış bir şekilde el atmalı…

___________________________________
(*) - Kültür Turizm Bakanlığı’nın 28 yıllık Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü anılarında adeta bir tarih barındıran Mehmet Özel’e 2001 yılında 65 yaş res’en emekliliği ardından soru:

Kültür Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü olarak 28 yıllık görevinizde ilk icraatınız neydi?

Mehmet Özel:
Güzel Sanatlar Genel Müdürü olarak ilk görevim yeni sanat kurumları açmaktı. 1971 sonunda genel müdür olduğumda bir tek Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası vardı; bir de Güzel Sanatlar Akademisi. Konserde, ‘‘Yeni Genel müdürümüz’’ diyerek beni İsmet İnönü’ye takdim ettiler. İsmet Paşa kalktı, ‘‘Delikanlı, yalnız Ankara senfoni izlemesin. İstanbul’da senfoni açmanın zamanı gelmedi mi?’’ dedi. ‘‘Paşam yeni göreve geldim. En büyük amacım da İstanbul’da senfoni açmak’’ dedim.
Ayhan Sarı
Bkz: http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-246772

(**) Filarmoni kelimesinin anlamı için bkz:
http://www.musikidergisi.net/?p=2138




Hoşgeldiniz