Yunanistan’da GTM ve ortak çalgılarımıza artan ilgi…


Toplam Okunma: 3056 | En Son Okunma: 08.05.2024 - 16:13
Kategori: Haberler

Yunanistan’ın Selanik ve Atina şehirlerinde açılan ‘Türkiye’de Zaman’ sergisinde ud, tanbur, kanun, ney ve bendir ile icra ettikleri Osmanlı müziği repertuarıyla konukların beğenisini kazanan Yunanistan’lı genç müzisyenler, bu işten hem para kazanıyor, hem de uzun süre yasak koyulan geleneksel Anadolu müziğini Yunanistan’ın dört bir tarafında öğretiyorlar. Türk-Yunan dostluğunun da hararetli birer elçisi olan müzisyenlerin yolları hocalarının bulunduğu İstanbul’da kesişiyor…

Giritli neyzen Nikos Paraoulakis (35), 1995 yılında Atina’daki müzik okulundan klasik ve caz gitarını öğrenerek mezun olmuş. Nikos’un ney ile tanışması, 1997 yılında Girit’in bir köyünde dinlediği sesten ‘büyülenmesiyle’ başlamış. 2000 yılında Yunanistan’ın ünlü neyzeni Haris Lambrakis’ten ders almaya başlamış. 2002’de soluğu İstanbul Kapalıçarşı’daki Ömer Erdoğdular’ın mekânında almış. Bir yıl sonra da Erdoğdular, Girit’teki Labyrinth Müzik Atölyesi’ne seminer için gelince meşk usulü derslerde öğrencisi olmuş. Bu derslere 4-5 yıl devam eden Niko, şimdi her yolu İstanbul’a düştüğünde Erdoğdular’ı ziyaret ediyor. Kökeni asırlar öncesine giden bir enstrümanı üflediği için kendini şanslı sayan Nikos, ney üflemeyi Yunanistan’da çok sayıda kişinin öğrendiğini söylüyor.

2 yıl Arta’daki Teknoloji Enstitüsü Müzik bölümünde, şimdiki Atina Merkez Konservatuvarı’nda ney dersleri veren Nikos, albüm müzikleri de yapıyor. Ömer Erdoğdular, İhsan Özgen gibi ünlü sanatçılarla birlikte “Boğaziçi-İstanbul’un Rum Bestekârları” adlı albüm çalışmasına katılmayı kendisi için bir onur sayıyor.

Atinalı Kiryakos Tapakis (35) ise Selanik Aristotelio Üniversitesi Müzik bölümünü bitirmiş. Bizans müziği derslerini de takip eden Kiryakos, ud, tanbur, gitar, cura ve buzuki çalmayı öğrenmiş. Ud’un yumuşak ve tatlı sesi ağır basınca profesyonel olarak icra etmeye başlamış. Yolu Türkiye’ye düşen Kiryakos, udi Necati Çelik’ten ders almış, Yurdal Tokcan’ın seminerlerine katılmış. Müzik hocalığı yapan Kiryakos, derslerine Arta’daki Teknoloji Enstitüsü Müzik bölümünde 30 öğrencisi ile devam ediyor. Yunanistan’da 20 civarında profesyonel ud sanatçısı olduğunu belirten Kiryakos, Türkiye ve Avrupa’da onlarca konserde ünlü sanatçılarla sahneye çıkmış.

Sofia Lambropoulou (31) Atina’da müzik lisesini Bizans müziği diploması alarak tamamlamış. Piyano, klasik ve geleneksel perküsyon derslerinin ardından kendini İstanbul’a atmış. Sofia, burada kanunda karar kılmış. Önce Göksel Baktagir’in 3 dersine katılmış. Şehrin cazibesine kapılınca da 2003-2005 yıllarında İstanbul’u mesken tutmuş. Ahmet Meter ve Hakan Güngör gibi hocalardan teknik, Anadolu üslubu ve makam dersleri almış. Ömer Erdoğdular ve Necati Çelik’in ise teori derslerini takip etmiş.

Sofia, kanunu caz gibi müzik türleriyle de kullandıklarını söylüyor. Kanunun aslına sadık kalmak gereğine dikkat çeken Sofia, önce Osmanlı geleneği ile Rum sanatçıların üslubunu öğrendiklerini, ardından modern müzik türlerine uyarladıklarını söylüyor. Yunanistan’da daha çok eğitimli insanların Anadolu kökenli müzik türüne ilgi gösterdiklerinin altını çizen Sofia, “Albaylar Cuntası (1967-1974) sebebiyle Osmanlı’yı çağrıştıran müzik türüne yasak vardı. Milliyetçilik bu olamaz. Biz müzik yapıyoruz.” diyor. “Geleneksel Anadolu tarzı müziğe ilgi duyanlar ile geliştirmek isteyenlerin yolu, İstanbul’dan geçmeli. Türkçeyi de öğrenmeli.” görüşünü dile getiren Sofia, 30 öğrenciye kanun öğretmiş.

Theodora Athanasiou (30) müziğe ilk adımını Buzuki ile atmış. Okul gruplarında gitar ve bağlama çalmış. 19 yaşından itibaren ise rebetika türü müzik çalan kulüplerde sahneye çıkmaya başlamış. Geleneksel Anadolu Arap-İran makamları üzerine 6 yıl eğitim alan Theodora, lavta ve Tanburi Cemil Bey’in icadı olan yaylı tanburu öğrenmiş. Theodora “Yunanistan’ın bağımsızlık ilanıyla birlikte Osmanlı idaresindeki geçmişini reddetme siyasetinden müzik de nasibini aldı. Bütün bu süreçlerde geleneksel Anadolu musikisine mesafe konuldu. Albaylar Cuntası ile devam etti. Yunanistan’da saf Avrupalı olma çabası vardı ve bu realist değildi. Yunanistan Batılı bir ülke ama Doğulu karakteri de çok baskın. Bugün Yunanistan’da genç kuşaklarda bu sebeple Anadolu Türk müziği enstrümanlarını öğrenme çabası var. Müzik aletlerini öğrenerek de politikacıların unutturmak istedikleri köklerimizi ve benliğimizi buluyoruz.” diyen Genç sanatçı Theodora, Şubat 2013’te İstanbul’da vereceği konseri iple çekiyor.

Baba tarafından İstanbul kökenli olan Lukas Metaksas, ailesinin enstrüman ustası olması sebebiyle küçük yaşlardan itibaren müzik aletleri ile haşir neşir olmuş. Cura, bağlama, lavta ve yaylı tanbur dersleri almış. Anadolu ve İstanbul Rumlarının müzik geleneği üzerine çalışmalarını yoğunlaştıran Lukas, İzzet Kızıl, Göksel Baktagir ve Fahrettin Yargın’dan bendir-daire dersleri almış. Lukas, İzzet Kızıl’ın “Komşu Yunanistan’dan İstanbul’a kadar ders almaya gelmişsin. Senden para almak olmaz.” demesini unutamadığını söylüyor. Yunanistan’da klasik Türk musikisine ilginin arttığını düşünen Lukas, “Bizim müzik şimdi moda oldu. Artık papazlar tarafından düzenlenen etkinliklere de çağrılıyoruz.” diyor.(1)
______________________________________

(1) Hasan Hacı “Komşuda yeni moda Anadolu müziği” Zaman gazetesi,8 Aralık 2012

http://www.zaman.com.tr/aktuel/komsuda-yeni-moda-anadolu-muzigi/2026047.html




Hoşgeldiniz