Silent kemane!..


Toplam Okunma: 5377 | En Son Okunma: 27.03.2024 - 07:33
Kategori: Çalgılar

Piyasa müziğinde kullanımı yaygın olan çalgıların şeklinin çerçevesinin alınıp, buna tel ve mini mikrofon eklenmesiyle meydana gelen, İngilizce’de adına “silent” denilen; sözlük anlamının “dilsiz, sessiz -belki de- silhouette/siluet (gölge görüntü)” şeklinde çevrilebilecek olan çalgı tiplerine bir yenisi daha eklendi. “Silent kemane”… Biz bunlara “çerçeve”(*) diyoruz. Silent kemane Türk halk müziği çalgısı kabak kemane’den esinlenilmiş… Çalgı orijinalinde gövde kabak, göğüs deri… Ahmet Ali Çakır’ın ürettiği ve adına kemane dediği çalgıda kabak da , deri de yok. Belli ki “silent” çalgılardan kopyalamış… Kemane ismi tabii ki kimsenin tekelinde değil, ama insanın Orhan Veli’nin şiirde yazdığı gibi “…böyle de yapılmaz ki…” diyeceği geliyor. Kemane yerine daha uygun, orijinal bir isim pekala bulunabilirdi… 


Silent keman


Silent viyolonsel

Haber-röportajdan kesitler:

Geleneksel bir kemane üç ana kısımdan oluşur. Sap, kuyruk ve gövde. Sap ve kuyruk kısmı genellikle aynı cins orta sertlikte bir ağaçtan yapılan kemanenin, gövde kısmını da hiçbir standardı bulunmayan, her biri diğerinden farklı ve doğada su kabağı olarak bilinen bir tür bitki oluşturmaktadır. Su kabağı doğal yollarla kurutulup sertleşmekte ve göğüs kısmına da büyük baş hayvanın yürek zarı, balık derisi veya son zamanlarda kullanılan cenin haldeki deve derisinin uygun bir biçimde gerilmesiyle oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte sap içinden kabağın dışına kadar uzanan kuyruk ise hem çalgının tüm yükünü taşımakta hem de ömrünü belirlemektedir. Bu kuyruk üzerinde ise alt eşik ve kemanenin dizde kolay dönmesini sağlayan bir mekanizma bulunmaktadır. Ses sahası olarak da iki buçuk oktavlık bir ses sahasına sahip olan kemane dört teli bir çalgıdır.

S (bulunamadı): Peki kemaneyi modernize etmek nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?
Ahmet Ali Çakır: Aslında tarih boyunca süregelen bir durum var ki benim hem müzisyen, hem de lutiye olarak bundan etkilenmemem adeta imkansız bir şeydi. Bu da, müzik var olduğundan bu güne devam eden, gelişen müziğin çalgıyı etkilemesi ve gelişen çalgının da müziği etkilemesi döngüsünün bir sonucu olduğunu görebilmekti. Kemaneyi modernize etme fikrinin de böyle bir gerçekle oluştuğunu söyleyebilirim.


Silent kemane

Silent kemane adını taşıyan bu çalgı, kemane icracılarının en çok sorun yaşadığı, hava değişimlerinden etkilenen derinin oluşturduğu akort ve ton bozukluklarını gidermek, solo ve grup müziğine eşlik ederken yaşanan ses alçaklığı sorununu gidermek, daha fazla tonlanabilme kabiliyeti kazandırmak, pedal ve prosesörlerden yararlanılan daha zengin bir platform oluşturmak, Anadolu’nun mistik ve lirik müzik ifdelerinin başka tarzların icrasında da denenmeye başlandığı bu günlerde bir alternatif olarak sunmayı amaçladığımı söyleyebilirim.

Kemane konusu sadece ülkemizde değil Anadolu’da, Azerbeycan ve İran’da daha gelişmiş bir halde olan ‘’Kamança’’ şeklinde de karşımıza çıkmakta.

E.Ü T.M.D.Konservatuvarı Öğr. Gör. Özgür ÇELİK “Türk Dünyası’nda Üç Yaylı Çalgı: Kılkobız, Kamança ve Kabak Kemane” adlı kitabı yayımlamıştır.

S: Yaptığın modernizasyon çalışmasından biraz bahseder misin? Geleneksel kemaneyle senin yaptığın çalgı arasında ne gibi farklılıklar var?

A.A.Ç.: Kabak kemanede henüz standardı oluşmuş ölçüler mevcut değildi. Yaptığım ilk iş de kemaneyi altın oran sistemine göre yeniden ele almak oldu. Bununla birlikte kemanda mevcut bulunan gelişmiş sistemden de fazlasıyla yararlandığımı söyleyebilirim. Çalışmaya ilk önce iki eşik arası mesafesini belirlemekle ve bu durumda köprünün nerede durması gerektiğini hesaplayarak başladım. Teknik çizimleri oluşturduktan sonrada hedeflediğim ses doğrultusunda ağaç seçimlerimi yaptım ve kabak kemanenin üç ana kısımını, silent kemanede tek parça olarak tasarladım.

Önceleri kemanede ağaç burgular kullanılıyordu, sonraları ise bunun yerini gitar veya mandolin burguları aldı. Bu değişimle birlikte kemanenin ağırlık merkezi değiştiğinden, denge sorunları meydana geliyordu. Bu yüzden burguluk kısmını silent kemanede değiştirerek. Telleri üstten takılabilen bir dizayna, burguları da alt kısımda yerleştirdim. Bu sayede kemane parmak ile perdesiz gitar ifadesine benzer bir ses özelliğine sahip oldu, boyu kısaldı ve akort sorunu büyük bir oranda giderilmiş oldu. Bununla birlikte kemane tuşesin de daha sınırsız ve rahat çalınabilen bir his yarattı. Köprü baskısı deriye göre daha istendik tansiyonda oluşturuldu ve keman köprüsündekine benzer bir alıştırma tekniği ve işleme ile piezoelektrik manyetik de kullanılarak dengeli ve kontrol edilebilen bir ses yüksekliğine sahip olduğunu söyleyebilirim. (1)
________________________________
(*) “Çerçeve çalgı” deyimi ilk kez “Türkiye´de Müzik Kültürü ve Müzik Müzesi Kongresi”nde (2006-Harbiye Askeri Müze) Dr. Ayhan Sarı’nın “Çalgılarımız Yakın Tarihi İçinde İşlevsel Değişiklikler” başlıklı bildirisinde kullanılmıştır.
(1) Röportaj: “Ahmet Ali Çakır: Kemane’yi Günümüze Taşıyor.” technotoday.com - 19.07.2013
http://www.technotoday.com.tr/detay/9441/1/Roportaj-Ahmet-Ali-cakir-Kemane-yi-Gunumuze-Tasiyor




Hoşgeldiniz