Sezen Aksu ve “Deniz Yıldızı” Üzerine… Y.Doç.Dr. Göktan Ay


Toplam Okunma: 3311 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 22:17
Kategori: Fikir Yazıları

İşte Aksu’nun, Deniz Yıldızı’nda yer alan, İzmir’in kızları üzerine yazılmış eseri; … Bu zamana kadar bekledim ki “kadınlar, kuruluşları veya İzmirli dernekler bir şey söyleyecekler mi?” diye… Müzik eleştirmenlerini bekledim… Ama heyhat… Yakında Aksu’ya; “İzmir’i ve hanımlarını meşhur ettiniz, sağolun” derlerse, bir de plaket verirlerse şaşırmamak gerek….

Yaza girerken, popüler müzik yorumcularında bir hareketlenme oluyor ve çalışmalar bir birbiri ardına piyasaya sunuluyor…Amaç, gençlerin. Özellikle lise (buluğ) çağındaki gençlerin bulunduğu ortamdan pay kapmak, yazın en çok aranılan ismi ve şarkıcısı olmak…Bu yıllarca sürer gider… Bunun yanında bazı yorumcuların da ayrıcalığı magazin basını tarafından hep ön plana geçirilir…Örneğin bunun en başında Sezen Aksu gelir… Sahnede yaptığı müthiş! esprilerle, danslarıyla! her gün basında yer verilir… Yeni albümü “Deniz Yıldızı” da böyle bir destekle ve konserlerle gündeme geldi biliyorsunuz… Bir kısım müzik yazarı çalışmayı beğenirken bir kısmı da beğenmediğini söyledi…

Biz özellikle yapılan eserlerin, güncel, yoz, popülist, argo değil; topluma yön veren, iyi/güzel/doğruyu sunmalarını tercih etmekteyiz…

Bu nedenle de o güzelim Ankara havalarının, çeşitli kişiler tarafından üzerine yoz/bozuk/erotik sözler yazılarak sunulmasına/ekranlarda yer verilmesine şiddetle karşı çıkıyoruz…

Bu düşüncede olunca, halkın “minik serçe” diye sevdiği ve değer verdiği, ücretli/ücretsiz konserlerini doldurduğu Sezen Aksu’dan da; bu ülke kültür ve sanatına katkıda bulunmasını ve bundan vazgeçmemesini bekliyoruz…Ama, nedense olmuyor…(Bu sadece Aksu’da değil, toplumda yer etmiş çoğu yorumcumuzda olmuyor…)

İşte Aksu’nun, Deniz Yıldızı’nda yer alan, İzmir’in kızları üzerine yazılmış eseri;.

“İzmir’in kızları bir elinde de cımbızları
Dişidir, anadır, efedir gidinin tatlı huysuzları
Çıktılar mıydı ipek çoraplarla Kordon Boyu’na
Savaşta da, aşkta da esaslıdır kadın duruşları
Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar
Davetkâr çalamaz
Bir göz vuruşuyla yerle bir eder
Böyle bir şey olamaz
Körfezin yakamozu, yıldızı,
Keskin tuzu tadında
Parfümü meltem
Yasemenler açar balkonunda
İzmir’in kızları
Korku yok kitabında
Çal be bir Harman Dalı
Delikanlı makamında
İzmir’in kızları
Ayıptır söylemesi laf aramızda
Sevişe sevişe de ölür
Dövüşe dövüşe de icabında…
…………………………….

Şarkı devam ediyor… ve dikkat ediniz “İzmir’in kızları çırasını yakar adamın” diyerek bitiyor…
Şu lafa bakar mısınız?
“Hiçbir topuk tıkırtısı bu kadar davetkâr çalamaz…”
Ya “İzmir’in kızları sevişe sevişe de ölür, dövüşe dövüşe de icabında” mısrasına ne demeli?
Tahrik ve tahrip gücü bundan daha güçlü, bundan daha yüksek bir şarkı olur mu?
Şimdi anladınız mı, niye “İzmir’in Kızları” Sezen Aksu’nun heykelini yaptırmalı dediğimi?
Üstelik heykel “Minik Serçe”nin birebir vücut ölçülerinde yapıldığı zaman, çok fazla bir masraf da gerektirmez.” (1)

Bu zamana kadar bekledim ki “kadınlar, kuruluşları veya İzmirli dernekler bir şey söyleyecekler mi?” diye… Müzik eleştirmenlerini bekledim… Ama heyhat… Yakında Aksu’ya; “İzmir’i ve hanımlarını meşhur ettiniz, sağolun” derlerse, bir de plaket verirlerse şaşırmamak gerekli….

Hep öğündüğümüz, gurur duyduğumuz kültür ve sanatımızı nadide bir dantel gibi korumak -görevi ne olursa olsun- hepimizin görevi olmalıdır…

_____________________________
 (ı) Eyüboğlu, Ali; “İzmir’in Kızları” İzmir’e Sezen’in heykelini yaptırmalı!, Milliyet-Cafe, 26.06.2008




Hoşgeldiniz