Kaybolan Sese Yolculuk (Yaylı Bağlama) … Caner Öztürk


Toplam Okunma: 4770 | En Son Okunma: 07.05.2024 - 22:03
Kategori: Basından

Kökeni yüzlerce yıl öncesine ait olan yaylı bağlama yeniden gün ışığına çıkarıldı…, Çalgının tok ve içli bir sesinin olduğunu belirten Yavuz Top, yaylı bağlamanın unutulan bir enstrüman olduğunu belirterek gelecek kuşaklara yeni bir tını sunmaya çalıştıklarını söylüyor, Iklığı yeniden halk müziğine kazandıran Yılmaz Sazevi’nin sahibi Abidin Yılmaz ise patent başvurularının kabul edildiğini ifade etti.

Halk müziğinin temel sazı olan bağlama son yıllarda bir dünya enstrümanı olma yolunda büyük değişimler geçirdi. Bağlama sanatçıları ve yapımcıları bir yandan en mükemmel sese ulaşmak için çalışmalar yürütürken bir yandan da zamanla “kaybolmuş sesleri” yeniden bulmak için araştırmalarını sürdürüyor… İşte bu kapsamda sanatçı Yavuz Top’un çalışmaları sonucunda halk müziği severler için kökeni yüzlerce yıl öncesine ait olan bir enstrüman gün ışığına çıkarıldı:

“Yaylı bağlama”

Yaylı bağlama önümüzdeki günlerde başta bağlama çalanlar olmak üzere halk müziği severlerin ilgisini çekecek gibi görünüyor. Tok ve içli bir sesi olan yaylı bağlamanın perdeleri, normal bağlamayla aynı… Teller de yine bağlama teli, ancak 4 adet. Enstrümanın fikir babası olan sanatçı Yavuz Top, Asya - Anadolu kaynaklarındaki tüm yaylı sazların genel adının “ıklığ“ olduğunu, 1700’lü yıllarda Anadolu’ya gelen bir İtalyan araştırmacı papazın seyahatnamesinde de bu enstrümana yer verdiğini belirtiyor.

Yaylı bağlamanın öyküsü…

Yavuz Top, yaylı bağlamanın yapılış öyküsünü şöyle anlatıyor: “Iklığ demek bağlamanın atası olan kopuzun okla çalınması. Okluğdan zamanla ıklığa dönüşmüş. Ben ilk kez bunu 1965’te Samsun’da turneye çıkmıştık, orada gördüm. Ömer Sinop isimli saz yapımcısı bir usta vardı. Cura şeklinde, arkası açık bir enstrüman yapmıştı ama biraz amatörceydi. Sonra Yılmaz Sazevi’nin sahibi arkadaşım Abidin Yılmaz’a, halk müziğinde unutulmakta olan bir sazın olduğunu söyledim. Yaylı bağlama bu şekilde ortaya çıktı.”

Etkileyici bir sesi var…

Dinleyenlerin yaylı bağlamanın sesinden çok etkilendiğini gözlemlediğini ifade eden Yavuz Top, konuyla ilgili bilgi sahibi olmayan bazı kişilerin ise farklı eleştiriler getirdiklerinden yakınıyor: “Bazıları ‘Yavuz Top ile Abidin Yılmaz bir araya geldiler, birşey uydurdular’ diyor. Hayır biz birşey uydurmadık, var olan kaybolmaya yüz tutmuş bir aleti tekrar gün ışığına çıkardık. Eğer, ‘Kavala gerek yok flüt var, bağlamaya gerek yok gitar var, kemaneye gerek yok keman var’ mantığıyla yola çıkarsak bu topraklarda üretilmiş değerlerimizi, belki geleceğin bestecilerine yeni bir tınıyı sunmamış olacağız. Müziği üreten enstrümanları geliştirmemiz, çağın estetik ve ses anlamında da ihtiyacını karşılayacak bir düzeye getirmemiz lazım. Bunu yapmadığımız takdirde masanın bir bacağı eksik kalır.”

İkinci patentli saz…

Geçen yıllarda bağlamadan farklı olarak 14 teli olan ve tek gövde üzerine oturtulmuş iki sapı bulunan “bıra” adlı enstrümanı halk müziğine kazandıran Yılmaz Sazevi’nin sahibi Abidin Yılmaz, şimdi de yaylı bağlamayı yapmış olmanın gururunu yaşıyor. Yavuz Top’un önerisinin ardından ilk yaylı bağlamayı 3-4 aylık bir çalışma sonucunda geçen şubat ayında tamamladıklarını anlatan Yılmaz, yaptıkları patent başvurusunun kabul edildiğini belirtiyor. Yaylı bağlamanın tok ve içli sesinin, dinleyen pek çok kişiyi etkilediğini vurgulayan Yılmaz, halk müziğine yeni enstrümanlar kazandırmak için çalışmaların devam edeceğini söylüyor. Bugüne kadar Ali Ekber Çiçek, Yavuz Top, Ali Ekber Eren, Şahin Aydın, Kıvırcık Ali’nin de aralarında olduğu çok sayıda sanatçı için bağlama yaptıklarını anlatan Yılmaz, başarılarının saz atölyesinde çalışan 16 kişinin farklı alanlarda uzmanlaşmış olmasından kaynaklandığını belirtiyor.

Anadolu’da unutulmaya yüz tutmuş sazın benzerleri özellikle Orta Asya kültüründe önemli yer tutuyor.
_________________________________
Cumhuriyet Gazetesi – 17 Haziran 2008




Hoşgeldiniz