Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti’nden Cumhurbaşkanlığı Geleneksel Türk Müziği Orkestrası’na… Dr. Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 10753 | En Son Okunma: 18.04.2024 - 09:19
Kategori: Fikir Yazıları, Yazarlarımız: A.Sarı

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası var da, Cumhurbaşkanlığı Geleneksel Türk Müziği Orkestrası neden yok?.. Müzikle az-biraz düşünsel anlamda ilgilenenler Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı orkestrasının neden sadece Batı müziği alanında tek müzik temsilcisi olduğunu, neden günümüzde Atatürk zamanında olduğu gibi muadili bir GTM orkestrası olmadığı sorusunu kendi kendilerine sormuşlardır…

Bu soruda hiç de haksız sayılmazlar. Çünkü Atatürk zamanında düşünülmüş ve de uygulanmış iken, Riyaset-i Cumhur Fasıl Heyeti, Ata’nın vefatının ardından giderek işlevsizleştirilmiş ve sonunda kapatılmıştır.

Önünde Riyaset-i Cumhur (Cumhurbaşkanlığı) betimlemesi bulunan ve üstelik Türk Ocağı Sahnesinde halka açık konserler vermiş Topluluğa “Atatürk’ün özel toplantılarının müzik topluluğuydu” demek mümkün müdür?

Tabii ki değildir… Aşağıda örnekleriyle de göreceğiz. Heyetin 15 yıl şefliğini yapan Hanende Hafız Yaşar Okur kendi deyimiyle Cumhur Riyaseti İnce Saz heyeti” nin kuruluşunu şöyle anlatıyor(1):

“On yıldır İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda Hanendegan ve Müziezzinen-ı Hazret-i Şehr-yari’de (Padişah Hazretlerinin Müezzinleri ve Hanendeleri) arasında bulunuyordum. Saltanattan sonra Hilafet’in ilgası(kaldırılması) üzerine, 1924 nihayetlerine doğru hükümetçe alınan karar gereğince, Saray’daki orkestra, bando ve ince saz takımıyla birlikte Ankara’ya gittik ve orada teşekkül eden CUMHUR RİYASETİ İNCE SAZ HEYETİNDE hanendelik vazifesine başladım.

Fasıl Heyeti şu zatlardan ibaret idi:

HANENDELER: Nuri Halil Poyraz, Münir Nureddin Selçuk, Nuri Cemil, Abdülhalik Mehmed ve Ferit Bey.

SAZENDELER: Tanburi Refik Fersan, Neyzen Sami Dede, Kanuni Vedad, Udi Şevki, Santuri Zühdü Bardakoğlu, Udi Bahri Bey’lerden ibaret olup Sami Dede’nin emekliye ayrılmasından sonra Neyzen Burhanettin Ökte fasıla katılmıştı.

Adları belirtilen kişilerden müteşekkil bu ince saz heyetinde öteden beri olduğu gibi, rütbelerimizin üniformalarını taşıyorduk. Ben mülazım-ı evvel(üsteğmen) idim. Ankara’da bizleri İstasyon’daki Muhafız bölüğünün bulunduğu binada bir daireye misafir ettiler. Birkaç gün istirahat ettikten sonra bir akşam Çankaya köşküne davet edildik.”

Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti’nin askeri kışlada ikamet ettikleri anlaşılıyor. Yaşar Okur şöyle devam ediyor:

“1928 Kasımının 24. Perşembe günü akşamı ser yaver Rasuhi Bey kışlamıza telefon etti. Yaşar Bey Atatürk’ün emirleri var,’tam bir grup ile gelsinler’ dedi. Biraz sonra kışlamızın önüne açık bir otomobil geldi. Ufaktan da yağmur başlamıştı. Arkadaşlarımızın bazıları şehre inmişlerdi. Beklemek icab ediyordu. Nöbetçi zabit beyi koşturarak arkadaşları temin ettim. Hepsi gelinceye kadar bir saat geçmişti. Bu esnada köşkten ikinci bir telefon geldi. Bu sırada arkadaşların hepsi gelmişti. Geliyoruz diye malumat verdim. Bu esnada sıkı bir rüzgar esiyor ve yağan yağmur da birdenbire kara çevirdi. Her taraf bembeyaz kesildi. Göz gözü görmüyor. Çankaya Köşkü’ne gidene kadar üstümüz, başımız bembeyaz. Köşke vardık. Dış salonda üstümüzü başımızı temizlemek üzere iken, içerdeki salondan Atatürk bizi görmüş, elleri cebinde yanımıza geldi. Soğuktan morarmış halimizi görünce, o müşfik Ata’m; ‘geçmiş olsun arkadaşlar’ diye hatırımızı sordu. İstirahat ediniz buyurdu. Ağası bulunan Nesib Efendi’yi çağırdı: ‘Niçin beylere açık otomobil gönderdin?’ diye bağırıyordu. Nesib Efendi ‘Paşam otomobillerin hepsi hizmette idi’ diye önüne bakıyordu.”

Hafız Yaşar Okur Ramazan ayında Atatürk’ün kendilerini çağırmadığını, bazen ve de kandil gecelerinde sadece kendisinden Kur’an’dan Sure-i Yusuf’tan bir sahife ve Süleyman Çelebi’nin Mevlidinden Viladet bölümünü okutturduğunu belirtiyor.

Türk Ocağı Binasında Konser

19 Mart 1928 tarihinde Riyaset_i Cumhur Ork. Şefi Zeki Üngör Beyin riyasetinde haftada bir gece halka konserler verilmekte idi… Ankara Halkı tarafından Atatürk’ün ince saz heyetini dinlemek için bazı makamlara müracaat edilip Atatürk’ün müsadeleriyle Türk Ocağı’nda klasik, tarihi musiki konserleri verilmesi arzu ediliyordu. Halbuki Atatürk bu vaziyeti zaten düşünüyordu ve söylerlerdi. Bir akşam huzurlarında bulunduğum sırada: ‘Yaşar Bey, Zeki Bey Türk Ocağı’nda orkestra ile konserler vermektedirler. Ve sizin de haftada bir gece Perşembe akşamları konser vermenizi muvafık gördüm. Bir program tertib edip çalışınız, konserlere devam ediniz’ diye emir buyurdular…

Konserin gazete ilanı 26 Şubat 1928 tarihli Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde şöyle yer alır.;

Ramazan-ı Şerife Mahsus Fevkalade Program
Türk Ocağı’nda
Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti Tarafından
Alaturka Konser
Yegah-Uşşak Fasılları
27 Şubat Pazartesi gününün akşamı 21.5

Aynı gazetenin 14-15-16 Mart 1928 tarihli ilanında şöyle denmektedir:

Maarif vekil-i Muhteremi Necati Beyefendi Hazretlerinin Himayelerinde
Fevkalade Musiki Konseri
Türk Ocağı’nda…
Memleketin yardıma muhtaç çocuklarına bayramlık elbise yaptırmak maksadıyla Himaye-i Etfal Cemiyeti Ankara Merkezi menfaatine
15 Mart 1928 Perşembe günü akşamı Riyaset-i Cumhur Orkestrası tarafından
16 mart Cuma günü akşamı Riyaset-i Cumhur Fasıl takımı tarafından
En güzide, en müstesna parçalarla fevkalade mütena konserler verilecektir.
Biletler Şehremaneti karşısında İhsan Bey Apartmanında, Karaoğlan Çarşısında Sevim Mağazasında ve Maarif Kütüphanesiyle Atlas Kundura Mağazasında satılmaktadır.
Himaye-i Etfal Cemiyeti Ankara Merkezi

Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti’nin halka açık konserler de verdiğine dair benzer ilanlardan birkaç örnek daha vermek istiyoruz:

19 Mart 1928 Pazartesi
Türk Ocağı’nda bu akşam 21.30’da
Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti Tarafından
Ferah-feza, Hüseyni fasılları
Fantezi parçalar. Nuri Cemil tarafından
Rast Kar-ı Nev Zekai Dede’nin
Mahir Medhali Fahri Bey’in
Milli Anadolu şarkıları

9 Nisan 1928 Pazartesi
Türk Ocağında
Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti Tarafından
Mutad(periyodik) Alaturka Konser Saat 21’de

Bu ilan da Riyaset-i Cumhur Orkestrası tarafından verilen bir konsere ait:

13 Nisan 1928 Cuma
Bugün büyük konser, Saat 15’de
Türk Ocağı’nda
Riyaset-i Cumhur Orkestrası tarafından
Zengin Program
KARMEN-MANON ORLOF
Fantezi operetleri
Size güzel bir gün yaşatacaktır

Konu, Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Batı müziği anlamında bir senfoni orkestrası bulunmasına karşın, bu toprakların müziğini -belki geleneksel, belki çağdaş, belki de her ikisi- himaye etme ihtiyacını duymadığı soru işaretinden açıldı.

Hafız yaşar Okur’dan -Ata’nın Türk ve Batı müziği düşünceleriyle ilgili- bir anı aktaralım:

“Atatürk Dolmabahçe Sarayı’nda bir gece musiki bahsi açtı ve dedi ki: ‘Garp musikisinde intizam, bir şekilde muhafaza edilmiş. Sizlerin de musikimizde bir teceddüd(yenilik) yapmanız lazım gelmez mi?’ diyerek bazı malumat istedi. Ben de ‘Türk musikisi Garp musikisinden ve melodi bakımından çok zengin. Ve bizde çeyrek sadalar mevcut olduğundan ve usullerimiz gayet geniş bulunduğundan dolayı musikimiz, Garp Musikisi gibi armonize olamaz’ dedim.

Emr-ü iradeniz vechile İstanbul Konservatuar İcra Heyeti’ne tayin edildiğim sırada Vali Muhiddin Üstündağ tarafından Viyana Musiki Akademisi Profesörlerinden Mösyö Marks İstanbul’a davet edilmiş idi. Bu zata konservatuarda Garp musikisi esaslarını kurmak vazifesi verilmişti.

İşe başlarken evvela Türk musikisi hakkında bir fikir edinmesi için reisimiz bulunan Rauf Yekta Bey Mösyö Marks’ı Konservatuar’a davet etmişti. O sırada, Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu’nda halka parasız Klasik Tarihi türk Musikisi konseri vermek kararlaştırılmıştı. Konserde okunacak eserleri prova etmek üzere çalışıyorken, bir gün Mösyö Marks, Konservatuara geldi. Biz de Itri merhum’un Neva Kar’ı sıra yapıyorduk. Rauf Yekta Bey ile odamıza geldi. Önümüzdeki Neva Kar notasını sonuna kadar tetkik etti ve bizi dinledi. Odamızdan ayrılırken hepimizin ellerini sıkarak Fransızca sözleriyle bizi alkışladı. Odamızdan gitti. Biraz sonra Rauf Yekta Bey yanımıza geldi: ‘Arkadaşlar sizi tebrik ederim’ diyerek M. Marks’ın sözlerini tercüme etti.

O zaman konservatuar icra heyeti şu sazlardan ibaretti: Kemani Reşad Erer, Udi Sedat Öztoprak, Tanburi Dürri Turan, Nayzen Hafız Tevfik, Hanende Nuri Halil Poyraz ve ben Hafız Yaşar Okur.

Ertesi gün Akşam Gazetesinde M. Marks şu mütealada bulundu:
‘Türk musikisi büyük hususiyetleri olan bir musikidir. Türkiye’de Garp musikisi tekniği kabul etmekle beraber, bu musikide Şark musikisine ait hususiyetleri muhafaza edilmelidir. Alman, Fransız, Rus musikilerinde teknik birdir. Bununla beraber bu milletlerin musikileri birbirine benzemez. her birinde o milletlerin hususiyetleri karakterleri bulunmalıdır. Bunun temini için de müstakbel Türk bestekarlarını ve musikişinaslarını yetiştirecek olan Konservatuar ona göre ıslah edilmelidir. Yani bu musikinin yeni gamları ve tekniği öğretilmelidir.

Yine bu mütehassıs sözlerinde beni asıl alakadar eden musiki kısmına gelince ‘Türk musikisi istidatları kuvvetlidir. Sık sık konser verilmelidir. Bu eserler aynen muhafaza edilmeli ve bu esaslar bozulmamalı’ diye sözlerini bitirdi… Atütürk bu mütealamı büyük bir alaka ile dinledikten sonra ertesi akşam Konservatuar müdürü Ziya Bey’i(Yusuf Ziya Demirci) Dolmbahçe Sarayı’na çağırttı. Uzun uzadıya konuştu. Fakat netice ne oldu anlayamadım Muhakkak olan şu ki Atatürk Türk musikisini mutlaka ıslah etmek fikrinde idi…”(1)

Evet, işte Yaşar Bey’in de anlıyamadığı nedenden olsa gerek 80 yıldır bu iş aynı şekilde, yani anlaşılamamış, ne yapılması gerektiği konusunda karar verilememiş bir şekilde süregeliyor.

Cumhurbaşkanlarımızın bile yıllar yılı karar verememesinden belli değil mi?

Günümüz koşullarında gerek çoksesli, gerek teksesli müzik yapan ve içinde Türk çalgılarının çağdaş anlamda sanat icra ettiği geleneksel Türk müziğinin dünyaya açılan penceresi olma yolunda bir Cumhurbaşkanlığı Geleneksel Türk Müziği Orkestrası’nı kurdurmak düşüncesi hiçbir Cumhurbaşkanımız’ın da mı içinden geçmedi?

Bu konuda İhtiyaç ve inanç dahil, her koşulun var olduğuna inanıyoruz.

Tabii ki Devletimizin en üst katında senfoni orkestrasının yanında geleneksel Türk müziği orkestrasının bulunmasının gerekliliğine de..

Kimi düşüncelere mevcut Devlet Koroları geldiğini hisseder gibi olsak da aşağıdaki adresteki yazıyı düşlüyoruz.

http://www.arsiv2007.musikidergisi.net/?p=73

Yani büyük düşünüyoruz…
___________________________________
(1)Yaşanmış Olaylarla Atatürk ve Müzik;Riyâset-i Cumhur İnce Saz Hey’eti Şefi Binbaşı Hafız Yaşar Okur’un Anıları (1924-1938). /Haz.: Halil Erdoğan Cengiz. -Ankara: Müzik Ansiklopedisi Yayınlan, 1993. 150 s.




Hoşgeldiniz