Doğumunun 110. / Ölümünün 40. Yılında Sadi Işılay… Salih Zeki Çavdaroğlu


Toplam Okunma: 7540 | En Son Okunma: 24.04.2024 - 00:40
Kategori: Tarih ve Anılar

Kurtuluş Savaşı yıllarında , askerliğini yaptıktan sonra, 1922′ İzmir’ e yerleşir. Bu yıllarda dönemin ünlü sesi “Deniz Kızı Eftalya“ Hanım ile 2. evliliğinin ardından 6 ayrı hanımla da evlilik yapacaktır. 1928 yılında eşi ile Paris’ e gitti. 1932 yılına kadar Paris’ te yaşadı…Sadece bestekârlığı değil , daha da önemlisi keman sanatçılığı ile bir döneme damgasını vurmuştur. M.Nureddin Bey , Safiye , Müzeyyen , Hamiyet Hanımlar, P.A.Sözeri , S.T.Gülerman , Z.Müren ve bir çok ünlü soliste maestro olarak eşlik etmiştir… 40 yıl önce bugün (11 Mart 1969) İstanbul’ da hayata veda etti.

Doğumunun 110. - Ölümünün 40. Yılında Sadi Işılay… S.Zeki Çavdaroğlu

1 Mart 2009 gecesi Haber Türk Televizyonu’ ndaki “ Teke Tek “programındaki Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’ nın misafiri değerli tanburî Sadun Aksüt idi. Çok zevkli geçen sohbetin bir bölümünde Aksüt bir ara rahmetli kemânî Sadi Işılay’ dan söz etti. Bu yazının bir anlamda kaleme alınmasını da o anekdot hazırladı.
Sadun Aksüt’ ün anlatımıyla olay :

“…Taksim Belediye Gazinosunda çalıyoruz. Zeki Müren’in kadrosunda Nesrin Sipahi var. Sipahi, ‘Şimdi üstadımız Sadi Işılay’dan bir taksim dinleyeceğiz’ diye anons etti. Sadi Bey’in taksiminin ardından, salonu yıkacak kadar büyük bir alkış koptu…

Bu olayın üzerinden iki üç geçmeden patrondan ‘Sadi Işılay, bir daha taksim geçmeyecek,’diye emir geldi….’’ şeklinde geçiyor. Bundan sonra Aksüt , Işılay’ ın döneminin mükemmel bir maestrosu olduğu kadar , haysiyetine çok düşkün bir şahsiyet olduğunu , kemanını kaptığı gibi gazinoyu terkettiğini üzerine basa basa anlattı.

Bu programın sonrasında , artık uzun yıllardır musıkî icra ve söylemlerinde bir çok değerli isim gibi Işılay’ ın da âdeta “ unutulmaya “ terkedilmiş olduğu gerçeğini bir kez daha hatırladım.

Radyolardan ve konser salonlarından zevkle dinlediğimiz güzel eserlerin bestecisi Sadi Işılay ( 1899 – 1969) aramızdan ayrılalı tam 40 yıl olmuş.

Sadece bestekârlığı değil , daha da önemlisi keman sanatçılığı ile bir döneme damgasını vurmuştur. Münir Nureddin Bey , Safiye , Müzeyyen , Hamiyet Hanımlar, Perihan Altındağ Sözeri , Sabite Tur Gülerman , Zeki Müren ve bir çok ünlü soliste maestro olarak eşlik etmiştir.

Türk Musıkîsinin önemli isimlerinden Sadi Işılay ,3 Şubat 1899’ da İstanbul’ da dünyaya gelir.

Babası Berber İsmail Efendi de bir kanunî olan Işılay , kemanı her hangi bir hocadan ders alarak değil , kendi merak ve hevesi ile öğrenir. 8 yaşına geldiğinde , babasının işlettiği ve keman çaldığı kıraathanedeki içlerinde Şekerci Cemil Bey, Hafız İsmail Efendi, Tatyos Efendi, Ahmet Rasim Bey, Şevki Bey gibi ünlü isimlerin bulunduğu“Lütuf Paşalılar ” topluluğu saz heyetine katılır.
Daha sonra “ Musıkî – iOsmanî Cemiyeti” ne katılır. Şehzade ZiyaeddinEfendi , Tanburî Cemil Bey ve Bestenigâr Ziya Bey’ den özel dersler alır. Daha Dârülelhan üyesi olarak çalışmalarını sürdürür.

Kurtuluş Savaşı yıllarında , askerliğini yaptıktan sonra, 1922 senesinde İzmir’ e gelir. Dört sene İzmir’ de çalışır.
Bu yıllarda dönemin ünlü sesi “ Deniz Kızı Eftelya “ Hanım ile tanışır. Aralarında başlayan aşk , sonraki günlerde onları evliliğe götürecektir. Bu evlilik Işılay’ ın hayatındaki ikinci evliliği olacaktır. 1940 yılında ise ünlü solist Muallâ Gökçay ile de evlenip , ayrıldı. Daha sonra 6 ayrı hanımla da evlilik yapacaktır.

O Eftelya ki, güzelliği ve sesi ile o tarihlerde gönüller yakmaktadır. Mesela meşhur udî- bestekâr Aleko Bacanos “Eftelya” ya olan aşkı için :

“Gel ey denizin nazlı kızı nuş-i şarab et
Çık dahile gel sinede bir alem-i ab et
Mestane bakışlarla beni mest-ü harab et
Çık sahile gel sinede bir alem-i ab et”
Güfteli şarkısını bestelemiştir.

“… 1928 yılında eşi ile Paris’ e gitti. 1932 yılına kadar Paris’ te yaşadı ; konserler verdi. Avrupa şehirlerini dolaştı ; kısa metrajlı filmler çevirdi. Bu konserlerin bir bölümüne Sadettin Kaynak da katıldı. Bir mihracenin davetlisi olarak 1932 yılında Münir Nureddin Selçuk ‘ la Hindistan’ a , Perihan Sözeri ile İran’ a gitti. Mısır , Suriye , Irak , Kıbrıs gibi ülkelerde on kadar konser verdi…”
1943 yılında “ Dertli Pınar ”, 1944’ de “ Hasret ”, 1945’ de “ Köroğlu “ ,1946’ da “ Sonsuz Acı “ , “ Unutulan Sır “ , 1947’ de “ Kılıbıklar “ , “ Yuvamı Yıkamazsın “ ,” Karanlık Yollar” , “ Yanık Kaval “ 1948’ de “ Sönen Rüya “ , 1949’ da “ Vurun Kahbeye “ , 1952’de “ Zeynep’ in Göz Yaşları “ , 1953’ te “ Beklenen Şarkı “ , “ Hıçkırık “ , 1955’ te “ Son Beste “ , 1956’ da “ Ölmüş Bir Kadının Evrak – ı Metrukesi “ isimli filmlerin müziklerini yapar.

“Unutulmayan Sır “adlı filmindeki “Nene Gerek” adlı bestesi ile 1948 yılında en başarılı besteci seçilir.
Kemanın yanında ud da çalan Işılay,udu ve kemanı ve oldukça güzel sesiyle plak kayıtları da yapar. Faal çalışma yıllarında , döneminin önemli ses sanatçılarının hemen hemen hepsine kemanıyla eşlik eder.

Daha sonraki yıllarda İstanbul Radyosu’ ndaki kadrolu sanatçılığının yanında İstanbul Belediye Konservatuvarı Yürütme ve Sanat Kurulları’nda ve TRT Repertuvar Kurulu üyeliklerinde bulundu.

Bestelediği eserlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz :
Saz eserleri :
Muhayyer Sümbüle Peşrevi
Segâh Saz Semâisi , Muhayyerkürdî Saz Semâisi
Hüzzam Medhal , Rast Medhal,Hicazkâr Medhal
Sultâniyegâh Sirto

Şarkılar :
Hüzzam şarkı : ‘Mânada güzel , ruhta güzel , tende güzelsin’, Güfte : Rüştü Şardağ
Hüzzam şarkı : ‘ Hülyâmı saran hâreli bir çift göze daldım’ , Güfte: Nahid Hilmi Özeren
Hüzzam şarkı: ‘ Ömrün bu hazân mevsimi hep âh ile geçti’ , Güfte : Nahid Hilmi Özeren Nihavent şarkı : ‘Bir kır çiçeğinden daha tâzesin’ , Güfte : Mustafa Nâfiz Irmak
Nihavent şarkı : ‘Son çiçekler de soldu çorak bozkır içinde’, Güfte : B.Kemal Çağlar
Hicaz şarkı : ‘ Bende hicran yarasından da derin bir yara var ‘ , Güfte : Necdet Atılgan
Hicaz şarkı : ‘ Şu yollar uzar gider ‘ , Güfte : Mustafa Nafiz Irmak
Segâh şarkı : ‘ Ruhunda ölen nağmede sevdâ sesi varmı ? ‘ , Güfte: Mustafa Nafiz Irmak
Segâh şarkı : ‘ Peteğe bal veren arılar gibi ‘
Hicazkâr şarkı : ‘ Yolları gurbete bağlayan dağlar ‘
Mâhur şarkı : ‘ Âteşingözlerini ruha kemend etme sakın ‘, Güfte : Mustafa Nafiz Irmak
Dügâh şarkı : , ‘ Gel son nefesten evvel hastana derman getir ‘ , Güfte : B.Kemal Çağlar
Muhayyer Sümbüle şarkı : ‘ Gitti o güzel , yâdıma bir handesi kaldı ‘ , Güfte :M.N.Irmak

1967 yılında bir felç geçiren ve 11 Mart 1969’ da İstanbul’ da hayata veda eden bestekârımız, Zincirlikuyu Mezarlığı’ nda toprağa verilmiştir.

Ölümünün 40. Yılında onu rahmetle anıyoruz.
_______________________________________
K A Y N A K L A R :
1) Haber Türk Gazetesi , 1 Mart 2009
2 ) Mehmet Nazmi ÖZALP , “ Türk Musıkîsi Tarihi “ , TRT yayınları, Ankara / 1986 , Cilt:2 , s.126




Hoşgeldiniz