“Değerinin altında vermem”… Ethem Ruhi Üngör


Toplam Okunma: 4343 | En Son Okunma: 24.04.2024 - 01:46
Kategori: Değerlerimiz, Haberler

50 yıl boyunca biriktirdiği orijinal çalgı kolleksiyonu günümüzde efsaneye dönüşen Ethem Ruhi Üngör (1922-2009) çalgıbilimcilerin ve meraklılarının hala gündeminde. Sağlığında “kültürel kıymet öğretici” kimliğiyle büyük mücadele verdi. Ödün vermedi. Ethem Ruhi Üngör’ün Çalgı Kolleksiyonu efsanesi büyüdükçe büyüdü… Önce İzmir Müziksev’de, şimdi ise Afyon Devlet Konservaturı’nda iki çalgı müzesi kuruldu bile. Tarih, o dönemde bizim de birebir tanık olduğumuz o başarısız satın alma girişimlerinin detayını yazacaktır. Aşağıda döneminin sonuçsuz girişimini aktarıyoruz… 

“Değerinin altında vermem”… Ethem Ruhi Üngör

Ethem Ruhi Üngör etnomüzikolog ve orgonolog. İstanbul Belediye Konservatuarı mezunu. 53 yıl devam eden aktif müzikal yaşamını birçok başarıyla süslemiş.

Dünyanın ikinci en uzun süreli Musiki Mecmuası’nın sahibi ve çeyrek asrı aşkın bir süre bu derginin çıkartılmasını üstleniyor. Bugünlerde (1998) Ethem Üngör’ü aktüel ve haber kaynağı kılan şey ise elinde bulundurduğu kişisel Türk çalgıları koleksiyonu ve bu koleksiyonun Kültür Bakanlığı’nca bir müze haline getirilmesi çalışmaları… Geçen haftalarda ‘bir kısım’ medyada Kültür Bakanı İstemihan Talay’ı ve Ethem Ruhi Üngör’ü aynı kare içerisinde görüntüleyen fotoğrafların altında Anadolu Türk Çalgıları Müzesinin kurulduğunu okuduk. Hay Allah! Koleksiyon müze haline gelmiş, koleksiyonun fotoğraflarını çekip haberleştiremeyecektik. Ethem Bey’e koleksiyon müzeye kaldırılmadan bir—iki kare çekseydik iyi olurdu demek için telefon açtığımızda kişisel koleksiyonun hâlâ ‘müzeleştirilememiş’ olduğunu öğrendik. Üstelik Ethem Beyin konuşacakları vardı.

Kültür Bakanlığı ‘talip’

Bu, Kültür Bakanlığı’nın çalgı koleksiyonu için ilk girişimi değil ama en ciddi olanı. Antalya’da bir toplantı sırasında zamanın Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, Ethem Üngör’le tanıştırılmış bir zamanlar ve konuşma Türk çalgı kolekisyonu üzerinde odaklanmış. Zeybek, Ankara’ya döndüğünde konu ile ilgileneceğini söylüyor. Tabii bunu hiçbir zaman gerçekleştiremez çünkü o hafta hükümet düşmüştür.

Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın Ethem Üngör’ü evinde ziyaret etmesine varan süreç 1997 yılında başlıyor. Üngör, Unima tarafından kendine verilen bir ödül vesilesiyle Ankara’da bulunmaktadır hatta ödülü İstemihan Talay’ın elinden almıştır. İşte o gece Kültür Bakanlığı yetkililerinin ağzından ilk ciddi teklif yapılır.. Bunun üzerine Üngör elinde bulundurduğu koleksiyonun ‘indeksi’ni ve de fiyatını gönderir…

Bundan sonrasını Ethem Ruhi Üngör’ün ağzından dinleyelim: “Murat Bardakçı ile Kültür Bakanı İstemihan Talay kolleksiyonu görmek için evime geldiler. Bakan çok beğendi. ‘Bunlar için ne istiyorsun?’ dedi. Ben de benim çalgılarımın bedelinin ‘Avrupa çalgı müzeleri alım rayici’ne göre asgari 1,2 milyon dolar olduğunu söyledim. Zaten bunu 11 ay önce söylemiştim. Sanra Bakan ‘Bugün Yıldız Sarayında bir toplantımız var, sizi de aramızda görmek istiyoruz’ diyerek gitti. Murat Bardakçı benim yanımda kaldı ve benimle ‘pazarlık’ yapmaya başladı. Telaffuz ettiği rakam da sekiz yüzbin dolar falan..”

Ethem Bey’i fiyat konusunda kendisiyle masaya oturulması rahatsız etmiş: “Türkiye’de bugün çalgı koleksiyonuna değer biçecek ikinci bir kişi yok ki gelip benimle pazarlık yapıyorlar.”

O gün öğleden sonra Kültür Bakanı, solunda Üngör olduğu halde bir basın toplantısı yapar ve Anadolu Müzikleri ve Çalgıları Müzesi’nin kurulduğunu söyler. Ethem Ruhi Bey Bakanın sıcak ilgisine mazhar olurken kendisine emr—i vaki yapıldığını ifade ediyor. Ortada ‘kesin’ bir anlaşma olmadığı halde, çalgıların satıldığı söylentisi almış yürümüş.

Kimsin, nesin, nereden geldin?..

Ethem Üngör’ün göğsünü kabartan koleksiyonun öyle sıradan bir koleksiyon olmadığını belirtelim. Beşyüz aletten müteşekkil bu koleksiyona dahil olmak her aletin harcı değil… Ethem Bey’e göre müzik aletinin 5+2 vasfı olması gerekiyor ki koleksiyona dahil olabilsin. Bir kere çalgının önemli bir ustanın elinden çıkması gerekiyor. Diğer döst vasıf aletin önemli bir çalgıcının çalgısı olması, elli yılı aşkın bir maziye sahip olması, çalgının tercih sebebi sayılacak bir ses kalitesine sahip olması ve çalgının üzerinde kemik, fildişi vs gibi süslemelerin olması olarak sıralıyor. Artı iki vasıfsa ney, kaval, zurna gibi bazı çalgıların serilik vasfına sahip olmaları.

“Cumhuriyet döneminin 75. yılını müdrikiz. Bu 75 yıl içinde Türk musikisinin, halk musikisinin birçok değerleri tespit edildi. TRT tarafından, kurullar tarafından birçok araştırma gezileri yapıldı ama Türk çalgısı üzerine hiçbir çalışma yapılmadı. Hiçbir teşekkül ve kuruluş çalgılar meselesine eğilmedi.” Ethem Üngör bu boşluğu çok önceleri görmüş. 1969 yılında başlayarak 1973′e kadar Anadolu’yu karış karış dolaşmış. Dile kolay 20 bin 769 km yol katetmiş bunun için. “O zaman gençtik gidiyorduk, şimdi milyar verseler gidemem” diyor; “… gittiğim yerlerdeki en ucuz ve en temiz otellerde kalmaya çalışıyordum. Bazen izbe yerlerde de kaldığım oldu. Hatta tehdit bile edildim.”

Öten karyola demiri

Kişisel koleksiyonda Tamburi Cemil Bey’in tamburundan Neyzen Tevfik’in neylerine, oradan Anadolu’daki bilmem ne efendinin çalgılarına kadar birçok çalgı var. Koleksiyonun belki de tek çalgısının hikayesini duymak istersiniz belki. Neyzen Tevfik malum alkolik; bu nedenle hastaneye kaldırılır. Hastanede de hastalar Neyzen’i rahatsız ederler, hatta neylerini kırarlar. O da karyola demirine —ki bir ney boyutundadır— muhtelif delikler açmak suretiyle ney üretir, böylelikle icra—i sanattan geri kalmaz. Ve o karyola demirinden mamül ney şimdi Ethem Üngör’ün koleksiyonunda yer alıyor.

Dünyanın en büyük çalgı müzesi Belçika’da. 1977′de, bu müzenin 100. kuruluş yılında Ethem Üngör’ü de davet etmişler. Müzede bütün dünyadan toplanmış beş bin çalgı var. Ama sadece ikiyüz çalgıyı iki dairelik bir alanda sergiliyorlar. Fakat bütün dünya çalgılarından oluşan müzede hiç Türk çalgısı yok. ‘Müzede Belçika’nın kendi yerel çalgıları olarak da 2—3 çalgı vardı. O zaman gördüm ki dünyanın en zengin çalgı kültürü Türklerindir’ diyor Ethem Üngör.

Başta Belçikalılar olmak üzere birçok ülkeden talibi çıkmış Türk çalgılarının. Japonlar, Fransızlar, Almanlar yakın zamanda da (sıkı durun) Yunanlılar talip olmuşlar. Ethem Bey bize Yunanlıların yaptıkları katalogları gösteriyor. Kapağında kemençe var. Ne kadar da bizimkilere benziyor. Hâlâ Türkiye’de olan ‘antik’ çalgılar dahi yer almış. Tamburu bizden başka kimse kullanmadığı halde Yunanlıların hazırladığı katologda yer alıyor… ‘Ben koleksiyonu satabilir miyim? Beni vatan haini ilan ederler’ diyor.

Ethem Ruhi Üngör, Türkiye’de yapılmamış bir işi elli yıl sürdürmüş olmanın gururunu taşıyor, ama huzurunu değil. Çünkü resmi makamların ağzında aynı ciklet: “Bütçemiz müsait değil”. Üngör ise tavrında ısrarlı: “Benimle pazarlık yapmasınlar. Bu koleksiyonu değerinden aşağı bir miktara vermeyeceğim.”

Umarız her iki taraf da bu alışverişten memnun kalır…(1)
_______________________________________
(*) BKZ: Dr. Ayhan Sarı”Çalgılar topladım sana…” http://www.musikidergisi.net/?p=1136
(1) http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-4475-12-degerinin-altinda-vermem.html




Hoşgeldiniz