Gizli Halk Musikisinin Hakiki Karakteri Dindışıdır. Benim tetkiklerim üzerine hasıl ettiğim kanaate göre şimdiye kadar Türkiye’de kullanılmış ve hükmünü icra etmiş olan musiki nevileri şunlardır: 1. Osmanlı pasaportu verilmiş ve Türk etiketi yapıştırılmış (Şark musikisi), 2. Garp musikisi 3. Başta Mevleviler olmak üzere Rufai ve Kadiri gibi tarikatların kullandıkları (şehir açık tekke musikisi)… devamı »



Sezar Devri Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşıyan iki bey arasında bir arazi parçası yüzünden anlaşmazlık çıkmıştı. Bir türlü bu toprak hakiki sahibine geçemiyordu. Neredeyse aralarında bir savaş çıkacaktı. Savaş da işlerine gelmiyordu. Kan dökmeden bir bir hal çaresi aramaya başladılar. Akıllarına büyük Sezar geldi. Gidip kendisine vaziyeti izah edeceklerdi. İmparator Sezar bu davada hem hakem olacak ve böylece de mesele halledilecekti. devamı »


Hititlerin Senfonik & Lirik Gösterisi: Hattuşa…

Eklenme Tarihi : 26 Eyl 2009 | Kategori: Etkinlikler


Hattuşa Projesi, M.Ö.1720–1190 yılları arasında Anadolu’da medeniyet kurmuş Hititlerin çalgılarından Büyük-Küçük Lir, Arp, Baglama-Tar, Davul, Darbuka, Çalpara, Kaval, Çifte kaval ve Borunun İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümü’nde imal edilerek tınılarının -senfonik müzik ağırlıkta olmak üzere- Hititleri konulayan lirik anlatımla Batı müziği yaylılar orkestrası temel eşliğinde sahneye aktarılmasını amaçlıyor…. Gösterideki görev paylaşımları şöyle: devamı »



12. Türksoy Opera Günleri’ne Mersin Devlet Opera ve Balesi ev sahipliği yaptı. Konserin ilk bölümünde Kazakistan’ın milli eseri “Kız Jıbek” adlı opera sahnelendi. İkinci bölümde ise Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Başkurdistan, Hakas, Tataristan, Gagauz ve KKTC’den gelen konuk opera sanatçıları, G. Puccini’den, G. Rossini’ye; R. Korsakov’dan, G. Bizet’e çeşitli dönemlerden ünlü operaların aryalarını seslendirdiler… devamı »


Müziğin Seyrini Değiştiren 44 Gün…

Eklenme Tarihi : 24 Eyl 2009 | Kategori: Haberler


Billboard Dergisi 1950’li ve 60’lı yılların efsanevi grubu The Beatles’dan, Bee Gees’e, İsveçli grup ABBA’nın Eurovision Şarkı Yarışması’nda birincilik elde etmesinden günümüzün en yaygın müzik formatı MP3’lere kadar müzik tarihinin seyrini değiştiren 44 günü belirlemiş(1) : Listenin bir numarasında “The Beatles” yer alıyor. 45 yıl önce 9 Şubat 1964’te müzik dünyasında ilk defa daha önce sadece radyolarda ve plaklarda dinlenebilen The Beatles 73 milyon izleyiciye televizyondan ulaştı. Şöhret odaklı bu tecrübe televizyonun şov dünyasıyla ilk buluşmasıydı ve o günden sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. İşte müziğin seyrini değiştiren 44 önemli gün: devamı »


Konya 6. Mistik Müzik Festivali ve İlkler…

Eklenme Tarihi : 23 Eyl 2009 | Kategori: Etkinlikler


Hz. Mevlana’nın 802. Doğum Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Konya İl Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen Festival bu yıl 23-30 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirili- yor. Etkinliğin Genel Sanat Yönetmenliğini Timuçin Çevikoğlu üstlenmiş. Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan Festival kapsamında bu yıl birçok ilkin yaşanacağını belirterek şöyle devam ediyor: “Bunlardan ilki Amerika’lı  Branches Breath Müzik Gurubu tarafından sunulacak olan Kızılderili müziği. Daha sonraki günlerde ise Konya’da ilk kez Altay Cumhuriyeti’nden gelen bir ekip eski kültürümüze ait Şaman Ayini gerçekleştirecek.” devamı »



Ülkemizde halen varlığını sürdüren koroların %95’ini özel korolar oluşturur. Bunlar bağlı oldukları kurumun isteği doğrultusunda ve genel olarak ahbab-çavuş ilişkili olarak atanan bir şefin denetiminde çalışır. Şefin, oluşturacağı koroda karşısında çok insan görme isteğinin altında yatan ana neden kendi üstünlük duygusunu tatmin etme isteğidir. Bu nedenle de sözkonusu homojen koro, daha baştan kötü müzik yapmaya aday bir korodur… Peki, koroyu yöneten şefin “tel sarma” “halı silkeleme”, “hamur açma”  veya “trafik polisi” hareketlerine benzer vücut hareketleriyle  konser yönetmesi, suslarda ise elini dudağına götürerek hastanelerdeki hemşire resimlerine benzer “sus işareti” yapmasına ne demeli?.. devamı »



17 Eylül 2009 akşamı TRT 1’de İTÜ TMDK Mustafa Kemal Salonundan canlı olarak yayınlanan konser, yıllardır özlemi duyulan, beklenen bir tınının kulaklara reel yansımasıydı. Kemençe sanatçımız Derya Türkan, ardından GTSM’nin zirvedeki ismi Melihat Gülses ve THM’de bağlaması ve sesiyle Cengiz Özkan’ı Oğuzhan Balcı yönetimi ve orkestral düzenlemelerinin GTM ezgileriyle donanmış eşliğinde hayranlık ve mutlulukla dinledik. Müziğimizin geleceğine Orkestra İstanbul  ve tertemiz icrası sayesinde yeniden meftun olduk… devamı »



Arap müziği, Atlas Dağları ve Afrika’daki Büyük Sahra çölünden Arap Körfezi (Basra Körfezi [G.M.]) ve Fırat nehri kıyılarına kadar uzanan çok geniş bir coğrafi bölgeyi kapsar. İslamın ilk yılları 7. yy ortalarından günümüze kadar Fas’lı, Mısır’lı ya da Irak’lı olduğuna bakmaksızın Arap müziği bir kısmı sadece entellektüel ve kültürel, diğerleri de politik olan beş temel süreçle şekillendi… İlk süreç, İslamın ilk yüzyıllarında Emevilerin (661-750) egemenliği altındaki Suriye’de ve Abbasilerin (750-909) egemenliği altındaki Irak’ta, kozmopolit kültürel merkezlerin gelişmesiyle yaşandı. Bu yüzyıllarda yaşanan etnik harmanlanma, Arabistan’ın müziğiyle Suriye, Mezopotamya, Bizans ve Pers müziklerinin yakın bir temas içerisine girmelerini sağladı. Bu etkileşimin sonucunda yeni Arap müziği ortaya çıktı… devamı »


Bu Beste Tekrarsız Müziğiyle 990 Yıl Sürecek…

Eklenme Tarihi : 17 Eyl 2009 | Kategori: Haberler


Yapıtının müzikal geleceğini düşünen, hayal eden bestecilerimizi biliyoruz da canlı performansın 1000 yıl sonrasını hesaplıyan bir besteciyi doğrusu beklemiyorduk. Beste sahibi Jem Finer’ın 31 Aralık 1999’da başladığı icrası 10 yıldır devam ediyor. İngiltere’de Trinity Buoy Wharf’da bulunan deniz fenerinin içerisinde bir bilgisayardan seslendirilen kompozisyonun 2999 yılına kadar sürmesi planlanmış. Bestecisinin belirttiğine göre bestenin içinde hiçbir tekrar yapılmıyor. “Longplayer” başlıklı yapıtın ilk notasının start alışından yazımızın yayınına değin 9 yıl, 259 gün, 09 saat, 50dakika 53 saniye geçmişti bile… Dinlemek ister misiniz?.. devamı »



15.yüzyıl kültür ve sanat hayatı, medeni hayat bakımından da ilerleme yüzyılıdır. 13 ve 14. yüzyıllardaki Türkçeye dönüş hareketi, bu yüzyılda yavaşlamış, bilhassa ilim ve edebiyat dilinde, Arapça ve Farsça kelimeler rağbet görmeye başlamıştır. Bu hareket Türk aydınlarının, Arap ve İran dillerine dönüşü manasında da değildir. Büyük bir İmparatorluk kuran Türk İslam Devleti’nin hakim bulunduğu sahalara söz geçirecek derecede, zengin bir dile duyduğu ihtiyaçtandır. devamı »



16. yüzyılın tanınmış Osmanlı şairlerinden Nev’î, aslen Tekirdağ/Malkara’lı olması nedeniyle “Malkara’lı Nev’î” diye de tanınmıştır. Asıl adı Yahya’dır. İstanbul’da iyi bir öğrenim gören Nev’î’nin şöhret kazandığı dönem III. Murad’ın padişahlığı sırasında (taht, 1574 - ölm. 1595) olmuş, O’nun zamanında Sehzâde Mustafa’ya ders vermek üzere hoca olarak tayin edilmiş ve bu görevi O’nun saray hocalığından ayrılma kararını vermesine dek sürmüştür… En tanınmış eserleri, başta “Divan”ı olmak üzere “Netâyîcü’l-Fünûn”, “Nevâ-yı Ussâk”, “Hadis-i Erba’în Tercümesi” ve “Hasb-ı Hâl” adlı eserleridir … devamı »


Müziğin Ters Etkisi…

Eklenme Tarihi : 14 Eyl 2009 | Kategori: Haberler


12 Eylül 1980 ihtilali sonrasında cezaevine giren Cem Yılmaz, koğuş sayımında yediği dayaklar sırasında yüksek sesle dinletilen, bestesi Müşerref Akay’’a, sözleri ise Mahmut Tezcan’a ait olan “Türkiyem” isimli şarkıyı unutamadı. Cezaevinden çıktıktan sonra 1993 yılında müzik yapımcılığına başlayan Yılmaz, bu satın alma projesini her zaman düşündüğünü, şarkının o kötü günleri hatırlattığını, bu nedenle de eserin telif haklarını satın alarak ambargo koyduğunu söylüyor. Gerekçesi ise şöyle: “Bizim türkülerimiz, bizim şarkılarımız asla işkence şarkıları olamaz” … Durumu uygun, halka malolmuş kimi milli ezgilerimizin, marşlarımızın telif haklarının akibeti konusunda endişelenmeli miyiz?.. devamı »


Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası Bu Kez Milet´te…

Eklenme Tarihi : 12 Eyl 2009 | Kategori: Konserler


Türkiye´nin ilk ve tek Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası, şef Cem Mansur yönetiminde yurtiçi turnesine devam ediyor. 19 Ağustos´ta Topkapı Sarayı´nda verdiği konser ile geniş yankılar uyandıran, ülkemizdeki batı müziği konservatuarlarından sınavla seçilmiş 100´e yakın genç müzisyenden oluşan orkestra Bugün (12 Eylül 2009) Menderes Deltası´nın kültürel, sanatsal ve tarihsel mirasını tanımak ve tanıtmak amacıyla düzenlenen Meandros Festivali’nde sahne alıyor. Konser Milet Antik Tiyatrosu’nda. Başlama saati ise 21.30 … devamı »



Alafrangada Ahmet Özhan’ı(! MD), türküde Neşet Ertaş’ı tek geçiyorlar… Teknoda Habibe, popta İsmail YK favori. İlahi, her dem gözde. Sami Avni Özer flaş isim… Son olarak Sezen Aksu şarkı sözü verince biraz daha yıldızı parlayan ‘İslami Tarkan’ Sami Yusuf’un konserini de (04 Eylül 2009) fırsat bilip ‘öteki mahalle’ye girdik… Galiba her şey seçimlerde başladı: Erbakan’ı ağlatan hiphopçuları görmeseydik ‘öteki mahalle’nin ne dinlediğini merak etmeyecektik… devamı »



Son aylarda, “açılım” kelimesi rağbet görüyor… Açılıma; dili, cinsi, mezhebi, rengi vb. ne olursa olsun, bu ülkede yaşayan, kendini Türk vatandaşı gören, ülkenin bütünlüğüne bağlı, sevgiyi ve paylaşımı bilen her kişinin; sağlıklı, müreffeh ve doğru yaşaması, çağın şartlarına/imkanlarına kavuşması için gerekli çalışmaları yapmak olarak bakılmalıdır. Yoksa her meslek veya etnik grubun kendine göre açılım beklentisi olacaktır… devamı »



Çalgıların kimlikleri, bazen ortaya çıktığı veya yaşadığı toprağın sosyal durumundan etkilenip şekillenebiliyor. Nasıl ki bir insanın şimdiki karakteri, çocukluğunun bir uzantısı olma ihtimalini doğuruyorsa, kişileştirilmiş bir enstrumanın karakterinde de aynı noktalar bu yolla saptanabilir… Armudi Kemençenin yoğunlukla yaşadığı, vücud bulduğu mekânlar Galata ve Konstantiniyedir. Bu iki mekân birçok açıdan birbirine zıtlık oluşturacak öğeler içermektedir. Örneğin, Galata meyhanelerin, gece eğlencelerinin merkezi durumunda iken Konstantiniye içinde çok sayıda mevlevihanenin bulunduğu ahlaklı ve huzurlu bir mekândır… devamı »



Birkaç aydır ‘Ha bugün düzelir, ha yarın düzelecek’ diye umutla bekliyorum ama TRT Nağme’ de hiçbir ilerleme yok. Yayın, ilk günden beri aynı minval üzerine devam ediyor. Arada duyduğumuz ‘Radyo Nağme 24 saat Türk Sanat Müziği ile yayını ile sizlerle’ duyurusuna sadakatle uyuyorlar. Tamam, TRT Nağme’ de sürekli olarak ‘Türk Sanat Müziği parçaları’ yayınlandığı doğru, ama istediğimiz bu değil. Biz TRT’ den ‘musiki eserleri’ beklemekteyiz hasretle… devamı »



Nevit Kodallı’yı kaybettik. Atatürk Oratoryosu’nu, Telli Turna ardışı(süit) gibi birçok eser bıraktı. Eserleri ilelebet kalacak. O eserler hakkında yorum yapmak; kabul etmek, etmemek; kabul edip de beğenip beğenmemek eskiden bizdeydi. Şimdi de bizde… Kodallı GTSM’ye “meyhane müziği” dedi. Aslında demek istediği başka bir şeydi… Hepsi boş. Bölündük mü, bollaştık mı?.. Yıllar yılı kimimiz batıcı, kimimiz Osmanlı, kimimiz meyhane müzikçi(!), kimimiz ise THM’ci olduk. Ürettik kendimizce. Ürettiklerimiz üzerine bir de mücadele ettik yıllarca. “benim müziğim senin müziğin” diye… devamı »



Besteci, orkestra şefi ve müzik eğitmeni, Devlet Sanatçısı Nevit Kodallı’yı (d. 1924) yitirdik… Atatürk Oratoryosu, Telli Turna Süiti, Van Gogh Operası gibi yapıtlarıyla tanınan Nevit Kodallı 1955 - 1991 yılları arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde orkestra şefliği, 1971 - 1981 yılları arasında Devlet Balesi’nde yönetmenlik, 1989 - 1993 arasında Ankara Devlet Konservatuarı’nın Müzik ve Müzikoloji Bölümü Başkanlığı yaptı… Bir dönem Kültür Bakanlığında “bakan danışmanı” olarak da çalışan Kodallı, emekli olduktan sonra Mersin’e dönerek yörenin müzik yaşamına katkı yapmaya başlamıştı… devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz