Kültür Bakanlığı, İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu kuruculuğunda bulunan, Dünyada ilk defa Türk Musikisi Tarihi kürsüsünü kuran; 1000 Temel Eser, Büyük Türkiye Tarihi (14 cilt); Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi ; Türk Bestekarları Ansiklopedisi gibi büyük çaplı kaynak kitapları vücuda getiren değerli Türk kültürü insanı tarihçi, Türkiye Gazetesi Başyazarı Yılmaz Öztuna 09 Şubat 2012 sabahı 82 yaşında Ankara’da aramızdan ayrıldı… devamı »


Karlı günler ve karlı ezgiler… Göktan Ay

Eklenme Tarihi : 09 Şub 2012 | Kategori: Toplum ve Müzik


Her mevsimin kendine özgü sıkıntıları ve zevkleri var. Büyüklerimiz “kötü hava, kötü insan gibidir” derlerdi. Elbette ilkbahar, yaz ve sonbaharın tadı başkadır. Kış, karla geldiği ve günlük hayatı olumsuz etkilediği için ve masrafları bir kat daha artırdığı için pek sevilmez… Kış ve kar ile ilgili şiirler, şarkılar, türküler v,b, yazılmış, bir çok dizi ve filmler çekilmiştir. Özellikle türkülerde kışla gelen hayatın ve günlerin, insan yaşamındaki etkilerini görmek mümkündür… devamı »


Müzik evimizi terketti… Yasemin Kaptanbaş

Eklenme Tarihi : 08 Şub 2012 | Kategori: Basından


Kendi özgür dünyamız içinde giderek yalnızlaştığımızın farkında mısınız? Ve bu yalnızlaşma süreci, ortak pek çok değeri farkında olmadan yitirmemize neden oluyor. Giderek daha tahammülsüz, sabırsız oluyoruz mesela… Her istediğimiz olsun istiyoruz. Olmayınca hemen vazgeçip sırtımızı dönebiliyoruz. Ortak müziğimizi kaybettik mesela… Şarkı sözlerimizi yitirdik… devamı »


Sesin en temiz olduğu yaş: 24 …

Eklenme Tarihi : 07 Şub 2012 | Kategori: Basından


Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. İsmail Koçak insan sesinin tonunun cerrahi operasyonla değiştirilebileceğini belirtiyor. Diyor ki: “İnsanların sadece yüzde 20’si gerçek ses kapasitelerini kullanıyor… 24 yaş bir insanın sesinin en temiz olduğu zamandır. Daha sonra bakılmazsa değişiyor… Gece yemek yiyip yatmak ve de ayran/yoğurt sese zararlı… Sesiniz karakterinizi ve toplumdaki yerinizi belirliyor. Sadece şarkıcılar değil sesinden memnun olmayan… Mehmet Tez’in röportajı devamı »



Türk Musikisinin efsane seslerinden Recep Birgit’i 17 Ocak 2005’ de kaybetmiştik. Zamanın bu kadar hızla akmasına hayret etmemek mümkün değil. O’nu 40 yıl kadar önce o zamanlar oturduğumuz Lâleli’de Foto Pekcan’ ın vitrinini süsleyen ve orada birkaç yıl kalan büyük boy resmiyle tanımıştım… Musiki çevrelerindeki ismi “Recep Baba’’ idi, ben ise Recep Abi diye hitap etmeyi severdim… Hem bizim evdeki hem diğer dostların evlerindeki müzik toplantılarında sayısız kere meşk ettik… Bas bariton sesi ile gümbür gümbür okuduğu Erol Sayan’ın ‘’Efem’’ şarkısını ondan güzel yorumlayan çıkmadı… devamı »


Kerkük Türküleri… Emine Miryusufkızı(*)

Eklenme Tarihi : 03 Şub 2012 | Kategori: Kongre.simp.panel


21-25 Ekim 2011 tarihleri arasında Sivas Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından Sivas’ta gerçekleştirilen “I. Uluslararası Türk Halk Müziği Sempozyumu” yakın tarihimiz açısından birçok ilke de ev sahipliği yapmıştı. Profesöründen öğrencisine Azerbaycan’dan müzik uğraşanı kardeşlerimiz de oradaydı… Azerbaycan Milli Konservatuarı Müzik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Emine Miryusuf Kızı’nın bildiri metnini tüm doğallığıyla olduğu gibi sunuyoruz. Şerqi mi, şarkı mı?.. Yazı dili, gördüğümüz, gördürüldüğümüz ve de görebildiğimiz ölçüde bizim dilimiz.. Temenni ediyoruz ki Emine Miryusuf kızı’nın yazısı diğer Azerbaycan’lı müzik yazarı kardeşlerimizin yazılarına “davet” olsun… devamı »



Popüler müziklerin bütün dünyaya yayılması ve klasik müzik CD’lerinin Amerika’da süpermarket -ler’de 3 dolara satılması ve bu durumdan “yüksek kültür ayak takımının pazarına düştü” diye şikayet edilmesi, kültürel bilincin ekonomik çıkarlar ve güç ilişkileri ile yeniden biçimlendirildiğini anlatır… 1980’lerin ortalarına kadar egemen müzik politikası modernin getirilmesi ve geleneksel gerinin yok edilmesi biçimindeydi… Uluslararası şirketlerin egemenliğindeki yeni sömürü politikalarıyla yerel kültürel kimlikleri -demokratik çoğulculuk içinde- koruma propagandası yapılmaya başlandı… devamı »


Panflüt ustası Gheorg Zamfir Türkiye’de…

Eklenme Tarihi : 01 Şub 2012 | Kategori: Konserler


Bir halk müziği çalgısı olan -nay(Romanya)- panflüt’ü senfonik anlamda Türkiye’de, dünyada tanıtan; Puccini, Verdi, Mozart, Schubert gibi bestecilerin eserlerini seslendiren; ‘Once Upon a Time in America - Bir zamanlar Amerika’da’, ‘The Karate Kid-1984’ gibi filmlerin müziklerine panflütüyle imza atan ve Türkiye’de 1990 başlarındaki senfonik konserlerinde izlediğimiz Romanya’lı Gheorg Zamfir 11-13 Şubat 2012 tarihleri arasında üç konser vermek üzere Türkiye’ye geliyor… Dergimiz Editörü Sn. Ayhan Sarı’nın Zamfir ile 11 yıl önce gerçekleştirdiği Osmanlı müziği çalgısı mıskal ve panflüt karşılaştırması konusunu da içeren röportajını (01 Haziran 1991 İzmir) daha sonra yayınlayacağız… devamı »



Genellikle üflemeli ve vurmalı çalgıların görev yaptığı TSK Bandolarında eser seslendirme yelpazesi daha da genişliyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak görev yapmak üzere bir keman ve bir viyolonsel icracısının sınav yoluyla istihdam edileceğine dair ilan 26 Ocak 2012 günü KKK internet sitesinde(*) yayınlandı. Bayan olma ve 25 yaş koşulunun arandığı ilanda son başvuru tarihi 10 Şubat 2012… devamı »



Denizli’nin Çameli ilçesinin Gökçeyaka köyü’nde yaşayan 77 yaşındaki Hayri Dev 2008 yılında Unesco tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülüne layık görülmüştü. Köyü’nde müzik yapılmayan ev yok gibi. Her evde en az bir kişi saz, cura, kaval, çam düdüğü, sipsi gibi çeşitli müzik aletlerinden birini çalabiliyor… Hayri Dev şöyle diyor: “Ben oynamam diyen olmaz bizim ezgilerimizle. Akşamdan gireriz, sabaha çıkarız. Diyelim 20 kişi var bir evde. İçlerinden biri oynamayı bilmiyor. Oynamayı bilmeyen için evin kapısı kilitlenir. Onun için çalar dururuz. O adam oynayıncaya kadar o kapı kilitli durur. Ta ki oynar kapı açılır…” devamı »



…Akademisyenlerin bölüm içinde alınan kararlara ve icraatlara demokratik bir biçimde katılımı yerine, üstlerine tam bir itaati öngören; bölümlerde bölüm başkanlarının hanedanlığına dayanan yönetim mekanizması, bu tür bir bağımlı kişiliği teşvik ediyor. Ve nihayet bir üniversitedeki bilim adamlarını temsil eden ve yöneten rektörlerin, siyasilerin önünde el pençe divan duruşuna kadar uzanan bilimin bilim dışındaki siyasi veya ekonomik erke bağımlılığına kadar uzuyor işin boyutu… devamı »



Lafı hiç uzatmadan aşağıdaki satırları okumanızı ve bir tahminde bulunmanızı isteyeceğim. Önce okuyalım: “Tuttun elimden, kıvranırken çıkmazlarda. Yuva oldun, ellerimi sımsıkı tuttun, sükûnetle büyüttün beni. O bitmeyen korkularım uçup gitti senin kollarında. Ne muhteşem bir sevgiliydin sen. … tarihinden beri hep yanımda oldun… çalışmam süresince beni yalnız bırakmayan ve bana rehberlik yapan eşim… Sana ne kadar teşekkür etsem azdır ey sevgili…” devamı »



Osmanlı dönemi Türk müziğinin araştırılması amacıyla İstanbul Üniversitesi çatısı altında faaliyete başlayan Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi’yle ilgili yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Osmanlı dönemine ait müzikolojik kaynakların izini sürmek ve bütün bu çalışmalar doğrultusunda elde edilecek birikimle Osmanlı kültür, sanat ve özellikle müzik tarihi için güvenilir bir arşiv oluşturmak için yola çıkan Merkezin elde edeceği bilgi ve arşivden araştırmacı, müzikolog ve sanatçıların yararlanması bekleniyor… devamı »



Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak 1987 yılında Tanburi Necdet Yaşar(d.1930) tarafından kurulan İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu 25. kuruluş yıldönümünü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda vereceği Özel Konser ile kutluyor. Konserin solistleri Aylin Şengün Taşçı ve Osman Ziyagil… Saz eserleri bölümünde ise Göksel Baktagir (kanun), Yurdal Tokcan (ud), Selim Güler (kemençe) ve Emrullah Şengüller (çello) sahne alıyor. 29 Ocak 2012 Pazar günü saat 11.30′da İstanbul Harbiye’deki CRR Konser Salonu’nda… devamı »



1863 yılındaki yangından sonra uzun süre bakımsız kalan Dolmabahçe Saray Tiyatrosu’nu  futbol sahası (İnönü Stadı - 1945) yapımı amacıyla öngördükleri yol ve çevre düzenlemeleri sırasında tamamen yıktılar. Geriye kalan kısmı Gümüşsuyu Parkı içinde uzun yıllar umumi tuvalet olarak kullanıldı. Milli Saraylar Daire Başkanlığı tuvaletin kaldırılması için mücadele ettiyse de başarılı olamadı. Bina restore edilebilirdi ama edilmedi… Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “İnönü Stadı yıkılsın mı” tartışmalarında ‘‘Stadın altından Dolmabahçe Sarayı’nın has ahırları çıkar, birileri de bunları yeniden yapalım diyebilir. Ben de ona destek veririm’’ demişti… İstanbul’un ilk sinema sarayı Majik ve Emek Sineması da yıkıldığında sanat dünyamızın ilkleri tamamen yok olacak… devamı »



Türkiye’de sadece müzikologların değerinin bilinmediğini, devlette ve özel kuruluşlarda onlara kadro verilmediğini sanırdık. Meğersem biyologlar da aynı dertten muzdaripmiş. Çünkü biyologlar gazetelerde yayınladıkları bir ilanda Cumhurbaşkanı- mızdan Başbakan’a, Bakanlara; gerçekleşmemiş beklentileri üzerine teşekkür ettiler. Dediler ki: devamı »



İlköğretim okullarımızda karneler verildi. Notlar belli oldu. Yine müzik eğitimi dersleri üzerinden çözümsüz bir yıl daha geçti. “Yapılır gibi”nin dışında bir şey yapılmadı. Yine “flüt” üzerine örnekler yaşandı. Öğrencinin “gerçek” müzik değeri anlaşılmadı. Çaba gösterilmedi… Bunlardan dikkati çeken biri Sn. Y.Doç.Dr. Yakup Kıvrak tarafından dile getirildi(1). Aslında “fıkralaştırıldı” demek daha doğru olur… Şöyle diyordu: “Bir yakınımın “piyanoda Clementi sonatin çalışan” ilköğretim 6. sınıfta okuyan oğlu karnesini ve teşekkür belgesini gösterdi. Tüm notları ve davranış notları beş, müzik ders notu ise iki idi… devamı »



Kimi gazete, internet ve dergi yazılarında yıllardır GTM yasağının “gelecek bütün müzik hayatımızı etkilediği” şeklinde ima ve yorumlar yapılıyor… Sözkonusu uygulamanın temellerinin o tarihten 100 yıl önce atıldığı ise hep gözardı ediliyor… II. Mahmud 1828′de neden Türk müziği konservatuarı değil de ilk Batı müziği konservatuarı Muzıka-y-ı Humayun’u kurdu? Yerli GTM hocalarını neden okullulaştırmadı, neden yabancı hocalar getirtti? Geleneksel Türk müziği(GTM) ve çalgılarının eğitiminin geliştirilmesi yerine neden Batı çalgılarını müziğimize soktu? II.Mahmud’dan Cumhuriyet ilanına değin neden GTM bestekar ve hocalarına üvey evlat muamelesi yapılmaya başlandı? GTM neden tâli (ikincil) meslek haline getirildi?.. devamı »


Müzik Öğretmenlerimiz ve MEB… Göktan Ay

Eklenme Tarihi : 23 Oca 2012 | Kategori: Fikir Yazıları


Milli Eğitim Bakanımız Sn. Ömer Dinçer’in “birlikte şarkı söyleyemiyor, çocuklarımıza çalgı çalmayı öğretemiyoruz v.b.” sözlerini basında okuyunca, gerçeklerin MEB üst makamlarınca paylaşılması iyi oldu. Ardından Sn. Dr. Ayhan Sarı’nın konu ile ilgili makalesinde(1) görüşlerini ve müzik öğretmenleri sorunlarını ele aldığını gördük. Konu, sanat ve müzik olunca köşe yazarlarımız ilgilenmedi, çünkü hayatın her şeyi olan! popüler kültür ve siyaset ağır basıyordu!.. devamı »



Bilindiği gibi Rauf Yekta 8 Ocak 1935 tarihinde vefat etti. Geride çok sayıda kitap ve makaleler bırakarak. Ölümünün 77 yıldönümünde, Allah’tan rahmet dileyerek kendilerini tekrar hatırlamak istedik. Aşağıda onun bir yazısının mukaddimesini vererek bu anma vazifemizi yerine getirelim dedik. Bu yazıyı okuduğumuzda merhumun yazı yelpazesinin genişliğini ve çok farklı sorunları hassasiyetle kendine dert edindiğini bir kez daha anlıyoruz. Rauf Yekta’nın Ati, Yeni Mecmûa, Resimli Kitap, Şehbâl, Resimli Gazete, Yeni Ses ve Vakit gibi çok farklı süreli yayınlarda yazdığını biliyoruz. devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz