Gülsin Onay 60. Ülkede…

Eklenme Tarihi : 07 Ağu 2009 | Kategori: Konserler


Bugüne kadar 5 kıta, 59 ülkede konserler vererek müzikseverlerin hayranlığını kazanan piyano solistimiz, müzik elçimiz Gülsin Onay, Ağustos ayında 60. ülkede Karadağ’da müzikseverlerle buluşuyor. Onay, Haziran 2009 sonunda Londra’da düzenlenen Chopin Festivali’nin açılışını gerçekleştirerek İstisnai Chopin yorumları nedeniyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırılmıştı. devamı »


Papa Albüm Çıkarıyor…

Eklenme Tarihi : 07 Ağu 2009 | Kategori: Haberler


Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16′ncı Benedict albüm çıkarıyor. Flarmoni orkestrası eşliğinde ilahiler söyleyen 81 yaşındaki Papa, daha geniş kitlelere ulaşmak için 5 farklı dil kullanıyor. Albümü Nirvana ve Guns N’Roses’da çalışan plak şirketi çıkaracak. Büyük bir kitleye hitap etmesi beklenen albümün satışından elde edilecek gelir ise yoksul çocuklara müzik eğitimi verilmesi için kullanılacak. devamı »



Herhangi bir alet-i musıkîde icrakârlık iki şıktan hâli değildir. Birinci mertebede saz, icrakâra hükmeder. Bu mertebeden sonra, ikinci mertebede, icrakâr sazına hükmetmeğe başlar ki, artık muvaffakiyet yolu açılmış denektir. Rebâbta hemen, hemen birinci şık devam eder. Rebâb icrakâra karşı daima ağırını koyar. Yani, icrakârın tasarrufuna girmez. Bu mübarek sazın sazende ile ülfeti, sazendenin kendi şartlarına uyması ile kabil olur… devamı »



Ben de son günlerde kürdîlihicazkâr makamına takıldım kaldım. Sabahtan akşama kadar kürdîlihicazkâr eserler dinliyorum. Benim Mehmet Barlas gibi içinde binlerce şarkı olan i-Podum olmadığı için bu işi kendim ud çalarak hallediyorum…Hükümete bundan böyle başta kürdîlihicazkâr olmak üzere kürdi, acemkürdi, muhayyerkürdî… hatta araban kürdi, gerdaniye kürdi, neva kürdi, hüseyni kürdi, bayatiaraban kürdi gibi makamlara özel önem verilmesi, bu makamlardan eser bestelenmesinin teşvik edilmesi ve radyolarda, televizyonlarda bu makamlardan saz eserleri ve şarkıların daha çok çalınmasının sağlanması… gibi tavsiyelerim var… devamı »



İ.S. 920 yılında Karahanlı Hükümdarı Satuk Buğra Han’ın 200.000 çadırlık bir kitle ile Şamanizm’ i terkederek, İslâmiyeti kabul etmesi sonucu kullanılmaya başlanan Arap alfabesi, başka kültür unsurlarının da kabulünü gündeme getirmiştir. Her ne kadar tarihsel mirasları olan “Orta Asya Türk Müziği”ni devam ettirseler de, İslamiyetin ortaya çıktığı coğrafyadan etkilenmemeleri mümkün değildir… Tasavvufta musıkînin işlevi, birinci derecede, tekkelerdeki ruhî atmosferi oluşturmak, tekke cemaatinin, yapacakları ibadet öncesinde arınmalarını sağlamaktır. devamı »



Unutmayalım ki, orkestra, özellikleri farklı her çalgıdan oluşur ve kendisine verilen görevleri/partiyi gerektiği gibi yerine getirirse başarılı olmaktadır. İyi bir şef olmak önemlidir, Bunun da atanma/görevlendirme ile ilgisi yoktur… Bu konu ile ilgili olarak ne kadar okunsa da, uygulama ile; deneme, bilinçli olma, üyelere seviyeli yaklaşmanın, haklarını korumanın önemli bir gösterge olduğunu yıllarca idarecilik yapmış bir kişi olarak biliyorum… devamı »



Sivas/Şarkışla’da geçtiğimiz günlerde “Uluslararası Aşık Veysel Aşıklar Bayramı” düzenlendi. İki gün süren etkinlikte, ozanın adını taşıyan parkta yaptırılan yeni heykeli de açıldı ancak tepkiye neden oldu. Çünkü Aşık Veysel heykelinin kafasına takke takmışlardı… Aşık Veysel’in oğlu Ahmet Şatıroğlu konuya: “Babam sadece evde takke takardı. Saz çalarken veya yurt gezilerinde fötr şapka kullanırdı”şeklinde açıklama getiriyordu(Detaylar ve son durum için bkz *). Oysa Ahmet Kutsi, 1928’de Sorbonne Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamlayarak yurda dönmüş, Sivas Lisesi’nde öğretmen olarak çalışmaya başlamış ve 1931’yılında “Halk Şairleri Bayramı” ilk kez düzenlemişti… devamı »



Başta depresyon, panik atak, Parkinson, Alzheimer, epilepsi, stres, otizm, madde bağımlılığı gibi pek çok psikiyatrik ve nörolojik hastalıkta, doğum ve kansere bağlı ağrılarda, beyin travmalarında ve birçok organik rahatsızlığın tedavisinde başarıyla uygulanan müzik, uygun olmayan şartlarda yüksek sesli dinlenmesi durumunda birçok rahatsızlığa ve hastalığa davetiye çıkarabilir… devamı »



Onlar bu yasağı gençliğin şiddet eğilimini arttırdığı gerekçesiyle koymuşlar. Ruhsatı alması gerekenler de müzisyenler değil, mekan sahipleri. Konu içerik açısından düşünüldüğünde birçok alt başlığa ulaşmak mümkün ki bunun en başında niteliksiz ve de kimine göre zamanlı, kimine göre ise zamansız müzikle çevreye dağıtılan gürültü kaynağı geliyor. Eğlence ortamının içindeki küçük bir azınlığın mutluluğu, ortamın çevresinde ikamet eden sakinlerin mutsuzluğunun nedeni oluyor ve bu durum, her yaz başımıza geliyor…. devamı »


Gel Kardeşim, koltuk vereyim… Volkan Yanardağ

Eklenme Tarihi : 27 Tem 2009 | Kategori: Basından


Yeni kurulan Devlet Opera ve Balesi Ankara Müdürlüğü’nün ilk müdürü viyolonsel sanatçısı Erdoğan Davran, bale başöğretmeni olarak görev yapan kardeşi Armağan Davran’ı ‘başkoreograf’ olarak atadı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen’in Devlet Opera ve Balesi Antalya Müdürlüğü’nden Ankara Müdürlüğü’ne getirdiği ve kendisi ile babasının ismini birer çalışma salonuna veren Erdoğan Davran’ın uygulamaları dikkat çekiyor… devamı »


Vuvuzela…

Eklenme Tarihi : 27 Tem 2009 | Kategori: Basından


Güney Afrika’daki Konfederasyon Kupası’nı izleyenler neredeyse futboldan çok, müthiş bir gürültü çıkaran 60 santimetrelik boruyu konuşuyor. Gelecek yıl Güney Afrika’da düzenlenecek Dünya Kupası’nda stadtaki taraftarları ve televizyon başındaki izleyicileri bekleyen en büyük tehlike nedir? Birkaç gündür bu soruya herkes aynı cevabı veriyor: Vuvuzela… devamı »



Ayarlanabilir Mikrotonal Gitar’ın yapılışında üç temel hedef vardır: Makamsal müzikleri gitar ile icra edebilmek, Çağdaş klasik batı müziğindeki mikrotonal müzikleri ve tampereman sistem dışındaki akort sistemlerini çalabilmek… “Ayarlanabilir Mikrotonal Gitar”da her telin altında bulunan kanallar aracılığıyla tüm perdeler hareket ettirilebilmektedir. Ayrıca gitar klavyesine istenilen miktarda perde eklenip çıkarılabilir… “Ayarlanabilir Mikrotonal Gitar” İTÜ MİAM bünyesinde Prof. Şehvar Beşiroğlu yürütücülüğünde bir bilimsel araştırma projesi olarak kabul edilip finanse edilmiş ve 2009 yılında Ekrem Özkarpat tarafından yapımı tamamlanmıştır… devamı »


Mozart’ın Bilinmeyen İki Eseri Bulundu…

Eklenme Tarihi : 24 Tem 2009 | Kategori: Haberler


35 yıllık ömrüne 626 eser sığdıran Avusturya/Salzburg’lu besteci Wolfgang Amadeus Mozart’ın(Salzburg 27 Ocak 1756 - 5 Aralık 1791 Viyana) piyano için yazılmış iki bilinmeyen eseri gün ışığına çıktı. Merkezi Salzburg’da bulunan Uluslararası Mozart Vakfı tarafından yapılan açıklamada, ayrıntılı bilginin 2 Ağustos 2009’da Salzburg’da yapılacak sunumda verileceği duyuruldu. devamı »


Fazıl Say ve Arif Sağ Aynı Sahnede…

Eklenme Tarihi : 24 Tem 2009 | Kategori: Konserler


Müziğimizde yıllardır sözü edilen ama bir türlü yaşatılamıyan Türk-Batı müziği işbirliğinin önemli örneklerinden birinin tohumları 2010 yılı için Fazıl Say ve Arif Sağ tarafından atıldı. Fazıl Say Hamburg konserine birlikte doğaçlamalarda bulunmak üzere Arif Sağ’ı davet etti… Fazıl Say “Aşık Veysel hayranıyım, halk türkülerini de çok severim. Elime saz aldım ama saz çalmayı bilmiyorum. Arif Sağ’ı da yakından tanırım. Çok sevdiğimiz gibi saygı duyduğum bir sanatçı. Festivale davet etmiş olmaktan da mutluyum. Birlikte doğaçlama yapacağız. Bir ilke imza atmış olacağız”… devamı »



Konservatuarlarımız, (diğer müzik okullarımız değil!.. Çünkü sadece konservatuarlar müfredatı sanatçı yetiştirmeye yönelik…) her yıl yüzlerce mezun verir duruma geldi. Her konservatuar mezununun ille de devlette kadrolanması diye bir koşul yok. Olmamalı da… Gönül ister ki popüler müzik piyasamız hep konservatuarlılarımızdan oluşsun… Türkiye cinsellik ile sanatçılığı birbirine karıştırmamayı henüz aşamamış bir ülke olarak hassas bir boğazdan geçmekte. Bu geçiş sırasında birçok konservatuar mezunu gencimiz –sadece ülke koşulları nedeniyle- sanatına başlamadan müzik piyasasının bulanık sularında kulaç atmak zorunda bırakılmaktadır… Yetiştir. Sonra da bulanık sulara sal. Maalesef konservatuarlarımızda yeni bir yapılanma gerekmektedir. İşte en gerçekçi magazin yazarlarımızdan Aykut Işıklar’n ibret-i alem yazısı(M.D): devamı »



Bu aralar Gumusluk ‘komsu kapisi’ oldu… Evveli aksam(20 Temmuz 2009), Gumusluk 6. Muzik Festivali kapsaminda yer alan 3. resitaldeydim. Aleksander MADZAR in piyanosuyla bir bucuk saat suren ve hepimizi kucaklayan, o olaganustu performansini, dinleyenlerin tumu gibi, avuclarim aciyana dek alkisladim… devamı »



Yolda görseniz deli sanabilirsiniz. Elinde son teknoloji kayıt cihazları, duyduğu her notayı, her sesi kaydetmeye çalışan bir adam. Kulüplerde sahneye çıkan gruplardan sokakta saz çalan adama, göbek atan taksiciden Türkçe pop barındaki soliste ne duyarsa kaydediyor. Adı Mitchell Maddox. Amerikalı. New York’tan buraya National Geographic’in web sitesi için bir makale yazmaya gelmiş. İstanbul’un müzik alemini tanımak, yakından bakmak istiyor. İlginç gözlemleri ve “dünyaya açılmak isteyen” müzisyenlere önerileri var…
devamı »



İstanbul/Eyüp Belediyesi’nin işlettiği Eyüp Müzisyenler Kahvesi’nde Türk müziği sohbetleri ve fasıllarının(*) gerçekleştirileceği duyumunu aldık. Henüz gerçekleşmemiş, programı belirginleşmemiş olsa da –fikir- çok hoş ve çekiciydi… Müziği, kaynağında dinlemek kadar güzel ve doğal bir müzik atmosferi bulunabilir miydi?.. Kendini evinde hisseden müzisyenlerimizin doğal-naif duygularla dile gelmiş doğaçlamalarını ve isteyen icracının içinden geldiği zaman müziğe dahil olma özgürlüğünde oluşacak müzikaliteyi dinleme zevkini yaşamak/yaşatmak pekala mümkün olabilirdi… devamı »



Mehter, ordunun direği; tuğ’u ise devletin bağımsızlığının simgesi olmuş. Bu gelenek yüz yıllar yılı sürmüş. Ta ki 1826-28’e dek… 18. yy Avrupası elitlerince taklitleri oluşturulan mehterden günümüze sadece “Ceddin deden veya gafil ne bilir” başlıklı mehter marşlarının kaldığı gözlenmektedir… 1000 yıldan fazla sürdüğü bilinen mehter geleneğinin repertuarı “nasıl oldu da?” 2000’lerde 100 adet esere düşüverdi?.. devamı »



Her öğrencinin eğitim hayatı içerisinde önemli şahsiyetlerle yaşadığı çok kıymetli zamanlar yer alır. Saadet Güldaş Hocamın hayatımdaki yeri ve önemi sürekliliğini korumaktadır. Çalışmalarımız esnasında edindiğim bilgiler, hem öğrencilik yıllarımda hem de sonrasında, bana ulusal dilimizin nasıl bestelenmesi gerektiğini çok iyi kavratmıştır. Kendi bestelerimin dışında birçok bestekârın bestelerini notaya alırken, aynı titizlikle hareket ettim… (Fotoğraf: S.Güldaş) devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz