Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve açılımı Avrupa’nın sözel geleneklerinin müzik çatısında buluşması olan MORE Projesi’nin üyeleri 7-8 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da buluştu. Müzik eğitimi alanında yenilikçi girişimleri destekleyen MORE, Avrupa’daki geleneksel müziklerin kültürlerarası potansiyelinin gelişimine dayalı çalışmalar yapıyor. Fransa, İngiltere, Hollanda, Finlandiya, Yunanistan’ın üye olduğu projede Türkiye’yi İTÜ MİAM - Müzik İleri Araştırmaları Merkezi temsil ediyor… devamı »



Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın geleneksel olarak düzenlediği “16.Türk Dünyası Çocuk Şöleni” kapsamında gerçekleştirilen “7. Türk Dünyası Çocukları Ses Yarışması” 04 Haziran 2010 Cumartesi akşamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Yarışmada Kırım’dan Reyane Kadirova birinci, Tataristan’dan Dinar Nizaniyev ikinci, Sahaeli/Yakutistan’dan Natalia Karnilova üçüncü oldu. Yarışmaya İran’dan katılan ve “Teşvik Ödülü” alan Sehend ABBASİ’nin Azeri müziği tarzındaki “Karabağ” başlıklı şarkısı hem güzel, hem de anlamlıydı… devamı »


Fazıl Say Neden 2010′da Yok?.. Oray Eğin

Eklenme Tarihi : 05 Haz 2010 | Kategori: Basından


Antalya’da efsaneler geçidi… Bir yanda Tarık Akan, bir yanda Şerif Gören… Piyanonun başında Fazıl Say… Orkestrada her zamanki gibi Türkiye’nin en başarılı şeflerinden İbrahim Yazıcı…Fazıl Say Nazım Oratoryosu için cebinden para harcadı, tek kuruş kar etmedi ve sadece hayallerini gerçekleştirmek, Türkiye’ye bu eseri armağan etmek için uğraştı. Hiçbir destek almadı… 2010 etkinliklerinde Fazıl Say’ın önerdiği bütün projelerini reddettiler. Ona yer vermemek için her türlü ayak oyununu yaptılar, bıktırdılar… devamı »



38. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin 2010 yılı Onur Ödülü’nün sahibi Müzik dünyamızın gerek eser, gerekse fikir açısından en üretken isimlerinden Türk besteci, müzikolog ve teorisyen Yalçın Tura… 03 Haziran 2010’da düzenlenen festival açılış gecesinde Tura’ya ödülünü İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı verdi… “Festival’de Fazıl Say neden yok?” sorusuna festival direktörü Yeşim Gürer Oymak, temaya sadık kalmak için Chopin ve Schumann yorumlamayan Fazıl Say’ı festivale davet edemedikleri şeklinde yanıtladı… devamı »



Geçen hafta Balıkesir Üniversitesi’nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Balıkesir Belediyesi’nin, Motif Vakfı ile ortaklaşa düzenledikleri “Uluslararası Halk Kültüründe Göç” konulu sempozyum için Balıkesir’ deydim. Katılımcı Öğretim elemanlarının çalışmalarını, samimiyetlerini ve paylaşımlarımı, bildiri sunmak için 18 saatlik yoldan, 3-4 aktarma ile gelen akademisyenleri görünce bir kez daha insanımızla gurur duydum… Bilindiği gibi, Avrupa Komisyonunca desteklenen ve British Council tarafından yürütülen “benim kentim” projesi var… devamı »



“Kültür politikası kültür hayatını derinden değiştirecek adımları içermeli. Çocukların eğitimi, gençler için mükemmel programlar vb… Uyumlu bir şehircilik de kültür politikası. Genelleştirilmiş betonlaşmayı reddeden şehircilik anlayışıyla mücade etmek de bir kültür politikasıdır. Sinema endüstrisine destek vermek de… Kitap okumayı teşvik etmek de… İyi bir film, bir roman iyi bir amblem midir? Louvre’a yapılan cam piramit iyi bir amblemdir… Politikacıların büyük bir bölümü kültür konusunda cahil ve konuya ilgisiz. Konuya uzak kalmaları çok kötü…Bir şeyleri yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz. İnanın bana bakan olmak şart değil…” devamı »


Tuşedeki Işık Huzmesi İlk Kez Musiki Dergisi’nde…

Eklenme Tarihi : 02 Haz 2010 | Kategori: Haberler


Gerek ses, gerekse ışık dünyamızın müzikle bütünlüğü, teknolojik gelişimin de etkisiyle, yeni buluşları beraberinde getiriyor: Lazer ışını sayesinde ses basım yerlerinin tesbiti; ışık huzmesi yolunun parmak tarafından kesilmesi mantığına dayanan buluşun mucidi Yurdaer Aydın. Şöyle diyor: “Bu buluşumla konserlerdeki telli, tuşeli çalgı icra görselliğine yeni bir renk geliyor. Bununla sahnedeki görsel anlayışının değişeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda duyum problemi olan insanlarımız da müziği artık görsel olarak algılayacaklar… devamı »



Geçmişlerden bu yana Frigya’nın zengin kültür geleneği farklı toplumlara ve düşünüşlere esin kaynağı olmuş, Küçük Asya’nın halkça tutulan anlayışlarını seslendirmiştir… Müzik sanatıyla ilişkilendirilen ve coğrafi bölgeyi (objeyi), yer adını (toponim) kasteden Frigya kavramı Antik Yunan mitolojisinde kültürel yapının yanı sıra ahlak değerlerini de (ethos) karakterize etmekte ve Aristoteles’in “Siyaset”inde (Politika) coşku verici, orgaistik (tahrik edici) nitelendirilen Frigyen Mod’uyla4 özdeşleştirilmektedir… devamı »


Laterna Dönüyor…

Eklenme Tarihi : 31 May 2010 | Kategori: Etkinlikler


Kucağa sığacak sandık büyüklüğündeki bir kutudan, çevrilen bir kol vasıtasıyla elde edilen belirli ezgiler, o zamanların müzikçalarından yükselen popüler nağmelerdi. Tabii ki tıpkı eskinin zembeleği laçkalaşmış, iğnesi körelmiş gramofonu, lastiği elastikiyetini kaybetmiş makara teybinde olduğu gibi sesleri iyi ayarlanmamış, akordu bozuk, kulağı tırmalayan ucuz laternalar da yok değildi. Ama ya iyi müzik verenleri?.. Laterna bir nostalji. Devinen dünyanın dönüşü gibi dönüyor… Dönüyor.  02 Haziran - 31 Temmuz 2010 arasında İstanbul’un farklı semtlerinde. devamı »


Manga’mız Eurovision 2010’da İkinci…

Eklenme Tarihi : 30 May 2010 | Kategori: Yarışmalar


Norveç’in başkenti Oslo’da 29 Mayıs 2010 Cumartesi gecesi yapılan 55. Eurovision 2010 Şarkı Yarışmasında Manga 170 puanla 2. oldu. Yarışmanın galibi ise 246 puanla Almanya… Manga yarışmadaki tek rock grubuydu. Geleneksel Türk müziği ile Batı pop müziğini harmanlayarak sunduğu sahne gösterisinde robot olarak insana dönen ve vokalist Ferman’a sarılan Natalie Marrable’ın, lazer ışıkları ile donanmış giydiği 70 kiloluk kostümü, hayli ilginçti… devamı »



2010 yılının Mayıs ayı, yakın siyasi tarihimiz içinde iki ayrı olayın 50. ve 60. yıldönümlerini barındırıyor. Bunlardan biri 14 Mayıs 1950, diğeri ise 27 Mayıs 1960… Menderes İktidara geldikten sonra, ilk icraatı 16 senedir Türkçe okunan “ezan” ın , halktan gelen talep üzerine, yeniden orijinal dili ile okunmasını sağlar. Buna dair kanunu TBMM’ nden, muhalefet partisi olan CHP’ li milletvekillerinin de verdiği destekle oybirliğiyle çıkarır… DP İktidarının ilk günlerinde, Devlet Operası’nın eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü için ötedenberi uygulamakta olduğu özel koltuk rezervasyonu kaldırılır… devamı »



Eylül 2009’da yani 8 ay önce İzmir’de birlikteydik. Hatay Semti, Susuz Dede Yatırının yanındaki cafede, yeşillikler içinde. Dr. Ayhan Sarı, Güner Özkan, Şinasi Uslu ve Fuat İlhan ile birlikte… Talip Usta Paris’ten sağlık sorunları nedeniyle dönmüştü. D.E.Ü Tıp Fakültesi’ndeki ilk ameliyatının öncesiydi. Kendini vatanındaki hekimlere emanet etti. Karaciğer, akciğer’e dönüştü sekiz ay içinde… “Mesleki mücadele’nin öyküsündeki kahramanlar” örneğinden İstanbul’dan Nida Tüfekçi(1929-1993), Neriman Altındağ(1926-2009) Tüfekçi ve sonrasında İzmir’den Yılmaz İpek(1936-1996) kalmış da sadece Talip Özkan mı göçmüştü bu dünyadan?.. devamı »



Ayda yalnız bir konser veren İstanbul Devlet Klâsik Türk Müziği Korosu’nun konserlerini, benim gibi dış ülkeden gelenlerin ziyaretleri günlerine denk getirmesi hayli müşkil. Yine de kaderde varmış ki, uçağımı kaçırmamın neticesi olarak bu konseri izleyebildim… Nihaved Faslı bitip de ara verildiğinde dayanamayıp, arka sırada herkesi çok alkışlayan bir hanıma, “bu şarkıların hepsini ben de söyleyebilirim” dediğimde, “bu bir bahar konseridir” karşılığını aldım!.. devamı »



Yıllardır sempozyumlar / kongreler / paneller düzenlenir müzikbilim camiamızda. Her Türkiye müzisyeni, müzikologu bir şekilde bu tartışmalara katılmış, fikir sunmuştur. Kimisi daha sonra “müziğimizin sorunları” faslını bırakmıştır. Çünkü yazı yazmak, sorunlara dergilerde, sempozyumlarda yazılı çözüm aramak ayrı bir meziyettir… Müziğimizin toplumsal boyutundan, icra, bilim boyutuna sorunları dile getiren “Bugün, Toplum ve Müzik” girişimi, 10. çalıştayında “90’ı aşkın akademik / sanatsal müzik uğraşanını buluşturuyor… Akşam 17.00’da Alin Aylin Yağcıoğlu - soprano; Gürkan Kırankay - klarnet; Mert Yeşilmenderes - piyano ve de Mehru Ensari(piyano) eşliğinde Keman sanatçımız Cihat Aşkın’ın konserini 19.00’da izleyebilirsiniz. 29 Mayıs 2010 Cumartesi, İstanbul Kadıköy Belediyesi, Süreyya Operası, saat 09.15-19.30 … devamı »



“Ben meylimi üç güzele düşürdüm Biri Şemsi, biri Kamer, ille Elif. Onların aşkıyla aklım şaşırdım. Hangisinden yad eyleyim gönlümü..” deyişini, Karacaoğlan’ın bilmeyen var mıdır?. Ve bu üç güzelin üçüne de eremez Âşık.. Beyoğlu’na varır üçü de, kimi zorla, kimi gönüllü.. Karacaoğlan da yollara düşer, kaybolur gider.. Bundan güzel Opera öyküsü olur mu?.. Yalçın Tura, benim nerdeyse 50 yıllık müzik dostum, hemen tüm şarkılarını ezber bildiğim Keşanlı Ali’nin bestecisi Yalçın Tura, başından sonuna Karacaoğlan’ın deyişlerine dayalı metni yazmış önce.. Sonra da bestelemiş… devamı »



11 Mayıs 2010 da yayınlanan, “sanat alanında kişi, her şey olabilir mi?” yazımıza devam ediyoruz… Çalgı sanatçılığı da ayrı bir yetenektir. Çalgı sanatçılığının okulu vardır ve son yıllarda, geçerli bir akçe olarak kendini kabul ettirmeye başlamıştır… Bana göre sanatçılığın üst kademesidir. “Kötü çalgı yoktur, kötü çalgıcı vardır” cümlesi çok doğrudur… Kısaca çalgı çalan bir kişinin yeteneği daha yukardadır… devamı »



Geçtiğimiz Anneler Günü zaman periyodu içinde gazetelerde bizlere aşına bir ezginin notası reklam amacıyla yayınlandı. 08 Mayıs 2010 Cumartesi tarihli Vatan Gazetesi’nin ikinci sayfasını kaplayan Arçelik reklamındaki notanın başlığı “Çok yaşa sen anne” idi.  Belli ki Muhlis Sabahattin Ezgi’nin(1890-1947) 1929’da yazdığı Ayşe Opereti’nin hicaz makamındaki “Çok yaşa sen Ayşe” başlıklı şarkısının “Anneler Günü” için yazılmış başka bir şiire uyarlanmış haliydi. Bir şarkının notası yazılı basında reklam amacıyla kullanılamaz mıydı? Tabii ki evet… Ama ya bestecisinin isminin yayınlanmaması, yok sayılması?.. devamı »


Hacettepe Üniversitesi Kompozisyon Bölümü Konseri…

Eklenme Tarihi : 23 May 2010 | Kategori: Konserler


Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü öğrencileri yeni seslerini düzenledikleri konserde dinleyicileriyle buluşturuyorlar. Her bestecilik / kompozisyon bölümünün yaygın bir tanıtımla böyle konserler düzenlemesi, bu konserleri kaydetmesi ve de çoğaltarak dinleyicilerin eline ulaştırması, Türk müziğinin günümüzde geldiği veya yakın gelecekteki durumu hakkında fikir vermesi açısından önemlidir. Hacettepe Üniversitesi’ndeki yeni seslerin konseri 25 Mayıs 2010 Salı akşamı Devlet Konservatuarı Salonu’nda. Saat 19.30.da… Program: devamı »



Türk keman okulunun oluşum ve gelişim sürecine ve bu süreçte önemli rol oynadığı düşünülen Türk ve yabancı keman sanatçı-eğitimcilerimiz kimlerdir?.. Yazımızda doğumları 1940 dolaylarına kadar olan sanatçılarımıza yer vereceğiz… 1846 yılında Muzıka-i Humayun Yaylı Çalgılar Orkestrasını kurmak ve öğrencilere keman dersi vermek üzere Avrupa’dan davet edilen yabancı sanatçı-eğitimciler, keman eğitiminin okullaşma süreci içerisinde ilk sayılabilecek çalışmaları başlatmışlardır. Daha sonra Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte açılan müzik eğitimi kurumlarıyla birlikte Türkiye’de yaklaşık yüz altmış yıldır keman icracısı ve eğitimcisi yetişmektedir… Çalışmada 1940′lı yıllarda doğmuş 6. kuşak keman sanatçılarımıza kadar olan süreç değerlendirilmiştir… devamı »



Müziğimizde 20.yy yeni soluklarından Ali Rifat Çağatay’ın sanatçı kişiliğinin günümüz yansımasıdır Yavuz Özüstün(1931-15 Ocak 2007)… Gerek besteleri, gerekse hayata bakış açısı O’nu bize çok güzel anlatır. Yaşam devrinde -her yenilikçi gibi- pek de anlaşıldığı söylenemez. Berklee College of Music’ten ders ve sınav bantlarını Türkiye’den göndererek mezun olmuş bir cazcıdır. Caz aranjmanları yapmanın yanı sıra, ‘kemani’liğini ihmal etmez. Zeki Müren ve Nesrin Sipahi gibi sanatçılarımızın başkemancısı olarak görülmüştür. Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşundan (1975), emekliliğine(2005) dek sürdürdüğü hocalığıyla birlikte yenilikçi GTSM bestecilerimizin saygı görenlerindendir… devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz