İsteyerek veya istemeyerek, ister ilgimizin odağı ister arka planda atmosfer oluşturucu olarak çevremizi saran müzikler; davranışlarımızı pozitif veya negatif yönlerde etkilemekte, bizi motive etmekte, yaşamımızda çeşitli roller oynamaktadır. Günlük yaşamda ara vermeden tınlayıp duran müzik, her şeyden önce düşünme süreçlerimize etki etmektedir. Müzik psikologları, günlük yaşamda müziğin düşünmeyi kesintiye uğrattığı ve engellediği kanısındadırlar… Sürekli tınlamakta olan müzik sinirlilik, yorgunluk, telaş haline veya sevinç, korku, endişe gibi hislere zıt yönde etkiler yapabileceği gibi, bunları artırıcı bir özellik de taşıyabilir… devamı »


“Mevlid Kantat”… Besteci ve Şef: Selman Ada …

Eklenme Tarihi : 11 Nis 2011 | Kategori: Haberler


Devlet ve Opera Balesi, Kuran-ı Kerim’in indirilişinin 1400. yıldönümü nedeniyle bir ilki gerçekleştirecek. Süleyman Çelebi’nin Mevlid Kasidesini, Selman Ada ‘kantat’ formunda besteledi. Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilecek Mevlid Kantat’ın dünya ilk seslendirilişi 20 Nisan 2011’de, Sultanahmet Meydanı’nda KTB Devlet Opera Balesi sanatçılarından 430 kişilik orkestra ve koro tarafından sahnelenecek. Mevlid Kasidesi’ne İngilizcesi için Kevin Costner, Michael Jackson’ın kardeşi Jermaine Jackson, İspanyolcası için ünlü oyuncu Antonio Banderas geliyor. devamı »



Biz değişiklik yapılan bu yönetmelikteki bazı maddelerde farklı düşüncede olduğumuzu belirterek kararı görüşlerinize bırakıyoruz. “…Yeni yönetmelikte koronun / topluluğun yapacağı uygulamaları teorik olarak araştırıp destekleyecek, yazacak “müzikolog” kadrosu maalesef yine yer almamıştır ki, bizce bu önemli eksikliktir. Yıllardır korolarda adı olan müzikolog kadrosu işletilmemiş, bırakınız bu alanda çalışmalarının olmasını, müzikolojinin kelime anlamını bilmeyenler bu görevi üstlenmişler, müzikoloji alanında Türkiye’de doktora yapan ilk on arasında bulunan devlet korosu sanatçısı bile görmezden gelinmiştir. “Müzikologluk” da, “sanatçılık” gibi önemli bir meslektir. Müzikoloji bölümleri maalesef bu konu üzerinde bir kamuoyu oluşturmaktan uzaktırlar…” devamı »



Besteci, müzik araştırmacısı ve tanbur sanatçısı Erol Sayan’a(d. 1936) İTÜ TMDK’dan Onur Ödülü. Erol Sayan Türkiye müzik hayatımızda halkın gönlünde şarkıları ile yer etmiş bestecimiz. Aynı zamanda müzik sempoz -yum / kurultay / panellerdeki araştırma sunumları ve GTM ses sistemi problemleri üzerine çalışmalarıyla da müzik uğraşanlarımıza örnek. Yaşayan GTSM abidelerimizden. Etkinlik 11 Nisan 2011 Pazartesi saat 19.30, İTÜ Maçka Mustafa Kemal Anfisi’nde… devamı »



Neden “re” görüp “la” sesi icra ettiğimiz hususuna halen mantıklı bir yanıt bulunamıyor. Öyle gelmemiş ama böyle gidiyor. Düzeltilmiyor da. Gerçek kişi ve olaylardan esinlenerek Ayhan Sarı tarafından 18 Şubat 2011′de yazılmış fıkra şöyle: “Neyzen Salim Bey İngilizce derslerine kendini iyiden iyiye yoğunlaştırdığı bir dönemde musiki çalışmalarını da yürütürken Osmanlı kültürel hayatında yeni yeni çoğalmaya başlayan bir piyano ile karşılaşır. Merakla çalgının tuşlarına dokunur. Ve çıkan sesleri neyiyle karşılaştırdığında piyanonun la’sının elindeki bolahenk neyin neva’sı ile aynı olduğuru duyar… devamı »


Savaş ve Müzik…

Eklenme Tarihi : 07 Nis 2011 | Kategori: Tarih ve Anılar, Toplum ve Müzik


Almanların Stalingrad Kuşatması’yla(30 Ağustos 1942) ilgili bir anekdot vardır. Kuşatma tüm şiddetiyle sürerken Rus Cephesi’nde askerlere moral vermek için senfoni orkestrası gelir ve konser verir. Konser Alman cephesinden de duyulmaktadır. Almanlar ateşi keser ve savaşa ara verirler. Orkestra sustuğunda Almanlar megafonla Rus cephesine seslenirler: “Biraz da Bach çalar mısınız? Söz, ateş etmeyeceğiz”. Orkestra çalmaya devam eder. Ama her konserin bir sonu vardır… Sonra?.. devamı »



Yazımızda illere göre referandum sonuçları ile bu illerin TRT repertuarına verdiği türküler karşılaştırılacaktır. Bizim tezimize göre türküler referandumda “Evet” oyu vermiştir. Ortaya çıkan sonucun bizim tezimizle uyumlu olduğu fark edilecektir. Çünkü TRT repertuarına en fazla türkü veren iller referandumda “Evet” sonuçlarının en yüksek çıktığı illerdir. “Evet” oylarının hayli yüksek çıktığı Erzurum’un repertuara 246, Sivas’ın 311, Urfa’nın da 119 türkü verdiği dikkate alınırsa tezimizin tutarlı olduğu görülecektir… devamı »



Ulusal Türk Müziği Kurultayı, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı, Müzik Teorisi Bölümü tarafından 6-8 Nisan 2011 tarihlerinde İTÜ Maçka Sosyal Tesislerinde gerçekleştirilecek… Etkinliğe Türkiye’den müzik bilimciler, müzisyenler, sosyal bilim ve diğer alanlardan akademisyen, uzman ve öğrenciler bildirileriyle katılıyor. Türk müziğine bütüncül yaklaşım anlayışıyla sanat ve halk müziğinin ortak kültür ürünü olduğu bilinci ile hareket eden kurultayda geleneksel müziğin günümüzdeki teori ve uygulama gelişmeleri de değerlendirilecek. devamı »



Japonya – İzmir Kültürler Arası Dostluk Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen konserin oturtumu hayli ilginç. Japonların ünlü çalgısı koto’ya bizden kanun ve piyano eşlik ediyor. İzmir / Güzelyalı’daki Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi Küçük Salon’da gerçekleşecek konserde soprano Kaori Omiya’nın ezgilerinde koto’yu Atsuko Suetomi, kanunu İzmirli sanatçı Erol Gönüldaş ve piyanoyu ise Ali Aziz Dağdelen çalacak. 02 Nisan 2011 Cumartesi günü saat 20.00’de … devamı »



16. y.y. da başta Fuzuli, Baki, Zâti, Bağdatlı Ruhi, Taşlıcalı Yahya gibi divan şairleri, Pir Sultan Abdal, ve Köroğlu gibi halk edebiyatı ozanları ile başlayan ve 17. Yüzyılda, Nef’î , Şeyhülislam Yahya, Neşâti, Nâili, Nâbi, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Gevherî , Kul Himmet, Kul Nesimî gibi şairler ile devam eden gelişme, geleneksel ve halk musıkimizin sözlü formlarının Türkçeleşmesinde en önemli etken olur… Musıkîde ise “ Nevbet-i mürettebe ”, “ kavl “,” gazel “, terâne “, “ fürûdeşt “ gibi formların yerini artık, “ kâr “, “ beste “, “ nakış semâi “ gibi yeni yeni beste formları almaya başlamıştır… devamı »



İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan genç müzisyenlere konserleri sırasında sürpriz!.. İş için başvurduğu müzik kurumlarından olumsuz yanıt alan yeni mezun fagot icracısı Alp Özdemir’in öğrenci değişim programıyla gittiği Bremen’de görüp arkadaşı Berkin Bilgehan’la oluşturduğu fikir sonucu vücud bulan “İzmir Gençlik Senfoni Orkestrası” veya diğer adıyla “İşsizler Orkestrası”, “İzmir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası” oluyor… devamı »


2011 “Evliya Çelebi Yılı”… Nerdesiniz? Göktan Ay

Eklenme Tarihi : 29 Mar 2011 | Kategori: Haberler


Evliya Çelebi hakkında şimdiye kadar bir belge bulunamadığı gibi Seyahatname’nin 10. cildi eksik bir şekilde birdenbire bitmektedir. Evliya’nın eserini bitiremeden vefat ettiği tahmin edilmektedir. Vefat yeri ve tarihi hakkında da kesin bilgi (muhtemelen Mısır/1682) yoktur… Her ülke kendi tarihinde ön plana çıkmış ve insanlığa fayda sağlamış veya insanlık adına kültürel miras bırakmış kişileri belirleyip UNESCO’ya bildiriyor, oradaki kurullar da uygun gördükleri takdirde o kişilerin anısına saygı olsun diye o yılı anma yılı olarak ilan ediyor. devamı »


Kanun Konçertosu Irak / Erbil’de…

Eklenme Tarihi : 28 Mar 2011 | Kategori: Haberler, Konserler


Türkiye ilk seslendirimi 1958’de yaylı çalgılar dördülü eşliğinde bestecisi Hasan Ferid Alnar tarafından Ankara’da gerçekleştirilen eser, bestecisinden sonra ilk kez yaylı çalgılar orkestrası eşliğinde Ruhi Ayangil(İstanbul-1980), ardından Tahir Aydoğdu (İstanbul-1997) ve üçüncü olarak da Halil Altınköprü(İzmir-2006) tarafından icra edilmiştir… Konçerto bu akşam (29 Mart 2011-Salı), hızlı bir yenilenme içindeki Erbil’de açılışı gerçekleştirilecek olan  Erbil İhsan Doğramacı Vakfı, Bilkent  Koleji’nde müzikseverlerle buluşuyor… Konserin solisti Bilkent Senfoni Yaylı Dördülü eşliğinde Dr. Halil Altınköprü devamı »


El Sistema: Müzik için Sosyal Hareket…

Eklenme Tarihi : 27 Mar 2011 | Kategori: Toplum ve Müzik


1975 yılında 32 yaşında José Antonio Abreu adında müzik öğrenimi görmüş piyanist ve besteci yanı bulunan kariyerli bir ekonomist, evleri Caracas’ın(Venezuela) barrio’larında olan 12 çocuk ve genç ile ilk gençlik orkestrasını kuruyor. Temel amaç Barrio’lardaki çocukların yoksulluk ve suçla çevrili hayatlarına -yüksek kültür denerek- onlardan hep esirgenmiş olan klasik müziği katmak. Abreu amacının peşinde 35 yıl koşuyor. Başarıyor. Hayata potansiyel suçlu olarak başlayan çocuklar orkestra üyesi müzisyenlere dönüşüyorlar… İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık’ın 240 kişilik “Venezuela Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası”nı Türkiye’ye getirme çalışmaları sonuçlandı. Konser 8-9 Ağustos 2011′de gerçekleşecek (***)… devamı »



Yaylı çalgı denince usumuza öncelikle keman gelir. Eski kaynaklarda geçen bir Türkçe adı yoktur… Macar Türkbilimcisi Rasonyi kemençe sözünü Divan’da sivrisinek anlamında geçen kimünçe, kümiçe sözleriyle birleştirerek Türkçe olduğunu ileri sürmüş, bu görüş Gazimihal’ce de benimsenmiştir… Tokat’taki Karaçay göçmenleri kemana da kemençeye de kılkobuz demektedirler… Halk dilimizde keman anlamında kullanılan sözler, çalgının çıkardığı sesi betimleyen yansımalardır. Bunlar gıygı, dızdır, gıvgıv, gıygırak, gıygıy, kıykıdır. Bu kelimelerin içerisinde gıygı sözünü genel dile kazandırılmaya elverişli buluyoruz… devamı »


Ülkemizdeki Düet’ler… Göktan Ay

Eklenme Tarihi : 26 Mar 2011 | Kategori: Fikir Yazıları


Son yıllardaki yaz konserlerinde de moda olduğu üzere tek solist salonu dolduramayınca, yeterli ilgiyi görmeyince ikili konser modellerine geçildi…“NTV’nin “düet” fikri gayet hoş. Ama çiftlerin birbirini tanıması gerekirdi. Öyle eşleşmeler vardı ki; Yıldız Tilbe ile Feridun Düzağaç mesela. Ne alaka? Düet yapar gibi yapıp kendi kafasına göre solo şarkı söylediler. Bu hepsi için geçerliydi.”(7)… devamı »



Almanya’nın en ünlü keman pedaogogu olarak ün yapmış ve halen Berlin, Hanns Eisler Müzik Akademisi’nde keman profesörü olarak görev yapan Prof. Stephan Picard; Cihat Aşkın, CAKA ve Bakırköy Belediyesi Oda Orkestrası’nın davetlisi olarak yalnızca bir konser için İstanbul’a geliyor. 29 Mart 2011 Salı günü saat 20.30 da Ataköy, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek konserde Picard’a Şef Elşad Bagirov yönetimindeki Bakırköy Oda Orkestrası eşlik edecek. Sanatçı 30 Mart 2011 Çarşamba günü ise İTÜ MİAM’da CAKA programına katılacak… devamı »



Geleneksel müziğimizde türkülerin ve kimi bestelerin tempolarının hızlandırılarak oyun havası tarzına büründürülmesi olgusu sık rastlanan “anlam, tempo bozulması” durumunu ortaya çıkarmıştır. Bir GTSM bestesi olan Tanburi Mustafa Çavuş’a ait “Dök zülfünü meydane gel”den Tokat yöresinden derlenmiş bulunan “Hey onbeşli” türküsüne değin böyle birçok örnekle karşılaşılmaktadır. Sözkonusu olgu türküsünden halk oyunlarına değin birçok kültürel ögemizde karşımıza çıkar. Buna “geçen zaman içinde kaynak öyküsünün yitip gitmesiyle oluşan yorum dezenformasyonu” diyoruz. 18 Mart Çanakkale savaşlarını, şehitlerimizi andığımız bu günlerde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Öksüz konunun önemine değinerek ‘Hey Onbeşli’ türküsünün oyun havası şeklinde seslendirilmesine tepki gösterdi: devamı »



1960’larda Batı öğretisinin birey’in iç dünyasında bir anlamı kalmadığı kanaatine varan birçok müzisyen, yazar, şair soluğu Doğu’nun gizemli(!) topraklarında almışlardı… Kavvali bütünüyle dînî-tasavvufî içeriğe sahip bir müziktir. Kavvali grubu(4) müziğe başladığı zaman dinleyici de transa geçer…Nusret Fatih Ali Han’ı çağdaşları ve önceki üstadlarından farklı kılan özelliklerin başında, Kavvali müziğini Pakistan sınırlarının dışında tanınan, dinlenen bir müziğe dönüştürmesidir. Kuşkusuz bunda 1985 yılında müzisyen Peter Gabriel ile tanışmasının önemli payı var. Batılılar O’nun için “Doğu’nun Pavarottisi” diyor… Batı bize bu ötekileştirici aralıktan bakmaktan vazgeçmedikçe, herşeyi yorumlamanın, tanımlamanın merkezinin kendisi olduğunu dayatmaktan uzaklaşmadıkça sağlıklı bir kültürel iletişimden bahsetmek mümkün olamayacaktır… devamı »



20. yüzyıl başında başka bir müzik türünün temeli olarak Anadolu ve özellikle Yunanistan’ın kent merkezlerinde gidilen İstanbul ve İzmir kökenli müzikli kahveler yani “Kafe Aman” lar gelişti… ‘Fasl-ı Rembetiko’ olarak tanımladıkları tarzlarıyla dinleyicilerine özel bir müzik ziyafeti sunan günümüz Café Aman İstanbul’u 15 Mart 2011 akşamı Ghetto’da sahne aldı. Türk ve Rum müzisyenlerden oluşan grup, Osmanlı fasıl geleneği ile ‘Café Aman’ müzik kültürünü, Rumca ve Türkçe müziklerden oluşan bir repertuarla birleştirerek izleyicilerine sundu. Café Aman İstanbul’un konuk sanatçısı Rembetiko’ya gönül vermiş Pelin Batu idi… devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz